Özgür Köleler

thetevhit

Üye
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
76
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Özgür Köleler



ozgurkoleler.jpg
Özgürlük nedir sorusunun birçok tanımı yapılmakla birlikte, genel olarak tanımlar şu dengi etrafında yoğunlaşmaktadır: Özgürlük, istediğini her şart ve zamanda kimsenin boyunduruğu ve hâkimiyeti altında kalmadan dilediğin her şeyi dilediğin şekilde yapmaktır. Çağdaş gericilerin etrafında döndüğü tanımın, dangalak kafalarda devekuşu zihniyetinin gülünç durumdaki hamakatlarını inşallah sizinle paylaşmaya çalışacağım. Asrımızda altın kaplamalı necis bir sözcük olarak kullanılan özgürlük kavramıyla Allah’a ve Allah’ın emirlerine isyan bayrağı çekilmiştir. Günümüzde birçok insan Allah’a kulluk ve ibadete çağrıldığında özgürlük elbisesi altında şu ve benzeri bahanelerin altına sığınır: Ben özgürüm özgürce yaşarım kimse benim özgürlüğüme karışamaz, din benim özgürlüğüme müdahaledir, her koyun kendi bacağından asılır… Bu bahanelerin arkasına sığınanların çoğunun kimlik Müslüman’ı olması da bu konu üzerinde ehemmiyet durmamızı sağlamıştır. Gerçekten de bu bahaneler geçerli ve mantıklımıdır? Bu bahaneleri ileri sürenler iddialarında haklımıdır? Gibi sorulara yine birkaç sorula cevap vermeye çalışacağım: Sen mi kendini yarattın ki Rabbine karşı özgürlük iddia edip isyan bayrağını çekiyorsun? Sen yeryüzüne halife olarak yaratılmış bir insansın, koyun musun ki kendi bacağından asılasın? Din benim özgürlüğüme müdahaledir deyip de dinin sahibi olan Allah’ı suçlu (!) gösterip Allahtan bağımsız bir hayat mı düşünüyorsun? O zaman gel de Allahtan bağımsız bir hayatın açmazlarını ve açılmaz kilitli kapılarını birlikte okuyalım: “Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık” (TİN_4) Ey kendini özgür zanneden köle! Şunu bil ki, seni yeryüzüne halife olarak seçip “ Eşref-i mahlûkat) olarak yaratan, şu beden fabrikasını verip onu en mükemmel sanatlarla süslendiren, o fabrikaya iç organlarını takıp senden habersiz karıştırmadan çalıştıran o fabrikanın aletlerini birbirinin yardımına koşturup ağız kapısından müşerref olan erzağı her birinin ihtiyacına göre dağıtan, artan kalan süprüntüleri elektrik süpürgelerinden milyonlarca kat daha mükemmel çalışan süpürgelerle dışarı süpürten o fabrikayı “Ruh” denilen hayat cevheri ile ayakta tutup “Akıl” denilen anlama mücevheri ile idare eden bir Zat’ ta karşı hangi cesaretle özgürlük iddiasında bulunabiliyorsun? “ Artık Rabbinizin hangi nimetini inkâr ediyorsunuz” (Rahman- 13) Ey kendini özgür zanneden köle! Şunu bil ki; sana şu hayatı veren, yaratan, idare eden, rızıklandıran, besleyen, görmeni sağlayan, işitme organını veren, tatma ve konuşma lisanını veren, yediren, içiren, koklatan, nefeslendiren, yürüten, aklı veren, kalbi veren; Tüm gezegenleri, Güneşi, Ayı, yıldızları, havayı, suyu, ateşi, ağaçların elleriyle meyveyi, otların başıyla sebzeyi, bitkilerin süsüyle çiçeği, arının midesiyle balı, tavuğun rahmiyle yumurtayı, hayvanların memesiyle sütü, havanın oksijeniyle nefesi, ateşin ısısıyla yemeği, bulutların damlasıyla suyu, dağların ambarlarıyla madenleri, toprağın simasıyla rızkı, göğün tabanıyla ışığı, denizlerin suyuyla bin bir türlü balığı, gecenin karanlığıyla uykuyu, gündüzün aydınlığıyla iaşeyi, kar ve bulutların suyuyla temizliği, hayvanların derisiyle -otların lifleriyle elbiseyi, taşların heybeti – toprağın yumuşaklığıyla evleri, madenlerin çeşitliliğiyle teknolojiyi, teknolojinin gücüyle kolaylığı, toprak ve suyun evlendirilmesi yle elektriği uydu alıcı – vericileriyle ses ve görüntü kaydını, ses ve görüntü kaydından bilgisayarı – telefonu… Daha sayamadığım bin bir türlü nimeti sana ikram edip şereflendiren Allah’a karşı mı özgürlük iddiasında bulunuyorsun? Ey kendini özgür zanneden köle! Saydığım bu nimetlerden bağımsız bir hayat düşünebiliyorsan ve bu nimetler olmadan yaşayabiliyorsan ben de senin özgürlüğüne mührümü basarım. Heyhat bunu yapamazsın asla yapamayacaksın. İstersen gel şu misal üzerinde dene; Üç dakikalığına nefesini tut Allah’ın verdiği bu oksijeni alma. O zaman göreceksin ki, bu üç dakikalık zaman diliminde Dünya bütün genişliğine rağmen sana hayatı zindan edecek ve seni karanlık mezarların dehliz kuyularında yapayalnız bırakacaktır. Allahtan bağımsız bu üç dakikalık zaman dilimi senin başına bu felaketi getiriyorsa, o zaman nasıl olurda Allahtan bağımsız özgür bir hayat düşünebiliyorsun? Gel kafanı bu kumda çıkar, kanatlarının farkına var, kuşlar gibi özgürlük semasına uç, semavi olanın farkına varıp, vahiy iklimine dal. OKU! Rabbinin adıyla, kitabı, kalemi, kâinatı ve tüm peygamberleri, işte o zaman (Ruh) özgürlüğünün farkına varacaksın. Aksi takdir de dünya bütün genişliğine rağmen sana zindan olacak! Bedenin her ne kadar özgürlük şarkılarını çalsa da ruhun karanlık dehlizlerde kölelik ve esaret feryatlarını ağıtlayacak Son sözüm ‘’ İnsanlar her ne kadar hür olurlarsa da yine de Abdullah’tırlar. (Bediüzzaman) Ne mutlu özgürlüğü Allah’ın kulluğunda arayıp bulanlara, veyl onlara ki özgürlü şeytan ve nefsin köleliğinde sananlara
 
Üst