Öylesine 55...

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
PART : 1 ( 2 yada 3 partlı)

Konu:10 Yılda Değişen Dünyanın Kaderi

Anlatım:Thomas ın dilinden

NOT:
Kişiler ve anlatımlar tamamen HAYAL ürünü olup ...Gerçekle uzaktan yakından hiç bir ilişkisi yoktur....

İçerik tamamen ÖYLESİNE adlı konulara has olup ÖZEL bir anlatım dili ile yazılmaya özen gösterilmiştir..

Görsel Resimler Kullanılmamıştır...Karakter Hayal ve Ev,İş yeri hayaller size çizim verilmeden hayalinize serbest bırakılmıştır ( En iyi hayal kişinin kendinin oluşturduğu hayaldir diye düşünüyorum..)

NOT 2 :
Her daim konu sonlarında söylediğim üzere yeniden ifade edeyim yazılarda herhangi bir hata yada düzenlenmesi gereken yanlış yerler var ise söyleyip metni belirtmeniz dahilinde uygun bir dil ve anlatımla düzenlemekten mutluluk duyarım oke..

Söyle...(Bunun anlamı sözü size isteğiniz var ise bıraktığımı ifade eder)

umarım güzel yazabilmişimdir...

İyi Okumalar.
-------------------------------------------------------------------------------------------

Dünyada olan her şey bundan 10 yıl önce olmaya başlamıştı ....yaklaşık 10 yıl önce dünyada yaşam oldukça düzen ve akış içerisinde ilerlemekteydi fakat ta ki o gün o an olasıya kadar...

kendimi size anlatmayı unuttum değil mi?

çok pardon...

Adım Thomas kısaca arkadaşlarım ve ailem bana Tomi derler....

Tomi beni daha şirin ve güzel gösterdiğini söylerler beni yakın tanıyanlar bunu ifade ediyorlar..

Aslında çok şirin ve güzel olduğumu söylemem ama insanların düşüncelerine de saygımı sunuyorum özellikle ailem ve arkadaşlarım olunca...

Herkes gibi benimde sıradan bir hayat öyküm ve yaşantım vardı...bundan 10 yıl önce 20 yaşındaydım şimdilerde ise çok farklı yaşam mücadelesi veriyorum...

10 yıl önce hayalleri olan ve idealleri olan ömrü baharında genç filinka bir delikanlıydım

Dünyada bir 10 yıl daha nasıl geçti derseniz çok zorluk ve engebelilerle...

bu zorluklar içerisinde en zor olanı yaşam mücadelesi verebilmek oldu...

hayata dair 10 yıl öncesin de kurulu bir düzenim iş hayatı anlamında pek yoktu şimdilerde ise durum daha da karışık diyebilirim...

Herşeyi bir kenarda tutup kısa süreliğine çocukluk yıllarımdaki o ilk ana geri dönersem orada karşılaştığım ilginç bir dede ile durumu izah etmek isterim...

Dedenin bana söylediği??...

Öyle zaman ve anlar gelecek ki...dünyada insanlar çıldıracak ve öyle zamanlar gelecek ki....zamandaki kum saati akışı çok hızlanacak ve kimse sevdiğini ailesini düşünemez halde olacak demesiydi...

ta bi o zamanlar ufak bir çocuktum ve neler olduğunu pek anlayamadığım gibi dedenin neden böyle bir şey söylediğinide soramadım :) işin açıkçası dedeye deli gözüyle bakmıştım...

ama 20 li yaşlardan sonra herşeyin 21 li yaş dönemine girdikten sonra farklılaştığını gördüm....

21 li yaş dönemlerimde güzel bir kız arkadaşım oldu herşey çok güzel gidiyordu Dünyada öyle çok güzeldi

ama her şey 21 ARALIK 2012 tarihinde değişiverdi ...işte bu tarihten sonra kum saati çok hızla akmaya başladı ve dünyanın kaderi yeni bir değişim sürecine girdi eski yok oluyor ve yerine yeni geliyordu....ilk başlarda anlayamadık çünkü NASA bize bunu söylememişti...

Hatta o kadar gizli saklanmıştı ki ulusal ve yerel dünyadaki tüm basından iyice korunmuştu ama Dünyadaki dengeler yavaş yavaş değişince dünyada denge düzeni bozulmaya başlayınca yavaş yavaş dünyadaki düşünen insanlar farketti ta bi ben onlara göre daha önceden bilgilendirilmiştim çocuk yaşlarımda ama ufak olduğum için anlayamamıştım...

Merak ediyorsunuz değil mi ? ,

Dünyada değişenlerin neler olduğunu ?

Haklısınız ama sizi biraz daha meraklandırmak istiyorum :) Huyum çıksın

Merakınızı dindirmek istiyorsunuz değil mi ?

o zaman okumaya devam etmelisiniz....

Normalde inanç değerlerimiz yaşadığımız ülkeye göre çok farklıdır...

pazar günleri kliseye gider dualarımızı ve çeşitli dini rütiel değer öğretilerimizi yapar ardından İYİ İNSAN için hayata atılırdık...

Ailem varlıklı zengin bir aileydi...

önümde yok yoktu ...her şey elimizin altında gibiydi...hatta Babam Erick bana 19 lu yaşlarda şirkette iş verdi ama yönetici olarak değil işçi olarak...

Babam Erick demesinden hoşlanırdı ve öyle dememi isterdi bir baba oğul değilde arkadaş gibiydik...

Erick bana bir patron olmanın yollarının en iyi olanın alt tabandan geçmem gerektiğini söylerdi ...

Eğer alt tabanda zorlukları bilirsem üst tabanda zamanım geldiğinde başarılı birer yönetici ve patron olacağımı söylerdi...

19 lu yaşlarda işçi olmak çok zordu :) özellikle benim gibi zengin ve şımarık yetiştirilmiş bir ailede iseniz hele ki ailenin tek çocuğu iseniz bir de yetimseniz...

Evet yanlış duymadınız Yetim dedim...

çünkü annem Maria ben 8 yaşındayken Erick in aşırı hızından ötürü trafik kazasında kaybetmişiz....Erick kendini epey toparlayamadığını ama hayatta tutanın ben olduğumu çok kez söyler...

ERİCK e çok zaman kızarım ama her çocuğun hayalini süsleyebilecek güzel bir babaya sahip olduğum için bu isteğimden vazgeçiyorum...

Erick in 3 alanda fabrikaları var bunlar otomotıv--beyaz eşya--nakliyat...

Erick benim yeni iş hayatımdaki alanımı seçmemi 19 lu yaşlarda seçmemi isteyince bende arabaları sevdiğim için otomotiv dedim ama meğersem araba üretilmiyormuş arabalar için yedek malzeme üretiyorlarmış...

Nereden bilebilirdim ki?..

Hayat işte :)

Erick benim iş hayatında sadece fabrikadan biri dışında gerçek kimliğimin bilinmeyeceğini söyledi hatta arkadaşlarım ziyaretime iler ki aşamalarda gelirse teyzemi annem tanıtmam gerektiğini söyledi yani arkadaşlarımı teyzemi annem bileceklerdi...teyzeme Erick yardım ederdi ama teyzem mütevazi hayatı çok severdi...ki kendisinden öğreneceğim çok şey olduğunu kısa sürede gördüm...

Erick ile bir oyun için antlaşma yapmıştık ve sözümüze sadık kalacağımızı söyledik fakat sanırım bugün söz bozuldu gibi...

Erick iş hayatımda bana takma bir isimde bulmuş hatta nüfus cüzdanı geçici çıkartmıştı nasıl yaptı bilemiyorum ama insanın parası varsa oluyor dediğini telefonda çok kez söylerdi...

çok komik insandı :)

dedim ya babadan öte bir arkadaşım gibiydi..

Takma ismim nemiydi ?

Emre...

inancımda iş hayatında o ülkeye göre idi.. Müslümanlık..


Zamanla MÜSLÜMANLIK ile ilgili iş hayatından çok şey öğrenecektim ve bir gün dinimi değiştirdiğimde en çok ERICK ten korkardım ama O beni saygıyla karşıladı...Kararlarımın ve seçimimin bana ait olduğunu söyledi...

işte dedim ya her çocuğun hayalini süsleyebilecek güzel bir babaydı...

Hristiyanlık inancında her Kutsal din ALLAH ın dini olarak İnsanlığa geldiği kabul edilirdi o yüzden Erick bana kızmadı diye düşünüyorum ama onu özel kılan bence olgun,anlayışlı, başarılı bir insan kimliğinin olmasının olabileceğini düşünüyorum...

aaa pardon kendimi size tarif etmedim demi?

1.75 boylarında esmer tenli sarı-siyah saçlıyım kumral diyorlar sanırım...saçlarımı hep kısa keserdim.. kısa saçı çok severim o yüzden..

ERick ise..

1.85 boylarında beyaz tenli sarı saçlı yaşı ise 50 idi..saçlarını kısa keser ama önlerini hep dikerdi...saçları sürekli bakımlıydı...doğal bir parlaklığı vardı...

iş hayatına dönecek olursak...

Erick son talimatları veriyordu.. işte iş çıkışı servisi belli yere kadar kullanmam gerektiğini sonrasında ise beklememi ve şöförün alacağını söylüyordu...servisi belli yere kadar kullandığım yer ise teyzemlerin durağıydı...yani her şey gerçek olmalıydı...

Buna harfiyen uymamı oyunu bozmamamı pot kırmamamı çok kez söyledi...o kadar söyledi ki başım ağıracaktı neredeyse..

neyse..

ilk 3-5 gün oryantasyon eğitiminden sonra...

ki bana çok banal geldi...

hani zengin şımarık çocuk derler ya bazen öyleydim ama oda doğuştan baskn karakterimden ötürü yoksa annem Maria gibi mütvazi ve iyi kalpli bir insan olduğumu Erick çok kez söylerdi hatta dadım Gloria da ÖYLE bahsederdi...

iş hayatımda...

çalışma dönemine gelince çok zorlandım ...hatta ilk başlarda çok kez Erıck e bırakmak istediğimi söyledim hatta bir defasında ağlayarak söyledim o da bana ilk kez:

kızarak yüksek sesle...

Ben seni Başarılı ve Azimli biri olarak biliyorum dedi....Eğer beni yanıltacaksan buyur çık dedi...

Bu söze karşılık daha ne söyleyebilirdim ki...

Sözün bittiği yerdi...İş hayatında bazen bazı Türkçe kelimelerin alamını bilmiyor zorlanıyordum ama neyse ki sorduğumda çalışanlar anlatıyordu neyse ki pot kırmadık :)

iş hayatında çok zorlu insanlar vardı...

özellikle yükselmek için arkadaşını ezenler bununla birlikte yalan söyleyenler devamında yağcı takımlar gibi vb vardı...

şimdi çalıştıkça Erick in ne demek istediğini daha iyi anlıyordum...

İş arkadaşlarımın hepsinin ÖYLE olacağını düşünüyordum ama neyseki iyi olanlarda vardı..

Bazen farkedilmek isteyip de öne çıkamayan arada yetenekli insanların kaybolduklarını da gördüm...

Yetenekli diyorum çünkü farkındalığını anlatım ve davranışıyla projeleriyle belli ediyordu ama bunları paylaşmıyor aksine bana anlatıyordu bende içtenlikle dinliyordum...

Bana hayatının bir Kader üzerine olduğunu ve bu kaderde olması gerekeni yaşamanın daha güzel olduğunu neden paylaşım yapmıyorsun dediğimde söylüyordu...işçi olmak onun dünyasını güzel kılıyordu belki ama bana göre keşfedilmeyi bekleyen kaybedilmiş değerli bir hazineydi bu arkadaşımın adı Mehmet idi....

Erick e Mehmet i çok kez bahsederdim oda içtenlikle dinler ve onunla konuşmaya devam etmemi söyler hatta paylaşmadığı projeleri Erick e anlatır Erick te mantıklı diyerek projeleri uygular ve hatta çok kez Mehmet i tebrik ederdi ama Mehmet bilmez di ta bi :) hatta bazı projeleri oldukça üretimde zaman kazandırdı ve verim..

Mehmetle çoğu zaman vaktim geçerdi...dışarda gündüz vardiyalarında birlikte olur sinemaya gider bir şeyler yer hayallerini arada anlatır bende dinlerdim...

devamında halı saha maçları piknik filan olurdu giderdik işte...

yer yer teyzemde kalır yer yer evime Erick in yanına giderdik...Teyzemde genelde Erick yurt dışı seyahatine gittiğinde kalırdım...Döndğünde anlaştığımız gibi eve gelirdim..

Hayatı zorluk görmeden 19 yaşına kadar geçiren biri için hayat hep güzel gözüküyor Erick olmadı zaman dadım ilgilenirdi herşeyim çok vardı ama çok mutsuzdum...Erick varken çok mutluydum ta bi..

Anladım ki...

Hayatın içine girip hayatı yaşamadan yokluğu ve hayatın anlamını anlayamadığın olduğuydu...


Hoş arada zengin inadım olur Mehmet bana kızardı...

Hatta bir defasında bana şöyle seslendi..

Emre bazen Öyle değişiyorsun ki seni tanıyamıyorum diye :)

Haklıydı ama kısmen işin arkasın Tomi olduğumu bilmiyordu...

Mehmetle tanıştıkça inancını daha yakından tanıma fırsatım olmuştu...

Aslında bugün bu kelimeleri size söylerken gözlerim yaşlı şekilde bahsediyorum...çünkü 10 yıl sonra çok şey Dünyada değişecekti....?

Merak ediyorsunuz değil mi ?

Okumaya devam edin o zaman


Müslümanlıkla çok zaman vakit geçirdiğim Mehmet sayesinde tanıştım...

bana Namaza gelmemi ALLAH a ibadet yapmamı söylerdi bense gelemem derdim...

Biliyormusunuz ?

En çok Mehmet i sevdiğim yan ... gelemem dediğimde bana ısrar etmemesiydi ama her Namaza gittiğinde çağrısını yapardı ve bunda darılmamam gerektiğini çağrısını inancı gereği yapması gerektiğini söylerdi arada unuttuğu olduğunda Namaz çıkışında hatırlar kusura kalma derdi...

ben niçin özür dilediğini biliyordum ta bi...

Mehmet Namaz kılarken onu dışarda beklerdim...

Dışarda çoğu zaman insanları izleme fırsatım oluyordu..

bu fırsatlarda çok şeyler öğrendim...

Aslında hayat yaşayan birer HAZİNE idi...sadece bizim hazineleri nasıl görebildiğimize göre değişiyor olmasıydı...

Görmek ile Görebilmek arasında farklar olduğu gibi...

Merak Ediyorsunuz değil mi...?

o zaman ÖYLE sine 56 da PART 2 yi yazmamı bekleyeceksiniz

ta bi yazmaktan vazgeçmez isem benim sağım solum belli olmaz o yüzden :) Nasip diyelim..

Böyle.
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Yazıları bende henüz yeni okudum bir kaç yer dışında hata yok gibi...hatalar anlatımı bozmadığı için değiştirmek istemedim...ta bi sizin istediğiniz yerler yok ise...

Öyle.
 
Üst