Öylesine 54...

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Bu sefer Öylesine yazı dizisini çok farklı bir şekilde yazmak istiyorum....Düşünsel bir yazı içeriğinin olması bize okurken farklısallık sunabilir diye düşünüyorum....umarım güzel olabilmiştir...

--------------------------------------------------------------------------

Mimari çizimler ve yapısal binaların tasarımları için bizler insanlar olarak bir proje ve ön safha zemini hazırlar sonrasında ise detayların şekillendirilmesini oluştururuz

Bu tasarımlarımızın boyutlarını farklılaştırdığımızda Bilgisayarların çalışma sistemi ve devamında yazılımsal yüklemelerini yaparız ve son noktada elimizde birer çalışır üretim buluruz...

Bu yukarıdaki bilgisayar mantığının işlevselliğini mantık açısından bakıp düşündüğümüzde aslında her bir entegre birer bina bununla birlikte her bir entegre için birleşmelerin oluştuğu noktalara birer YOL diyebiliriz devamında çalışan sistemin bütününe ise DÜNYA diyebiliriz...

Yaşantımız içerisinde karesel ,dairesel ve elipsel bir çok şekilsel şemalar görebildiğimiz gibi buna Üçgen ve KÜP lerde ilave edildiğinde her bir şemasal şekilleri orantılı ve doğru bir şekilde birleştirdiğimizde tek görüntülü bir şemadan elimizde doğru birleşimle 3d boyutlu bir yapısallık oluşmakta...

işte bu örnekten yola çıktığımızda Dünyadan AY ın parıltılı gece bakışına baktığımızda bize tek boyut bir elementer yapı gözükürken aynı şekilde AY dan dünyaya bakıldığında Dünyanın boyutsal yapısının belirgin hali gözükmekte...

Bu ALGI durumunun bize çözünürlüğün ne kadar içeride yada dışarıda olabildiğimize göre değiştiğini söylemek sanırım yanlış olmaz diye düşünüyorum...

3D boyutlu Televizyon yapı sistemlerini bilirsiniz...

Burada 2 farklı satışa sunulan bir TV yapısı vardır..

ilk yapı içsellik olan içe doğru çözünürlük...
ikinci yapı ise dışa doğru dışssal bir çözünürlük....

İşte bu çözünürlük ile tamamlayıcı etmen olan bakışı netleştiren Gözlük kullandığımızda iç detaylarda oynayan karelerin aslında ne kadar gerçeksi olabildiğini anımsayabiliyoruz...

Bu konuyu şöyle daha derin açmak istiyorum....

2 kartona aynı ölçülerde eşit bir şekil çizeceğiz fakat çizdiğimiz bu şeklin sol uç kısmı geniş sağ iç kısmı ise dar olacak sonrasında ise bu şekli aynı şekilde aynı değerlerde olacak şekilde keseceğiz...sonrasında biraz mesafeden hangisinin daha büyük olacağını soracağız...

Göz algısı birinin daha büyük digerinin ise daha küçük olacağını size söyleyecek aslında düşündüğümüzde her iki şekilde eşit ve aynı oranda fakat belli mesafeden bakınca biri büyük digeri küçük gözüküyor...

yer değiştirdiğimizde tekrara bakıp denediğimizde ise daha önce eskisinde büyük dediğimiz şekle yer değişince küçük diyeceğiz devamında küçük dediğimiz şekle büyük diyeceğiz...

Burada bir orantısal hata mı mevcut diye düşündüğümüzde ???..

Aslında herşey normal sadece bir göz yanılgısı yada algısı diyebiliriz....

Burada göz ALGI sının esas sebebine gelirsek??...

Göz en yakın şekilleri birbirine kıyasladığı için birinin sağ köşesi küçük olacağını görecek diğerinin sol köşesini büyük görecek böylelikle büyük ile küçüklük kavramı ALGI ile kendini şekillendirecek...

Peki gerçek esasta bu kadar eşssiz bir güzel tasarımları yapanı düşündüğümüzde???..

AY ın dünyadan bakılan hali aslında bize sanki dairesel bir cetvel yardımı kullanımış gibi gösteriyor.....yani aslında herşey çok muhteşem ve eşssiz....

Bu kadar netlik içerisinde bize AY ın bozuk gözükmemesi pixellerin netliği ile alakalı olsa gerek...

Göz retinasının görebildiği algının ötesini görememeside birer çözünürlük ile ilgili olsa gerek...

Uzaydan insana bakınca...herşey net fakat görüntüyü yaklaştırmaya başlayınca ve sürekli son haneye kadar zoomlamaya başlayınca görüntüde bozulmalar görülmekte...

Anlaşılıyor ki..

Netliğe ne kadar yaklaşırsak boyutun tek hanesine ulaşabiliyoruz....

Anlaşılıyor ki...

Netlikten ne kadar uzaklaşırsak boyutsal yapısını görebiliyoruz...

kesin bir düşünce yapısı olmasada düşünceler arasında olabilir diyebiliriz...

Tüm yapısal sunumların ve oluşumların sistem dahilinde kendine hayat bulması ve bu hayat içerisinde beraberinde güzellikleri sunması aslında bize insanlara EŞSSİZ MUHTEŞEM bir tasarımcının olduğunu işaret edebiliyor...

ÖYLE bir tasarım hazırlanmış ki....Öyle bir Görsellik sunulmuş ki Muhteşemliği esasında HAYRAN kalmamak elde değil....

SİMS oyunlarını herkes bilir..

Yönetilen bir DÜNYA ve AİLE yaşam hayatı...

Elbette Gerçekte DÜNYA da durum böyle değil fakat benim burada dikkati çekmek istediğim husus...

Sistemin oluşturduğu değerler....

Eğer sistem bir akış ve düzenin parçası ise burada Dünyada olmanında bir sistem ve şartı var...

Yani burayı nereden bulabiliriz dersek?...

Hz Adem ve Havvanın cennetten ayrıldığı durumdan sonra gelen Mücadele ve alınteri dökme süreci...

Aslında bu süreç Dünya yaşamının ilk kural sistemini oluşturuyordu sonrasında gelenler ise daha yeni kuralları oluşturuyordu...

Sistemin tasarlanması 7 gün içerisinde bahseden yüce yaratıcı aslında burada sadece Dünyanın tasarımından bahsetmediğini düşünmek olası ta bi doğrusunu ALLAH bilir...

Çünkü bu kadar OLAĞAN ÜSTÜ Tasarım ve HARKÜLADE bir DİZAYN bir çok DETAY ı beraberinde getiriyordu...

Tasarımlar gelecek yılların UZUN sürecek akışına göre olarak DİZAYN edilmişti ve bu dizaynında TEK SAHİBİ VE HÜKMEDİCİSİ de ALLAH tı....

ALLAH ın eşssiz güzelliklerini tümüyle görebilmek zor olsada aslında konuya farklı bir bakış açısından da bakabiliriz...

Karıncaları hepimizi biliriz....çok ufaklardır...çoğumuz ufak oldukları için onlara zarar verebiliyor...bazen isteyerek bazense istemeyerek....

karıncalar bir koloni ve aile şeklinde yaşarlar ama onlarda kavim kavimdir...bazı zamanlar karıncalarda kolonileri için savaşır mücadele verir ama karıncaların ortak yaşam yeri topraktır...aynı özellikte yaşam sürerler sınıfları değerleri aynıdır fakat çalışıp alın teri dökerler...

onlarında ürettikleri ve yaşamları adına aile kurup evlerinin oldukları durumlarda vardır..

bunu düşünüp İNSAN ı yorumlayıp Mantığımızı çalıştırdığımızda....

İnsana çoook uzaktan bakınca Aynı İNSAN karınca gibidir...ve toprak üzerinde yaşar ve farklı kabilelerden oluşup farklı liderlere sahip olmuşlardır..devamında insanların tümü tek bir aileden gelmiştir fakat ayrılmışlardır....zaman ve süreç içerisinde...

İnsanlarda çalışır ve kazandıklarını yerler devamında kendilerini korumak için ev e muhafız etmişlerdir...bu insanların tümünün oluştugu noktada liderleri bulunur ve bu liderler kral ve kraliçe gibi gelişim üzerine görevlerini icra ederler işte bu aşamada düşünüldüğünde bütün bir insanların oluştuğu noktaya ÜLKE deniyor.....Ülkenin diğer adıda koloninin bir kolu ve farklı yapısallığı......

Anlaşılıyor ki...

Düşünce ALGI mızı çeşitlendirip farklılaştırdığımızda daha uzak ile yakın arasında gidip geldiğimizde gördüklerimiz ile göremediklerimiz arasında değişkenliklerde değişiyor...tıpkı yukarıda bahsedilen hangi şekil daha büyük kısmında olanlar ve çıkan neticeler gibi...


Bu dünya hayatında her insanın kendi zaman ve sürecini yaşayıp gittiğini düşünürsek akıl almaz bir yapısallık içerisinde git gel durumlarını çoğaltır yada azaltabiliriz....

İnsanın kendi algıları ne kadar kuvvetli olursa görebildikleride değişebiliyor...

Çok önceki zamanlarda başka bir sitede bir örnek paylaşmıştım ki bu örneğimi çok severim..burada da paylaşmak isterim...

Karşımızda (çok uzakta olmayan) elmaların olduğu bir elma ağacı olsun.....ve size bu ağaca bakmanız istensin 3dk boyunca...sonrasında size bu ağaçta ne görüyorsunuz diye sorulsun....

Sizler genel manasında elma gördüğünüzü devamında güzel yeşil bir ağaç olduğunu söyleyeceksiniz(istisnalar hariç)....

fakat farklı bir açıdan bakan bir insan agac da gezinen karıncalar olabileceğini söyleyebileceği gibi agaç üzerinde elmaların içerisinde kurtçuklar olabileceğinide söyleyebilir....

Fakat bu kadar detayı görebilir mi acaba??(elmaların içindeki kurtçukları)

genel manasıyla göremez fakat var olduğunu bilebilir ve ALGI layabilir....ki bir çok manada ELMALARI insan toplasın mutlaka içlerinde kurtlar olan elmalar olacaktır....

Peki gelelim esas konuya ALLAH insanlar tarafından biliniyor mu?...

Evet bir çok manada ALGI olarak sonsuz bilinmekte...bir çok kez de Güzel şekilde ALLAH anlatıldı....

Peki gelelim can alıcı soruya....ALLAH görünmediği halde varlığı nasıl olabilir diye???....(ya yoksa soruları insana geliyor değil mi??..)

Çok güzel bir soru....

Aynı ELMA gibi....Fakat durum farklı sizler ELMA yı görmeseydiniz ELMA gibi bir nimeti bilebilirmiydiniz??..

Bilemezdiniz ta bi...

Fakat gördüğünüz için ELMA var diyebiliyorsunuz....

Fakat kimse diyemez ki ELMA lar içerisinde KURTÇUKLAR yok....yani mutlaka hiç olmasında bir tanesinde vardır....

Yeterli değil demi....bu öznelliği karşılayamıyor değil mi??...

Gerçeklik arayan birileri için değerleri dahada açmak gerekir....

o zaman ilk oluşum aşamasını düşünelim...

Ağaç ın elma ağacı olmadan evvel ki ilk tohumsal halini düşünelim.....

Tohum halinde olan bir alanı sadece tohum eken bilebiliyor değil mi???..

Yani sizler gitsenizde üzerine bassanızda herhangi bir uyarıcı yoksa orada seneler sonra elma ağacı olacağını bilemezsiniz çünkü görmediniz ama zaman sonra üzerinde gezdiğiniz yerin üstünde artık elma ağacı vardır...

FAKAT algı DURUmunuz o kadar değişti ki...bu durum size bir farklılık sunmadı ta ki biri gelip eski zamanda olan anıları size aktarıp size hatırlatasıya kadar....durum değişmeyecektir....

ALLAH ın varlığı ve esasiyeti aslında görmekle ilgili değil tam aksine sunduklarını görebilmekte...

Eğer sunduklarını görüp düşünebilirseniz ALLAH ı insanın görmesi hiç zor olmaz...

Bu kadar MUHTEŞEM BİR ESER VE TASARIM SAHİBİ GÜZEL ALLAH ımıza SELAM VE ŞÜKÜR ler olsun....

Böyle...
 
Üst