Öylesine 53...

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Öylesine yazı dizilerini bilmeyenler için tekrardan ufak bir hatırlatmam gerekirse...

Öylesine yazı dizileri daldan dala atlar konudan konuya geçer diyelim...

Öylesine yazı dizilerini sabaha yakın bu saatlerde yazıyorum biraz konu bana dönük gibi olsada içinde sosyal güzel mesajlar var diye düşünüyorum ...umarım güzel olmuştur...

Bu seferki sayı biraz kısa vede süslü değil ....süslüden kastım resimli olmaması.....bunun esas sebebinide ..hayat bazen sadeliği benimser diyerekten bağlamak istiyorum...

-------------------------------------------------------------------------

yazılara nereden başlasam bilemiyorum yazmak istediğim o kadar çok konu var ki şu zaman insan için sanırım en büyük ilaç olsa gerek....

Aslında herşey insanları izlememle ilgili olan konularla başlıyor ...aslında insanları izleyip hem kendime hemde yaşantı alanıma bir kare ve daire çiziyorum ve çizdiğim bu daire ile kendimi karşılaştırıp kıyaslamalar yapıyorum...

Hayatıma insanlar çok şey katıyor ...aslında insanlar bunların farkında olmasada ki olmasınıda istemiyorum benim farkında olabilmem güzel....

Günlerden bir gün alışveriş sürecinden geçiyordum aslında kendime dair bir alışveriş değil tamamen arkadaşım için yaptığım bir serüvendi....

fakat bu serüvenden önce kötü bir enstantene yaşamadımda değil hani ama en azından bu enstanteneyi doğru bir hamlem ile olması gerektiği gibi güzele çekebilmeyi başarabildiğim için mutluyum sanırım bana yakışanda bu olsa gerek.....

alışverişe dönmem gerekirse...

Objectifime iki insan denk geldi.....bu insanları izlemeyi seçtim işte izlerken bu iki güzel insanın mutluluklarını bende yaşadım....

bu iki güzel insandan biri bayan digeride erkek idi ...erkeğin yaşı 53 filan olsa gerek bayanın yaşıda 48 filan olsa gerek diye çıkardım doğru yanlış bilemem....

bu iki insanın alışverişini izledim....

Normal görünümleri orta halden biraz daha aşağıda idi....(diğer terimi kullanmak istemiyorum)...

erkek olan kendine mont bakıyordu....sonrasında baktığı montu(solmuş açık kahverengi) üzerine giydi ...aynada kendine baktı...başı örtülü anacığım ise eşine bakıp güler yüzü ile güzel olduğunu ima ediyordu...

Biliyormusunuz...

O anacığım o kadar mutluydu ki...sanki uzun yıllar alışveriş yapmamış gibilerdi...o gözlerindeki parıltı beni o kadar mutlu etti ki o kadar samimilerdi ki bu anı tarif etsemde kelimeler anlatmaya yetmez...

erkek olan babacığım ise bir ara döndü bana baktı biraz utandı gibi oldu...ben anladım yüzümü çevirdim...sonra benim yanıma doğru geldiler....başka birşeyşer bakıyorlarmış gibi yaptılar....ta bi ben durumu farkettim biraz geriye çekilip yol verip ilgimi biraz azaltmaya çalıştım ama takipteydim :)

sonrasında dönüp monta tekrar gittiler....aldığı montun fiyatını bilmiyordum ama 80 tl diye tahmin ediyordum...

sonrasında montu aldı...ve kazaklar bölümüne doğru gidip biraz dolaştılar....

bizse alışverişi bitirmiştik...kasaya yöneldik ve biraz zaman sonra onlarda kasaya doğru geldiler....babacığım utanıyordu sanırım alışveriş magazaları pek hoşuna gitmiyordu ben öyle sezimledim...

eşine 100 tl verdi...ve montuda verdi...montu verirken etiketine baktım 80 tl yazıyordu...tahmin ettiğim gibiydi....tahminlerim doğru çıktığı için mutluydum :)

fakat esasta anacığımın mutluluğunu görmek çok güzeldi...aslında o montu ben alıp hediye etmeyi çok isterdim...çünkü uzun zaman oldu Böyle güzel insanlar görmeyeli....ufak ama mutlu eden bir yapıydı benim için....bazen paranın önemli olmadığı anlardı fakat beni geri çevireceklerini biliyordum ne kadar iyi niyetli olsamda zaman öyle değildi....

Uzun zamandır böyle insan görmedim dememden kastım...anneciğimin "evin efendisi erkektir" sözünü iyi yansıtması...devamında eşinin montunu üzerinde görünce eski günlerindeki gibi anılarını tazelediğini görmem...

yalnız bir aile gibiydiler sanki çocuklarını evlendirmiş bir başına kalmış gibiydiler...nee güzel en azında bir ömür boyu mutluluklarını beraber paylaşabilmişler...

Bugün CUMA ya gittiğimde içeride bir sakinlik havası seziyordum ama aslında olası güzelliğin beni CUMA dan sonra beklediğini bilemeden....

CUMA nın ardından çıkarken kapıda beni 7 yaşlarında küçük bir çocuk karşıladı...beni görünce güldü gülümsedi...bende gülümsedim sanki uzun yıllardır birbirimizi tanıyormuşuz gibi...benden önce çıkanlara bunu yapmadığını farkettim...ama bana gözlerimin içine bakıp gülümsedi....güzel bir andı hoşnut oldum....

bende sevgimi sundum hakediyordu....para ister bir hali vardı vermek istedim ama alışabilir diye kötü örnek olmama adına vermedim...

oradan ayrıldığımda anladım ki bazen Mutlulukların insana nereden geleceği belli olmuyormuş....


Yılların eskitemediği kunduralı ayakkabılar vardır....giyersin ve giyersin bakmışsın eskimemiş eskiyen aslında sadece sen olmuşsun...aslında zaman içerisinde o kadar süreç ve anlar yaşıyor ki insan bu süreçlerde neler görmüyor değil mi?..

Zaman eğrilir mi diye sorsalar bizlere?...

Bizler deriz ki ....olurmu öyle şey....

Aslında oluyor bee...bazen zaman bile eğriliyor...

nasıl mı?...

güzel bir soru... zamanı eğrilten bizlerin doğru bildiğini sandığımız şeylerin aslında ne kadar yanıltabildiği anlarmış....

zamanlar evvel süreçlerde...

Çocukluk dönemimde her insan gibi benimde kendi çapımda hayallerim olurdu ki bu hayallerimin en güzelide herşeyin güzel olabildiğini sanmam ile başlamıştı...

Her insanı kendim kadar çok seviyor kendim kadar değer veren biriydim....ve her insana ayrı güzelliklerle bakıyordum....hayatım boyunca bu doğrularım en net karar olduğuna inanıyordum....ama zaman içerisinde hayat yaşayınca öğrenilir denilir ya....ne zaman bir vuruluş :) sahnesi yaşadım ve yaşamaya başladım aslında her insanın benim gibi duyguları yaşamadığını ve bu anı paylaşmadığını hissettim...

zaman içerisinde haklarını savunmam adına öne atıldığım anlarda gördüğüm tek kare beni şirin gözükmesi adına ezip geçmeleri oldu...anladım ki...işin içine çıkar girince en şirin insan ezmeyi deneyebiliyor hele ki sende iyilik varsa :)

Üzüldüm mü derseniz....anlık kısmen olmuştur elbett fakat buradan çıkardığım bir netice oldu zaman eğriliyormuş diye...

Zamanın eğrilmesini farketsemde yinede güvenmeye devam ettim ta ki benle olmak isteyecekleri anlarına kadar....

Benden ayrı kalmak isteyenlere yollarımı ayrı düştüm....

İnsan biliyordu ki...

Bu zaman gerçeğin kendisi gibi gözüksede aslında zamanın nesnelliği sadece dokunabildiğin ana ve sürece kadardı yani bu süreç bitim anında bitiyordu...

bir gerçek ile gerçeğin dokunuşları arasında olmak kadar ayrık bir yapı içerisinde olabilmek...

Tam tanımlayamadım demi?..

Doğrudur....

Gerçek bizlerin algılayabildiği ana kadardır...bizlerin algılarının ötesinde olan esas gerçek dokunuşlar ise bize sunanın verdikleridir...

Zaman içerisinde bir DOST tanıdıysam ondan güzelini bilemiyorum....

Hayat içerisinde bir DOST bulduysam en iyi sırdaşımın o olduğunu biliyorum...

Zaman eğrilir ben bükülürüm belki ama esas olan sadece o güzel DOĞRU kalacak olması herşeyden güzel olsa gerek...

Böyle..
 
Üst