Osmanlı Niçin Kötüleniyor

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Konuyla ilgili (blogumdan) bir nakil:

http://tarihihakikatlar.blogspot.com.tr/2010/04/osmanl-sultanlarn-niye-kotulemisler.html

Osmanlı Sultanlarını Niye Kötülemişler!

Mehmed Hocaoğlu Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler (İstanbul, 1976) kitabının yazarıdır. Aşağıdaki yazı M. Hocaoğlu'nun Abdülhamid Han ve Hatıraları; Belgeler isimli kitabının Giriş kısmından iktibastır (Türkiyat Matbaacılık, İstanbul, 1989):

Okul sıralarında iken, tarih kitapları ve hocalarımız Sultan Abdülhamid Han'ı Kızıl Sultan diye adlandırıp; aydınları denize attırdığını, sürgüne yolladığını, hür düşünceye izin vermediğini, memleketi casuslarla (hafiyeler) doldurduğunu, sarayında süt banyosu yaparak cariyeleriyle gün geçirdiğini, her şeyden korkan, evhamlı bir Padişah olduğunu anlatıp, yazdıkları halde, onun zamanını yaşamış yaşlılar bütün bunların tam tersini, II. Abdülhamid zamanının tam manasıyla altın devri olduğunu söylemişlerdi. Bize anlatılan ve yazılanların gerçeklere tamamiyle aykırı olduğunu da belirtmişlerdi. Demokrasi ve hür düşüncenin 1950'de başlaması üzerine tarihin üzerine indirilmiş bu ağır ve karanlık perde yavaş yavaş aralandı. Gerçekler birbiri arkasından gözükmeye başladı.

1955'de Türkiye Büyük Millet meclisinde, basın kanunu hakkında şiddetli tartışmalar yapılıyordu. Bir yaz günü Ankara'da Prof. Osman Turan ile Özen Kıraathanesinde oturuyorduk. Bir masa ötede Hamdullah Suphi Tanrıöver'in sesini duyan Osman Turan, ona doğru bakınca bizi masasına çağırdı. Gittik. Şuradan buradan konuşulurken söz basın kanunu üzerindeki sert tartışmalara geldi. O sıralarda mahut gazetelerden birisi, kendi düşüncesine ters düştüğü halde, Sultan Abdülhamid Han lehinde tefrika yayınlıyordu. Söz buraya gelince Hamdullah Suphi Tanriöver'e :

-- "Beyefendi! Sultan Abdülhamid birinci Osmanlı Mebusan Meclisini kapamamış olsaydı, şimdiye kadar demokraside bir hayli mesafe almış ve bugünkü sert tartışmalara da yer kalmamış olacaktı." dedim.

Hamdullah Suphi Tanrıöver büyük bir kızgınlıkla sandalyasından kalkıp oturduktan sonra :

-- "Sen ? Birinci Osmanlı Mebusan Meclisi'ni bilir misin?" dedi.

Yaşımın bunu bilmeme imkan vermediğini söyleyince :

-- "Tarih kitaplarında resmini görmedin mi?"

-- "Gördüm."

-- "Hani (eliyle tarif ederek) lahana başlı hocalar ve yanlarında dal fesli (sadece fes sarıksız demek) kişilerin resmini gördün mü?"

-- "Evet, gördüm."

-- "İşte, o lahana başlı hocalar bu memleketin gerçek sahibinin temsilcisi idiler. Fakat bunlar medresenin yetiştirdiği, günün gidişinden, politikanın gerçek yüzünden, hıristiyan mebusların kötü niyetlerinden habersizdiler. Dal fesliler de Rum, Ermeni, Yahudi, Arnavut, Durzi, Nasturi ve diğer milletlerin temsilcileri idiler. Bunlar Avrupa'da okumuş, politikanın bütün inceliklerini bilen; devleti içinden yıkmak isteyen hainlerdi. Bu şeytanlar o saf ve temiz hocaları çabucak kandırıp arkalarına kattılar. Memleket çıkarına ters düşen, devleti içinden çökertecek hareketlere giriştiler. Eğer Sultan Abdülhamid Birinci Mebusan Meclisini dağıtmamış olsaydı, İmparatorluk daha o günden dağılmış olacaktı. Buna göre sen ne dersin, İmparatorluk mu çökmeliydi, yoksa Mebusan Meclisi mi dağılmalıydı ?" dedi.

-- "Şüphesiz meclisin dağılması daha iyidir." dedim.

-- "Öyle ise, Sultan Abdülhamid de senin dediğini yaptı. Meclis'i dağıtarak İmparatorluğu otuz üç sene daha yaşatmayı başardı." dedi.

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in bu sözleri kafamı allak bullak etmiş, çocukluğumda yaşlı halkın söylediklerine hak kazandırmış oluyordu. İsyan edercesine :

-- "Beyefendi! Öyle ise neden başında bulunduğunuz Maarif Vekilliği Sultan Abdülhamid'i bize kötü tanıttı ?"

Güldü. Derin nefes aldı. Eliyle havada bir çizgi yaptıktan sonra :

-- "Bir inkilap yapılmış, saltanat kaldırılmış, cumhuriyet ilan edilmişdi. Politika gereği saltanat ve sultanları kötülemek lazımdı. Biz de öyle yaptık." dedi.
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/rahim-er/583759.aspx

B4j1gagIYAED-tt.jpg:large


Tek Parti zihniyetin Osmanlı muhalefeti, İslam düşmanlığından ileri gelmektedir. İslama düşman olanlar, imâna da ezana da namaza da camie de elifbaya da düşmandır.

11.12.2014
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Eğer gerçekten öyleyse, birileri göklere sığdıramadığı için de olabilir değil mi?

Zira, en çok kötülenenler "iyilenmek"te aşırıya gidienler olduğu gibi, en çok "iyilenen"ler kötülenmekte aşırıya gidilenlerdir.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Eğer gerçekten öyleyse, birileri göklere sığdıramadığı için de olabilir değil mi?

Zira, en çok kötülenenler "iyilenmek"te aşırıya gidienler olduğu gibi, en çok "iyilenen"ler kötülenmekte aşırıya gidilenlerdir.

Harika bir tespit, Allah razı olsun.


Tapatalklandı.
 
Üst