Bismillahirrahmanirrahim
1
MEHMED $EMSEDDIN FENARI EFENDI $EYHULISLAM (751-834/1350-1431)
Merhum $emseddin Fenari Efendi, Osmanli $eyhulislamlarinin birincisidir. Mü$arunileyh, (Fenar) karyesinde dünyaya geldi (751/1350). Gencliginde tahsil-i ilim ve ma´rifetle gecirdi. Üstadlari Mevlana Alaeddin Esved hazretleriyle $eyh Cemaluddin Aksarayi´dir. $emseddin Fenari, tahsil-i uluma fevkelade hahi$gerdi. Memleketinin ulemasindan ba$ka ilim ve irfan merkezlerinde yeti$en ulemanin da efkar ve ictihadindan istifade etmek isterdi. Bu sebebden bera-yi hac Ka´be-i $erif´e müteveccihen hareket ederken Kahire´ye ugrami$, Misir Sultani Müeyyid´in iltifatina mazhar olmu$, Misir ulemasinin terakkiyat-i fikriyyesinden istifade eylemi$di. $emseddin Fenari Efendi, Misir´da Seyh Ekmeleddin hazretlerine mülazemet etdikten sonra bilad-i Rum´a geldi. Bursa kadiligina ve Manastir Medresesi müderrisligine na´il oldu (828/1425). Mesail-i $er´iyyeyi hall ve hukük-i ibadi siyanet emrinde büyük bir iktidart gösterdi. Bu sayede Ikinci Sultan Murad Han´in teveccühünü celbe muvaffak oldu. Padi$ah-i zaman mü$avirlik vazifesini ifaya ba$ladi. Debdebe ve saltanati o dereceye irtika eyledi ki, cumálari cami-i $erife giderken halk kendisini görmek icün toplanir, $emseddin Fenari Efendi´yi görmeyi büyük bir $eref addederdi. $emseddin Fenari, $eyh Hamiduddin-i Kayseri ile de musahebet etdi. Tasavvufu mü$arunileyhden ögrendi. Hayatinin son zamanlarinda gözlerine ama tari oldu. 834/1431 tarihinde vefat etdi. Vefatina tarih, “Cennetu´l-Firdevs”dir. Hüsn-i ahlakla muttasif bir zatdi. Bursa´da medfundur. $ehr-i mezkürede bir camii, bir de medresesi vardir. Asari: Fusulu´l-Bedayi fi Usuli´s-$erayi, Sure-i Fatiha Tefsiri, Enmuzec-i Ulum, Fera´iz-i siraciyye $erhi. (Ilmiyye Salnamesi s.283.284/Heyet)
2
FAHREDDIN-I ACEMI EFENDI $EYHULISLAM (865/1461)
Fatih devrinin güzide ulemasindandir. Fahreddin Efendi Iran´da Seyyid $erif Cürcani´den tahsil-i ma´rifet etdi. Osmanli memalikine geldigi zaman, Molla Fenari´nin oglu Mehmed $ah Efendi´nin hidmetine dahil oldu. Bursa medresesine mu´id, sair medreselerde de müderris ta´yin olundu. İkinci Sultan Murad Han zamaninda otuz akce vazifeyle müfti oldu (834/1431). Hayatini kana´atkarane ve afifane gecirdi. Murad-i Sani, vazifesini artirmak istedigi halde Fahreddin Acemi kabul etmedi: -Beytu´l-mal helaldir. Fakat hacet ve kifayetden fazlasi helal degildir, dedi. İlm-i hadisde yed-i tüla sahibi idi. Fahreddin-i Acemi Efendi, Fatih Sultan Mehmed Han devrinde evc-i ikbale vasil oldu. İstikameti ve kemalatiyla Hazrret-i Fatih´e kendisini sevdirdi. Bu siralarda Hurüfiye taifesinden Fazl-i Tebrizi´nin felsefesi pek ziyade revactaydi. Hazret-i Fatih de bu taifeye meyletmi$, hatta Fazl-i Tebrizi etbatini gözden dü$ürmek istiyor, fakat Hazret-i Fatih´e bir$ey söylemeye cesaret edemiyordu. Nihayet bir gün mes´eleyi Fahreddin Acemi´ye acdi. Hazret-i müfti, kendisine nakl ve rivayet edilen sözleri tarafdarlarinin lisanindan i$itmek istedi. Bir gün Mahmud Pa$a, Fazl-i Tebrizi tarafdarlarini konagina, ziyarete davet etdi. Müfti Efendi´yi de kimsenin göremeyecegi bir yere saklandi. Yemekden sonra Mahmud Pa$a, misafirleriyle musahabeye ba$ladi. Söz, Fazl-i Tebrizi´nin efkar ve meslegine intikal etdi. Fahreddin-i Acemi, saklandigi yerden bütün musahabeyi dinliyordu. Nihayet efkar ve ictihadina mugayir fikirleri i$itir i$itmez kendisini tutamadi, bulundugu yerden firladi, muarizini kacmaya mecbur eyledi. O süretle ki, padi$ahin huzuruna kadar takib etdi. Fatih Sultan Mehmed bu hale kar$i sükütla mukabele gösterdi. Fahreddin-i Acemi, bununla kanaat etmedi. Muarizini Edirne´de, Üc $erefeli Camii´ne getirtdi. Halk müvacehesinde fikirlerini bir bir cerhetdi. Neticede ihrakina fetva verdi. Fahreddin-i Acemi, salabet-i diniyye ile muttasifdi. 865/1461´de vefat etdi. Edirne´de Daru´l-hadis Cami´i´nin mihrabi önündedir. Müddet-i fetvasi, otuz seneden ziyadedir. (Ilmiyye Salnamesi s.287.288/Heyet)
3
MOLLA HUSREV MEHMED EFENDI $EYHULISLAM (885/1480)
Fatih devrinin en benam müftilerindendir. Molla Husrev, Fatih´in pederi Ikinci Sultan Murad devrinde i´tibaren fadl ve kemaliyle temeyyüz eyledi. Haydar-i Herevi hazretlerinden ders gördü. Bu suretle tahsil-i ma´rifet eyledeikten sonra uhdesine Edirne´de $ah Melik Medresesi verildi. Bu sirada kardes´$i de yine Edirne´de Celebi Medresesi´nin müderrisi idi. Vefatinda bu medrese de Molla Husrev´e verildi. Molla Husrev, Varna muharebesinden evvel (832/1428-1429) kadi´asker nasb olundu. O tarihten i´tibaren Osmanli ordusunun umür-i $er´iyyesi Molla Husrev tarafindan fasl olundu. Varna Muharebesi, Molla Husrev´in hayat-i meslekiyesine icra-yi te´sirden hali kalmadi. Murad-i Sani´nin ihtiyar-i uzlet etmesi üzerine Sultan Mehmed Han-i Sani, Molla Husrev´i yine me´müriyyetinde ibka etdi. Genc padi$ahla Molla Husrev beyninde samimi bir rabita hasil oldu. Molla Husrev bu rabitanin samimiyetini, padi$aha fedakarane hidmet ederek isbat etdi. Varna Muharebesinden evvel Sultan Mehmed-i Sani, saltanati pederine terk ederek Manisa´ya gitmeye mecbur oldugu zaman, Molla Husrev genc padi$ahdan ayrilmadi. Fatih´in ikinci cülüsunda bu sadakatinin mükafatini gördü. İstanbul fethi, devr-i ikbali Molla Husrev´in kadrü kiymetini i´la etdi. İstanbul´un ilk kadisi Hizir Bey´den sonra Molla Husrev Istanbul kadiligini ihraz eyledi (863/1458-1459). Bilahare Galata ve Üsküdar kadiliklari ile Ayasofya medresesi de Molla Husrev´e ihsan buyuruldu. Fatih Sultan Mehmed, Molla Husrev´e son derece iltifat eder, Molla Husrev de bu iltifata magrur olurdu. O derecede ki, bir velime cem´iyetinde padi$ahin saginda Molla Gürani´nin solunda kendisinin oturmasina tahammül edememi$, kemal-i kibr ve gurürundan Hazret-i Fatih´e gücenerek Bursa´ya cekilip gitmi$di. Hazret-i Fatih, Molla Husrev´in gönlünü almi$, Istanbul´a da´vet ederek mansib-i fetva ile i´zaz eylemi$di. Fatih, Molla Husrev´i pek ziyade takdir ederdi. Molla Husrev´den bahsetdigi zaman: -Zamanimin Ebu Hanifesidir. Diye Molla Husrev hakkinda teveccüh ve muhabbetini ibraz ederdi. Molla Husrev´de etvar-i hakimane ve evza-i dindaranesiyle gerek padi$ahin, gerek halkin muhabbetini celbeylerdi. Derse gidecegi zaman ahali evinin önüne toplanir, Molla Husrev´i debdebe ve ihtiram ile medreseye kadar götürür, yine o süretle hanesine getirirdi. Molla Husrev´in ba´zi inziva-perverane ahvali, halkin ho$una giderdi. Mesela, konaginda bircok köle ve cariyesi varken Molla Husrev bunlarin hic birisini kendi hidmedinde kullanmaz, odasini kendi süpürür, $em´asini kendi yakardi. Vefatina tarih, “mate re´su´l-ulema, 885/1480”, Istanbul´da vefat etmi$, na´$i Bursa´da kendi medresesi civarina defnolunmu$dur. Müddet-i fetvasi yirmi seneden ziyadedir. Me$hur asari: $erh-i Mutavvel´e ve telvih´e Ha$iye, Kadi Beydavi Tefsiri Evailine Hava$i, Ta´lik, Durer, Gurer, Mirkatu´l-Vusul, Telhise $erh. (Ilmiyye Salnamesi s.288.289/Heyet)
4
MOLLA GÜRANI AHMED $EMSEDDIN EFENDI $EYHULISLAM (893/1488)
Ahmed $emsuddin Efendi Güran´da dogdu. O devrinde Misir ulemasi gayet me$hurdur. $emsuddin Efendi Misir ulemasindan tahsil-i ma´rifet icün Kahire´ye geldi. İbn Hacer-i Askalani´den icazet aldi. Bu sirada hacdan avdet eden Molla Yegan, Kahire´de Molla Gürani ile görü$tü. Birlikde payitaht-i Osmaniye´ye getirdi. İkinci Sultan Murad Han´a takdim eyledi. Molla Gürani´nin necm-i ikbali o günden i´tibaren parladi. Bursa´da Kaplica ve Yildirim Medreselerine müderris ve $ehzade Mehmed Han´a mu´allim ta´yin olundu. Sultan Mehmed Han-i Sani´nin cülüsunda kendisine vezaret teklif olundugu halde kabul etmedi, nihayet kadi´askerligi kabul etdi (855/1480). Bu vazifeyi gayet adilane ifa eyledi. Azl ve nasbda ihkak-i hakdan ayrilmadi. Molla Gürani´nin icab-i hale tevfik-i hareket etmemesi Hazret-i Fatih´in igbirarini mücib oldu. Molla Gürani´yi tashih-i evkaf vesilesiyle Bursa´ya gönderdi. Fakat Ahmed $emsuddin Efendi orada da istikametden ayrilmadi. Padi$ah mukarrebininden birinin mugayir-i $eri´at teklifini reddetdigi gibi dövmekden de geri durmadi. Fatih bu def´a büsbütün hiddetlendi, Molla Gürani´yi mansibindan da azletdi. Ahmed $emsuddin Efendi metanet ve faziletine zerre kadar halel getirmedi. Misira gitti, oradan Sultan Kayitbay´in iltifatina mazhar oldu. Bu mazhariyyet Fatih´in mugber gönlünu yumu$atdi. Üstadini tekrar Istanbul´a da´vet etdi. Uhdesine evvela Bursa kadiligi (862/1458), badehu müftilik tevcih etdi (885/1480). Molla Gürani, hayatinin son zamanlarini hastalikla gecirdi. İstanbul haricinde havadar bir yerde oturur, bu süretle evkat-güzar olurdu. Hastaligi ziyadele$tigi sirada borclarinin beytü´l-maldan tesviyesini ve cenaze namazinda padi$ahin bulunmasini, cesedinin kenar-i kabre kadar sürüklenerek götürülmesini vasiyet etmi$di. Vefatinda (893/1488) yüz seksan bin akce borcu cikmi$, kamilen beytü´l-malden tesviye edilmi$dir. Yanliz na´$ini kenar-i kabre kadar sürüklemek, hürmetsizlige delalet edecegi cihetle, vasiyeti yerine gelmek icün cesedi bir hasir üzerine konularak kabrinin kenarina kadar getirilmi$dir. Molla Gürani uzun boylu, uzun sakalli natük bir zatdi. Kendisi $afii mezhebine mensübken Sultan Murad-i Sani´nin ricasi üzerine Hanefi mezhebine salik olmu$dur. Me$hur asari: Gayetu´l-Emani Fi Tefsiri´s-Seb´i´l-mesani, Kevser-i Cari Ala Riyadi´l-Buhari. (Ilmiyye Salnamesi s.289.290/Heyet)
1
MEHMED $EMSEDDIN FENARI EFENDI $EYHULISLAM (751-834/1350-1431)
Merhum $emseddin Fenari Efendi, Osmanli $eyhulislamlarinin birincisidir. Mü$arunileyh, (Fenar) karyesinde dünyaya geldi (751/1350). Gencliginde tahsil-i ilim ve ma´rifetle gecirdi. Üstadlari Mevlana Alaeddin Esved hazretleriyle $eyh Cemaluddin Aksarayi´dir. $emseddin Fenari, tahsil-i uluma fevkelade hahi$gerdi. Memleketinin ulemasindan ba$ka ilim ve irfan merkezlerinde yeti$en ulemanin da efkar ve ictihadindan istifade etmek isterdi. Bu sebebden bera-yi hac Ka´be-i $erif´e müteveccihen hareket ederken Kahire´ye ugrami$, Misir Sultani Müeyyid´in iltifatina mazhar olmu$, Misir ulemasinin terakkiyat-i fikriyyesinden istifade eylemi$di. $emseddin Fenari Efendi, Misir´da Seyh Ekmeleddin hazretlerine mülazemet etdikten sonra bilad-i Rum´a geldi. Bursa kadiligina ve Manastir Medresesi müderrisligine na´il oldu (828/1425). Mesail-i $er´iyyeyi hall ve hukük-i ibadi siyanet emrinde büyük bir iktidart gösterdi. Bu sayede Ikinci Sultan Murad Han´in teveccühünü celbe muvaffak oldu. Padi$ah-i zaman mü$avirlik vazifesini ifaya ba$ladi. Debdebe ve saltanati o dereceye irtika eyledi ki, cumálari cami-i $erife giderken halk kendisini görmek icün toplanir, $emseddin Fenari Efendi´yi görmeyi büyük bir $eref addederdi. $emseddin Fenari, $eyh Hamiduddin-i Kayseri ile de musahebet etdi. Tasavvufu mü$arunileyhden ögrendi. Hayatinin son zamanlarinda gözlerine ama tari oldu. 834/1431 tarihinde vefat etdi. Vefatina tarih, “Cennetu´l-Firdevs”dir. Hüsn-i ahlakla muttasif bir zatdi. Bursa´da medfundur. $ehr-i mezkürede bir camii, bir de medresesi vardir. Asari: Fusulu´l-Bedayi fi Usuli´s-$erayi, Sure-i Fatiha Tefsiri, Enmuzec-i Ulum, Fera´iz-i siraciyye $erhi. (Ilmiyye Salnamesi s.283.284/Heyet)
2
FAHREDDIN-I ACEMI EFENDI $EYHULISLAM (865/1461)
Fatih devrinin güzide ulemasindandir. Fahreddin Efendi Iran´da Seyyid $erif Cürcani´den tahsil-i ma´rifet etdi. Osmanli memalikine geldigi zaman, Molla Fenari´nin oglu Mehmed $ah Efendi´nin hidmetine dahil oldu. Bursa medresesine mu´id, sair medreselerde de müderris ta´yin olundu. İkinci Sultan Murad Han zamaninda otuz akce vazifeyle müfti oldu (834/1431). Hayatini kana´atkarane ve afifane gecirdi. Murad-i Sani, vazifesini artirmak istedigi halde Fahreddin Acemi kabul etmedi: -Beytu´l-mal helaldir. Fakat hacet ve kifayetden fazlasi helal degildir, dedi. İlm-i hadisde yed-i tüla sahibi idi. Fahreddin-i Acemi Efendi, Fatih Sultan Mehmed Han devrinde evc-i ikbale vasil oldu. İstikameti ve kemalatiyla Hazrret-i Fatih´e kendisini sevdirdi. Bu siralarda Hurüfiye taifesinden Fazl-i Tebrizi´nin felsefesi pek ziyade revactaydi. Hazret-i Fatih de bu taifeye meyletmi$, hatta Fazl-i Tebrizi etbatini gözden dü$ürmek istiyor, fakat Hazret-i Fatih´e bir$ey söylemeye cesaret edemiyordu. Nihayet bir gün mes´eleyi Fahreddin Acemi´ye acdi. Hazret-i müfti, kendisine nakl ve rivayet edilen sözleri tarafdarlarinin lisanindan i$itmek istedi. Bir gün Mahmud Pa$a, Fazl-i Tebrizi tarafdarlarini konagina, ziyarete davet etdi. Müfti Efendi´yi de kimsenin göremeyecegi bir yere saklandi. Yemekden sonra Mahmud Pa$a, misafirleriyle musahabeye ba$ladi. Söz, Fazl-i Tebrizi´nin efkar ve meslegine intikal etdi. Fahreddin-i Acemi, saklandigi yerden bütün musahabeyi dinliyordu. Nihayet efkar ve ictihadina mugayir fikirleri i$itir i$itmez kendisini tutamadi, bulundugu yerden firladi, muarizini kacmaya mecbur eyledi. O süretle ki, padi$ahin huzuruna kadar takib etdi. Fatih Sultan Mehmed bu hale kar$i sükütla mukabele gösterdi. Fahreddin-i Acemi, bununla kanaat etmedi. Muarizini Edirne´de, Üc $erefeli Camii´ne getirtdi. Halk müvacehesinde fikirlerini bir bir cerhetdi. Neticede ihrakina fetva verdi. Fahreddin-i Acemi, salabet-i diniyye ile muttasifdi. 865/1461´de vefat etdi. Edirne´de Daru´l-hadis Cami´i´nin mihrabi önündedir. Müddet-i fetvasi, otuz seneden ziyadedir. (Ilmiyye Salnamesi s.287.288/Heyet)
3
MOLLA HUSREV MEHMED EFENDI $EYHULISLAM (885/1480)
Fatih devrinin en benam müftilerindendir. Molla Husrev, Fatih´in pederi Ikinci Sultan Murad devrinde i´tibaren fadl ve kemaliyle temeyyüz eyledi. Haydar-i Herevi hazretlerinden ders gördü. Bu suretle tahsil-i ma´rifet eyledeikten sonra uhdesine Edirne´de $ah Melik Medresesi verildi. Bu sirada kardes´$i de yine Edirne´de Celebi Medresesi´nin müderrisi idi. Vefatinda bu medrese de Molla Husrev´e verildi. Molla Husrev, Varna muharebesinden evvel (832/1428-1429) kadi´asker nasb olundu. O tarihten i´tibaren Osmanli ordusunun umür-i $er´iyyesi Molla Husrev tarafindan fasl olundu. Varna Muharebesi, Molla Husrev´in hayat-i meslekiyesine icra-yi te´sirden hali kalmadi. Murad-i Sani´nin ihtiyar-i uzlet etmesi üzerine Sultan Mehmed Han-i Sani, Molla Husrev´i yine me´müriyyetinde ibka etdi. Genc padi$ahla Molla Husrev beyninde samimi bir rabita hasil oldu. Molla Husrev bu rabitanin samimiyetini, padi$aha fedakarane hidmet ederek isbat etdi. Varna Muharebesinden evvel Sultan Mehmed-i Sani, saltanati pederine terk ederek Manisa´ya gitmeye mecbur oldugu zaman, Molla Husrev genc padi$ahdan ayrilmadi. Fatih´in ikinci cülüsunda bu sadakatinin mükafatini gördü. İstanbul fethi, devr-i ikbali Molla Husrev´in kadrü kiymetini i´la etdi. İstanbul´un ilk kadisi Hizir Bey´den sonra Molla Husrev Istanbul kadiligini ihraz eyledi (863/1458-1459). Bilahare Galata ve Üsküdar kadiliklari ile Ayasofya medresesi de Molla Husrev´e ihsan buyuruldu. Fatih Sultan Mehmed, Molla Husrev´e son derece iltifat eder, Molla Husrev de bu iltifata magrur olurdu. O derecede ki, bir velime cem´iyetinde padi$ahin saginda Molla Gürani´nin solunda kendisinin oturmasina tahammül edememi$, kemal-i kibr ve gurürundan Hazret-i Fatih´e gücenerek Bursa´ya cekilip gitmi$di. Hazret-i Fatih, Molla Husrev´in gönlünü almi$, Istanbul´a da´vet ederek mansib-i fetva ile i´zaz eylemi$di. Fatih, Molla Husrev´i pek ziyade takdir ederdi. Molla Husrev´den bahsetdigi zaman: -Zamanimin Ebu Hanifesidir. Diye Molla Husrev hakkinda teveccüh ve muhabbetini ibraz ederdi. Molla Husrev´de etvar-i hakimane ve evza-i dindaranesiyle gerek padi$ahin, gerek halkin muhabbetini celbeylerdi. Derse gidecegi zaman ahali evinin önüne toplanir, Molla Husrev´i debdebe ve ihtiram ile medreseye kadar götürür, yine o süretle hanesine getirirdi. Molla Husrev´in ba´zi inziva-perverane ahvali, halkin ho$una giderdi. Mesela, konaginda bircok köle ve cariyesi varken Molla Husrev bunlarin hic birisini kendi hidmedinde kullanmaz, odasini kendi süpürür, $em´asini kendi yakardi. Vefatina tarih, “mate re´su´l-ulema, 885/1480”, Istanbul´da vefat etmi$, na´$i Bursa´da kendi medresesi civarina defnolunmu$dur. Müddet-i fetvasi yirmi seneden ziyadedir. Me$hur asari: $erh-i Mutavvel´e ve telvih´e Ha$iye, Kadi Beydavi Tefsiri Evailine Hava$i, Ta´lik, Durer, Gurer, Mirkatu´l-Vusul, Telhise $erh. (Ilmiyye Salnamesi s.288.289/Heyet)
4
MOLLA GÜRANI AHMED $EMSEDDIN EFENDI $EYHULISLAM (893/1488)
Ahmed $emsuddin Efendi Güran´da dogdu. O devrinde Misir ulemasi gayet me$hurdur. $emsuddin Efendi Misir ulemasindan tahsil-i ma´rifet icün Kahire´ye geldi. İbn Hacer-i Askalani´den icazet aldi. Bu sirada hacdan avdet eden Molla Yegan, Kahire´de Molla Gürani ile görü$tü. Birlikde payitaht-i Osmaniye´ye getirdi. İkinci Sultan Murad Han´a takdim eyledi. Molla Gürani´nin necm-i ikbali o günden i´tibaren parladi. Bursa´da Kaplica ve Yildirim Medreselerine müderris ve $ehzade Mehmed Han´a mu´allim ta´yin olundu. Sultan Mehmed Han-i Sani´nin cülüsunda kendisine vezaret teklif olundugu halde kabul etmedi, nihayet kadi´askerligi kabul etdi (855/1480). Bu vazifeyi gayet adilane ifa eyledi. Azl ve nasbda ihkak-i hakdan ayrilmadi. Molla Gürani´nin icab-i hale tevfik-i hareket etmemesi Hazret-i Fatih´in igbirarini mücib oldu. Molla Gürani´yi tashih-i evkaf vesilesiyle Bursa´ya gönderdi. Fakat Ahmed $emsuddin Efendi orada da istikametden ayrilmadi. Padi$ah mukarrebininden birinin mugayir-i $eri´at teklifini reddetdigi gibi dövmekden de geri durmadi. Fatih bu def´a büsbütün hiddetlendi, Molla Gürani´yi mansibindan da azletdi. Ahmed $emsuddin Efendi metanet ve faziletine zerre kadar halel getirmedi. Misira gitti, oradan Sultan Kayitbay´in iltifatina mazhar oldu. Bu mazhariyyet Fatih´in mugber gönlünu yumu$atdi. Üstadini tekrar Istanbul´a da´vet etdi. Uhdesine evvela Bursa kadiligi (862/1458), badehu müftilik tevcih etdi (885/1480). Molla Gürani, hayatinin son zamanlarini hastalikla gecirdi. İstanbul haricinde havadar bir yerde oturur, bu süretle evkat-güzar olurdu. Hastaligi ziyadele$tigi sirada borclarinin beytü´l-maldan tesviyesini ve cenaze namazinda padi$ahin bulunmasini, cesedinin kenar-i kabre kadar sürüklenerek götürülmesini vasiyet etmi$di. Vefatinda (893/1488) yüz seksan bin akce borcu cikmi$, kamilen beytü´l-malden tesviye edilmi$dir. Yanliz na´$ini kenar-i kabre kadar sürüklemek, hürmetsizlige delalet edecegi cihetle, vasiyeti yerine gelmek icün cesedi bir hasir üzerine konularak kabrinin kenarina kadar getirilmi$dir. Molla Gürani uzun boylu, uzun sakalli natük bir zatdi. Kendisi $afii mezhebine mensübken Sultan Murad-i Sani´nin ricasi üzerine Hanefi mezhebine salik olmu$dur. Me$hur asari: Gayetu´l-Emani Fi Tefsiri´s-Seb´i´l-mesani, Kevser-i Cari Ala Riyadi´l-Buhari. (Ilmiyye Salnamesi s.289.290/Heyet)