zeynephanne
Aşka Meftûn…
Oruç boş bir çerçeve olarak veya bir mevsim gibi sadece tabiatın bir parçası olarak gelmedi. Tarihin bir parçası olarak geldi.
Dolu geldi. Kendindekini boşaltacak. Giderken de dolu gidecek. Dolu gitmeli.
Her yılın orucu büyük Oruç kitabına sabırla ve meleklerin üslubuyla işlenmiş bir sayfa bir yaprak gibi eklenir
Taşların ağaç kovuklarının toz zerrelerinin bile en keskin bir hafızayla şahitlik yapacağı büyük Hesap Gününde şüphesiz Oruç Kitabı en büyük şahitler arasında dosyasında en çok belge bulunduran suç ve sevap araştırıcıları arasında görünecektir
Demek ki oruç çağımıza göklere mahsus nişanlarla donanmış büyük ve yetkili bir şahit olarak geliyor ve geldi ............
Siz sanmayın ki oruçta yalnız siz susar siz acıkırsınız. Oruç da susar oruç da acıkır. Çünkü: Oruç da canlıdır. Sizin gibi. Hatta sizden fazla. Çünkü: onda ölümün eriteceği et ve kemik de yok. İnsan sağken bile ölümle karışıktır. Biz hayatla ölümün karıştığı bir terkibiz. Sağken hayat ölüme baskındır ve ölümü kullanır. Sonra yaşlandıkça ölüm güçleri yavaş yavaş artar ve ölüm yüzdesi hayat yüzdesinin üstüne çıkar bir gün. İşte o gün ölmüşüzdür; ölüm hayatı kullanmaya başlamıştır. Toplum yaşayışında da böyle. Ecel olarak gelen ölüm bu hayat - ölüm çatışmasını kesin bir sonuca bağlar. Ama oruç yüzde yüz olarak diri saf olarak diridir. Net diridir insan gibi brüt olarak diri değil
Bizden daha canlı daha cıvıl cıvıl olan bu gök varlığı orucun susadığı su acıktığı yemek nedir öyleyse ?
Şairin şair için dediği:
Cins şaire mahsus yiyecekler
Deniz yosunlar? mavilik meduzalar?
tarzında
Oruca gök şahidi oruca mahsus besinler
Yükseltilen dualar derinleşen secdeler
Kur'an sesiyle aydınlanan ikindiler
Allah adıyla diriltilen geceler
diyebiliriz belki.
Evet Oruç da susar oruç ta acıkır. Orucun susadığı ve ab-ı hayat gibi kanamadığı su “ Kur'an sesi ” acıktığı “ namaz ” örtündüğü “ merhamet ” kuşandığı giyindiği Allah'ın adının yükseltilmesi yani “ cihat ”tır.
Ve orucun da iftarı vardır. Oruç müminin kalbinde iftar eder. Onun sofrasında işte saydığımız göğe mahsus yiyecekler bulunur.
Yalnız insan orucu özlemez oruç ta insanı özler. Ramazan ayı gelince sıla-i rahm edenler gibi meleklerin bile önünde eğildiği insana koşar. Oruç insana acıkır ve koşar gelir.
Oruç geldi öyleyse oruca yiyecek taşımalı su sunmalı orucun lambasını yakmalı örtüler atmalı üzerine ki geldiğinden daha zengin gitsin. Verdiğinden daha çok alsın. Yanına gideceği eski oruçlara katacağı söyleyeceği çok şeyler bulunsun. Çağımız Müslümanlarının portresini eski çağ müminlerinin portrelerinin yanına çizecek ya bizim öyle bir portremizi çizsin ki ilerde gün olur ki o portreyi bize gösterirler utanmayalım ondan o zaman.
Oruç geldi ondan bize ölümsüz bir şeyler katılacak demektir. Giderken bizden de ona ölümsüzleşecek bir kaç şey katılmalı.
Sezai KARAKOÇ