Organ Bağışı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Organ Bağışı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

  • Destekliyorum

    Oy: 19 50.0%
  • Desteklemiyorum

    Oy: 11 28.9%
  • İlgilenmiyorum

    Oy: 4 10.5%
  • Bilgim yok

    Oy: 2 5.3%
  • Diğer

    Oy: 2 5.3%

  • Kullanılan toplam oy
    38

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Ciddi tartışmalara sebebiyet veren bir konu... Bu konu hakkında sizce ne yönde bir bilgilendirme/bilinçlendirme yapılmalıdır?
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
tek sağlam organımız sessizilik onuda kim ne yapsın
şaka bir yana faydalı bir konu
desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum
 

bulut_bey79

Kıdemli Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
12,118
Tepkime puanı
324
Puanları
0
Konum
istanbul
Web sitesi
3422unitedstates.spaces.live.com
Organ bağışı ve nakli
İnsan organları mülk olmadığı için, satılamaz, bağışlanamaz; fakat zaruret halinde kullanılması için izin verilir. İzin verilince, organı paralı veya parasız almak ve zaruret halinde kullanmak caiz olur.

Müslüman ve uzman bir doktor, bir hasta için, diri veya ölüden organ naklinden başka çare olmadığını bildirdiği zaman, organ nakli caiz olur. Din ayrılığı gözetilmez. (El-Hedyül-İslami)

kaynak
 

forumdayim

Profesör
Katılım
7 Eyl 2009
Mesajlar
1,156
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Konum
almanya
Organ bağışı ve nakli
İnsan organları mülk olmadığı için, satılamaz, bağışlanamaz; fakat zaruret halinde kullanılması için izin verilir. İzin verilince, organı paralı veya parasız almak ve zaruret halinde kullanmak caiz olur.

Müslüman ve uzman bir doktor, bir hasta için, diri veya ölüden organ naklinden başka çare olmadığını bildirdiği zaman, organ nakli caiz olur. Din ayrılığı gözetilmez. (El-Hedyül-İslami)

kaynak

bu konuyu da gözardi etmeden destekliyorum...
 

Erkam.

Kıdemli Üye
Katılım
25 Mar 2007
Mesajlar
8,441
Tepkime puanı
259
Puanları
83
Konum
BURDUR
Ben destekliyordum ama geniş geniş araştırdım konuyu uygun değil dediler. Şanlıurfa'dan bir alim geldi, o na sordum şahsen, bunun uygun olmadığını söyledi. Eğer benim kendi fikrimi sorarsan ben yapmam dedi.

Ama ben de şöyle düşündüm. Allah muhafaza evlerden ırak!.. İnsan çocuğunun organa ihtiyacı olduğu anda onun gözünün önünde eriyip Allah muhafaza ölmesini mi ister yoksa, organ bağışı yapan bir insanın organıyla çocuğun sağlığına kavuşmasını mı.. Allah kimseye göstermesin.. Günümüz fetvalarına binaen caiz olacağını da duymuştum..

Bu anket bence yanlış kaldırılmalı anket. Burada konunun asıl uygun değil mi olduğunu kanıtlarla araştırılarak yazmalı.. Tekrar söylemek gerekirse ben tam karar veremiyorum ne demem gerektiğine, bağışı desteklemekte de, desteklememekte de kalbim mutmain olmuyor..

Ayrıca ilgilenmiyorum şıkkı gereksiz ilgilenmeyen oy kullanmasın zaten, bilgim yok olarak değiştirilirse daha anlamlı olur kanaatindeyim..
 

cicek demeti

Sükut
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
11,683
Tepkime puanı
3,778
Puanları
0
Acizane fikrim tabiki bu bunu belirteyim..bir kardesimiz yada bir insan hastayken nasil olsa bu beden toprak olacak verilirse o kisi hayat bulacak yani vesile olunacak bence guzel bir sey...
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

Din İşleri Yüksek Kurulu Kararları

"Organ Nakli"


Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Mehmet Haberal’ ın ölmüş kimselerden alınacak organ ve dokuların; tedavileri, ancak bu yoldan yapılabilecek hastalara nakli konusunda, Başkanlık Makamından havale olunan dilekçesi Kurulumuzca incelendi.
Yapılan müzakere sonunda:
Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde, organ ve doku nakli konusunda sarih bir hüküm bulunmamaktadır. İlk müçtehit ve fakihler de, kendi devirlerinde böyle bir mesele söz konusu olmadığı için, bu ameliyyenin hükmünü geniş şekilde açıklamamışlardır. Ancak dinimizde, Kitap ve Sünnet’in delaletlerinden çıkarılmış umumi hükümler ve kaideler de vardır. Kitap ve Sünnet' te açık hükmü bulunmayan ve her devirde karşılaşılan yeni yeni meselelerin hükümleri, İslam fakihleri tarafından bu umumi kaideler ile hükmü bilinen benzer meselelere kıyas edilerek çıkarılmış, hiçbir mesele cevapsız bırakılmamıştır. Organ ve doku nakli konusunda hükmünü tayinde de aynı yola baş vurulması uygun olacaktır.
Bilindiği üzere, insan mükerrem bir varlıktır. Mahlukatı içinde Allah onu mümtaz kılmıştır. Bu itibarla normal durumlarda ölü ve diri kimselerden alınan parça ve organlardan faydalanılması, insanın hürmet ve kerametine aykırı görüldüğünden, İslam fakihlerince caiz görülmemiştir. Ancak, zaruret durumunda, zaruretin mahiyet ve miktarına göre bu hüküm değişmektedir.
Nitekim dinimiz, bir kısım fiil ve davranışları yasak kılmış, Kitap ve Sünnet bunları tespit etmiştir. Sözgelimi murdar hayvan (meyte), kan, domuz eti, şarap... vb. şeylerin yenilip içilmesi, alınıp satılması, ilaç olarak kullanılması haram kılınmıştır. Ancak zaruret halinde bunlardan zaruret miktarında (ölmeyecek kadar) yenilip içilmesinin (el-Bakara, 173; el-Maide, 3; el-En’am, 119) meşru olduğu beyan buyrulmuştur.
Söz konusu ayet-i celilelerden, İslam fakihleri, zaruretlerin bir ölçüde dinen yasaklanmış şeyleri mübah kıldığı ve zaruret halinde sadece ayet-i kerimelerde beyan edilen yasakların değil, zaruret halinin giderilmesi için yapılması zorunlu ve başka bir çare olmayan bütün yasakların zaruret miktarınca işlenmesinin caiz ve mübah olduğu sonucuna varmışlardır.
O halde, ölmüş kimselerden tedavi maksadıyla organ ve doku alma ve bunları hasta veya yaralı kimselere nakletme konusunda bir hükme ulaşabilmek için;
Zarurete binaen, cesedin kesilmesi, organ ve dokularından bir kısmının alınmasının caiz olup olmadığı,
Hastalığın tedavisinin zaruret sayılıp sayılmayacağı (Haram ile tedavinin hükmü)
Organ ve doku nakli caiz ise hangi şartlarla caiz olduğunun bilinmesi gerekmektedir.
İslam fakihleri, karnında canlı halde bulunan çocuğun kurtarılması için ölü annenin karnının yarılmasına,
Başka yoldan tedavileri mümkün olmayan kimselerin kırılmış kemiklerinin yerine, başka kemiklerin nakline,
Bilinmeyen hastalıkların öğrenilmesi ve hayatta bulunmaları sebebiyle ölülere nisbetle daha çok şayan-ı ihtiram olan hastaların tedavilerinin sağlanabilmesi için, yakınlarının rızası alınmak suretiyle, ölüler üzerinde otopsi yapılmasının caiz olacağına,
Fetva vermişler, canlı bir kimseyi kurtarmak için, ölünün bir parçasını itlaf etmeyi caiz görmüşlerdir. Nitekim, Müşavere ve Dini Eserleri İnceleme Kurulu’nun 16.4.1952 tarih ve 211 sayılı kararında, özetle;
“...âmmenin menfaat ve maslahatı göz önünde tutularak, bilinmeyen bir hastalığın bilinir hale gelmesi, hastalığın bilinmemesinden doğacak âmme zararının önlenmesi, hayatta bulunmaları sebebiyle daha şayan-ı ihtiram olan hastaların tedavilerinin sağlanması gibi maslahat ve şer’î hikmetlerin husule gelmesini temin için; yakınlarının rızası alınarak, ölüler üzerinde otopsi yapmanın caiz olacağı ve bu gibi sebepler dolayısıyle ölüye gösterilmesi gereken hürmet ve tekrimin zevaline katlanmanın, İslamî hükümlerin bir gereği olduğu...” ifade olunmuştur.
İslam fakihleri, açlık ve susuzluk gibi, hastalığı da haramı mübah kılan bir zaruret saymışlar, başka yoldan tedavileri mümkün olmayan hastaların haram ilaç ve maddelerle tedavilerini caiz görmüşlerdir. Günümüzde kan, doku ve organ nakli ve tedavi yolları arasına girmiş bulunmaktadır. O halde, hayatı veya hayatî bir uzvu kurtarmak için başka çare olmadığında, kan, doku ve organ nakli yolu ile de bazı şartlara uyularak, tedavinin caiz olması gerekir. Nitekim, Müşavere ve Dinî Eserleri İnceleme Kurulunun 25.10.1960 tarih ve 492 sayılı kararında, “tedavileri için kan nakline zaruret bulunan hasta ve yaralılara başka kimselerden kan naklinin; başka kimselerden alınacak parçaların takılmasıyla görmeleri mümkün olduğu takdirde; hayatında buna izin vermiş olan kimselerin, ölümlerinden sonra gözlerinden alınacak parçaların bu durumdaki kimselere takılmalarının caiz olacağı...” beyan edilmiştir.
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 19.01.1968 gün ve 3 sayılı gerekçeli kararında ise “yalnız hayatı kurtarmak için değil, bir organı tedavi etmek, hastalığın tedavisini çabuklaştırmak için de kan naklinin caiz olduğu, tıbbi ve hukuki kaidelere riayet edilmek şartıyla kalp naklinin de caiz olacağı...” ifade olunmuştur.
Yurdumuz dışında, çeşitli İslam Ülkelerinin yetkili kişilerince de aynı yolda fetvalar verildiği bilinmektedir.
Kurulumuzca da aşağıdaki şartlara uyularak yapılacak organ ve doku naklinin caiz olacağı sonucuna varılmıştır.

  1. Zaruret halinin bulunması; yani hastanın hayatını veya hayatî bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının, meslekî ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir tabip tarafından tespit edilmesi;
  2. Hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine tabibin zann-ı galibinin bulunması;
  3. Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması;
  4. Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması;
  5. Alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması;
  6. Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir.
el-İsra Suresi, 70; et-Tin Suresi, 4; el-Hidaye, el-İnaye ve Feth’ül-Kadir 1/65; Fethu babi’l-İnaye, 1/126; Fetevay-ı Hindiye, 2/390; Cessas, Ahkamü’l-Kur’an, 1/156; İbnü’l-Arabi, Ahkamü’l-Kur’an, 1/55; Kurtubi, 2/232 ve 7/73; İbn Hazm, el-Muhalla, 7/426; Fetevay-ı Hindiye, 2/296; el-Va’yü’l-İslami, Sayı 137, Yıl 1396, Kuveyt; Istılahat-ı Fıkhiye, 3/157; Fetevay-ı Hindiye 2/390
 
K

Kaçak

Guest

Mustafa İslamoğlu ...

Organ bağışı konusunda bilgi verir misiniz? Bu konuda olur olmaz fetvalar dolaşıyor, Vahyin penceresinden olaya nasıl bakabiliriz?..

Tıp ahlakının olmadığı bir ortamda, bu türden önü arkası hesap edilmeden verilmiş fetvalar yüzünden, işlenmesi muhtemel cinayetler için. Gözünü para hırsı bürümüş hastane yöneticilerinin, hekimlerin, sağlık sektörü çalışanlarının yarı canlı hastaların fişini çekme konusundaki iştahlarını kabarttıkları için. Bırakın yarı canlı hastaları, sağlıklı insanların başlarına neler geldiğinin hikayeleri tevatür olduğu için.
Daha geçtiğimiz bahar Ege vilayetlerinde yaşanan çocuk kayıplarını; böbreği, dalağı, pankreası, korneası itinayla alınıp yarası dikildikten sonra çöp bidonlarının yanına bırakılan çocuk cesetlerini ne çabuk unuttuk.
Irakta, savaş ortamında, resmen insan ticareti yapılıyor. Yok, yok; insan işe yarayacağı için değil, insanı bozdurmak, ecnebi lisanıyla change ettirmek için. Bu change öyle araba hırsızlarının yaptığı çeynce benzemiyor. Para eden organlarını itina ile alıp gerisini kadavra olarak tıp fakültelerine ve öğrencilerine satmak için.
Ne o, içiniz mi kalktı? Benim içim kalkalı çok oluyor; otursun istiyorum da, bir yolunu bulamadım. Biraz da sizin içiniz kalksın. Kalksın da, durumun vahametini anlayın. Kalksın da, modernlerin organ nakli ile insanlığa, (pardon, parası olanlara) nasıl büyük hizmet ettiklerini öğrenin.
Ee, modern çağ böyle: Yaşasın! Kim yaşasın? Güçlü olan. Ya güçsüz olan? O, yaşamasa da olur. Veya lutfetsin efendilerimiz, onlar da yaşasın. Ama olgun birer organ verici depo olarak; daha fazlasına gerek yok. Eğer zayıfsa, sömürenler değil de sömürülenler sınıfına giriyorsa, Süpermenlere organ deposu olmaktan başka şansı yok.
Bunlar münferit vakalar efendim, bunları genelleyemezsiniz!..
Breh, breh, breh!.. İnsan cinayetine münferit vaka olarak bakan herkesi canilerle işbirliği yapmakla itham ediyorum. Bir adem, bir alemdir. İnsana istatistiğin konusu olarak bakan akılla, yoksul ve kimsesiz çocuklara organ deposu olarak bakan akıl, aynı Şeytanın askeridir. Bu böyle biline.
Yılın ilk aylarında Sultanbeylide 13-14 yaşında bir ortaokul talebesi bir cinayet işledi. Hapishane vaizi çocuğa Pişman misin? diye soruyor. Çocuğun cevabına bakın:
Niye pişman olayım ki? Bir tanesini öldürdüm, dört tanesine hayat verdim?

Anlamışsınızdır: Cinayet kurbanının organları dört hastaya verilmiş. Söyler misiniz, bu çocuk katilden ne farkı var yukarıdaki gibi düşünenlerin? Küçük katilimiz mantıklı konuşuyor, değil mi? İnsana Yahudice bakınca, neden olmasın?
Ray Moynihan ve Alan Cassels Satılık Hastalıklar demiş. Evet, nicedir sağlık adı altında hastalık satılıyor. İlaç endüstrisinin, aslında bir hastalık endüstrisi olduğunu söylüyor. Kitabın ana tezi şu: Aslında hasta değiliz! Ama ilaç devleri pazarlama illüzyonuyla hepimizi hasta etmek, her sağlıklı insana ilaç satmak istiyor. (Hayykitap) Biz de tıpış tıpış satılan hastalıklara kendi ellerimizle müşteri oluyoruz. Yalan mı?
Roche firmasının foyası geçenlerde ortaya çıktı. Sağlık taraması adı altında nasıl tıp sektörüne toplu müşteri kazandırdıklarını, hekimlere hediye ile üç kuruşluk ilacı, parası milletin kesesinden çıkan kurumlara bilmem kaç katına sattıklarını millet öğrenmiş oldu. Ya öğrenemediklerimiz? Ya yorganı daha kalın olanlar? Ya kokusunu çıkarmadan yapanlar? Şu kimyasal tedavi (kemoterapi) konusunda son yıllarda yazılıp çizilenlerden, bu işin nasıl bir bataklık olduğunu, aslında bir tedavi değil bir tedmir olduğunu da öğrenmiş olduk.
Geçenlerde, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesinin Tüp Bebek Uygulama Merkezinde yaşanan bir skandal Mahkeme kararıyla tescil edildi. Bu öyle ahlaksızca, öyle gayr-ı insani ve İslami bir durum ki, insanın ağzı bir karış açık kalıyor. Olay kısaca şu: Tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak için başvuran hastaların bir kısmı hasta bakıcı ve bazı personelden alınan spermlerle hamile kalıyor. İlgili bölüm başkanı 3 yıla mahkum oluyor, olaya karışan hekimler farklı cezalar alıyor vs
Asıl mesele işin yargı boyutu değil, asıl vahamet işin ahlaki boyutu. Bir kere dinen bunun hükmü zinanın hükmüdür. Haramdır, hiç kimse bunun aksini söyleyemez. (Dini bir adlandırma değil ama, çocuklar da veled-i zina olmuş olurlar.) Fakat bu insanlar zina etmedi ki? Doğru, etmedi. Güvendikleri hekim onları zina etmiş duruma düşürdü. Onların günahı yok, ihmali var belki.
Ama bir hekim, hem de mesleğinin zirvesine yükselmiş bir hekim bunu neden yapar?
İhtimaller belli: Ya İslami ve dini değerleri iplemediği için, ya ahlak diye bir kaygısı olmadığı için, ya para hırsı gözünü bürüdüğü için veya hepsi için
Haydi, gelin de nasıl güvenecekseniz güvenin? Hemen belirteyim, tüp bebek tedavisi yöntemi spermin babadan olması şartıyla caizdir. Fakat bu cevazı şartlıdır: 1. Mutlaka İslami, ahlaki ve insani hassasiyeti olan bir müeesse ve kadro eliyle olmalıdır. 2. Hastalar tedavinin ilgili safhalarında spermin babaya ait olduğuna dair ikna edici kesin delil istemelidir.
Her alan için geçerlidir, fakat biz tıp alanı için kuralım hüküm cümlemizi:
Eğer tıp ahlakı yoksa, tıp sağaltmaz hasta eder, diriltmez öldürür.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Ben yazmak için girmiş idim ama İslamoğlu daha geniş olarak anlatmışlar. Anlatıldığı gibi böyle bir ortamda ben kendimi türk hekimlerine emanet edemem :)

Yaşayacak adamı da öldürürler de gider zenginlere sunarlar organları. Kime nasıl güveneceksin bu zamanda?
 

forumdayim

Profesör
Katılım
7 Eyl 2009
Mesajlar
1,156
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Konum
almanya
ben burda empati yapmayi saglik veririm...
bir yakinimiza organ nakli gerekse bizde organi bulma imkanina sahip olsak elimizin tersiyle reddedebilirmiyiz... evet diyen varsa onlar desteklemeyebilir...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
ALLAH cc kimseyi organlarından eksik etmesin.Amin.

Bir üye söylemiş Evladının ihtiyacı varsa ?

Ayrıca hep aklıma gelir

ALLAH cc istemese benim gözümle görebilirmi ?

ALLAH cc istemese benim böbreğimle yaşayabilirmi ?

KADER ?

Kan nakli de bir nevi organ bağışı değilmi çünkü hücrelerden oluşuyor

ORGAN larımızda hücrelerden oluşuyor ve aralıklarla kendilerini yeniliyorlar işte bu hücreler İdrar da takılıldımı daha doğru bibrek te TAŞ adı verilior

ALLAH kimseyi bu karar aşamasına getirmesin.Amin
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Ben yazmak için girmiş idim ama İslamoğlu daha geniş olarak anlatmışlar. Anlatıldığı gibi böyle bir ortamda ben kendimi türk hekimlerine emanet edemem :)

Yaşayacak adamı da öldürürler de gider zenginlere sunarlar organları. Kime nasıl güveneceksin bu zamanda?


Sen

Kafir

Ateist

Deist

Mason

Tıp adamlarına kendini emanet et.

İslamoğlu sosyal yaşamdan örnek vermiş.

ŞİMDİ ALLAH korusun sen KAN ihtiyacın olduğunda KAN SAHİBİNİN ne vasıfları olmasını istersin.

TÜP BEBEK

TAKVA ile düşünürsek OLUŞUMU TÜP te olsa ALLAH cc o kulunu yaratmak istiyorsa NE DİCEN ?

Allah istemiş Müstahdemden olmuş Allah istemese idi olurmuydu diye çok sorular aklımıza gelir.

veya

O katil diğerDört kişinin yaşaması için vesile oldu vesile eden kim TAKVA SAHİBİ TALİB.

EN İYİSİ EHİL OLAMDIĞIMIZ KONULARDA SUSMAK gerek.BENCE SUS.
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Vijdana kalmış bir mesele...
 
Katılım
27 Mar 2010
Mesajlar
512
Tepkime puanı
120
Puanları
0
Vizdanen rahat olmasam da, ben vermem, öldüğüm zaman cansız bedenimin hastane morkuna dahi kaldırılmasını istemem..Eziyet..Hastane de değilde, evimiz de huzurlu bir şekilde ruhumuzu teslim etmeyi mevla nasip buyursun..Ruh beden den ayrılıyor olabilir ama kabire girdiği zaman, tekrar bedene girecek olan ruhtur... Vasiyetimi şimdiden yazıp bir köşede bulundurmam lazım. Nezaman öleceğimiz hiç belli olmaz.. Ben mevlanın huzuruna yaratıldığım gibi varmak isterim tertemiz birşekil de ve bütün uzuvlarımla..
 

_Berceste_

bir tutam delilik...
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
6,798
Tepkime puanı
1,525
Puanları
0
bu konu tartismaya acik bir konu,iyice arastirmak gerekiyor.bazi hocalar günah bazilar hayir degil diyor...
ALLAHu tela bir ayatinde "nasil geldiyseniz öyle döneceksiniz" buyuruyor.Sonucta bu beden de bizlere ALLAHin bir emaneti...
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Zaten bu anketin amacı, alimlerin bu konudaki düşüncelerinin paylaşılması ve vicdanımızın ortak fikre ne kadar yakın ya da uzak olduğunun konuşulmasıdır.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Organ bağışı yapılabilir diyorlar. Ben yapamam ama yapana da mani olmam :)

İşin bir diğer boyutuna da dikkat çekmek lazım, hekimlerin kaçta kaçına güvenebilirsin.. Neticede sağlık sektörü tamamen ticari bir faaliyet olarak ülkemizde yürümekte.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Organ bağışı yapılabilir diyorlar. Ben yapamam ama yapana da mani olmam :)

İşin bir diğer boyutuna da dikkat çekmek lazım, hekimlerin kaçta kaçına güvenebilirsin.. Neticede sağlık sektörü tamamen ticari bir faaliyet olarak ülkemizde yürümekte.

Önce şunu düşünün.

ORGANINIZ Bir insan a fayda sağlamak içinmi veriyorsunuz yoksa Ticarimi TABİ TİCARİ ise ALLAH o kişinin yardımcısı olsum.

Diğer konu

Örneğin ben böbreklerimi bağışladım ALLAH cc isterse bir başkası benim böbreğimle yaşama devam eder müsade etmesse yaşamı biter YAŞIYORSA ALLAH cc nasip etmiş olmuyormu benide vesile kılmıyormu ?

Size sorayım bakalım.Kendi öz düşüncelerinizle cevap verin.

EFENDİNİZ sizin böbreğine ihtiyaç duyuyor me yaparsınız? Efendiniz kabul etti veya diyelim ALLAH MUHAFAZA Oğlunuz sizin bir böbreğinzle yaşama devam edicek LÜTFEN CEVAP VERİN NE YAPARSINIZ?
 

forumdayim

Profesör
Katılım
7 Eyl 2009
Mesajlar
1,156
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Konum
almanya
organ bagisinda konuyu ikiye ayirmak gerek birincisi kisi hayatda iken kendi organlarini öldükten sonra bagisladigini belirtmesi, bence bu sakincali, orda doktorlara güven sorunu cikar...
ancak kisi vefaat eder, geride kalan birinci derecedeki akrabalarinin karariyla yapilacak bagis olur...

ben burda kisinin yasamina zarar vermeden cift olan organlarindan birini bagislamasini ayri tutuyorum, verecegi kisiyi uygun bulursa hic bir sorun yoktur...
 
Üst