Organ bağışı caiz mi? - Fatih Kalender hoca

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,657
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Günümüz âlimleri, yeni bir tedavi şekli olan organ nakli konu-sunda başlangıçta tereddüt etmişler ancak organ nakli tedavisi-nin zamanımızda alternatifi olmayan bir tedavi yöntemi olmasısebebi ile bu tereddüt ve çekimserlikleri nispi olarak terk etmiş-lerdir. Belirlenen şartlara riayet edilmesi durumunda organ nak-line cevaz verilmektedir. Ancak güzellik için ve zaruret bulun-maksızın organ naklinin caiz olmadığı aşikârdır.
Sizinle buluştuğumuz ilkyazımızda da ifade ettiğimiz gibi,İslam dini tarihsel değil evrensel bir dindir. Dolayısıyla 14 asıröncesindeki insanlara cevap verdiği gibi günümüzün insanları-na da cevap vermeye ve sorunlarını çözmeye muktedirdir. Bu daİslamiyet’in İlâhî bir nizam olduğunun en somut delillerindenbiridir. Bu köşemizde sizden gelen sorulara veya merak edilenkonulara İslam fıkhı açısından bakmaya çalışıyoruz. Bu sayıdakisoru ve cevabımız organ nakli hakkında.
Günümüz hastanelerinde organ bekleyen nice hastalarımıziçin umut ışığı olan, bununla beraber dini hassasiyetlerinigöz ardı etmeyenleri de düşündüren organ nakli hakkındaİslam fıkhının, diğer bir tabirle İslam âlimlerimizin bakışınedir?
Soruda ifade edilen organ nakli meselesinin dini hükmüne gir-meden önce, kısaca organ naklinin tanımını ve tarihçesini ver-mek isterim.
Organ nakli; vücutta görevini yapamayan bir organın yerine,başka bir canlıdan veya ölüden aynı görevi yapacak bir organınnakledilmesi ile yapılan bir tedavi yöntemidir. 18. yüzyılda baş-layan organ nakli, her geçen gün geliştirilerek 19. yüzyılda in-sandan insana doku ve organ nakline başlanmıştır. Önceleri derive kas nakli şeklinde başlayan bu tedavi, giderek gelişmiş; kalp,böbrek ve kemik iliği gibi hayati organların nakli de mümkünolmuştur.
Ancak insandan insana organ nakli böylesine önemli bir tedaviyöntemi olmasının yanı sıra, soruda da temas edildiği gibi bazıdini ve hukuki meseleleri de beraberinde getirmiştir. Lakin şunuda bilmek gerekir ki, organ nakli İslam fıkhına tamamıyla yaban-cı bir şey değildir. Nitekim ilkyazımızda da temas ettiğimiz gibi,hakkında eski müçtehit imamlarımızdan sarahaten bir bilgiyeulaşamadığımız meselelerde, benzer konular hakkında yapmışoldukları içtihatlarına rastlamamız mümkün oluyor. Şöyle ki,İslâm âlimlerinin evvelkileri, insanın cüzünden istifade etmenincaiz olup olmaması konusunda tartışmışlardır.
Mezhep Büyüklerine Göre
Organ Nakli
El-Fetâve’l-Hindiyye adlı esere baktığımız zaman, EbûHanîfe’nin talebelerinden olan ve aynı zamanda da mezhebinitedvin eden, (kayıt altına alan) İmam-ı Muhammed el-Hasan eş-

Şeybânî’nin bu konuya ışık tutması açısından şu sözünü görü-rüz: Kişinin tedavi için koyun, katır, at gibi hayvanların kemiğinikullanması caizdir. Lakin necaseti liaynihi (bizzat necis) olduğuiçin domuzun, hürmetine (saygınlık ve üstünlüğüne) binaen deinsanın kemiğini tedavi için kullanmak tahrîmen mekruhtur.1
Bu görüşe göre, ister canlı olsun ister ölü olsun insanın parça-sından istifade etmek caiz değildir. Zira insan keremli, saygın,üstün bir varlıktır, cüzlerinin bezl edilmesi (uluorta saçılması)caiz olmaz.
Hz. Aîşe’den (radiyallahu anha) rivayet olunduğuna göre Hz.Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) “Ölü bir kimsenin ke-miğini kırmak, diri iken kemiğini kırmak gibidir” buyurmuştur.Efendimizin bu hadis-i şerifi, yukarıdaki görüşü kuvvetlendir-mektedir.
Şafî uleması ise; “hayvanın cüzünden organından istifade et-mek caiz olduğu gibi, zor durumda kalan kimse için de insanıncüzünden-organından istifade etmek caizdir” demişlerdir. Nite-kim İmâm-ı Nevevî, El-Mecmû adlı eserinde şöyle buyuruyor:Açlıktan zor durumda kalan kimse ölmüş birini bulsa onun etin-den yemesi helaldir zira diri yani hayatta olan kimsenin hürmeti(üstünlülüğü) ölüye nispetle daha fazladır.
Mâlikî fukahası da, insan cüzünden-organından istifadenincaiz olup olmaması konusunda ihtilaf etmişlerdir. Sahih olangörüşe göre ise bunun muzdar (zor) durumda olan kişi için caizolmasıdır.
Günümüzde Organ Nakli
Günümüzdeki organ naklinin caiz olup olmadığına gelince;güncel olan bu mesele hakkında ne nasslarda (âyet-hadis), ne deelimizde mevcut olan klasik fıkıh kitaplarında açık bir ifadeninbulunmadığı bir gerçektir.
Böyle olunca, günümüz âlimleri yeni bir tedavi şekli olan organnakli konusunda görüş bildirmede başlangıçta tereddüt etmişlerancak organ nakli tedavisinin zamanımızda alternatifi olmayanbir tedavi yöntemi olması sebebi ile bu tereddüt ve çekimserlik-leri nispi olarak terk etmişlerdir.
Daha öncede ifade ettiğimiz gibi hakkında ayet-i kerime vehadis-i şerif olmayan, evvelki müçtehit imamlarımızdan da hak-kında bir bilgi bulunmayan meseleler karşısında ehil olan kişile-rin ferdi hüküm vermelerindense, ehil olan âlimlerin bir arayatoplanıp konuyla alâkalı kişilerle de istişâre etmek suretiyle ara-larında bir hükme bağlamaları daha uygundur. Bundan dolayı-dır ki bu konuyla alâkalı ferdi görüşleri nakletmektense konseyinyani âlimler topluluğunun ortak kararını nakletmek daha uygunolacaktır.
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,657
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Organ Naklini Caiz Yapan Şartlar
1988 tarihinde Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde toplananİslam Fıkhı Konseyi mensupları, toplantıya gelen tabiplerle deyaptıkları mütaalalarından sonra organ nakli tedavisini belli şart-larla caiz görmüşlerdir.
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,657
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Yukarda geçen bu komisyon, üyeleri organ nakli tedavisinincaiz olabilmesi için şu şartları ileri sürmüşlerdir:
1 - Organ naklinde söz konusu zaruret olması.
2 - Doktorlarda, bu tedavi ile hastanın iyileşmesine dair güçlükanâat olacak.
3 - Organı alınacak olan kimsenin izninin veya öldükten sonravârisinin izninin alınması.
4 - Organı alınacak olan kişinin ölümünün kesin olması.
Ölümün kesin olması, İslam hukukuna göre kalbin ve beyninher ikisinin ölmesi ile olur. Zira ölünün yıkanması, kefenlenme-si, hanımının iddeti ve miras gibi şer’î olan hükümler, bu ikisinin(kalbin ve beynin) ölümüne bağlıdır. Dolayısıyla kişi tıbben öldüdeyip, kalbi daha henüz atarken, uzvun alınıp başkasına naklicaiz değildir. Bu 4. madde hakkında fıkıh konseyi daha sonrakitoplantılarında bazı âlimlerin öngörüsüyle birtakım değişiklik-lere gitmiştir. Onlar: “İnsan vücudunda bulunan bazı organlar,gerçek ölümün yani kalbin ve beynin ölümüyle fonksiyonlarınıkaybetmektedirler. Bu durumda da nakil mümkün olmayacak-tır. Aynı zamanda tabipler, tıbbi ölümü gerçekleşen kimsenin birdaha hayata geri dönmesinin mümkün olmadığından bahsetmiş-lerdir.” diyerek beyin ölümü gerçekleşenin organlarının naklinicaiz görmüşlerse de konseyin ilk toplantıda aldığı karar dahaisabetlidir. Zira kendisi hakkında tıbbi ölüm gerçekleşti denipde hayata dönmüş olan insanlara rastlamamız mümkündür. Hat-ta bunlardan bir tanesi, ölümü gerçekleşti denilip morga dahikaldırılmıştır. Bu şahıs şuanda Üsküdar da bir camide imamlıkvazifesine devam etmektedir. Bu olayların tamamı konseyin ilkkararının doğruluğunu göstermektedir. Dolayısıyla bir kişinintıbben ölümü vâki oldu diye bıçak altına yatırılıp organlarınınalınması, diğer bir tabirle tıbbi ölümünü gerçek ölüme çevirmekkanâatimce doğru değildir. Tabiiki en doğrusunu bilen Allah’tır.
İslam Konseyi’nin, organ naklinin cevazı için koştuğu şartlarınbeşincisi ise;
Organın herhangi bir ücret veya karşılıkla alınıp verilmemesi-dir.
Organ Naklnde Takip Edilecek Yol:
Şu kadar var ki, kişinin organ nakli konusunda evvela aşağıdakitertibe riayet etmesi de gerekmektedir.
1- Kişinin madenî (platin vs.) eşyalardan istifadesi.
2- Kişinin temiz olan, tezkiye edilmiş (besmeleyle kesilmiş)hayvanın parçasından istifadesi.
3- Domuz ve köpeğin dışında olan hayvanlardan istifadesi.4- Köpekten istifade mümkün değil ise domuzdan istifadesi.5- Ölmüş olan insandan istifadesi.
6- Eğer organını veren kişinin sağlığına herhangi bir zarar ge-tirmiyor ise canlı olan insandan istifade etmesi.

Bu meseleyle alakalı şunu da ifade etmek isterim ki, İslâm düş-manlığı yapıp, küfre hizmet eden kimselere, organ bağışlamakdoğru değildir.
Bazı âlimlerimiz de bu sıralamayı şöyle yapmışlardır:
1: İnsanın kendi vücudunda olan organının kendisine nakli.Damarı, derisi, kemik parçası vs. cüzlerinin hasta olan kısmınaaktarılması gibi.
2: Ölünün parçasından istifade ederek canlı kimseye organınınakletmek.
3: Canlı kimseden, canlı kimseye organ nakletmek.
Bütün bu kısımlar, yukarıdaki şartlara haiz olunca, organ nakli-nin cevazı hususu, âlimler arasında itibar görmüştür. Ancak can-lı kimseden, başka canlı kimseye organ nakline muhalefet edenâlimler, diğer iki kısıma nispetle daha fazladır. Bunun sebebi,insan kendi cüzüne malik (sahip) değildir ki onda tasarruf etsin!Ancak şiddetli zaruret halinde ve organı alınan kimseye hiçbirzarar gelmeyecekse, bu kısıma da yani canlıdan canlıya organnakline cevaz verilmiştir.
Netice olarak, estetik, güzellik için ve zaruret bulunmaksızınorgan naklinin caiz olmadığı aşikârdır.
Yukarıda bahsedilen zaruret, İslâm âlimlerinin beyan ettiği or-gan veya canın helak olması durumudur. Bu işleme ihtiyaç duyankimseye, bu işe teşebbüsünden önce bir ilim adamıyla görüşüpistişare yapmasını tavsiye ederiz.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Yukarda geçen bu komisyon, üyeleri organ nakli tedavisinincaiz olabilmesi için şu şartları ileri sürmüşlerdir:
1 - Organ naklinde söz konusu zaruret olması.
2 - Doktorlarda, bu tedavi ile hastanın iyileşmesine dair güçlükanâat olacak.
3 - Organı alınacak olan kimsenin izninin veya öldükten sonravârisinin izninin alınması.
4 - Organı alınacak olan kişinin ölümünün kesin olması.
Ölümün kesin olması, İslam hukukuna göre kalbin ve beyninher ikisinin ölmesi ile olur. Zira ölünün yıkanması, kefenlenme-si, hanımının iddeti ve miras gibi şer’î olan hükümler, bu ikisinin(kalbin ve beynin) ölümüne bağlıdır. Dolayısıyla kişi tıbben öldüdeyip, kalbi daha henüz atarken, uzvun alınıp başkasına naklicaiz değildir. Bu 4. madde hakkında fıkıh konseyi daha sonrakitoplantılarında bazı âlimlerin öngörüsüyle birtakım değişiklik-lere gitmiştir. Onlar: “İnsan vücudunda bulunan bazı organlar,gerçek ölümün yani kalbin ve beynin ölümüyle fonksiyonlarınıkaybetmektedirler. Bu durumda da nakil mümkün olmayacak-tır. Aynı zamanda tabipler, tıbbi ölümü gerçekleşen kimsenin birdaha hayata geri dönmesinin mümkün olmadığından bahsetmiş-lerdir.” diyerek beyin ölümü gerçekleşenin organlarının naklinicaiz görmüşlerse de konseyin ilk toplantıda aldığı karar dahaisabetlidir. Zira kendisi hakkında tıbbi ölüm gerçekleşti denipde hayata dönmüş olan insanlara rastlamamız mümkündür. Hat-ta bunlardan bir tanesi, ölümü gerçekleşti denilip morga dahikaldırılmıştır. Bu şahıs şuanda Üsküdar da bir camide imamlıkvazifesine devam etmektedir. Bu olayların tamamı konseyin ilkkararının doğruluğunu göstermektedir. Dolayısıyla bir kişinintıbben ölümü vâki oldu diye bıçak altına yatırılıp organlarınınalınması, diğer bir tabirle tıbbi ölümünü gerçek ölüme çevirmekkanâatimce doğru değildir. Tabiiki en doğrusunu bilen Allah’tır.
İslam Konseyi’nin, organ naklinin cevazı için koştuğu şartlarınbeşincisi ise;
Organın herhangi bir ücret veya karşılıkla alınıp verilmemesi-dir.
Organ Naklnde Takip Edilecek Yol:
Şu kadar var ki, kişinin organ nakli konusunda evvela aşağıdakitertibe riayet etmesi de gerekmektedir.
1- Kişinin madenî (platin vs.) eşyalardan istifadesi.
2- Kişinin temiz olan, tezkiye edilmiş (besmeleyle kesilmiş)hayvanın parçasından istifadesi.
3- Domuz ve köpeğin dışında olan hayvanlardan istifadesi.4- Köpekten istifade mümkün değil ise domuzdan istifadesi.5- Ölmüş olan insandan istifadesi.
6- Eğer organını veren kişinin sağlığına herhangi bir zarar ge-tirmiyor ise canlı olan insandan istifade etmesi.

Bu meseleyle alakalı şunu da ifade etmek isterim ki, İslâm düş-manlığı yapıp, küfre hizmet eden kimselere, organ bağışlamakdoğru değildir.
Bazı âlimlerimiz de bu sıralamayı şöyle yapmışlardır:
1: İnsanın kendi vücudunda olan organının kendisine nakli.Damarı, derisi, kemik parçası vs. cüzlerinin hasta olan kısmınaaktarılması gibi.
2: Ölünün parçasından istifade ederek canlı kimseye organınınakletmek.
3: Canlı kimseden, canlı kimseye organ nakletmek.
Bütün bu kısımlar, yukarıdaki şartlara haiz olunca, organ nakli-nin cevazı hususu, âlimler arasında itibar görmüştür. Ancak can-lı kimseden, başka canlı kimseye organ nakline muhalefet edenâlimler, diğer iki kısıma nispetle daha fazladır. Bunun sebebi,insan kendi cüzüne malik (sahip) değildir ki onda tasarruf etsin!Ancak şiddetli zaruret halinde ve organı alınan kimseye hiçbirzarar gelmeyecekse, bu kısıma da yani canlıdan canlıya organnakline cevaz verilmiştir.
Netice olarak, estetik, güzellik için ve zaruret bulunmaksızınorgan naklinin caiz olmadığı aşikârdır.
Yukarıda bahsedilen zaruret, İslâm âlimlerinin beyan ettiği or-gan veya canın helak olması durumudur. Bu işleme ihtiyaç duyankimseye, bu işe teşebbüsünden önce bir ilim adamıyla görüşüpistişare yapmasını tavsiye ederiz.

Yaw arkadaş,
Şimdi sizin astığınız bu yazı , bir bilgilendirme mi yoksa, akıntıya kürek çekme mi ? Hiç böyle absürd paylaşım olur mu? Bir defa, organ nakli organ alınacak kişilerin kesin ölümünden sonra değil, yaşıyorken “beyin ölümü gerçekleşti” denilerek alınmaktadır. Kalkımışsınız nakil şartlarının içine “Organı alınacak olan kişinin ölümünün kesin olması.” şeklinde bir madde yazmışsın !’ Bu maddeye uyulduktan sonra organı alınacak kişinin organalrının bir işe yaramadığını bugün çocukla r bile biliyor ! Şu hâlde sizin bu kadar bir uzun yazı asarak gösterdiğiniz gayret neye yarıyor biliyor musunuz ? >Sadece organ naklini caizgören baykuşların ve organ mafyasının işine yarıyor!..Bundan dolayı da onlar sizi de kutlarlar diye düşünüyorum !
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
@ihvanistanbul aslında astığın yazıları baştan sona okursan buradaki tenakuzları kendin bile farkedersin...

En basit soru;
Kişinin solunumu ve kalp atışı durduktan sonra organları alınabilir mi?
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bayanlarından ve baylarından bir-iki istisna dışında, merhum Hatem-i Veli Ömer Öngüt Efendinin gösterdiği hakikatlara bu kadar gözünü kapayan bir yönetim nasıl oluşturulmuş hayret doğrusu !

 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Bir konu aciliyor soru seklinde sonra da bakiyorum yazilar yazilmis kisa yada uzun ve buna ilaveten de sunu da diyeyim soru soran yada bu konuyu acan kisi cevab da vermis ve anlamiyorum madem öyle bu meseleyi buna uygun bir sekilde acsaydin olmaz mi idi.
 
Üst