"Ölü Kentin Kitabı" nın yazarı İbrahim İnecik

mostar

Profesör
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
1,011
Tepkime puanı
244
Puanları
0


Kent yüreği temsil eder
06 Ocak 2011 - 18:13:41

"Ölü Kentin Kitabı" nın yazarı İbrahim İnecik ile hem radyo programcılığını hem de kitabını konuştuk.

Hayırlı olsun ilk kitap ilk heyecan. Kitaba ''Ölü Kentin Kitabı'' isminin verilmesinin hikayesiyle başlayalım istersen?

Ölü Kent...

Bir zamanlar diri bir kent vardı. Gün geldi bir savaşa girdi. Amansız ve acımasız bir savaş.. Çok yara aldı, çok hasar gördü ve sonunda öldü.
Benim tasavvurumda kent yüreği temsil eder. Yaşanmış ve yaşanılacak ne varsa orada biriktirilir ve insan hayatını onun gösterdiği yol ile şekle sokmaya çalışır.


İşte Ölü Kent'in kitabı da bu minval üzere kaleme alınmış bir çalışma.
Canfeza Ve Mavi'nin arasında geçen bir olaylar silsilesi.. Ve bu olaylar neticesinde Canfeza'nın ruh dünyasına bir yolculuk yapıp, fani bir aşkın bir kenti.. Bir yüreği ne hale getirdiğinin öyküsüdür Ölü Kent.




Kitap kaç yıllık birikimin, yaşantının sonucu ortaya çıktı?

Ben yazma olayına fıtrat gözü ile bakıyorum. Yani fıtratta varsa vardır. Yoksa zor iş yazmak. Zaten yazan, çizen eli kalem tutan insanların hayatlarına baktığınız zaman bu kalem sevdası yaşamlarının büyük bir bölümüne siret etmiştir. İlk yazma deneyimim 7 yaş civarında olduğunu söylesem abartmış olmam. Çünkü, okuma yazma öğrendiğim ilk anda sarılmıştım kaleme ve karalamıştım çocukça bir şeyler. O zamanlar çocuktuk ve dünya da bizim için çocuktu. Sonra biz büyüdükçe dünya da bizimle büyüdü ve yaşanılan olaylar kaleme de aksetmeye başladı. Biz gülünce kalem güldü, hüzünlenince o da bizimle hüzünlendi. Yani demem odur ki; bu kitap çocukluk evrelerini saymazsak 16-17 yıllık bir birikmişliğin son 4 senede iyice alevlenmesi ile ortaya çıktı. Yani temel 17 yıl. Ama kitabın bahsettiği yaşantı son 4 yıllık bir yaşantının ürünü.


Kitabın kapağında ''Mavi'ye Şiirler'' var. Bir şiir kitabı ile mi karşı karşıyayız, yoksa öyküler mi var ?

Kitap ilk zihnimde tasarlandığı an aslında şiir kitabı olarak tasarlandı. Lakin sonra bu şiirlerin bir de hikayesi var. Okuyucu önce hikayeyi bilip ardından şiirleri yorumlasın istedim ve kitap 90 derece değişti. Şu anda karşımızda bir öykü kitabı var ve bu öykünün kahramanlarından Canfeza'nın yaşadığı olaylardan sonra Mavi'ye yazdığı şiirler var.


Radyo programcılığının yanında bir de kitap var şimdi. İkisini karşılaştırınca ne çıkıyor ortaya, ne düşünüyorsun?

Evet, radyo programı. Radyo apayrı bir dünya, bir alem.. Çocukluğumdan beri hayalim idi. Şükür Rabbim nasip etti.
Yaklaşık bir seneden beri 102.2 Seyr fm frekanslarında pazar geceleri ''MAVİ PUSULA'' ile haftaya şiirler ile nokta koyuyoruz.
Bizi dinleyen dostların hanelerine, gönüllerine misafir oluyoruz ve seslendirmek dile getirmek istedikleri ama bunları içinde saklayıp dışa vuramayanların sesi oluyoruz. Tarif edilemez bir duygu bu. Allah inşallah ömrümüzün sonuna dek bunu icra etmemizi nasip eder.


Ve Kitap.. Radyo her ne kadar geniş kitlelere hitap etse de, sonuçta bu dünyadan el etek çekince giden ruh gibi, ses gibi.. Yani insanların nezdinde pek hatırlanacak gibi değil. Anlık lezzet. Ama kitap öyle değil. Kitaplar kalıcı eserlerdir. Belki bundan bir yüz sene sonra birileri halen ''Ölü Kentin Kitabı''nı okuyup bilecek bizleri. Bir zamanlar bu adam vardı yaşadı ve yazdığımız eserde kendinden bir şeyler bulup. Belki de bir dua yollayacak bizlere.. İz bırakmak istiyoruz inşallah bir şekilde. O yüzden kitap daha ağır basıyor bu konuda.




Son olarak neler söylemek istersiniz?

Evvela teşekkür ederim sizlere, vakit ayırıp bu güzel söyleşiyi yaptığınız için. Az önceki cümlemi tekrar kurmak istiyorum. İz bırakmaktır bizim derdimiz. Çünkü bu dünyaya boşuna gelmedik. Ye, iç, çalış, para kazan, yat, uyu ve öl.. Bunlar için gelmedik. Eğer elim kalem değil de demir tutsaydı demirci ustası olsaydım yine aynı şeyi söylerdim. Allah'ın bize verdiği nimetlerin hele ki akıl nimetinin kıymetini bilmek adına yaptığımız her işte en iyisi olmak için uğraşalım. Bize verilen hakkın hakkını vermeye çalışalım.


Kitaba gelirsek, zaten yukarda anlattık öyküsünü. Okuyan dostlar kitaptaki kahramanlar ile benim aramda bağlantı kurmaya çalışıyorlar. Tamam her kitap yazardan bir şeyler yansıtır ama sonuçta bu bir öykü ve hayali.. Herkesin içinde kendinden bir şeyler bulacağı bir kitap. Hayatın içinden ve ondan kopmadan. Biraz da ibret alınacak mevzuları barındıran bir kitap. Tüm dostlarımıza hayırlı günler ve ömürler diledikten sonra ''iyi okumalar '' diyelim.
Ve ''Ölü Kentin Dirilişi '' adlı ikinci kitabımızı da müjdeleyelim buradan.

Rukiye Günal
 
Üst