Yed-i Beyza...
Üye
- Katılım
- 29 Tem 2010
- Mesajlar
- 39
- Tepkime puanı
- 12
- Puanları
- 0
Numan Kurtulmuş’a dolaylı mühimmat desteği sağlamak amacıyla Şevket Kazan’ın CHP Genel Sekreteri Önder Sav’a yaptığı akla ziyan akıl danışma ziyareti herkesin dilinde…
Ama sergilediği din düşmanlığı ile Müslümanlara Önder Sav’a rahmet okutturacak denli bir Oktay Ekşi’nin bu kaçıncısıdır yazdığı başyazısındaki hararetli Numan Kurtulmuş savunuculuğundan nedense hiç söz eden yok!
Belli ki Millî Görüş-Siyonizm mücadelesi Saadet Partisi’nin içerisine de sıçratılmış durumda… Bu da çok tabiidir; her türlü savaş taktiğinin uygulandığı siyasi mücadele için çok fazla garipsenmemelidir.
Hele söz konusu olan, ırkçı emperyalizmin yerli işbirlikçilerine karşı gerçek bir kurtuluş mücadelesi veren Millî Görüş hareketi ise yapılanları hiç yadırgamamak gerekir.
Oktay Ekşi Erbakan’ı Millî Görüş’ün “şeyhi” olarak niteleyip herkesin hiç tartışmasız, kayıtsız, şartsız kendisine itaat etmesinin istendiğini ileri sürerek nasıl bir demagoji, eskilerin tabiri ile mugalata ustası olduğunu gösteriyor.
Ekşi, Numan Kurtulmuş’un ise bir bilim adamı olarak Millî Görüş’ün aslı astarı olmayan bir safsata olduğunu tespit ettiğini öne sürerek bu yüzden ortadan kaldırıp yok etmeye çalışmasından övgü ile söz ederek aldığı tepkileri ise antidemokratik bir zihniyetin ürünü olarak niteliyor.
Oysa Erbakan, kurucu lideri olduğu Millî Görüş hareketi ile 40 yıldır ülkesine, milletine büyük hizmetler yaptı, yapmaya da devam ediyor. Bu 40 yıllık zaman zarfında cereyan eden iç ve dış olaylarla bütün gelişmeler hiç istisnasız, Erbakan’ın Millî Görüş söylemi ile dile getirdiği gerçeklerin doğruluğunu teyit etti, ediyor.
Ama doğrusu yine de, güneş gibi parlayan bir hakikat olan Millî Görüş’ü safsata diye yarasa gibi karalamaya çalışmak, ilk günden beri Erbakan ve Millî Görüş partilerini gözü dönmüşçesine eleştiren azılı bir din düşmanı olarak Oktay Ekşi’ye çok da yakışıyor; asla çok görmüyoruz.
“Erbakan’ın ve yaşlı çıraklarının Numan Kurtulmuş ve onun genç ekibine Saadet Partisi’ni emanet etmesini” isteyen Oktay Ekşi’nin kendisi çok daha yaşlı olmasına rağmen neden Hürriyet’teki “Başyazı” köşesini güvendiği genç birine emanet etmediği sorusunu sormak ise gereksiz, yani abesle iştigal olur.
Çünkü ele verir talkını kendi yutar salkımı hokkabazlığının en başarılı ustası Oktay Ekşi’ye salkımları hep yutma hakkını teslim etmekten hiç yüksünmüyoruz. Bir de alışmış kudurmuştan beter olduğundan bu iptila hakkına (!) saygı duyuyoruz.
Ancak yine de, sormaktan kendimizi alamadığımız şöyle bir soruyu yöneltsek umarız Oktay Ekşi’nin nevri dönüp cinleri başına üşüşüp toplanmaz ve de dellenmez.
Bak, “tartışmasız hiçbir şeyin kabul edilmemesi gerektiğini” yazan çok özgürlükçü, çok demokrat, çok polemikçi Sayın Oktay Ekşi…
Bilindiği gibi CHP’nin kurucu lideri Atatürk’tür. Atatürk öleli 72 yıldır. Şimdi Eğer Osman oğulları sülalesinden bir genç profesör çıkıp takiyye yaparak CHP’ye genel başkan seçildikten sonra 6 ok ile temsil edilen ilkelerinin yerine başka ilkeler koymaya kalkışsa…
Ve “Atatürk bu ilkeleri 1930’lu yılların Avrupa’sından aldı. Artık Avrupa ve dünyanın hiçbir yerinde bu arkaik ilkeler uygulanmıyor. Bunları Avrupa’nın modern anlayışı ve çağdaş uygulamalarına uygun şekilde ıslah etmek gerekir. Tedavülden kalkmış, son kullanma tarihi çoktan geçmiş bu ilkeleri bağnazca savunup vazgeçmemek Atatürkçülük olarak savunulamaz.” Şeklinde bir söylem geliştirse…
O takdirde sen haşmetmeab ve bilumum “gardrop Atatürkçüleri” ne yaparsınız?
İşte tıpkı bu misalde olduğu gibi…Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, uzun yıllar takiyye yaparak riyakârca Millî Görüşçü gözüktükten sonra nihayet uygun fırsat ortaya çıktığında dışarıdan ve içeriden birtakım destek ve manipülasyonlarla Saadet Partisi Genel başkanlığına getirildi…
El etek öperek köprüyü geçtikten sonra şimdi kalkmış 40 yıllık siyasi hareketin liderine demediğini bırakmıyor. Ve Millî Görüş’ün ocağına incir ağacı dikip yerine Siyonist bir zihniyet ve söylem ikame etmeye kalkışmış bulunuyor. İşte Erbakan buna izin vermek istemiyor, karşı çıkıyor. Olay budur.
Oysa sen CHP’nin 6 okunun simgelediği ilkeleri tartıştırmıyorsun bile. Büyük milletimizin bir kez olsun tasvip edip seçimle iktidar yapmadığı CHP’yi ve onun 1930’lu yıllara ait ilkelerini demokrasi, asıl ilginci de çağdaşlık adına sonuna kadar savunuyorsun…
Atatürk hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir dediği halde sen kurucu iradenin çizdiği kırmızıçizgilerin milli irade tarafından geçilmesini asla istemiyor, “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” diyerek tabulaştırıp dokunulmazlaştırıyorsun.
Ama Erbakan’ın bizzat kurduğu, milletimizin her türlü engellemelere ve baskılara rağmen büyük coşku ile sahiplendiği, 40 yıldır büyük başarılara imza atan Millî Görüş hareketi üzerinde söz hakkını kendinde görüp teklifsiz kullanıyor, çalakalem karalıyorsun.
Sahi, sen kimsin ki böyle layüsel pozlar takınıyorsun? Kendini ne zannediyorsun sen?
Sen doğuştan biatlı bulunduğun ve asla tartıştırmadığın siyasi düşünceni tabu haline getirip herkese dayatırken; başkasının siyasi görüşüne hayal diyorsun, safsata diyorsun, müdahale hakkını kendinde bulup operasyona girişiyorsun!
Öyle mi?
Sen bu imtiyaza da doğuştan mı sahipsin?
Yani sen bu hakkı ve bu gücü damarlarındaki asil kandan mı alıyorsun?
Ey Oktay Ekşi, seninle aynı ideolojiyi taşıyan bu adamı götür de, şu bir türlü doldurulamayan CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturtmaya çalış. Millî Görüş’ün Partisi Saadet’in Genel Başkanlık koltuğunda ne işi var bu Numan KURTULMUŞ'un ?
ALINTI
Ama sergilediği din düşmanlığı ile Müslümanlara Önder Sav’a rahmet okutturacak denli bir Oktay Ekşi’nin bu kaçıncısıdır yazdığı başyazısındaki hararetli Numan Kurtulmuş savunuculuğundan nedense hiç söz eden yok!
Belli ki Millî Görüş-Siyonizm mücadelesi Saadet Partisi’nin içerisine de sıçratılmış durumda… Bu da çok tabiidir; her türlü savaş taktiğinin uygulandığı siyasi mücadele için çok fazla garipsenmemelidir.
Hele söz konusu olan, ırkçı emperyalizmin yerli işbirlikçilerine karşı gerçek bir kurtuluş mücadelesi veren Millî Görüş hareketi ise yapılanları hiç yadırgamamak gerekir.
Oktay Ekşi Erbakan’ı Millî Görüş’ün “şeyhi” olarak niteleyip herkesin hiç tartışmasız, kayıtsız, şartsız kendisine itaat etmesinin istendiğini ileri sürerek nasıl bir demagoji, eskilerin tabiri ile mugalata ustası olduğunu gösteriyor.
Ekşi, Numan Kurtulmuş’un ise bir bilim adamı olarak Millî Görüş’ün aslı astarı olmayan bir safsata olduğunu tespit ettiğini öne sürerek bu yüzden ortadan kaldırıp yok etmeye çalışmasından övgü ile söz ederek aldığı tepkileri ise antidemokratik bir zihniyetin ürünü olarak niteliyor.
Oysa Erbakan, kurucu lideri olduğu Millî Görüş hareketi ile 40 yıldır ülkesine, milletine büyük hizmetler yaptı, yapmaya da devam ediyor. Bu 40 yıllık zaman zarfında cereyan eden iç ve dış olaylarla bütün gelişmeler hiç istisnasız, Erbakan’ın Millî Görüş söylemi ile dile getirdiği gerçeklerin doğruluğunu teyit etti, ediyor.
Ama doğrusu yine de, güneş gibi parlayan bir hakikat olan Millî Görüş’ü safsata diye yarasa gibi karalamaya çalışmak, ilk günden beri Erbakan ve Millî Görüş partilerini gözü dönmüşçesine eleştiren azılı bir din düşmanı olarak Oktay Ekşi’ye çok da yakışıyor; asla çok görmüyoruz.
“Erbakan’ın ve yaşlı çıraklarının Numan Kurtulmuş ve onun genç ekibine Saadet Partisi’ni emanet etmesini” isteyen Oktay Ekşi’nin kendisi çok daha yaşlı olmasına rağmen neden Hürriyet’teki “Başyazı” köşesini güvendiği genç birine emanet etmediği sorusunu sormak ise gereksiz, yani abesle iştigal olur.
Çünkü ele verir talkını kendi yutar salkımı hokkabazlığının en başarılı ustası Oktay Ekşi’ye salkımları hep yutma hakkını teslim etmekten hiç yüksünmüyoruz. Bir de alışmış kudurmuştan beter olduğundan bu iptila hakkına (!) saygı duyuyoruz.
Ancak yine de, sormaktan kendimizi alamadığımız şöyle bir soruyu yöneltsek umarız Oktay Ekşi’nin nevri dönüp cinleri başına üşüşüp toplanmaz ve de dellenmez.
Bak, “tartışmasız hiçbir şeyin kabul edilmemesi gerektiğini” yazan çok özgürlükçü, çok demokrat, çok polemikçi Sayın Oktay Ekşi…
Bilindiği gibi CHP’nin kurucu lideri Atatürk’tür. Atatürk öleli 72 yıldır. Şimdi Eğer Osman oğulları sülalesinden bir genç profesör çıkıp takiyye yaparak CHP’ye genel başkan seçildikten sonra 6 ok ile temsil edilen ilkelerinin yerine başka ilkeler koymaya kalkışsa…
Ve “Atatürk bu ilkeleri 1930’lu yılların Avrupa’sından aldı. Artık Avrupa ve dünyanın hiçbir yerinde bu arkaik ilkeler uygulanmıyor. Bunları Avrupa’nın modern anlayışı ve çağdaş uygulamalarına uygun şekilde ıslah etmek gerekir. Tedavülden kalkmış, son kullanma tarihi çoktan geçmiş bu ilkeleri bağnazca savunup vazgeçmemek Atatürkçülük olarak savunulamaz.” Şeklinde bir söylem geliştirse…
O takdirde sen haşmetmeab ve bilumum “gardrop Atatürkçüleri” ne yaparsınız?
İşte tıpkı bu misalde olduğu gibi…Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, uzun yıllar takiyye yaparak riyakârca Millî Görüşçü gözüktükten sonra nihayet uygun fırsat ortaya çıktığında dışarıdan ve içeriden birtakım destek ve manipülasyonlarla Saadet Partisi Genel başkanlığına getirildi…
El etek öperek köprüyü geçtikten sonra şimdi kalkmış 40 yıllık siyasi hareketin liderine demediğini bırakmıyor. Ve Millî Görüş’ün ocağına incir ağacı dikip yerine Siyonist bir zihniyet ve söylem ikame etmeye kalkışmış bulunuyor. İşte Erbakan buna izin vermek istemiyor, karşı çıkıyor. Olay budur.
Oysa sen CHP’nin 6 okunun simgelediği ilkeleri tartıştırmıyorsun bile. Büyük milletimizin bir kez olsun tasvip edip seçimle iktidar yapmadığı CHP’yi ve onun 1930’lu yıllara ait ilkelerini demokrasi, asıl ilginci de çağdaşlık adına sonuna kadar savunuyorsun…
Atatürk hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir dediği halde sen kurucu iradenin çizdiği kırmızıçizgilerin milli irade tarafından geçilmesini asla istemiyor, “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” diyerek tabulaştırıp dokunulmazlaştırıyorsun.
Ama Erbakan’ın bizzat kurduğu, milletimizin her türlü engellemelere ve baskılara rağmen büyük coşku ile sahiplendiği, 40 yıldır büyük başarılara imza atan Millî Görüş hareketi üzerinde söz hakkını kendinde görüp teklifsiz kullanıyor, çalakalem karalıyorsun.
Sahi, sen kimsin ki böyle layüsel pozlar takınıyorsun? Kendini ne zannediyorsun sen?
Sen doğuştan biatlı bulunduğun ve asla tartıştırmadığın siyasi düşünceni tabu haline getirip herkese dayatırken; başkasının siyasi görüşüne hayal diyorsun, safsata diyorsun, müdahale hakkını kendinde bulup operasyona girişiyorsun!
Öyle mi?
Sen bu imtiyaza da doğuştan mı sahipsin?
Yani sen bu hakkı ve bu gücü damarlarındaki asil kandan mı alıyorsun?
Ey Oktay Ekşi, seninle aynı ideolojiyi taşıyan bu adamı götür de, şu bir türlü doldurulamayan CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturtmaya çalış. Millî Görüş’ün Partisi Saadet’in Genel Başkanlık koltuğunda ne işi var bu Numan KURTULMUŞ'un ?
ALINTI