Siyah_Kurdela
Üye
- Katılım
- 14 Haz 2006
- Mesajlar
- 28
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
Sultan Mecid zamanında, Kırım Seferi esnasında Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa kumandasındaki kuvvetlerimiz Varna'dan gemilerle Oportoya şehrine çıkarılmıştı. Burada talim ve terbiye ile meşgul olan askerlerimiz ansızın Rus ordusunun taarruzuna mâruz kalmış ve çetin bir muharebe başlamıştı. Düşmanın kuvveti bizimkinden kat kat üstün olduğu halde Cenâb-ı Hakk'ın inâyetiyle imanlı askerimiz onları mağlûp etmişti.
Fakat bu zafer öyle sanıldığı kadar kolay kazanılmamış din-ü devlet uğrunda şehid olmak, müslümanın şeref ve haysiyetini bir kez daha kurtarmak ve Kur'ân'a inanan bir irfan ordusunun yenilmiyeceğini bütün cihana duyurmak arzusuyla düşmana saldıran erlerimizin ölümü küçümseyen gayret ve şecaatleri ile elde edilmiştir.İşte bu muharebede yararlık gösteren ve şehidlik mertebesini kazanan topçu erlerinden Ispartalı Koca Halil de o bahtiyarlardan biridir.
Koca Halil sabahtan akşama kadar düşmanın toplarını, tabyalarını dövmüş, ona göz açtırmamış ve nihayet düşmanı geri dönmeye mecbur eylemişti. Fakat bu esnada düşman tarafından gelen bir gülleden fırlayan şarapnel Koca Halil'in karnına isabet ederek onu yere devirmiş ve kahraman Halil'in bağırsakları dışarı fırlamıştı.
Koca Halil asla metanetini kaybetmeden bir eliyle bağırsaklarını karnının içine itiyor, diğer eliyle de koynundan bir kurşun parçası çıkararak siper arkadaşı, hemşehrisi Memiş'e şöyle hitap ediyordu:
- Hemşehrim, gördüğün bu kurşun geçen Moskof muharebesinde babamı şehid etmiş. Ben o zaman henüz çocuktum. Babam bu kurşunu bana yadigâr olarak bırakmış. Şimdi sen bu kurşunu al, sağ olur da köyüne dönersen benim kanımla boyanan bu demir parçasını oğluma teslim et ve ona de ki:
"Allah yolunda, vatan uğrunda ben nasıl biri iki yapmağa çalıştıysam, o da üç yapmağa gayret etsin. Haydi hemşehrim Cennette kavuşuruz inşaallah" diyerek kelime-i şehâdet getirmek suretiyle son nefesini vermişti.
Fakat bu zafer öyle sanıldığı kadar kolay kazanılmamış din-ü devlet uğrunda şehid olmak, müslümanın şeref ve haysiyetini bir kez daha kurtarmak ve Kur'ân'a inanan bir irfan ordusunun yenilmiyeceğini bütün cihana duyurmak arzusuyla düşmana saldıran erlerimizin ölümü küçümseyen gayret ve şecaatleri ile elde edilmiştir.İşte bu muharebede yararlık gösteren ve şehidlik mertebesini kazanan topçu erlerinden Ispartalı Koca Halil de o bahtiyarlardan biridir.
Koca Halil sabahtan akşama kadar düşmanın toplarını, tabyalarını dövmüş, ona göz açtırmamış ve nihayet düşmanı geri dönmeye mecbur eylemişti. Fakat bu esnada düşman tarafından gelen bir gülleden fırlayan şarapnel Koca Halil'in karnına isabet ederek onu yere devirmiş ve kahraman Halil'in bağırsakları dışarı fırlamıştı.
Koca Halil asla metanetini kaybetmeden bir eliyle bağırsaklarını karnının içine itiyor, diğer eliyle de koynundan bir kurşun parçası çıkararak siper arkadaşı, hemşehrisi Memiş'e şöyle hitap ediyordu:
- Hemşehrim, gördüğün bu kurşun geçen Moskof muharebesinde babamı şehid etmiş. Ben o zaman henüz çocuktum. Babam bu kurşunu bana yadigâr olarak bırakmış. Şimdi sen bu kurşunu al, sağ olur da köyüne dönersen benim kanımla boyanan bu demir parçasını oğluma teslim et ve ona de ki:
"Allah yolunda, vatan uğrunda ben nasıl biri iki yapmağa çalıştıysam, o da üç yapmağa gayret etsin. Haydi hemşehrim Cennette kavuşuruz inşaallah" diyerek kelime-i şehâdet getirmek suretiyle son nefesini vermişti.