Öcalan'ın avukatlarının Gülerce ile görüşmesi 'PKK cemaatten ni istiyor? sorusun gündeme getirdi

-Muhammed-

Profesör
Katılım
18 Kas 2010
Mesajlar
1,740
Tepkime puanı
234
Puanları
63
Öcalan'ın avukatlarının Gülerce ile görüşmesi 'PKK cemaatten ni istiyor? sorusun gündeme getirdi

149505.jpg


Öcalan'ın avukatlarının Gülerce ile görüşmesi 'PKK cemaatten ni istiyor? sorusun gündeme getirdi



Fettullah Gülen Cemaatinin Türkiye'deki en tepe noktasında olduğu bilinen Zaman Yazarı Hüseyin Gülerce ile Öcalan'ın avukatlarının görüşmesi yeni soruları gündeme getirdi.
PKK Güneydoğu'da Gülen Cemaatiylel ciddi rekabet içinde. Zaman zaman kavgaya varan rekabette Gülen Cemaati hükümet desteği ile özellikle islamcı kesimi kontrol edebiliyor.
Yeni açılım politikası sürecinde ise cemaatin gücü PKK'yı rahatsız ediyor. Yani kürtleri bölüyor. Bu da PKK'nın gücünü zayıflatıyor.
Bu durumda yapılması gereken neydi? Cemaatle ilişki kurup, islamcı kürtlere de örgüt adına mesaj vermekti.
Peki PKK Gülen Cemaati'nden ne istiyor? Bu sorunun cevabını Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş köşesinde analiz etti.

- Geçen pazar Abdullah Öcalan'ın avukatları, Yalova'ya gidip Zaman yazarı Hüseyin Gülerce'yle uzun bir görüşme yaptı. (....)

CEMAAT SİYASİ PARTİ GİBİ

Buluşmanın hemen ardından, aylardır cemaatle ilgili sert ifadeler kullanan Abdullah Öcalan'dan sürpriz bir çıkış geldi. Cemaati "Gerek Türkiye'de gerek Ortadoğu'da önemli aktör" olarak tanımlayan, hatta "bir siyasi parti işlevine sahip" diyen Öcalan, Gülen hareketi için "Türkiye'nin hatta Ortadoğu'nun demokratikleşmesinde rol alabilirler" dedi.

Ardından beklenmedik ve bir o kadar da muallak bir ittifak önerisi ortaya attı: "Oldukça dinamik güçleri var, biz de dinamik bir gücüz. Bu iki dinamik gücün karşılıklı anlayış göstermesi ve dayanışma halinde olması durumunda Türkiye'de birçok temel sorun çözülecektir. Bu dayanışma sadece Türkiye'yi değil Ortadoğu'yu da etkileyecektir."

Aslı Aydıntaşbaş yerinde bir soru soruyor:

-Tuhaf. Tüm Türkiye haftalardır CHP ve BDP'nin de içinde yer aldığı bir "sol blok" tezini tartışmışken, bu ittifak da nereden çıkmıştı?

GÜLEN CEMAATİ BÖLGEDE GÜÇLENDİ

Öcalan'ın çıkışını daha da ilginç kılan, uzunca bir süredir Güneydoğu'da PKK tabanı ve Gülen cemaati arasında devam eden adı konmamış örtülü savaştı. Doksanların sonlarından itibaren Güneydoğu okulları, yurtları ve alternatif sivil toplum yapılanmasıyla varlık göstermekte olan Gülen cemaati, son açılım süreci ve referandumda "evet" için yürüttüğü kampanyayla bölgedeki siyasi profilini iyice yükseltti.

CEMAAT PKK HEDEFİNDEYDİ

Bundan rahatsız olan PKK, Gülen hareketini Güneydoğu'da kendisine rakip görüyor, bu siyasi rekabet üst düzey PKK ve BDP'lilerin demeçlerinden sokak eylemlerine kadar hissediliyordu. Fırat News gibi PKK'ya yakın medya kuruluşları, son dönemde düzenli olarak bölgedeki "cemaat" üyelerinin isimlerini afişe ediyordu.

Kürt hareketi içinde, KCK davası "cemaatçi polislerin işi" olarak anılıyordu. Bölgede Samanyolu, Zaman, Aksiyon gibi yayınlara tepki vardı. Hakkari'de cemaate yakın bir imamın infaz edilmesi, başka illerde tehdit ve araba kundaklamalar, işin rekabet ötesine şiddete dökülebileceğinin resmiydi. Bismil'de PKK tarafından 5 Kasım'da bir cemaat evi basıldı.

CEMAATLE MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK

Bu siyasi kutuplaşmanın ne kadar keskin olduğunu, geçen ay Brüksel de PKK'nın Avrupa sorumlularından Zübeyir Aydar'la yaptığım röportajda da gördüm. Aydar, PKK'nın imamın öldürülmesiyle ilgili olmadığını vurgulasa da, cemaat konusunda netti: "Şiddet demiyorum ama onlarla siyasi mücadelemiz devam edecek." Örgütün iki numaralı ismi Murat Karayılan da bir süre önce benzer açıklamalarda bulunmuştu.

İMRALI'DAN DEVLET TALEP ETTİ

Aydıntaşbaş, Öcalan'ın Cematle görüşme talebinin nedenlerini ise şöyle yorumladı:
-Peki bu ortamda Abdullah Öcalan neden bir anda cemaate gül atmış, hatta bir adım ileri giderek ittifak önermişti?
İki nedeni var. Öncelikle İmralı'da Öcalan'la görüşen devlet yetkilileri, Güneydoğu'da mütedeyyin kitleyle PKK yandaşları arasında bu tarz bir tırmanıştan rahatsız. Seçim sürecinde bu gerilimin sokak çatışmalarına ya da masum insanlara yönelik şiddet eylemlerine dönüşebileceği korkusu var. Öcalan'a bu yolda bir çağrı yapmasının toplumsal gerilimi düşüreceği, yaklaşık 40 gün önce kesilen görüşmelerin yeniden başlamasında da etkili olacağı hissettirildi.
PKK liderinin başka sebepleri de vardı. Öcalan, önümüzdeki süreçte anayasanın değişmesi, Kürtçe eğitim, yeni vatandaşlık tanımı gibi siyasi taleplerinde sadece devletle diyalog yoluyla bir yere gelemeyeceğini, bu talepler konusunda Türkiye kamuoyunun ikna edilmesi gerektiği düşüncesindeydi. Kendisine yakın isimlerden anladığım kadarıyla güçlü bir medya ayağı ve siyasi nüfuzuyla Gülen cemaatini kamuoyuna ulaşmak için makul bir aracı olarak gördü.
Ancak Öcalan'ın teklif ettiği birliktelik, hiç de kolay gözükmüyor.

HEM CAMAAT HEM DE PKK TABANI FOKUR FOKUR KAYNIYOR

Tam tersine Öcalan'ın hafta ortasındaki açıklamasından bu yana hem cemaatin için hem de PKK tabanı fokur fokur kaynıyor.

Cemaat açısından PKK, en son ittifak yapılabilecek yer. Cemaatin Kürt sorununa bakışını, en iyi özetleyen, Kürt tiplemeleriyle tepki çeken Samanyolu televizyonundaki "Tek Türkiye" dizisi.

Cemaate yakın duran tek tük liberal entelektüelleri bir kenara bırakırsanız, Gülen hareketinin bugünkü yönetim eliti, sadece muhafazakar değil aynı zamanda milliyetçi ve devletçi reflekslerle yoğrulmuş bir siyasi kültürden geliyor.
Zaten 2009 yerel seçimleri öncesinde Öcalan'ın avukatları ve Gülen cemaati önde gelenleri arasındaki (avukatların talebiyle gerçekleşen) benzer bir buluşma da bu yüzden son derece soğuk geçmiş, cemaati pek ikna etmemişti.

TABAN TABANA ZITLIK

PKK tabanında durum farklı değil. Evet Güneydoğu'da PKK'ya sempati duyanlar arsında mütedeyyin bir kitle var; ancak hem PKK hem de BDP'nin üst yönetiminde etkin olan, laik sol gelenekten gelen, muhafazakar yapılanmalara kuşkuyla bakan genç nesil. Kürt hareketindeki yönetim eliti de Gülen hareketini devletin bir uzantısı olarak görüyor, Öcalan'ın çağrısının Güneydoğu'da AK Parti'yle mücadelelerinin zayıflatacağını düşünüyor.
Tablo böyleyken henüz bırakın ittifakı, bir diyalogdan söz etmek için bile erken. Öyle görünüyor ki, Öcalan'ın açıklaması, hem Kandil hem de cemaat cephesinde çok tartışılacak.

İmralı'da devletle temasın önümüzdeki günlerde yeniden başlaması bekleniyor.
Kısa vadede tansiyonun düşmesi, hem devlet hem de diğer kesimlerin işine geliyor.

Öcalan'ın çağrısı, PKK tabanı ve cemaat mensupları arasında tırmanan gerilimi bir nebze düşürmüş olacak. Seçimlere kadar kan dökülmemesi, herkesin işine geliyor.
Ancak iki taban arasında uzun soluklu bir kimyasal uyum, bugünkü kutuplaşma ortamında zor gözüküyor.
 
Üst