O Farklı Bir Siyasetçi...!
- Konbuyu başlatan PUTKIRAN
- Başlangıç tarihi
bazı konuşmalar siyasidir. zaman ve mekana göre şartlar değişmiş bu nedenle konuşmaları da değişmiş olabilir. varsayalım ki sizin göstermeye çalıştığınız gibi bir şahsiyet sahibi oda bir insan, beşer nihayetinde. daha iyisi varsa gösterin. kusursuz bir lider aramıyoruz. idealist, azimli, gayretli, dindar, milletine hizmeti şiar edinmiş, birçok hizmetlerle de bunu halka ıspat etmiş, bu yola baş koymuş ve daha sayamayacağım birçok özelliğe sahip bir insan. herkesin beğenmesi anormal olurdu zaten.. ancak iki yüzlü münafık ruhlu biri herkesin gözüne, kalbine girebilir. sevmeyebilirsiniz ama bu derece kindar olmanız kusurları ifşa etmekten mutlu olmanız garip. sizin ve sizin gibi düşünen din kardeşlerimin hucurat süresini tefsiriyle sindire sindire okumalarını tavsiye derim.özellikle hucurat 6. ayetini.
''Ey iman edenler, eğer size bir fasık bir haber getirirse onu iyice araştırın, sonra bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.''
bu haberi yapanların montaj yapmadığından nasıl emin olabiliriz, daha önce çıkan birçok montajlanmış iftira ve yalan dolu haberler gibi.
''Ey iman edenler, eğer size bir fasık bir haber getirirse onu iyice araştırın, sonra bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.''
bu haberi yapanların montaj yapmadığından nasıl emin olabiliriz, daha önce çıkan birçok montajlanmış iftira ve yalan dolu haberler gibi.
@iqra beni ikna etmen bir şey ifade etmez.
İşte ayet işte hadis...
SAFF (2-3)
Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.
Rivayete göre, Ebu’d-Derda (r.a) ile Resulullah (sav) arasında şöyle bir konuşma geçer; Ebu’d-Derda; “Yâ Resulallah! Mümin, hırsızlık yapar mı?”
Resulullah (sav); “Evet, … Olabilir.” Peki, mümin zina edebilir mi? Resulullah (sav); (Efendimiz (sav) hoşlanmazsa da) “Evet!” der.
Ebu’d-Derda (r.a); Peki, mümin yalan söyler mi? Resulullah (sav); “Yalanı ancak iman etmeyen kimse uydurur.” Diye cevap verir. (Kenzu’l-Ummal H. No: 8994).
İmam Malik’in (r.a) Muvatta’sın da ise şöyle bir Hadisi Şerif geçer; “Bir gün kendisine (Hz. Muhammed’e (sav) çeşitli sorular soruldu. Ardından da; “Bir mümin yalan söyleyebilir mi” diye sordular.
Sevgili Peygamberimiz, oturduğu yerden şöyle biraz doğruldular ve hiddetle “Müslüman asla yalan söylemez! Müslüman asla yalan söylemez” diye, onlarca kez tekrar ettiler.
İşte ayet işte hadis...
SAFF (2-3)
Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.
Rivayete göre, Ebu’d-Derda (r.a) ile Resulullah (sav) arasında şöyle bir konuşma geçer; Ebu’d-Derda; “Yâ Resulallah! Mümin, hırsızlık yapar mı?”
Resulullah (sav); “Evet, … Olabilir.” Peki, mümin zina edebilir mi? Resulullah (sav); (Efendimiz (sav) hoşlanmazsa da) “Evet!” der.
Ebu’d-Derda (r.a); Peki, mümin yalan söyler mi? Resulullah (sav); “Yalanı ancak iman etmeyen kimse uydurur.” Diye cevap verir. (Kenzu’l-Ummal H. No: 8994).
İmam Malik’in (r.a) Muvatta’sın da ise şöyle bir Hadisi Şerif geçer; “Bir gün kendisine (Hz. Muhammed’e (sav) çeşitli sorular soruldu. Ardından da; “Bir mümin yalan söyleyebilir mi” diye sordular.
Sevgili Peygamberimiz, oturduğu yerden şöyle biraz doğruldular ve hiddetle “Müslüman asla yalan söylemez! Müslüman asla yalan söylemez” diye, onlarca kez tekrar ettiler.
Akın Aydın
Mü'min yalan söylemez
Rivayete göre, Ebu’d-Derda (r.a) ile Resulullah (sav) arasında şöyle bir konuşma geçer; Ebu’d-Derda; “Yâ Resulallah! Mümin, hırsızlık yapar mı?”
Resulullah (sav); “Evet, … Olabilir.” Peki, mümin zina edebilir mi? Resulullah (sav); (Efendimiz (sav) hoşlanmazsa da) “Evet!” der.
Ebu’d-Derda (r.a); Peki, mümin yalan söyler mi? Resulullah (sav); “Yalanı ancak iman etmeyen kimse uydurur.” Diye cevap verir. (Kenzu’l-Ummal H. No: 8994).
İmam Malik’in (r.a) Muvatta’sın da ise şöyle bir Hadisi Şerif geçer; “Bir gün kendisine (Hz. Muhammed’e (sav) çeşitli sorular soruldu. Ardından da; “Bir mümin yalan söyleyebilir mi” diye sordular.
Sevgili Peygamberimiz, oturduğu yerden şöyle biraz doğruldular ve hiddetle “Müslüman asla yalan söylemez! Müslüman asla yalan söylemez” diye, onlarca kez tekrar ettiler. Sahâbe-i Kirâm “Keşke bu soruyu sormasaydık. Hz. Peygamber’i çok üzdük.” diye pişmanlıklarını ifade ettiler.
Başbakan Erdoğan meydanlarda; “Ben, bunların böyle olduklarını (F. Gülen’i) bilmiyordum, tanımıyordum, vari çıkışlar yapıyor, serzenişlerde bulunuyor. “10 sene evvel haberim olsaydı, bunları engellerdim” şeklinde hem kendilerini, hem de gündemi aklama gayretine giriyor.
Yalan söylüyor. Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen’i de, Gülen hareketinin misyonunu da çok iyi biliyordu. Hadi (!) kendisini, yakın çevresinden uyaran olmamıştı, diyelim. Prof. Dr. Haydar Baş, yıllar öncesinden (10 yıldan da önce) zaman ve mekan göstererek Erdoğan’ı, diyalog ve bu diyalogcu harekete karşı uyardığını defalarca açıkladı. (bak. 3 Mart 2014 tarihli yazısı)
Eğer Erdoğan, ben bunları bilmiyordum, tanımıyordum, sözünün arkasındaysa, Türk Milleti şunu çok iyi bilmelidir ki! Ülkemizi, üç dönemdir papalık konseyinin bir parçası olan anlayış yönetiyor. Nasıl yani!
Çünkü F. Gülen’in (kendi ifadesiyle) üstlendiği bu kutsal misyonun amacı ile üç dönemlik Erdoğan iktidarlarının ortaya koyduğu icraatlar aynı. Bu icraatların bir kaçını Sayın Baş, 3 Mart tarihli yazısında şöyle sıraladı…
*AB mevzuatına göre, “domuz eti satılabilir kasaplık et oldu, satışı serbest bırakıldı.
*Din dersi kitaplarından Kelime-i Tevhidin ikinci kısmı olan “Muhammedün Resulullah” çıkarıldı.
*İçişleri Bakanlığı’nın, 2006 yılındaki 2227 sayılı kararı ile nüfus cüzdanlarından ‘Dini İslam’ ibaresi kaldırıldı.
*İmar Kanunu’nda yapılan değişiklikle “cami” ifadesi “ibadethane” olarak değiştirildi. Bundan sonra mahalle aralarında 50 bin kilise evi açıldı.
*Sizin döneminizde, Şanlıurfa’da Halilü-r Rahman’ın karşısında dinler bahçesi, 2004 senesinde Antalya’da başka bir dinler bahçesi açıldı.
*Bismillah” diyerek kilise kurdelesi kesmediniz mi?
*2004’te yapılan TCK değişikliği ile zina suç olmaktan çıkarıldı.
*AK Partisi, 3 Nisan 2007’de, Kasımpaşa’da, Büyük Piyale Kur’an Kursu’nun yıkımına karar vermedi mi?
*Kur’an Kursu yıkılırken, Van’da Akdamar Kilisesi 4 milyon TL harcanarak, onarılıp ayine açılmadı mı?
*15 Ağustos 2010, 2011, 2012 ve 2013 tarihlerinde Trabzon’da Sümela Manastırı’nda ayin gerçekleşmedi mi? Manastırdaki ayinler orada münzevi hayat yaşayan rahip ve rahibeler içindir. Siz bunu genele açtınız.
*19 Eylül 2010, 11 Eylül 2011, 9 Eylül 2012’de ve geçen yıl yine Eylül ayında Van’da Akdamar’da ayin yapılmadı mı?
*İzmir’in Çeşme İlçesi’nde Pazaryeri Camisi kiliseye çevrilerek burada ayin yapılmadı mı? Diyarbakır Surp Giragos Ortadoks Kilisesi’nde ayin yapılmadı mı?
*AKP döneminde İslam tarihinde ilk defa kilise imarı için yer tahsis edilmedi mi?
*İlk defa bu hükümet döneminde camiler kiliseye çevrilmedi mi?
*Peygamberimize “Muhammed kılıçla din yaymaktan başka ne yapmıştır” diyen Papa 16. Benedict’i, siz uçağın merdivenlerinde karşılamadınız mı?
*İslam dininde yasak olmasına rağmen 2004 senesinde, din dersi kitaplarına, Peygamber Efendimizin minyatür resimleri konulmadı mı?
* “Allah katında tek din İslam’dır” ayeti, sizin döneminizde AB ve ABD’den gelen tepkiler nedeniyle Cuma hutbelerinden kaldırılmadı mı?
*24 Eylül 2008’de hükümetinizin, Milli Eğitim Bakanlığı, imam-hatiplerde Dinler Tarihi dersine, Hıristiyan rahip ve hahamların davet edilmesini ve gençlere ders vermesini istemedi mi?”
Bizi aldatan, bizden değildir
Sosyal hayatın omurgası olan bu sözü Âlemler Rahmet Hz. Muhammet (sav) söylemiştir.
Erdoğan, milletimizi aldatıyor. Diyor ki; “bunlar var ya, bunlar (Gülen hareketi)! Benim, kız kardeşimin örtüsüne teferruat, dediler”.
Sizde dediniz…
“Yani burada bizim bireysel özgürlük anlayışlarımız eğer genel özgürlük anlayışının önüne çıkarsa herhalde yanlış yaparız, diye düşünüyorum. Geneli kucaklamak durumundayız. Ormanı düşünelim, oradaki birkaç ağacı değil. Birkaç ağaç üzerinden hareket edersek yanlış yaparız. Nitekim Türkiye’de yapılan kamuoyu araştırmalarının bu konudaki neticeleri çok açık net ortadadır.”
“Başörtüsü konusunda hiçbir yerde, kimseye söz vermedim. Vaat etmediklerimizi, vaat edilmiş gibi gösteren, provoke edenler var.” . (23 Nisan 2004 – Vakit)
Mü'min yalan söylemez
Rivayete göre, Ebu’d-Derda (r.a) ile Resulullah (sav) arasında şöyle bir konuşma geçer; Ebu’d-Derda; “Yâ Resulallah! Mümin, hırsızlık yapar mı?”
Resulullah (sav); “Evet, … Olabilir.” Peki, mümin zina edebilir mi? Resulullah (sav); (Efendimiz (sav) hoşlanmazsa da) “Evet!” der.
Ebu’d-Derda (r.a); Peki, mümin yalan söyler mi? Resulullah (sav); “Yalanı ancak iman etmeyen kimse uydurur.” Diye cevap verir. (Kenzu’l-Ummal H. No: 8994).
İmam Malik’in (r.a) Muvatta’sın da ise şöyle bir Hadisi Şerif geçer; “Bir gün kendisine (Hz. Muhammed’e (sav) çeşitli sorular soruldu. Ardından da; “Bir mümin yalan söyleyebilir mi” diye sordular.
Sevgili Peygamberimiz, oturduğu yerden şöyle biraz doğruldular ve hiddetle “Müslüman asla yalan söylemez! Müslüman asla yalan söylemez” diye, onlarca kez tekrar ettiler. Sahâbe-i Kirâm “Keşke bu soruyu sormasaydık. Hz. Peygamber’i çok üzdük.” diye pişmanlıklarını ifade ettiler.
Başbakan Erdoğan meydanlarda; “Ben, bunların böyle olduklarını (F. Gülen’i) bilmiyordum, tanımıyordum, vari çıkışlar yapıyor, serzenişlerde bulunuyor. “10 sene evvel haberim olsaydı, bunları engellerdim” şeklinde hem kendilerini, hem de gündemi aklama gayretine giriyor.
Yalan söylüyor. Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen’i de, Gülen hareketinin misyonunu da çok iyi biliyordu. Hadi (!) kendisini, yakın çevresinden uyaran olmamıştı, diyelim. Prof. Dr. Haydar Baş, yıllar öncesinden (10 yıldan da önce) zaman ve mekan göstererek Erdoğan’ı, diyalog ve bu diyalogcu harekete karşı uyardığını defalarca açıkladı. (bak. 3 Mart 2014 tarihli yazısı)
Eğer Erdoğan, ben bunları bilmiyordum, tanımıyordum, sözünün arkasındaysa, Türk Milleti şunu çok iyi bilmelidir ki! Ülkemizi, üç dönemdir papalık konseyinin bir parçası olan anlayış yönetiyor. Nasıl yani!
Çünkü F. Gülen’in (kendi ifadesiyle) üstlendiği bu kutsal misyonun amacı ile üç dönemlik Erdoğan iktidarlarının ortaya koyduğu icraatlar aynı. Bu icraatların bir kaçını Sayın Baş, 3 Mart tarihli yazısında şöyle sıraladı…
*AB mevzuatına göre, “domuz eti satılabilir kasaplık et oldu, satışı serbest bırakıldı.
*Din dersi kitaplarından Kelime-i Tevhidin ikinci kısmı olan “Muhammedün Resulullah” çıkarıldı.
*İçişleri Bakanlığı’nın, 2006 yılındaki 2227 sayılı kararı ile nüfus cüzdanlarından ‘Dini İslam’ ibaresi kaldırıldı.
*İmar Kanunu’nda yapılan değişiklikle “cami” ifadesi “ibadethane” olarak değiştirildi. Bundan sonra mahalle aralarında 50 bin kilise evi açıldı.
*Sizin döneminizde, Şanlıurfa’da Halilü-r Rahman’ın karşısında dinler bahçesi, 2004 senesinde Antalya’da başka bir dinler bahçesi açıldı.
*Bismillah” diyerek kilise kurdelesi kesmediniz mi?
*2004’te yapılan TCK değişikliği ile zina suç olmaktan çıkarıldı.
*AK Partisi, 3 Nisan 2007’de, Kasımpaşa’da, Büyük Piyale Kur’an Kursu’nun yıkımına karar vermedi mi?
*Kur’an Kursu yıkılırken, Van’da Akdamar Kilisesi 4 milyon TL harcanarak, onarılıp ayine açılmadı mı?
*15 Ağustos 2010, 2011, 2012 ve 2013 tarihlerinde Trabzon’da Sümela Manastırı’nda ayin gerçekleşmedi mi? Manastırdaki ayinler orada münzevi hayat yaşayan rahip ve rahibeler içindir. Siz bunu genele açtınız.
*19 Eylül 2010, 11 Eylül 2011, 9 Eylül 2012’de ve geçen yıl yine Eylül ayında Van’da Akdamar’da ayin yapılmadı mı?
*İzmir’in Çeşme İlçesi’nde Pazaryeri Camisi kiliseye çevrilerek burada ayin yapılmadı mı? Diyarbakır Surp Giragos Ortadoks Kilisesi’nde ayin yapılmadı mı?
*AKP döneminde İslam tarihinde ilk defa kilise imarı için yer tahsis edilmedi mi?
*İlk defa bu hükümet döneminde camiler kiliseye çevrilmedi mi?
*Peygamberimize “Muhammed kılıçla din yaymaktan başka ne yapmıştır” diyen Papa 16. Benedict’i, siz uçağın merdivenlerinde karşılamadınız mı?
*İslam dininde yasak olmasına rağmen 2004 senesinde, din dersi kitaplarına, Peygamber Efendimizin minyatür resimleri konulmadı mı?
* “Allah katında tek din İslam’dır” ayeti, sizin döneminizde AB ve ABD’den gelen tepkiler nedeniyle Cuma hutbelerinden kaldırılmadı mı?
*24 Eylül 2008’de hükümetinizin, Milli Eğitim Bakanlığı, imam-hatiplerde Dinler Tarihi dersine, Hıristiyan rahip ve hahamların davet edilmesini ve gençlere ders vermesini istemedi mi?”
Bizi aldatan, bizden değildir
Sosyal hayatın omurgası olan bu sözü Âlemler Rahmet Hz. Muhammet (sav) söylemiştir.
Erdoğan, milletimizi aldatıyor. Diyor ki; “bunlar var ya, bunlar (Gülen hareketi)! Benim, kız kardeşimin örtüsüne teferruat, dediler”.
Sizde dediniz…
“Yani burada bizim bireysel özgürlük anlayışlarımız eğer genel özgürlük anlayışının önüne çıkarsa herhalde yanlış yaparız, diye düşünüyorum. Geneli kucaklamak durumundayız. Ormanı düşünelim, oradaki birkaç ağacı değil. Birkaç ağaç üzerinden hareket edersek yanlış yaparız. Nitekim Türkiye’de yapılan kamuoyu araştırmalarının bu konudaki neticeleri çok açık net ortadadır.”
“Başörtüsü konusunda hiçbir yerde, kimseye söz vermedim. Vaat etmediklerimizi, vaat edilmiş gibi gösteren, provoke edenler var.” . (23 Nisan 2004 – Vakit)
yalandan bahsediyorsak siz de asla emin olunamayan, başkasının uydurduğu kurguladığı montajladığı bir haberi yayınlayarak başkasının yalancısı oluyorsunuz belki de fark etmeden. sizi ikna etmek gibi bir çabam yok. yanlış olan bir konuya müdahale sadece, bildiğim doğruyu, hakkı söylemek adına... ben söyleyeyim de sizin kabul etmeyeceğiniz zaten aşikar. şimdi başka bir yorumla nasıl olsa muhalefet edeceksiniz. dur bir düşüneyim vicdanlı bir şekilde, bu adam doğru söylüyordur belki demenizi beklemiyorum.
