Nutuk Atmaktan Vakit Bulamıyorlar

Dergaz

Profesör
Katılım
31 Ara 2007
Mesajlar
1,685
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Ne fark eder ki
Sınır karakolların PKK’ya karşı bir işe yaramadıkları 25 sene önce ortaya çıkmış ama yüce generallerimiz 30 Ağustoslarda hamâset ve “laiklik” nutukları çekmekden vakit bulup da bu eksiği giderme zahmetine katlanmamışlar.

Yağmur Atsız / Star

‘Yurdda sulh, cihanda sulh’ün hikmeti
SIPRI diye bir kuruluş var, “Stockholm International Peace Research Institute”, yâni Stokholm Enternasyonal Barış Araştırmaları Enstitüsü. Aslında savaş araştırmaları dense daha uygun olur, zîrâ bu enstitü yeryüzündeki bütün ülkelerin askerî durumlarını, ne kadar silah üretip satdıklarını yâhut satın aldıklarını inceliyor. Son bilgileri ilginç bulduğum için kısmen sizlerle paylaşmak istiyorum. Buna göre 2009 Yılı’nda silahlanma (bizzat üretim ve satın alma) için harcanan para, bir yıl öncesine nazaran %5,9 artışla 1.500 milyar Dolar olmuş. Bunun 661 milyar Doları, yâni yarıdan biraz fazlası ABD’nin payına düşüyor. İkinci sırada 100 milyar Dolarla Çin geliyor. Türkiye ise 19 milyar Dolar harcamış silahlanmak için. Bu meblâğın çok büyük bölümü silah üretimi değil alımına harcanmış. Almanya’nın en yağlı müşterisi. Dünyâ silah ihrâcâtının ilk üç ilerigeleni %30’luk payla ABD, %23’lük payla Rusya ve %11’lik payla Almanya. Almanya’nın en iyi alıcılarıysa sırayla Türkiye, Yunanistan ve Güney Afrika.
Ancak Türkiye’nin hangi amaçla hangi silahı aldığı da pek belli değil. Kıymetli kumandanlarımız, darbe planları hazırlamakdan ayırabildikleri boş zamanlarda muhtemelen remil atarak yâhut çöp çek
mece metoduyla mübâyaada bulunduklarından meselâ Türkiye’nin hava savunma durumu pek “parlak” gözükmüyor. Açıkçası doğru dürüst bir füze savunma sistemimiz yok! Peki, neyimiz var?
Vallâhi, 25 Ekim 1985’den bugüne kadar yediğimiz toplam 33 karakol baskını sonucu kaybetdiğimiz toplam 357 şehîdimiz var! Yâni o çoğu mezbelelik hâlindeki karakolların PKK’ya karşı bir işe yaramadıkları daha bundan 25 sene önce ortaya çıkmış ama yüce generallerimiz 30 Ağustoslarda hamâset ve “laiklik” üzerine nutuklar çekmekden vakit bulup da bu “ufak” eksiği gidermek zahmetine katlanmamışlar.
Peki, daha ne var?
“Haberci” kisvesi altında emireri olarak kullanılan yüzbin (sayıyla 100.000) Mehmedcikle orduevlerinde garson ve uşak olarak olarak kullanılan altmışbeşbin (65.000) Mehmedcik var! İngiltere’nin toplam ordu mevcûduna yakın! Bkz.: Mümtaz’er Türköne, “Zaman”, 15.08.10.
Peki, daha daha neler var?
Bütün hatırı sayılır ülkelerde kadro indirimine gidilirken bir “Peygamber Ocağı” edebiyâtıyla behemehâl muhâfaza edilmek istenen 800.000 mevcudlu bir kuru kalabalık var!
Ve de bunlara kumanda etdikleri ileri sürülen 347 general ve amiral var!
Peki, neden 75/80 değil de 347?
E, o 800.000 kişi başıboş mu kalsın?
“General olmak demek birdenbire itibarın, imkânların ve statünün, üstelik ailece, birkaç kat artması alamına geliyor.” Mümtaz’er Türköne...
Sonra da sayıyor: Lüks konutlar, şahsî kullanıma Mercedes, helikopter ve uçaklarla eşlere korumalı ilâve taşıtlar, emeklilikden sonra OYAK’da yönetim kurulu üyeliği, mahdumlara ve kerîmelere yine orada iş vs.
Ben Ulu Önder Atatürk’ün neden “Yurda sulh, cihanda sulh!” dediğini ancak yeni yeni anlamaya başlıyorum. Ne de olsa ufkun gerisini gören adam.
Maazallah, siz bu orduyla savaşa girmek ister miydiniz?
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
ALLAH KORUSUN!

Mazaallah girdik diyelim şehadetlerimiz bilem tehlikeye düşecek... Allah bizi korusun...
 

Ebu'l-Feth

Doçent
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
648
Tepkime puanı
114
Puanları
0
Konum
dünya
İnşaAllah onlarında devri bitecek... saltanatları yıkılmak üzere, vesselam...
 
Üst