Tarikatı inkar hevesi ile zaman şahıs zamanı değildir diyen nurcuların nursi merhumu mehdi diye pazarlamaya çalışırken bu şahıs zamanı değildir sözünü unutmaları manidardır. Yine bazı şeyh efendilere laf atmaya devam ederler. Şu sözler Ahmet Akgündüz'den:
"Bütün bu baskılar Nur hizmetini durduramayınca, bu sefer Müslümanlar nezdinde makbul bazı şeyhleri ve âlimleri Bedîüzzaman’ın aleyhinde kullanarak Nurların ehl-i iman nezdindeki tesirini kırmaya çalışmışlardır. Mustafa Kemal virüsünden kurtulamayan bu gruba iki önemli misal vermek gerekmektedir. Yani Kemalist Rejim, Bedîüzzaman’ı adlî, askerî ve mülkî tedbirlerle bertaraf edemeyince, yen bir yol denemişlerdir. O da yanlarına çekebildikleri, dîn âlimleri ve bazı şeyhler vasıtasıyla, Bedîüzzaman’ın ilmî itibarını çürütmek ve Risâle-i Nurlara itiraz oklarını atmaktır.
Birincisi, Şeyh Şerâfeddin’dir ki, Eskişehir Hapsinde istismar edilmiştir. Bu zatı 120 kişilik nur maznunları ile birlikte göstermelik bir şekilde Eskişehir hapsine atan rejimin ana hedefi, Nur Talebelerini kandırarak Bedîüzzaman’dan ayrımaktır. Bedîüzzaman’ı tek hücrede tecrid eden rejim, onu kırk kişilik Nur Talebelerinin bulunduğu koğuşa koymuş ve sonra da tahliye etmiştir. Onun müridlerinden olan Şeyh Nazım Kıbrısî’nin Mustafa Kemal sevgisi ve Nurlara dil uzatması bu hâdiseye dayanmaktadır.
İkincisi ise, Eskişehir Hapsinin meyvesi olan ve 1936 yılında telif edilen 33 Kur’ân âyetinin Nurlar’a işârî olarak işâretini açıklayan Birinci Şu’a’yı vesile yapan ve Mustafa Kemal’e yakınlığı ile bilinen Seyyid Abdülhâkim Arvasî, şuursuzca Bedîüzzaman’a itiraz eylemiş ve onun müridleri, kısmen de olsa, bu itirazda kendisini takip etmişlerdir. Necip Fazıl’ın ve son zamanlarda Osman Ünlü adlı bir biçarenin itirazlara buna dayanmaktadır."
Nurcularn kahir ekseriyetinin gülencilerden aslında bir farkı yoktur. Sadece cemaat tarafgirliği...
Nursi merhumun tarikat almasını -bunu inkar asrın büyüklerine yalan isnadı demektir- reddetmek, özür dilemesini onun mehdiliği adına nakıslık kabul etmek ve hepsi yalan deyip geçiştirmek, yine onların cehaletidir.
Dediğimiz gibi kitap okuyarak maneviyat olmuyor. Ülkeyi satanlar çıktığı gibi, ümmeti satanlar da çıkıyor. Basit bir büyüklük sevdasına...
"Bütün bu baskılar Nur hizmetini durduramayınca, bu sefer Müslümanlar nezdinde makbul bazı şeyhleri ve âlimleri Bedîüzzaman’ın aleyhinde kullanarak Nurların ehl-i iman nezdindeki tesirini kırmaya çalışmışlardır. Mustafa Kemal virüsünden kurtulamayan bu gruba iki önemli misal vermek gerekmektedir. Yani Kemalist Rejim, Bedîüzzaman’ı adlî, askerî ve mülkî tedbirlerle bertaraf edemeyince, yen bir yol denemişlerdir. O da yanlarına çekebildikleri, dîn âlimleri ve bazı şeyhler vasıtasıyla, Bedîüzzaman’ın ilmî itibarını çürütmek ve Risâle-i Nurlara itiraz oklarını atmaktır.
Birincisi, Şeyh Şerâfeddin’dir ki, Eskişehir Hapsinde istismar edilmiştir. Bu zatı 120 kişilik nur maznunları ile birlikte göstermelik bir şekilde Eskişehir hapsine atan rejimin ana hedefi, Nur Talebelerini kandırarak Bedîüzzaman’dan ayrımaktır. Bedîüzzaman’ı tek hücrede tecrid eden rejim, onu kırk kişilik Nur Talebelerinin bulunduğu koğuşa koymuş ve sonra da tahliye etmiştir. Onun müridlerinden olan Şeyh Nazım Kıbrısî’nin Mustafa Kemal sevgisi ve Nurlara dil uzatması bu hâdiseye dayanmaktadır.
İkincisi ise, Eskişehir Hapsinin meyvesi olan ve 1936 yılında telif edilen 33 Kur’ân âyetinin Nurlar’a işârî olarak işâretini açıklayan Birinci Şu’a’yı vesile yapan ve Mustafa Kemal’e yakınlığı ile bilinen Seyyid Abdülhâkim Arvasî, şuursuzca Bedîüzzaman’a itiraz eylemiş ve onun müridleri, kısmen de olsa, bu itirazda kendisini takip etmişlerdir. Necip Fazıl’ın ve son zamanlarda Osman Ünlü adlı bir biçarenin itirazlara buna dayanmaktadır."
Nurcularn kahir ekseriyetinin gülencilerden aslında bir farkı yoktur. Sadece cemaat tarafgirliği...
Nursi merhumun tarikat almasını -bunu inkar asrın büyüklerine yalan isnadı demektir- reddetmek, özür dilemesini onun mehdiliği adına nakıslık kabul etmek ve hepsi yalan deyip geçiştirmek, yine onların cehaletidir.
Dediğimiz gibi kitap okuyarak maneviyat olmuyor. Ülkeyi satanlar çıktığı gibi, ümmeti satanlar da çıkıyor. Basit bir büyüklük sevdasına...