Nur Talebeleri Sadece Risale-i Nur Mu Okuyorlar?

terennum

Üye
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
71
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
İstanbul
Nur talebeleri sadece Risale-i Nur mu okuyorlar?

Bediüzzaman, Risaleler hakkında; “Risale-i Nur hakaik-i imaniyeye taalluk eden meselelerde kâfidir, başka eserlere ihtiyaç bırakmaz.” der. Başka yerlerde de bu ifadeyi “haslar için” diye tahsis eder. Üstadın zamanında hizmetle ve telifatla alakadar olanların çok az olması itibariyle, bu umumi ve yüce hizmet onların mesailerine terettüb ettiğinden başka şeylerle iştigal etmeleri hizmete sekte vuracağından, o zamanki Nur talebelerinin tümü Risalelerle meşgul olmuş, başka şeylerle ilgilenmemişlerdir.

Ayrıca bu zamanda herkes belli konularda ihtisaslaşmakta, ihtisas konuları dışındaki eserlere fazla zaman ayırmamaktadır. “Umuma el atmak, umumu terk etmektir.” Dolayısıyla kendilerini bu davaya adamış ve Risalelere hizmet etmeyi gaye edinmiş bir kimsenin başka şeylerle meşgul olması ihtisasını zedeler ve motivasyonunu bozar. Zaten ihtisaslaşmanın mahiyeti icabı böyle olması lazımdır.

Üstadımız bu zamanın hastalığını zaaf-ı diyanet olarak belirlemiş, batıl felsefi cereyanlarla nice inanların imanlarının zedelendiğini görmüş, bütün bunlara karşı iman hakikatlerini izah ve ispata ağırlık vererek bu zamanın hastalıklarına tam deva olacak Nur Külliyatını telif etmiştir. Nur talebeli de bu eserleri muhtaç olanlara ulaştırmayı bu zamanın en büyük bir manevi cihadı olarak benimsemişler ve bunu hayatlarının gayesi yapmışlardır. Bununla birlikte Nur talebeleri bilgilerini artırmak için başka faydalı eserleri de okurlar. Ama bu okuyuş şahsi kalır. Birlikte neşir ve ilan için çalıştıkları eserler Nur külliyatıdır. Bunun normak karşılanması gerekir. Her fakültede bütün bilim dalları okutulmadığı, her tarikatta bütün zikirler çekilmediği, her sanayici her çeşit mamülün üretimine çalışmadığı gibi, Nur talebeleri de iman kurtarma davasına öncelik vermekte ve çalışmalarını bu sahada yoğunlaştırmaktadırlar.
Kaldı ki, Nur talebeleri, imani ve Kur'ani hakikatlerin öğrenilmesinde bir tefsir olarak risaleleri okumayı tercih etmekle birlikte, okudukları tek kitap risaleler değildir.

Onlar risalelerden namazın niçin kılınacağını öğrenirler, ilmihal okuyarak ise nasıl kılınacağını öğrenirler.

11. Lemayı okuduklarında peygamber efendimizin sünnetine uymanın lüzumunu anlarlar, siyer kitapları okuyarak ise sünnetin ayrıntılarını öğrenirler.
Bugün Nur talebelerince kurulmuş birçok yayınevi vardır. Buralarda basılan kitaplara bakılırsa meselenin boyutları görülebilir.

SorularlaRisaleinur.Com
 

poyraz_

Üye
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Risale-i Nur iman hakikatlarını çok güzel bir biçimde anlatıp insanların imanlarına vesile oluyor. Herkesin bir kere okuması gereken bir kaynak.
Sadece risale okumak veya ona yoğunlaşmakda yanlış tabiki. Sürekli onu okusan 5000 kusür ayetten bi haber kalırsın. zaten böyle bir saçmalığıda kimse yapmaz. Dönüp dolaşıp tekrar tekrar okumacak tek kitap Kurandır.başka hiç birşey değil...
 
H

hiç

Guest
Risale-i Nur iman hakikatlarını çok güzel bir biçimde anlatıp insanların imanlarına vesile oluyor. Herkesin bir kere okuması gereken bir kaynak.
Sadece risale okumak veya ona yoğunlaşmakda yanlış tabiki. Sürekli onu okusan 5000 kusür ayetten bi haber kalırsın. zaten böyle bir saçmalığıda kimse yapmaz. Dönüp dolaşıp tekrar tekrar okumacak tek kitap Kurandır.başka hiç birşey değil...

+ Üstad'ın kaç kitap okudugunu ve ezberine aldıgını benden iyi bilirsiniz...kesinlikle anlaşılır şey degil...ama bir yorum almıştım Nur'lu kardeşin birinden..."hazır kaynak varken başka yerlerde neden oyalanayım..?" demişti..hazır yeyicilik gibi bişey degil mi..? neden başka kitaplarda okunmasın ve okunulan kitapların süzgecinden geçirilerek bir fikir ortaya çıkarılmasın..?:confused1[1]:
 

melde

helina_roje
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
2,238
Tepkime puanı
24
Puanları
0
Konum
Ankara
Risale okuyorum bunun yanı sıra bir çok islam aliminin eserlerindende faydalanıyorum.
 

yasinerbu

Üye
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
188
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bu konuda üstadı dinleyelim.


«Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir.» (Lem’alar sh: 167)

«Hem Risaletü’n-Nur, sair ulemanın eserleri gibi, yalnız aklın ayağı ve nazarıyla ders vermez ve evliya misilli yalnız kalbin keşif ve zevkiyle hareket etmiyor. Belki akıl ve kalbin ittihad ve imtizacı ve ruh ve sair letâifin teavünü ayağıyla hareket ederek evc-i âlâya uçar. Taarruz eden felsefenin değil ayağı, belki gözü yetişmediği yerlere çıkar, hakaik-i imaniyeyi kör gözüne de gösterir.» (Kastamonu Lâhikası sh: 12)

«Eskiden kırk günden tut, tâ kırk seneye kadar bir seyr ü sülûk ile bazı hakaik-i imaniyeye ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise, Cenâb-ı Hakkın rahmetiyle, kırk dakikada o hakaike çıkılacak bir yol bulunsa, o yola karşı lâkayt kalmak elbette kâr-ı akıl değil. İşte, otuz üç adet Sözler, böyle Kur’ânî bir yolu açtığını, dikkatle okuyanlar hükmediyorlar.

Madem hakikat budur. Esrar-ı Kur’âniyeye ait yazılan Sözler, şu zamanın yaralarına en münasip bir ilâç, bir merhem ve zulümatın tehacümatına maruz heyet-i İslâmiyeye en nâfi bir nur ve dalâlet vâdilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber olduğu itikadındayım.

Bilirsiniz ki, eğer dalâlet cehaletten gelse, izalesi kolaydır. Fakat dalâlet fenden ve ilimden gelse, izalesi müşküldür. Eski zamanda ikinci kısım binde bir bulunuyordu. Bulunanlardan ancak binden biri irşadla yola gelebilirdi. Çünkü, öyleler kendilerini beğeniyorlar. Hem bilmiyorlar, hem kendilerini bilir zannediyorlar. Cenâb-ı Hak şu zamanda, i’câz-ı Kur’ân’ın mânevî lemeâtından olan malûm Sözleri, şu dalâlet zındıkasına bir tiryak hâsiyetini vermiş tasavvurundayım.» (Mektubat sh: 23)

«Risele-i Nur’daki hakaik, nasılki doğrudan doğruya feyz-i Kur’andan mülhem hakaik-i imaniyedir zaman ve zemine göre değişmez ebedî hakikatlardır. O kudsî hakaikın ders ve tâliminde, neşir ve ilânatında da hizmete taallûk eden irşad, ikaz, teşvik ve tergîbi tazammun eden şu gelecek meseleler de her halde değişmez dersler ve esasattır ki, Nur Talebeleri hayatın ve hizmetin muhtelif saha ve safhalarında onlardan istifade ederler, müşkilâtlarını giderirler.» (Hizmet Rehberi sh: 9)

«Size kat’iyen ve çok emarelerle ve kat’î kanaatimle beyan ediyorum ki, gelecek yakın bir zamanda, bu vatan, bu millet ve bu memleketteki hükûmet, âlem-i İslâma ve dünyaya karşı gayet şiddetle Risale-i Nur gibi eserlere muhtaç olacak mevcudiyetini, haysiyetini, şerefini, mefahir-i tarihiyesini onun ibrazıyla gösterecektir.» (Emirdağ Lâhikası-l sh: 78)

........
 

Gülçehre

Asistan
Katılım
1 Tem 2006
Mesajlar
858
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
35
Konum
...Malatya...
Risale-i Nur iman hakikatlarını çok güzel bir biçimde anlatıp insanların imanlarına vesile oluyor. Herkesin bir kere okuması gereken bir kaynak.
...
bir kere okuyupta heme risaleleri anlayan bulmak bence biraz zor baya okumak lazı,risaleler bilindiği üzre kıskançtır.bola bol okunmalı ama başta Kuran_ı kerim ek olarak risale diyorum
 

yasinerbu

Üye
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
188
Tepkime puanı
0
Puanları
0
اَحَد;108622' Alıntı:
bir kere okuyupta heme risaleleri anlayan bulmak bence biraz zor baya okumak lazı,risaleler bilindiği üzre kıskançtır.bola bol okunmalı ama başta Kuran_ı kerim ek olarak risale diyorum

kardeşim Risale-i Nur'u KUR'AN dan uzaklaştırmak niye bak üstad ne diyor

«Sözler hakkında, tevazu suretinde demiyorum belki bir hakikati beyan etmek için derim ki:

Sözlerdeki hakaik ve kemâlât benim değil, Kur’ân’ındır ve Kur’ân’dan tereşşuh etmiştir.» (Mektubat sh: 369

Doğrudan doğruya, tarikat berzahına uğramadan, lûtf-u İlâhî ile hakikate geçmektir ki, Sahabeye ve Tâbiîne has ve yüksek ve kısa tarik şudur. Demek, hakaik-i Kur’âniyeden tereşşuh eden nurlar ve o nurlara tercümanlık eden Sözler, o hassaya mâlik olabilirler ve mâliktirler.» (Mektubat sh: 356)


Eskiden kırk günden tut, tâ kırk seneye kadar bir seyr ü sülûk ile bazı hakaik-i imaniyeye ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise, Cenâb-ı Hakkın rahmetiyle, kırk dakikada o hakaike çıkılacak bir yol bulunsa, o yola karşı lâkayt kalmak elbette kâr-ı akıl değil. İşte, otuz üç adet Sözler, böyle Kur’ânî bir yolu açtığını, dikkatle okuyanlar hükmediyorlar.


«Madem Kur’ân-ı Hakîm mürşidimizdir, üstadımızdır, imamımızdır, her bir âdabda rehberimizdir. O kendi kendini methediyor. Biz de onun dersine ittibâen, onun tefsirini methedeceğiz.

Hem madem yazılan Sözler onun bir nevi tefsiridir. Ve o risalelerdeki hakaik, Kur’ânın malıdır ve hakikatleridir. Ve madem Kur’ân-ı Hakîm ekser sûrelerde, hususan elif lâm râ’larda, hâ mim’lerde kendi kendini kemâl-i haşmetle gösteriyor, kemâlâtını söylüyor, lâyık olduğu medhi kendi kendine ediyor. Elbette, Sözlerde in’ikas etmiş Kur’ân-ı Hakîmin lemeât-ı i’câziyesinden ve o hizmetin makbuliyetine alâmet olan inâyât‑ı Rabbâniyenin izharına mükellefiz. Çünkü o üstadımız öyle eder ve öyle ders verir.» (Mektubat sh: 368)

<<Madem hakikat budur. Esrar-ı Kur’âniyeye ait yazılan Sözler, şu zamanın yaralarına en münasip bir ilâç, bir merhem ve zulümatın tehacümatına maruz heyet-i İslâmiyeye en nâfi bir nur ve dalâlet vâdilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber olduğu itikadındayım.

Bilirsiniz ki, eğer dalâlet cehaletten gelse, izalesi kolaydır. Fakat dalâlet fenden ve ilimden gelse, izalesi müşküldür. Eski zamanda ikinci kısım binde bir bulunuyordu. Bulunanlardan ancak binden biri irşadla yola gelebilirdi. Çünkü, öyleler kendilerini beğeniyorlar. Hem bilmiyorlar, hem kendilerini bilir zannediyorlar. Cenâb-ı Hak şu zamanda, i’câz-ı Kur’ân’ın mânevî lemeâtından olan malûm Sözleri, şu dalâlet zındıkasına bir tiryak hâsiyetini vermiş tasavvurundayım.» (Mektubat sh: 23)

«Risele-i Nur’daki hakaik, nasılki doğrudan doğruya feyz-i Kur’andan mülhem hakaik-i imaniyedir zaman ve zemine göre değişmez ebedî hakikatlardır. O kudsî hakaikın ders ve tâliminde, neşir ve ilânatında da hizmete taallûk eden irşad, ikaz, teşvik ve tergîbi tazammun eden şu gelecek meseleler de her halde değişmez dersler ve esasattır ki, Nur Talebeleri hayatın ve hizmetin muhtelif saha ve safhalarında onlardan istifade ederler, müşkilâtlarını giderirler.» (Hizmet Rehberi sh: 9)
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İslam'ın bütün zenginliği tek bir Alimimiz ve tek bir eseri değildir.. Asırlardır nice Alimlerimiz gelip geçmişler, nice kıymetli eserleri arkalarından bırakmışlardır.. Onların hepsi ayrı ayrı birer hazinedir.. Bu birikim, bu miras hiç bir dine nasip olmamıştır..

O nedenle Sadece Risale diyenler, eğer varsa, kendi Miraslarına ihanet ederler.. Kendi bindikleri dalı kesmiş olurlar..

Hem böylelerine çıkıp birisi derse ki:

Risalelerden önce insanlar Kur'an'ı ve Hadis'i hakiki manada anlamıyorlar mıydı? Bu kadar Alimimiz insanlara uzun ve yokuşlu yolları mı öğretmiş, tavsiye etmişlerdi?

Bu iftirayı hangi nurlanmış akıl tastikler, hangi insaflı kalb sahiplenir, hangi temiz vicdan kabullenebilir?

Aklı ve feraseti olan hiç bir insanın "Sadece Risaleler yeter" diyeceğini sanmıyorum.. Bunun hiç bir mazereti ve hiç bir delili olmaz..

"Yalnızca Risale yeter, başka eser okumaya gerek yoktur" demek; yaşamam için hava yeter; suya, güneşe, gıdaya, uykuya, dinlenmeye, ev bark kurmaya vs. vs. gerek yoktur demek kadar saçmadır..
 

yasinerbu

Üye
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
188
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İslam'ın bütün zenginliği tek bir Alimimiz ve tek bir eseri değildir.. Asırlardır nice Alimlerimiz gelip geçmişler, nice kıymetli eserleri arkalarından bırakmışlardır.. Onların hepsi ayrı ayrı birer hazinedir.. Bu birikim, bu miras hiç bir dine nasip olmamıştır..

O nedenle Sadece Risale diyenler, eğer varsa, kendi Miraslarına ihanet ederler.. Kendi bindikleri dalı kesmiş olurlar..

Hem böylelerine çıkıp birisi derse ki:

Risalelerden önce insanlar Kur'an'ı ve Hadis'i hakiki manada anlamıyorlar mıydı? Bu kadar Alimimiz insanlara uzun ve yokuşlu yolları mı öğretmiş, tavsiye etmişlerdi?

Bu iftirayı hangi nurlanmış akıl tastikler, hangi insaflı kalb sahiplenir, hangi temiz vicdan kabullenebilir?

Aklı ve feraseti olan hiç bir insanın "Sadece Risaleler yeter" diyeceğini sanmıyorum.. Bunun hiç bir mazereti ve hiç bir delili olmaz..

"Yalnızca Risale yeter, başka eser okumaya gerek yoktur" demek; yaşamam için hava yeter; suya, güneşe, gıdaya, uykuya, dinlenmeye, ev bark kurmaya vs. vs. gerek yoktur demek kadar saçmadır..


:rtfm[1]: ne alakası var yukarideki yazılanları insafla bi okusan böyle çamur atmazdın.
 

yasinerbu

Üye
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
188
Tepkime puanı
0
Puanları
0
«Bütün kuvvetimle derim ki:

Gazetelerde neşrettiğim umum makalâtımdaki umum hakaikte nihayet derecede musırrım. Şayet zaman-ı mazi cânibinden, Asr-ı Saadet mahkemesinden adaletnâme-i şeriatla davet olunsam neşrettiğim hakaiki aynen ibraz edeceğim. Olsa olsa, o zamanın ilcaatının modasına göre bir libas giydireceğim.

Şayet müstakbel tarafından üç yüz sene sonraki tenkidât-ı ukalâ mahkemesinden tarih celp namesiyle celp olunsam, yine bu hakikatleri, tevessü ve inbisat ile çatlayan bazı yerlerini yamalamakla beraber, taze olarak orada da göstereceğim.

Demek, hakikat tahavvül etmez hakikat haktır.» (İki Mekteb-i Musibetin Şehadetnamesi sh: 44)
 

yasinerbu

Üye
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
188
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İslam'ın bütün zenginliği tek bir Alimimiz ve tek bir eseri değildir.. Asırlardır nice Alimlerimiz gelip geçmişler, nice kıymetli eserleri arkalarından bırakmışlardır.. Onların hepsi ayrı ayrı birer hazinedir.. Bu birikim, bu miras hiç bir dine nasip olmamıştır..

O nedenle Sadece Risale diyenler, eğer varsa, kendi Miraslarına ihanet ederler.. Kendi bindikleri dalı kesmiş olurlar..

Hem böylelerine çıkıp birisi derse ki:

Risalelerden önce insanlar Kur'an'ı ve Hadis'i hakiki manada anlamıyorlar mıydı? Bu kadar Alimimiz insanlara uzun ve yokuşlu yolları mı öğretmiş, tavsiye etmişlerdi?

Bu iftirayı hangi nurlanmış akıl tastikler, hangi insaflı kalb sahiplenir, hangi temiz vicdan kabullenebilir?

Aklı ve feraseti olan hiç bir insanın "Sadece Risaleler yeter" diyeceğini sanmıyorum.. Bunun hiç bir mazereti ve hiç bir delili olmaz..

"Yalnızca Risale yeter, başka eser okumaya gerek yoktur" demek; yaşamam için hava yeter; suya, güneşe, gıdaya, uykuya, dinlenmeye, ev bark kurmaya vs. vs. gerek yoktur demek kadar saçmadır..



«Ulema-i ilm-i kelâmın ve usûlü’d-din allâmelerinin ve Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaatin dâhi muhakkiklerinin İslâmî akidelere dair çok tetkik ve muhakematla ve âyât ve hadisleri müvazene ile kabul ettikleri usûlü’d-din düsturları, şimdiki Risale‑i Nur’un meşrebini muhafazaya emrediyor, kuvvet veriyor.» (Emirdağ Lâhikası-l sh: 210)
 

yasinerbu

Üye
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
188
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bediüzzaman Hazretleri, geçmiş asırlarda gelmiş müceddidlik makamındaki zâtlar bu zamanda olsaydılar, tasavvufî meslek tarzına bedel, Risale-i Nurun asıl vazifesi olan iman hizmetini esas alacaklarını şöyle ifade eder:

«Eğer Şeyh Abdülkadir Geylânî (r.a.) ve Şah-ı Nakşibend (r.a.) ve İmam-ı Rabbânî (r.a.) gibi zatlar bu zamanda olsaydılar, bütün himmetlerini, hakaik-i imaniyenin ve akaid-i İslâmiyenin takviyesine sarf edeceklerdi. Çünkü saadet-i ebediyenin medarı onlardır. Onlarda kusur edilse, şekavet-i ebediyeye sebebiyet verir. İmansız Cennete gidemez fakat tasavvufsuz Cennete giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz, fakat meyvesiz yaşayabilir. Tasavvuf meyvedir, hakaik-i İslâmiye gıdadır.» (Mektubat sh: 23)
 

yasinerbu

Üye
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
188
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İslam'ın bütün zenginliği tek bir Alimimiz ve tek bir eseri değildir.. Asırlardır nice Alimlerimiz gelip geçmişler, nice kıymetli eserleri arkalarından bırakmışlardır.. Onların hepsi ayrı ayrı birer hazinedir.. Bu birikim, bu miras hiç bir dine nasip olmamıştır..

O nedenle Sadece Risale diyenler, eğer varsa, kendi Miraslarına ihanet ederler.. Kendi bindikleri dalı kesmiş olurlar..

Hem böylelerine çıkıp birisi derse ki:

Risalelerden önce insanlar Kur'an'ı ve Hadis'i hakiki manada anlamıyorlar mıydı? Bu kadar Alimimiz insanlara uzun ve yokuşlu yolları mı öğretmiş, tavsiye etmişlerdi?

Bu iftirayı hangi nurlanmış akıl tastikler, hangi insaflı kalb sahiplenir, hangi temiz vicdan kabullenebilir?

Aklı ve feraseti olan hiç bir insanın "Sadece Risaleler yeter" diyeceğini sanmıyorum.. Bunun hiç bir mazereti ve hiç bir delili olmaz..

"Yalnızca Risale yeter, başka eser okumaya gerek yoktur" demek; yaşamam için hava yeter; suya, güneşe, gıdaya, uykuya, dinlenmeye, ev bark kurmaya vs. vs. gerek yoktur demek kadar saçmadır..

bu yazılanlar tüm nur camiasına atılan çamurdur.
 

yenibeyin

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
712
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.yenibeyin.com
ya insanlar zorla gel benimle tartış diyor...

kardeş orada sadece tavsiye görüyürum ve yerinde bir tavsiye risale okuyacaksan başka kitaplar da var hadis kuran ve diğer alimlerin yazmış olduğu kitaplar onları da okuyun diyor bunda kötü olan nedir islam ilmi tekel mi ki öyle denildiği zaman çamur atılmış oluyor :)
 

yenibeyin

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
712
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.yenibeyin.com
yasinerbu kardeş sana bir soru sormak isterim düşün ki bediüzzaman hazretleri dünyaya gelmedi ve öyle değerli eserleri bize bırakmadı o zaman nasıl öğrenecektik dinimizi :thinking:
 

yasinerbu

Üye
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
188
Tepkime puanı
0
Puanları
0
yasinerbu kardeş sana bir soru sormak isterim düşün ki bediüzzaman hazretleri dünyaya gelmedi ve öyle değerli eserleri bize bırakmadı o zaman nasıl öğrenecektik dinimizi :thinking:

düşünkü imamı Azam dünyaya gelmedi.......:D gibi bir soru olabilirmi.

başta şunu söyleyimki Edilleyi şeriye 4 dür. Kitap,Sünnet,Kıyası fukaha,İcmai ümmet

Sanki bunları HAŞA reddeden varmış gibi hep nurcamiasına saldırıyorlar.

Asrı sadetten bu yana yaklaşık 350.000 tefsir yazılmış, Yüzlerce müceddit asfiya veli süregelmiştir. İşte üstadımızda o müceddidlerden birisidir ve risale-i nurda Kur'an ın asrın fehmine anlayışına göre yazdırılmış bir tefsirdir.

Kardeşim ortalıkta binlerce fikri bozuk, meshepsizlerin kitapları dolaşıyor. Risalei nur varken (kimse diğer tefsirlere siret ansiklopedilerine. Fetva kitaplarına karşı değildir ve birçoğu şahsen bende mevcuttur.) Mesepsizlerin kitabınımı okuyalım.

vede kimse zorla tartışmak istemiyor.


SUKUT.
 

yenibeyin

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
712
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.yenibeyin.com
sapla saman hanı birbirine karışırya aklıma o geldi ne hikmetse:blink:

ya mezhepsizlerin kitabı varmışta onu al sen oku diyen mi oldu sana... :)

kendinde ne güzel belirtmişsin başka tefsir, siyer, akaid vs kitaplar da var... ki bi kısmı sende de mevcut hirahos kardeşte anladığım kadarıyla onu vurguluyor ....

ama kimse çamur falan atmıyor bişeye tabi senin son yazın hariç değerli yasinerbu
 
Üst