Numan KURTULMUŞ'un Erbakan'dan akla ziyan isteği:

Katılım
29 Tem 2010
Mesajlar
39
Tepkime puanı
12
Puanları
0
İstanbul, Bursa ve Antalya’daki protestolardan sonra Numan Kurtulmuş yakın ekibi ile birlikte Erbakan’ı Balgat’taki konutunda ziyaret edip 3,5 saat süren bir görüşme yaptı.
Herkes Numan Kurtulmuş’un, 1250 delegeden 310’unun oyuna dayanıp 650 delegenin yeni bir olağanüstü kongre talebini göz ardı ederek ve gençliğin çığ gibi büyüyen protestoları karşısında direnerek Saadet Partisi Genel Başkanlığı görevini sürdüremeyeceğini anladığını, bu yüzden daha fazla tahribata yol açmadan Erbakan’ı ziyaret edip ortak bir çözüm arayışına girdiğini zannetti.
Meğerse Numan Kurtulmuş’un maksadı başkaymış… Erbakan’ı köşeye sıkıştırıp ölümlerden ölüm beğendirerek; ya protestocu gençleri suçlayıp dışlayan bir açıklama yapmak ya da goygoycular tarafından eleştirilip kınanan olayları sahiplenmek gibi iki tercihten birine zorlamak için görüşmeye gittiği medyaya verdiği beyanatlardan açıkça ortaya çıktı.
Şu ifadelere bakar mısınız: “Bu gençler Erbakan’ın adını kullanarak o eylemi yaptılar. Erbakan adına utancımdan yerin dibine girdim. Olaydan en çok Erbakan yıprandı. Erbakan’ın açık tavır göstermesini, onların Millî Görüş ile alakalarının olmadığını açıklamasını bekliyorum.”
Demek ki bu ziyareti Erbakan’la uzlaşmak, soruna çözüm bulmak için değil; kavgayı tırmandırmak, Erbakan’ı taban desteğinden yoksun bırakmak ve yeni zemin kazanıp mücadele için dayanak temin etmek amacıyla gerçekleştirmiş!
Ve Erbakan’a medya üzerinden mesajlarını gönderme yoluna gittiğine göre herhangi bir uzlaşmaya varılamamış; ortak bir çözüm ümidi de taşımıyor!
Şimdi; Numan Kurtulmuş nasıl bir ayıp yaparsa yapsın, hangi hataları, kusurları işlerse işlesin, ne tür haltlar karıştırırsa karıştırsın… Hangi konuda ne kadar başarısız, beceriksiz ve yeteneksiz olursa olsun, hangi işi yüzüne gözüne bulaştırıp berbat ederse etsin ve içinden çıkılmaz duruma soksun… Hep 3 maymunları oynayıp hiç bir şeyini görmeyen, duymayan ve demeyen dâhili ve harici çevrelere sesleniyoruz: Artık kulaklarınızı, gözlerinizi açın, şu doğruları görün ve söyleyin!
1-İstanbul’daki iftar programını protesto olayı internet sitelerinde açıkça ilan edilip ben geliyorum dediği ve bunu kendisi de söylediği halde gerekli önlemleri almayan Numan Kurtulmuş ve yönetimi asıl sorumlu değil midir?
Bu öngörüsüzlüğün, yeteneksizliğin, kifayetsizliğin, gafletin bedelini Numan Kurtulmuş ve yönetiminin ödemesi gerekmiyor mu? Bunun hesabının Erbakan’dan sorulmaya kalkışılmasının bir mantığı var mıdır?
2-İftar programına katılanların hepsi davetli olduğuna göre ekranlara yansıyan protestocuların sayasının -20/30 kişi denilse de- ekranlara yansıdığı kadarıyla yüzlerce kişiyi bulması nasıl izah edilebilir? Kaldı ki sayıları denildiği kadar bile olsa protestocu 30 kişi davetli olarak bir programa nasıl katılabilir?
Demek ki yüzlerce protestocu bir yerlerden gelmedi, örgüt mensuplarıydı.
3-Eğer bu protestoyu bir provokasyon olarak kendileri bizzat organize edip Erbakan’ı suçlama vesilesi yapmadılarsa; Saadet Partililerin bunca haksızlık karşısında Millî Görüş Liderine sahip çıkmalarından daha tabii ne olabilir? Dolayısıyla meydana gelen olay yaşanan gelişmelerin tabii bir sonucudur.
Alakası olmadığını açıkladığı halde olaydan Erbakan hangi gerekçe ile sorumlu tutulabilir? Numan Kurtulmuş’un düzenlediği bir programın güvenliği de Erbakan’dan mı sorulur?
4-Numan Kurtulmuş Erbakan ve Millî Görüş davasına karşı bir dizi ayıp, kusur, ihanet, yasalar karşısında da açıkça suç işlemiştir. Saadet Partisi içinde fitne, fesat ve tefrika çıkmasına bizzat kendisi neden olmuştur. Bu yaptıklarından da yapılan tüm ikazlara rağmen vazgeçmeyip sürdürmede ısrarcı olmuştur.
Erbakan’ın kurucu lider olarak Millî Görüş’ün siyasetteki tek temsilcisi Saadet Partisi’ni sahiplenmesi, koruyup kollaması için tedbirler alması hem hakkı, hem de görevidir.
Bu yüzden söz dinletemediği Numan Kurtulmuş hakkında “kaleyi düşmana teslim ediyor”, “sütü bozukluk ediyor” demesi ve camiayı uyarması onun yetkisi, görevi dâhilindedir.
Bu nedenle ortaya çıkan/çıkacak olumsuz gelişmelerden ve olaylardan -baştan beri sebep olan- Numan Kurtulmuş değil de durumu düzeltmeye çalışan Erbakan nasıl sorumlu tutulabilir?
Erbakan’ın bizzat talimat vermediği, organize ve kontrol da etmediği bir olayda herhangi bir aşırılık ve taşkınlık varsa bunun hesabını gerekli tedbirleri almayan Numan Kurtulmuş ve yönetimi değil de ne diye Erbakan versin?
5-Erbakan siyasi mücadelesinden vazgeçip hayatını adadığı ve bir ömür harcadığı Millî Görüş’ün tek temsilcisi Saadet Partisi’ni Numan Kurtulmuş’un canı istediği gibi tasarrufta bulunmasına razı olmak, isteklerine boyun eğmek zorunda mıdır?
Millî Görüş’e sırtını döndüğünü, gösterdiği güveni kötüye kullandığını, tevdi ettiği emanete ihanet ettiğini, dış mihraklarla işbirliği içinde hareket ettiğini gördüğü Numan Kurtulmuş’a yönelik eleştirilerde bulunma hakkına sahip değil midir?
Bu eleştirilerden doğan ya da doğacak olan tepkilerin ve taşkınlıkların sorumlusu neden Numan Kurtulmuş değil, Erbakan olsun?
6-Numan Kurtulmuş medya aracılığıyla Erbakan’ı protesto olaylarından sorumlu tutup birtakım taleplerde bulunuyor. Oysa hedefindeki kişi olarak protestocuları bizzat kendisinin ikna edip teskin etmesi gerekmiyor mu?
Erbakan yaptığı eleştirilerden, camiaya yönelik çağrılardan ancak hukuk ve yasalar karşısında sorumludur. Bu eleştirilerden ve çağrılardan kaynaklanan, fakat kendisinin organize ve kontrol etmediği tepkilerin şeklinden, biçiminden, sonuçlarından asla sorumlu tutulamaz.
Tam aksine söylemleriyle, politikalarıyla bütün bunlara yol açan Genel Başkan Numan Kurtulmuş her şeyden sorumludur.
Numan Kurtulmuş’a karşı yürüttüğü siyasi mücadeleden Erbakan’ı vazgeçirmeye yönelik bu siyasi taktiklerin ahlaki ve hukuki hiçbir bağlayıcılığı da yoktur.
7-Her şey kamuoyunun gözleri önünde cereyan ediyor. Numan Kurtulmuş’un antidemokratik ve despotça yaklaşımları, çetelesi çıkarılamayacak kadar çok hataları, kusurları, ayıpları, falsoları, kifayetsizlikleri, hukuka, ahlaka aykırı tutumları, hezimetle sonuçlanan girişimleri, art arda seri başarısızlıkları karşısında 3 maymunları oynayıp…
Erbakan söz konusu olduğunda gözlerini, kulaklarını 4 açıp adeta yumurtaya kulp takarcasına ilgili ilgisiz her şeyden onu sorumlu tutarak eleştirmeye, karalamaya, suçlamaya çalışanlar.
Sizler, yalnızca bugün değil, 40 yıldır bunu yapıyorsunuz… Erbakan’ın karşısındaki Şeytan olsa sahiplenirsiniz, destek çıkar, savunursunuz!
Oysa Erbakan söylemleriyle, eylemleriyle, yaklaşımlarıyla daima haklı çıktı, hep isabet etti; karşısındakiler ise hep haksız çıktılar, yanlış yaptılar. Geçen zaman ve olaylar bunun şahididir.
Buna rağmen inadına hep Erbakan’ı suçladınız, karaladınız, haksız çıkarmaya çalıştınız.
Çünkü Numan Kurtulmuş vakası bir ilk değildir. Erbakan’a karşı ilk bayrak açan Millî Selamet Partisi ilk Genel Sekreteri Gündüz Sevilgen oldu.
Millî Selamet Partisi’nin 48 milletvekilinin 25’i peşine takılıp gitti. Herkes Erbakan’ı suçladı ama onların tamamı siyasetten silindiler, unutulup gittiler.
Sonra Turgut ve Korkut Özal kardeşler bayrak açtılar. Herkes yine Erbakan’ı suçladı ama Kongreyi kaybettiler. Sonra 12 Eylül askeri darbe sürecinde Erbakan yasaklı iken önlerine çıkan fırsatta ANAP’ı kurup iki dönem iktidar oldular. Onlar da siyasetten tamamen silindiler.
Arkasından Tayip Erdoğan ve arkadaşları Erbakan’a bayrak açtı. Yine herkes Erbakan’ı suçladığı halde 28 Şubat sürecine ve siyasi yasaklı olmasına rağmen onlar da Fazilet Partisi kongresini kaybettiler. Sonra ayrılıp AKP’yi kurdular ve iki dönemdir de iktidardalar. Ancak onların da sonu pek parlak gözükmüyor.
Şimdi de Numan Kurtulmuş bayrak açmış Erbakan’a, Millî Görüş’e karşı isyanları oynuyor. Ne var ki bu kez konjonktür nedeniyle siyasi yelpazede bunun ayrılıp gidebileceği bir yer yok. Bu yüzden ayrılmak istemiyor, Millî Görüş’ü siyasi haritadan silip Erbakan dönemine son vererek kendine bir yer açmak istiyor.
Ve herkes gözü kapalı onu destekleyip Erbakan’ı suçluyor!
Dinlisi, dinsizi, münafığı, ilgilisi, ilgisizi, herkes atını itini nallayıp Numan Kurtulmuş yanında konuşlanmış Erbakan’a hücuma geçmiş durumda…
Erbakan’ın ise yanında yine sadece bir avuç hakkı üstün tutan şuurlu mümin var!
Sonucunu yaşarsak birlikte göreceğiz.
Ama değişmez hakikat, sonucu bizlere baştan müjdeliyor:
Vel akibetü lil müttakiyn!
Zafer inananlarındır.
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
erbakanı haklı gösterme , numan kurtulmuşu dışlama,bitirme haberleri gelecektir.bizde yemeyeceğiz..harcayanı harcarlar birgün..yazı uzun okumadım bile..
 

Ahver

Âsî İşgâl Kuvvetleri
Katılım
24 Tem 2007
Mesajlar
2,871
Tepkime puanı
701
Puanları
0
Kendi içinde bu kadar çifte standart barındıran ve tezata düşen bir yazı okumamıştım uzun zamandır.

Ne talihsiz bir yazı...

Kim yazmış diye soracağım ama,ne önemi var bunca taassubun içinde.

Allah, akl-ı selîm ihsân etsin cümlemize.Ziyânını sonra düşünürüz.: )
 

bakış

Kıdemli Üye
Katılım
22 Kas 2009
Mesajlar
4,717
Tepkime puanı
251
Puanları
0
Konum
İstanbul-Pendik
erbakanı haklı gösterme , numan kurtulmuşu dışlama,bitirme haberleri gelecektir.bizde yemeyeceğiz..harcayanı harcarlar birgün..yazı uzun okumadım bile..
Sn aynalı,sizinle 1969 tan bu yana AKLEN,RUHEN,MİLLİ GÖRÜŞ OLUŞUMUNU tartışabiliriz.tabi kendinize güveniyorsanız.
 
Katılım
29 Tem 2010
Mesajlar
39
Tepkime puanı
12
Puanları
0
erbakanı haklı gösterme , numan kurtulmuşu dışlama,bitirme haberleri gelecektir.bizde yemeyeceğiz..harcayanı harcarlar birgün..yazı uzun okumadım bile..

Tüm yeryüzüne Siyonizmi tanıtan, 1970'li yıllarda yer aldığı hükümetler vasıtasıyla ağır sanayii hamlesi yapmak suretiyle devletimizin kalkınması adına inanılmaz hizmetler yapan, kurduğu İslam Enstitüleri ve binlerce imam hatip liseleri sayesinde imanını yitirmekte olan tarihin bu en şerefli milletine yeniden İslamı sevdiren-yaşattıran, başörtüsünü yeniden baştacı ettiren, Avrupa'da kurduğu binlerce teşkilat, camii, vakıf ve üniversiteler sayesinde sadece Avrupadaki insanımızın değil milyonlarca Avrupalı Hristiyanın dahi imanını kurtarmasına/iman etmesine vesile olan, Refah-Yol Hükumeti vasıtasıyla denk bütçeyi yaparak işçiye, köylüye, memura adeta bir "altınçağ" yaşatan, TIME Dergisinin 2002 Haziran sayısında dünyanın en zeki liderleri sıralamasında 1. sıraya koyduğu Prof.Dr.Necmeddin ERBAKAN'ı hala anlayamamış olmak ne kadar elim bir durum, ne kadar dehşet verici bir basiretsizlik ve ne kadar büyük bir ferasetsizlik!

Milli Görüş'ü kuran ve bugünlere getiren bu büyük lideri bir kenara bırakıp, sabetaist olduğu yazılıp çizilen, "ben Saadet Partisi'ni Erbakan'ın vesayetinden kurtarıp Milli Görüş'ü yeniden dizayn ederek yeni bir ideoloji meydana getireceğim" demek suretiyle taa aylar evvel bu davanın kurucusu o kutlu insana karşı bayrak açan bir koltuk sevdalısına hak vermek ne kadar büyük bir zulüm!...

Siyasetle meşgul olmaya niyetli bir talip olarak başka bir parti kurmak var iken ve son kongrede 1250 delegenin sadece 310'unu alarak yenilgiyi kabullenmeyip ısrarla o koltukta oturmak adına onur kırıcı bir şekilde canhıraşane ter dökmek suretiyle Türk siyaset tarihinde bir ilki gerçekleştiren Numan KURTULMUŞ'un hala ve hararetle Erbakan'ı safdışı etme gayreti ne kadar büyük bir haksızlık ve ne kadar büyük bir aymazlıktır..

Hocamın her daim söylediği gibi
Vel akibetü lil müttakiyn!
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!!
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Mesele , birilerini hakli veya haksız çıkarma meselesi olrak görülmemelidir.işin sonucuna bakarak bu durumdan kimler yararlanıyor diye düşünmek gerekiyor.Sonuçta Türkiyede geleneği olan bir hareket, İttihadı İslamı dava edinen bir hareket iyice marjinalleştirililerek, tamamen devre dışı bırakılarak, siyaset zemini alternatifsiz hale getirilmektedir.Bu durumu sadece sayın Erbakana fatura etmek, bu işten nemalanan çevreleri görmemizi engeller.Sayın Numan Kurtulmuşta, maalesef parti içi dengeleri gözetmeyerek, siyasi bir basiret gösterememiştir.Liderlik bu günlerde belli olur.Numan Kurtulmuş genel başkan olabilir ,lakin lider olamaz diye düşünüyorum.Eldeki imkanlar maatteessüf heba ediliyor.Her iki tarfın ortak bir zeminde buluşmasını temenni ederiz.siyaset zemini ''ittihadı İslam''' siyasetini dava eden bir alternatiften mahrum edilmemelidir.
 
Katılım
29 Tem 2010
Mesajlar
39
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Kendi içinde bu kadar çifte standart barındıran ve tezata düşen bir yazı okumamıştım uzun zamandır.

Ne talihsiz bir yazı...

Kim yazmış diye soracağım ama,ne önemi var bunca taassubun içinde.

Allah, akl-ı selîm ihsân etsin cümlemize.Ziyânını sonra düşünürüz.: )

Numan KURTULMUŞ'u; Türk medya tarihin en meşhur sabetaistlerinden biri olan Oktay EKŞİ dahil, Türkiye'deki tüm gayri milli unsurların, masonik yapılanmanın ağababalarının, bütün din düşmanı gazeteci, yazar, çizer ve aydının var güçleriyle savunup avukatlığını yapmalarının arkasında nasıl bir hakikatin yattığını düşünmekten yoksun na-feraset bir düşünce yapısının sahipleri emin olunuz "taassup denizinin" içindeki deniz yosunları gibi gerçeklerden bi-haber bir o yana bir bu yana sallanıyorlar koca deryada..

Yazık ki ne yazık..Allah akıl fikir versin inşaallah...
 

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
Milli Görüşte ortaya çıkan sorunlara kesin bir çözüm yolum var...
3 Aşamadan oluşuyor...

1-İftar basanları ve bunları destekleyen holiganlar partiden ve camiadan dışlanacak...

2-Erbakan hoca artık sakal bırakıp eline tesbihi alacak ve akraba-i taallukatı ile camiye ibadete çekilecek

3-Saadet partisi ve milli görüş camiası yoluna Numan Kurtulmuş ile devam edecek...
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Milli Görüşte ortaya çıkan sorunlara kesin bir çözüm yolum var...
3 Aşamadan oluşuyor...

1-İftar basanları ve bunları destekleyen holiganlar partiden ve camiadan dışlanacak...

2-Erbakan hoca artık sakal bırakıp eline tesbihi alacak ve akraba-i taallukatı ile camiye ibadete çekilecek

3-Saadet partisi ve milli görüş camiası yoluna Numan Kurtulmuş ile devam edecek...

Ancak bunlar yapılırsa SP AK PARTİ sonrası alternatif olarak öne çıkabilir.
Yoksa tiyatro sahnesi gibi gereksiz tartışmalarla birbirini yemeye devam ederler.
 

Dergaz

Profesör
Katılım
31 Ara 2007
Mesajlar
1,685
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Ne fark eder ki
Ortada milli goruscuyum diye gezenleri ben samimi bulmuyorum, belkide milli gorus veya benzeri bir olusumdan hoslanmadigimda ve icinde olmadigimdandir.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Sn aynalı,sizinle 1969 tan bu yana AKLEN,RUHEN,MİLLİ GÖRÜŞ OLUŞUMUNU tartışabiliriz.tabi kendinize güveniyorsanız.

Aaaaa

Bu teklifi senmi yaptın.

Gerçi ben Aynalı değilim de

O zaman Buyur

Kotku hz leri neden Ticaret odasında Erbakan ı Demirel e karşı destekledi.

Kotku Hz lerin Demirel hakkındaki düşünceleri ?
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
bu adamlar bizim için yürüttükleri fikirleri kendi partileri için yürütseler ya,
hem onlar kurtulsa hem de biz...
ama nerde, biz onları silkeledik de hadi gidin dedik de
onlar bizim yakamızı bırakmıyorlar kardeşim...
anlaşılan hala içlerinde bi milli görüş sevgisi var
yoksa büyüdükleri kapıya düşmanlık peşinde olacaklar değil ya
ne de olsa ayıp diye birşey var
dimi ama...
 
K

Kaçak

Guest
Aslında şaşıracak , tartışacak, hakikati bulmaya çalışacak çok fazla birşey yok ...
Herşey açık ve net ...
Yıllarca Milli görüş için söylenenlerin tecellisi gibi gelişiyor olaylar ...
Erbakan sonrası 2-3 yıl daha anısına siyasette var olabilecek ...
Sonrasında ise birkaç marjinal takipcisinin kutsama ayinlerinden öte ismi sadece belgesellerde gececek bir hareket oldugunu şimdiden ispat etmiş durumda ...
Tabi partinin önde gelenlerinden Fatih Erbakan bir keramet sergilerse orasını bilemem ...
İşin sözü ...
Fazla söze gerek yok ...
İçlerinde olanı yaşadılar ....
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir

Çapından beklenilen bir cevap hiç şaşırmadım.

bu adamlar bizim için yürüttükleri fikirleri kendi partileri için yürütseler ya,
hem onlar kurtulsa hem de biz...
ama nerde, biz onları silkeledik de hadi gidin dedik de
onlar bizim yakamızı bırakmıyorlar kardeşim...
anlaşılan hala içlerinde bi milli görüş sevgisi var
yoksa büyüdükleri kapıya düşmanlık peşinde olacaklar değil ya
ne de olsa ayıp diye birşey var
dimi ama...

Sen önce kendi partindeki SIZMALAR la mücadele et.

Bak Kuran İftar vaktini bilmeyenler var manen.

Bırak sağa sola çamur atmayı.

Silkelemişler doğru SP nin Cuntasına karşı çıkanlar fikir yapıcı olarak ilan edenler hep silkelenir daha evvel Nurculara yaptığınız gibi şimdi yıllardır Camiada yetişen yetenekleri SİLKELEME ye çalışıyorsunuz ama bitti.


ÖNCE EVİNİN ÖNÜNÜ SÜPÜR
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
yahu biz evin önünü süpürüyoruz da...
bunlar ne menem birşeyse birtürlü gitmiyorlar...
anlayacapın sizi geçtiler:)
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
İftar basanlara Erbakan'dan fırça

Saadet Partisi lideri Kurtulmuş'un olaylı iftar sonrası Erbakan'a yaptığı baskı sonuç verdi. Erbakan kınama açıklaması yaptı.

Eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan taraftarlarının Saadet Partisi lideri Numan Kurtulmuş'u hedef aldığı olaylı iftarla ilgili Kurtulmuş'un istediği açıklama geldi.

Erbakan, "Son zamanlarda basında sözü edilen bazı yakışıksız ve üzüntü verici olayların kimler tarafından tertip edilip, yapılırsa yapılsın, Milli Görüşle uzaktan yakından bir alakası olamayacağını'' duyurdu.

Kurtulmuş olaylı iftardan sonra Erbakan'ı ziyaret etmiş ve yaşananlara sert bir tepki göstermesini istemişti. Erbakan 5 gün sonra yaptığı yazılı açıklamada ile bu isteği yerine getirdi. Erbakan, Milli Görüş camiasının ''yeniden büyük Türkiye'yi tesis etme'' görevini yerine getirmek için çalıştığını ancak bunu engellemek isteyen dış güçler bulunduğunu savundu.

İŞTE O AÇIKLAMA

Bu kapsamda bu güçlerin, bir yandan Milli Görüş toplantılarına sızdıklarını, Milli Görüşle bağdaşmayacak olaylara sebebiyet verdiklerini ve bazı basın organları aracılığıyla da gerçek dışı haberler ve maksatlı yorumlar yaptıklarını ileri süren Erbakan, şunları kaydetti:

''Son zamanlarda basında sözü edilen bazı yakışıksız ve üzüntü verici olayların kimler tarafından tertip edilip, yapılırsa yapılsın, Milli Görüşle uzaktan yakından bir alakası olamaz. Hiç bir maksat ve sebeple, tasvibi mümkün olmayan olaylara meydan verilmemesi, toplantılara katılarak bu kabil dış etkenli, davamıza zarar veren olayların meydana gelmemesi için bütün camiamızı dikkatli olmaya ve bu konuda gereken hassasiyeti göstermeye davet ediyorum.

Milli Görüş, herkese sevgi, refah, insan hakları ve saadet demektir. Milli Görüş camiasının şiarı, iyi ahlak, terbiye, nezaket ve edep örneği olmaktır. Bizim metodumuz, inancımızın da emrettiği gibi şiddet değil, tebliğ, ikna,inandırma ve tatlı dille davet metodudur.''

OLAYLI İFTARDA NELER OLDU?

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı tarafından 24 Ağustos'ta düzenlenen iftar yemeği Necmettin Erbakan taraftarlarınca basılmıştı. “Hocaya sadakat şerefimizdir”, “ Numan istifa”, “Hoca'yı satanı biz de satarız” şeklinde slogan atan grup Kurtulmuş'un bulunuduğu masaya çatal bıçak fırlatmış, masaları devirmişti. Olaylar üzerine Kurtulmuş eşiyle birlikte salonu terk etti.

KURTULMUŞ İSTEDİĞİNİ ALDI

Erbakan olaydan sonra Özel Kalem Müdürü aracılığıyla bir açıklama yaparak yaşananların kabul edilemeyeceğini duyurdu. Ancak bu açıklama Kurtulmuş'u tatmin etmedi. Kurmaylarıyla birlikte Erbakan'ı evinde ziyaret eden Kurtulmuş daha sert bir açıklama, kınama talep etti. İşte o beklenen kınama bu açıklamayla yapılmış oldu.

İnternethaber

Demek ki akla ziyan bir istek değilmiş...
 
Üst