Niyazi mısri'nin mektubu

ankakusu

Asistan
Katılım
28 Kas 2006
Mesajlar
254
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Konum
İSTANBUL KÖYÜ
Niyazi mısri'nin Şeyh Mahmud el-Üsküdari'ye gönderdiği mektubun sureti:

Rahmani keremden hiçbir sabah olmadı,felaha çağıran (müezzin),latif,Rabbani sabah meltemini teneffüse hiç davet etmedi ki muhakkak o zaman önce ilmi,sonra ruhi mertebelerdeki tanışma (Allah,bu kainatı yaratacağını ezelde biliyordu.Yani kainat,O'nun ilminde vardı.İnsanlar Allah'ta bir tasavvur olarak mevcut idiler.İşte bu hale İlmi Mertebe adı verilir.Sonra bu tasavvuru latif olan ruhlar haline getirdi.İnsanlar önce tasavvurdan ibaret iken ruhlar haline geldiler.Bu da Ruhlar Mertebesidir.İşte Niyazi Efendi bu mertebelerde insanların birbirlerini tanımalarını anlatmak istiyor.) hükümlerinden biri,kalb-i selim yularını aşk ile çekip nefs yokluğu kamçısiyle onu dosdoğru sevgi yolundaki dostlarla ülfet için sevk etmiş olmasın.(O dostları görmek istiyakını duydum daima) Onlarla ülfete sevk etti ki ayrılık kalksın,ruhlar aleminde olduğu gibi şu gölgeler aleminde de birleşme olsun.Özellikle sıcak dost,aziz ve kerim,seyyid,yüce şeyh,hal ve makam erbabının medar-ı iftiharı,alim,arif,Allah'a yürüyen, (O'nun kapısında) duran,önce sabur,sonra şekur isminin mazharı,her ikisinde de gafur kardeşi görmek arzusu içindeyim.Allah,onu vahdette kesreti,kesrette vahdeti görmekten perdelememiştir.Çünkü erbabı indinde vahdet ve kesret hiçbir zaman birbirine zıt değildir.Asıl kemal,vahdet ve kesreti cemetmektir.Zira bu,Makam-ı Mahmud'dur.
Halkın en fakiri,Samimi kardeş Mısri
 

Arifane

Profesör
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
843
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Bursa
anka kuşu dostum! nereden bulursun bu güzel mektupları! şimdi kalkıp mısri hz. lerin mektubuna zevk ve mana vermek haddimiz değil ama bi söz edelim. bu güzel insanın mektubu bile mana yüklü bizim babalarımızda böyle mektublar yazar bizlere gönüle indirdik ne ala indiremedik kalırız mualla! kal sağlıcakla!..
 

ekvani

Asistan
Katılım
7 Ara 2006
Mesajlar
243
Tepkime puanı
0
Puanları
0
teşekkürler zümrüt-ü anka dil pervanesi,
arifane kardeş mademki gönüle indirelim yoksa bi haber oluruz diyor biraz o zamn bakalım.kuşkusuz insan görmediği rüyayı anlatamaz,gitmediği yeri alatamayacağı gibi fakat mevzuya baktığımızda vahdet ve kesret hadisesi var sanki,mısri hazretleri ismi bile süphan (sırlı insan)mektup yazdığı o insana nazarı hak ile baktığı ekvani gibi bakmadığı için o kesretteki vahdete hali ahval etmekte sanki.makamı mahmuddan murad benim izanımda hakkın bi zatihi kendisi olsa gerek,yani şöyle ifade etmeye çalışsak belki ancak anlamaya çalışabilirim,ilmi zatiyede mütecelli idim insanı yarattım,vahdet yani teklik tasarrufu allah katında tecelli fakat görünebilmesi yada benim onu anlayabilmem için kesret yani çok olması gerekliydi yani ilmi zatiyede tecellide bulunan bilinmekliğini murad ettiği için insanı yarattı.fakat mısri hazretleri anka kuşu kardeşin sebep olmasıyla beraber bu gün kesret olarak geldi ve bize vahdetin yani tekliğin nasıl anlaşılabileceğini bu kıssayı anka kuşunun elinden bizlere naklettirdi.işte benim anladığım kesrette vehdet.ve buna imanım tamdır.
allah buyuruyor ilmim dahilinde olmadan yaprak bile kıpırdamaz..
bu gün bu ayeti bakın üç kişi yaşadık.
en iyisini allah bilir(sadakallahülaziym.)
 
Üst