Risale-i Nur Talebesi
Diyar-ı Bekirli
- Katılım
- 30 Haz 2006
- Mesajlar
- 1,460
- Tepkime puanı
- 11
- Puanları
- 0
ÂYET-İ KERİME MEÂLİ
O pek acı azabı muhakkak tadacaksınız. Ve ancak kendi yaptıklarınızın cezâsını çekeceksiniz. Allah'ın ihlâslı kulları bundan müstesnadır.
Sâffât Sûresi: 38-40
25.11.2006
HADİS-İ ŞERİF MEÂLİ
Evlerinizi namaz kılmak ve Kur'ân okumakla
nurlandırınız.
Câmi'ü's-Sağîr, c: 3, 3808
25.11.2006
Nerede kaldı fikir hürriyeti?
Eğer medeniyet böyle haysiyet kırıcı tecavüzlere ve nifak verici iftiralara ve insafsızcasına intikam fikirlerine ve şeytancasına mugalâtalara ve diyanette lâübâlicesine hareketlere müsait bir zemin ise, herkes şahit olsun ki, o saadet-saray-ı medeniyet tesmiye olunan böyle mahall-i ağrâza bedel, vilâyat-ı şarkiyenin, hürriyet-i mutlakanın meydanı olan yüksek dağlarındaki bedeviyet ve vahşet çadırlarını tercih ediyorum. Zira bu mim’siz medeniyette görmediğim hürriyet-i fikir ve serbesti-i kelâm ve hüsn-ü niyet ve selâmet-i kal, şarkî Anadolu’nun dağlarında tam mânâsıyla hükümfermadır.
Bildiğime göre, edipler edepli olurlar. Edepsiz bazı gazeteleri nâşir-i ağrâz görüyorum. Eğer edep böyleyse ve efkâr-ı umumî böyle karma karışık olsa, şahit olunuz, böyle edebiyattan vazgeçtim. Bunda da dahil değilim. Vatanımın yüksek dağlarında, yani, Başit başındaki ecram ve elvâh-ı âlemi, gazetelere bedel mütalâa edeceğim.
Divan-ı Harb-i Örfî,
s. 52-53
***
Fikir ve söz hürriyeti verilse, sonra da muâheze olunsa, acaba bîçare milleti ateşe atmak için bir plân olmaz mı?
Divan-ı Harb-i Örfî, s. 49
***
Şayet hapiste kalsam, böyle hürriyeti lâfızdan ibaret bulunan gaddar bir hükûmetin en rahat mevkii hapishane olsa gerektir. Mazlumiyetle ölmek, zâlimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır.
Divan-ı Harb-i Örfî, s. 20
***
Medeniyetten istifam, sizi düşündürecek. Evet, böyle istibdat ve sefahete ve zilletle memzuç medeniyete, bedeviyeti tercih ediyorum.
Divan-ı Harb-i Örfî,
s. 55
Lügatçe:
muaheze: Sorgulama, hesaba çekme.
mugalâta: Yanıltıcı söz, safsata.
saadet-saray-ı medeniyet: Medeniyetten kurulu saadet sarayı.
tesmiye: İsimlendirme.
mahall-i ağrâz: Kasten yapılan kötülüklerin yeri.
vilâyat-ı şarkiye: Doğu illeri.
serbesti-i kelâm: Konuşma serbestliği, hürriyeti.
selâmet-i kal: Konuşma güvenliği.
nâşir-i ağrâz: Kasten söylenen kötülükleri yayan.
ecram: Cansız cisimler, gezegenler, yıldızlar.
elvâh-ı âlem: Âlem levhaları.
25.11.2006
kaynak:Yeni asya gazetesi
O pek acı azabı muhakkak tadacaksınız. Ve ancak kendi yaptıklarınızın cezâsını çekeceksiniz. Allah'ın ihlâslı kulları bundan müstesnadır.
Sâffât Sûresi: 38-40
25.11.2006
HADİS-İ ŞERİF MEÂLİ
Evlerinizi namaz kılmak ve Kur'ân okumakla
nurlandırınız.
Câmi'ü's-Sağîr, c: 3, 3808
25.11.2006
Nerede kaldı fikir hürriyeti?
Eğer medeniyet böyle haysiyet kırıcı tecavüzlere ve nifak verici iftiralara ve insafsızcasına intikam fikirlerine ve şeytancasına mugalâtalara ve diyanette lâübâlicesine hareketlere müsait bir zemin ise, herkes şahit olsun ki, o saadet-saray-ı medeniyet tesmiye olunan böyle mahall-i ağrâza bedel, vilâyat-ı şarkiyenin, hürriyet-i mutlakanın meydanı olan yüksek dağlarındaki bedeviyet ve vahşet çadırlarını tercih ediyorum. Zira bu mim’siz medeniyette görmediğim hürriyet-i fikir ve serbesti-i kelâm ve hüsn-ü niyet ve selâmet-i kal, şarkî Anadolu’nun dağlarında tam mânâsıyla hükümfermadır.
Bildiğime göre, edipler edepli olurlar. Edepsiz bazı gazeteleri nâşir-i ağrâz görüyorum. Eğer edep böyleyse ve efkâr-ı umumî böyle karma karışık olsa, şahit olunuz, böyle edebiyattan vazgeçtim. Bunda da dahil değilim. Vatanımın yüksek dağlarında, yani, Başit başındaki ecram ve elvâh-ı âlemi, gazetelere bedel mütalâa edeceğim.
Divan-ı Harb-i Örfî,
s. 52-53
***
Fikir ve söz hürriyeti verilse, sonra da muâheze olunsa, acaba bîçare milleti ateşe atmak için bir plân olmaz mı?
Divan-ı Harb-i Örfî, s. 49
***
Şayet hapiste kalsam, böyle hürriyeti lâfızdan ibaret bulunan gaddar bir hükûmetin en rahat mevkii hapishane olsa gerektir. Mazlumiyetle ölmek, zâlimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır.
Divan-ı Harb-i Örfî, s. 20
***
Medeniyetten istifam, sizi düşündürecek. Evet, böyle istibdat ve sefahete ve zilletle memzuç medeniyete, bedeviyeti tercih ediyorum.
Divan-ı Harb-i Örfî,
s. 55
Lügatçe:
muaheze: Sorgulama, hesaba çekme.
mugalâta: Yanıltıcı söz, safsata.
saadet-saray-ı medeniyet: Medeniyetten kurulu saadet sarayı.
tesmiye: İsimlendirme.
mahall-i ağrâz: Kasten yapılan kötülüklerin yeri.
vilâyat-ı şarkiye: Doğu illeri.
serbesti-i kelâm: Konuşma serbestliği, hürriyeti.
selâmet-i kal: Konuşma güvenliği.
nâşir-i ağrâz: Kasten söylenen kötülükleri yayan.
ecram: Cansız cisimler, gezegenler, yıldızlar.
elvâh-ı âlem: Âlem levhaları.
25.11.2006
kaynak:Yeni asya gazetesi