nefisle cihad varmıdır?

kul emir

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
2,862
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
yalnızlık ülkesinden
hz muhammed savin bir hadisi vardır (zayıfta olsa) mekkenin fethinden sonra asıl cihad şimdi başlamıştır şeklindeydi sanırım bu cihadında nefisle olduğunu söyler fakat kuranda nefislerinize zulmetmeyiniz demiştir acaba nefisle cihad varmıdır yoksa cihad şeytanlamıdır şimdiden teşekkür ederim cevaplar için
 

islamveinsan

Doçent
Katılım
28 Eyl 2006
Mesajlar
1,360
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Suvas
s.a

"Örtü" emrini "baş-örtüsüne" indirgeyen zihniyet...
"Cihat" kavramını ve emrinide sadece "nefse" indirgedi...

Bugün; Cihad ı sadece nefis terbiyesi olarak görmek, Maddi Cihad ı terk etmek yada önemsiz görmek yada göstermek aynı kaynağın ılıtılmış/ısıtılmış suyudur...

Elinizi ısıtır ama içinizi/sizi yakar ...vesselam
Selam ve dua ile...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Bütün dünya İslam olsa da; bütün dünya Kafir olsa da sen evvela İslam'ı kendi nefsinde tatbik edip yaşamakla mükellefsin..

Nefse karşı cihad olmaz olur mu?

İslam'ı kendinde yaşaman için emredilenleri sürekli olarak yerine getirmekte sabır gösterip nefsinin bu konudaki arzusuzluklarına, isteksizliklerine, zora gitmelerine karşı koymak zorundasın.. Yoksa emirleri işlemen mümkün olmaz..

İslam'ı kendinde yaşaman için yasaklardan sürekli olarak kaçmakta sabır gösterip istikamet ile bu konudaki nefsi isteklerine direnmek, onlarla savaşmak zorundasın.. Yoksa yasaklardan sakınıp takva sahibi olman mümkün olmaz..

Sana verilen nimetlerin kadrini idrak edip verene şükretmen için de bu çarpışma vardır.. Çünkü "insan pek nankördür".. Nefis, kendine verileni kendinden bilmeye ve kendinden saymaya pek heveslidir..

Sana verilen çile ve belaları her ne kadar nefsine ağır gelse de sabır ve tahammül ile karşılamak zorundasındır da aynı zamanda.. Bunlardan ötürü nefis Allah'a isyan etmeye, O'nu zemmetmeye pek heveslidir..

Bütün bunlarda nefis ile mücadele etmen senin üzerine bir görevdir.. Bunları yapmazsan; isterse bütün insanlık Müslüman olsun sana bir faydası olmaz.. Bunları yapmadan, bütün insanlık kafir olsa ve sen İslam'ı yayacam diye ortalığa çıksan atılsan zerre ne sana ne de kimseye faydası olur.. Kimseye de İslam'ı anlatamazsın..

En güzel tebliğ, insanın inandığını yaşayıp tatbik etmesiyledir..
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bu konun çocuk oyuncağı olmadığını çok iyi biliniz !

Kardeşler,
Nefs ile cihad olmadıktan sonra bu dünya biz insanar için "yan gel Osman, bir araba bostan" demek olur. Nefs denilen düşman öyle bir düşmanımızdır ki, -Allah Korusun- görünür düşmanla cihad ederken bile insanın murt gitmesine sebep olabilir.
Aman sakın ha ! Siz siz olun bu konuyu bazılarımızın yaptığı ve gördüğü gibi öyle basite almayın. Yoksa, husrana uğrayanların kervanına katılmış olursunuz. Vesselâm


NEFİS VE NEFİSLE CİHAD

Ulvî Ruh, Süflî Nefis:
Nefis Kur’an-ı kerim’de öncelikle, tek tek kişilerin kendileri mânâsında kullanılır.
Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:
“O gün her nefis iyilik ve kötülük olarak ne işlemişse önünde hazır bulur.” (Âl-i imran: 30)
Diğer birçok Âyet-i kerime’lerde “Enfüsüküm:kendiniz”, “Enfüsühüm:kendileri” gibi ifadelerde “Nefis” hep tek tek kişilerin “Ene”si mânâsındadır.
Ruh gibi nefis de insanın yaratılışında mevcuttur. Toprak, su, hava ve ateşten teşekkül etmiş zulmânî bir buhardır. Karın boşluğunda bulunur, kumandası secde yeridir, bütün vücuda oradan kumanda etmek ister.
Ruh ile nefis vücutta ayrı ayrı yer tutmuşlardır. Nefsin hayatı da ruh iledir.
Nefis süfliyattan, ruh ise ulviyattan yaratılmışlardır. Nefis ahlâk-ı zemime, ruh ise ahlâk-ı hamide ile techiz edilmiştir. Ruh çok lâtiftir, çok âlî, çok yüksek makamdan gelmiştir.
Bu karanlık cesetle birleşmeden önce terakki edemiyordu. Cesette nefis ile bir araya gelince mücadele başladı ve yükselebilme kuvvetini elde etti.
Ulvî olan ruh, süflî olan nefis birbirinin zıddıdırlar. Allah-u Teâlâ ruhu nefse aşık etmek suretiyle, ikisini bir arada barındırmıştır. Eğer ruh nefse aldanıp onun boyasına girerse, asliyetini ve ulviyetini kaybeder, onun gibi kararır ve onun esiri olur. En ulvî makamdan geldiği halde, kendisini unuttuğu için Yaratan’ını da unutur. Vücutta hakimiyeti nefis eline geçirir, bütün icraatlarını rahat bir şekilde yapar.

En Büyük Düşman:
Nefsin tabiatında şehvete, günaha ve kötülüğe meyil vardır. Gücünü hep o yönde kullanır. Onun özelliği böyle olduğu için, insanoğlu sırf kendi nefsine kalırsa, her türlü fenalığa sürüklenir.
Ukbe bin Âmir -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlardır:“Vallahi ben, vefatımdan sonra Allah’a şirk koşmanızdan korkmuyorum, fakat nefislerinize uymanızdan korkuyorum.” (Buhârî. Tecrid-i sarîh: 661)
Nefis yedi başlı bir ejderdir. Haset, riyâ, kin, kibir, şehvet, gadap, yalancılık... gibi hayvânî sıfatlardan hangi sıfatta kişiyi yakalarsa, onu alır cehennemin ortasına kadar götürür. Tahribatı dış düşmandan daha büyüktür. Eğer dizginlenmezse Allah-u Teâlâ’nın koyduğu hudutları aşar, gayesine ulaşır. Bu hudutları aşan kimse, kendisini uçurumdan attı demektir.
Bir Hadis-i kudsî’de:“Nefsine düşman ol. Çünkü o bana karşı düşmanlık ve harp ilân etmiştir.” buyuruluyor.
Kişi onun hakkını ona vermeli ve yoluna devam etmelidir. Ve fakat onun arzusuna kapılmamalıdır.
Nefis her iyiliğe engel olmak isteyen, her kötülüğün kapısını açan arkadaştır. Kişinin bu dünyada da arkadaşıdır, kabirde de arkadaşıdır, mahşerde de arkadaşıdır, cennette ve cehennemde de arkadaşıdır.
Nefsin arzu ettiğini yapmamakla muvaffak olunur. Nefsin arzusu ile Hakk yoluna giderken dahi, kişinin arkadaşı nefistir ve şeytandır.
Nefis nuru çamurla örtmek ister. Uykudan uyanınca, çamur kalkınca kendisini görür.

Nefsin Islahı:
Allah-u Teâlâ müminlerin en önce kendi nefislerini düzeltmek için uğraşmalarının gerektiğine dâir Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmaktadır:“Ey iman edenler! Siz kendi nefislerinizi ıslah etmeye bakın. Siz doğru yolda bulundukça yoldan sapanların size zararı olmaz.” (Mâide: 105)
Size düşen kendinizi düzeltmektir ve nefsinizi ıslah etme yükümlülüğünüzü yerine getirmektir. İsyanlara dalmaktan, ısrarla günah işlemekten korunun. Nefislerinizi ıslah yolundan ayrılmayın. Size hidayet erişince, sapıklığa düşenlerin sapıklıkları size zarar vermez. Onların zarar ve mesuliyetleri sırf kendilerine âit kalır.
“Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman yaptıklarınızı size haber verecektir.” (Mâide: 105)
Bu ilâhî beyan doğru yolu bulanlara bir mükâfat sözü, sapıklığı tercih edenlere bir tehdittir.
Allah-u Teâlâ diğer Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyuruyor:
“Nefsini tertemiz yapıp arındıran felâh bulmuş kurtulmuştur.
Onu kirletip örten kişi ise ziyana uğramıştır.” (Şems: 9-10)
Nefsini günahlardan temizleyip takvâ ile terbiye etmek suretiyle feyizlendiren kimseler gerçek kurtuluşa ermişlerdir.
Ebu Zerr-i Gıfâri -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “En iyi cihad, insanın kendi nefsânî arzularıyla Allah rızâsı için yaptığı cihaddır.” (C. Sağîr: 1247)
Gerçekte insanın nefsini temizlemeye çalışması, nefsin arzularına karşı kendini tutma hususunda sabretmesi ve kendini buna zorlaması; sonunda faydası kendisine âit olan bir vazifedir.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmaktadır: “Kim mücahede ederse kendi öz nefsi için mücahede etmiş olur.” (Ankebut: 6)
Ecel gelinceye kadar bu uğurda çalışıp çabalayan, fitnelere, imtihanlara göğüs geren kimse, sırf kendi hesabına ve kendi menfaatine çalışıp çabalar. “Şüphesiz ki Allah bütün âlemlerden müstağnidir.” (Ankebut: 6)
Kullarının itaatine ve cihad etmelerine ihtiyacı yoktur. Hiçbir şeye ve hiçbir kimseye muhtaç değildir. Cihadı ancak onlara lütufta bulunmak ve bol mükâfat kazanmalarını sağlamak için emretmiştir.
Nefsinin her isteğini yapan kimse cehenneme düşer. Nefsin istemediği kulluk ve fedakârlıkta bulunanlar ise cennete girerler.
Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyuruyor:
“Cehennem nefsin istekleri ile, cennet de nefsin hoşlanmadıkları ile örtülüdür.” (Buhârî. Tecrid-i sarîh: 2035)
İnsan, tuzaktaki daneyi görüp ona yaklaşan kuşa benzer. Kuş danenin arkasında kendisini bekleyen tehlikeyi görmediği için tuzağa düşer. İnsan nefsinin arzularına uyarsa, sürüklenmekte olduğu cehennemi göremez.
Abdullah -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyuruyorlar:“Cennet sizin her birinize ayakkabısının bağından daha yakındır. Cehennem de böyledir.” (Buhârî. Tecrid-i sarîh: 2036)Nefsin esaretinden kurtulamayan insan, yaşayan ölü gibidir. Dünyaya niçin geldiğini, nereye gideceğini bilemez. İki günlük ömründe sermaye toplayamadan gider.
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
cihad Allah azze ve celleye yönelmektir
bunun nerde ve nasıl olacağı insanın pratik hayatı ve mevcud fıtri yaradılışı belirler yoksa önce şu bu denilemez.
her zaman ve her han bu bu cehd devam eder
bazılarını söylediği gibi önce nefisle cihad lazım gibi sözler nefsi terbiye etmeden olmaz gibi sözler havada kalır çünkü bu 12 yıllık zorunlu eğitim değilki peygamberler hariç bunu tamamlayıp dönen varmı
herşey birlikte yürütülecek
ve Allah tan yardım istenecek
vemen kane fi kalbihi Allah fe muinuhu fiddareyni Allah vemen kane fi kalbihi gayrullah fe hasmuhu fiddareyni Allah
 

hasret

Asistan
Katılım
23 Eki 2006
Mesajlar
748
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Konum
Y@R ŞEHİR......
s.a kul emir kardeşim evvelen şunu söyliyeyimki mekkenin fethinden sonra değil uhut savaşından sonaefendimiz bu sözü söylemiştir.saniyen evet nefisle cihat vardır.mesela namaz kılmak bir cihattır,oruç tutmak bir cihattır,haram şeylere yaklaşmamak cihattırvs. şeyler.kuranda geçen ise nefse zulmetmeyin ayetinden kasıt farklı manadadır.mesela sen üşüyosun nefsimi terbiye ediyim diye hırka vs giymiyosun işte bu tür şeyler ise nefse eziyettir.inş bir kaç bişey anlatabilmişimdir...selametle...
 
Üst