Cübbeli, Hile-i Şerriye uzmanıdır. Nerede hangi kelime oyunlarıyla nasıl yemin edersen kurtarırsın, meselelerini avamın hiç nem kapmıyacağı şekilde uygular. Telif hakları meselesinde ''Allah ve Rasülü şahittir ki 5 Kuruş almadım'' diye Allahı ve Resulü şahit tutarken 5 Kuruş almadığına şahit tutmuştur. Her ay 80.000 TL ile 5 Kr farklı miktarlardır. Doğru, 5 Kr almamıştır. Her ay 80 bin TL almıştır. Sıkıyorsa hiç para almadım diye yemin etsin!!!
Hakkımı yediler, meselesine gelince. Evet. Her ay 80 bin TL verilecek diye anlaşıldıysa ve mahpus döneminden dolayı çekilen maddi sıkıntılardan dolayı 80 bin yerine 70 bin TL verdiyseniz hakkını yemişsinizdir. Fakat Hoca, kürsülerden ''hakkımı yediler'' derken cemaat sanır ki hiç para almadı. Zaten Hoca'nın gayesi de milletin böyle anlamasıdır. Gaza getirecek ya!
Kaset meselesine gelince. Hoca dikkat ettiyseniz hep ''Wallahi Billahi Tallahi hayatımda hiç büyük haram işlemedim, zina yapmadım'' diye yemin ediyor. Doğru, fıkıhta cariye ile ilişki kurmanın hükmü, muta nikahı gibi bahislerden kurtarıyordur. Montaj meselesine gelirsek; O görüntülerin montaj olduğuna dair hiç bir yemini yoktur. Ama yalan söylemiştir. Yeminsiz yalan. Montaj, demiştir. Muhtemelen, Montaj, derken de, ham kaset değil de CD'ye montaj, demek istemiştir. Oradan da kurtardığına inanıyor.
Hile-i Şerriye yapmak caizdir evet. Fakat işin bir de manevi boyutu var. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s) der ki; aldatan bizden değildir!!! Bu Hadis-i Şerif'in zahir boyutuna göre aldatmış olmazsın, zira gizli bir nieytle kurtarırsın. Lakin her şeyin zahiri olduğu gibi bir de batını vardır. Hakikat boyutu vardır. Allah, senin, müslümanların bu işi nasıl anlıyacağını bildiğini biliyor. Yani, nefsini kurtarmak için Hile yaptığını biliyor. İşte bu durumda Yusuf Peygamberin ayetine çarpılıyorsun. Zira Yusuf Peygamber bir iftiraya uğruyor ve kendisini savunma esnasında ne diyor; ben burada nefsimi savunacak değilim. Allah nefsimi tutmazsa ben zina yaparım, diyor. Burada ilginç bir mana var!!! İşte o yüzden Hile yaparsın, yaparsın yapmasına da............. külfet aldığını bilmezsin. Hakikat aleminde sana bir hüküm biçerler. Nasıl ki sen müslümanları istismar ettiysen aynı şekilde birisi çıkıp seni istismar edecek. Sen de bu adama bir şey yapamıyacaksın. Zira nasıl ki sen zahire göre hareket ettiysen o da zahire göre seni yaralıyacaktır. Bekledik ve gördük ki Fadıl Akgündüz geldi ve Hoca'yı aldı götürdü ve tepelerde bir yerde salıverdi, düştü. Caiz mi? Caiz. Hakkımıdır? Hakkıdır. Kader işte böyle gelişir. Önemli olan mertlik ve samimiyettir. Bütün mesele müslüman olmak. Yani Allah'a teslim olmak. Allah adına Allah'ı teslim almaya kalkarsan başın beladan kurtulmaz. Ah bu noktayı müslümanlar bir anlasa ya!
Hakikat alemi tarafsız bölge gibi bir şeydir arkadaşlar. Orada ne iman vardır ne de küfür. Mevlana der ki; ''Orada Musa'da bir Firavun'da bir''. Men dakka dukka, kaidesi geçerlidir yani.
Allah hak yolda olanları tutar. Bu kaideyi aklımızda tutalım ve şimdi bir misal verelim;
İslam dinini zamanında kılıçla yaydık. Her şey güzel ve hoş. Bu zahir alemde bir cıhatdır. Fakat Hakikat aleminde her alınan başın karşılığında bir külfet alınır. Bu külfet gün gelir karşılık bulur. O alemin hükmü böyle işliyor. O alem zaman ve mekandan münezzeh bir alemdir. Hükümleri de öyle işler. Aradan 1000 yıl geçse de o külfetin karşılığı olarak küffar güçlenir ve müslümanlar zayıflar ve alınan baş adedince müslüman başı alınır. Şu an ki dönem işte bu külfetin karşılığıdır. Şimdi gelelim işin en civciv tarafına. Başta ne demiştik? Allah hak yolda olanları tutar. O tutma nasıldır biliyor musunuz? Bizim başı alınanlar şehit olur onlar ise cehennemin en dibine yuvarlanır. Tutma ve taraf olma işi budur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v); ''Ahir zamanda bir annenin 10 çocuğu olsa 9'u şehit olacaktır'' demesinden Marifet ehli şunu anlar; islam ümmeti, kılıç hakkıyla 100 küffardan 99'unun başını alacak. Dikkat ederseniz Marifet ehli olan Hz. Ebubekir (r.a), ''İslam dinini tamamladım'' ayeti inince Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) ahirete intikalini anlamıştır. Marifet ehlinin beyni hakikat alemini hükümlerine göre işler ve bu kainatı ve hadiseleri öyle okur. Hikmet, bunun üzerine bina edilmiştir.
Şu an Müslümanların verdiği şehit adetleri karşılığında küffar da bir külfet almaktadır. Ahir zaman Mehdi'sinin gelmesine hazırlığı biz değil bizzat küffar yapmaktadır.