Nasıl İslam ülkesiysek

'Türk aydınının Kur'an Kerim ile olan yakınlığı ya da uzaklığı konusunda neler söylemek istersiniz?

Aydınlarımızın Kur'an veya daha genel olarak islami kültür noktasınca ciddi zaafları bulunduğunu düşünüyorum. Bir ara, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in, Kur'an-ı Kerim'i sık sık okuduğunu söylediğini okumuştum. Bu beni şaşırtmadı. İngiltere adına Lozan'a katılan Lord Curzon, İngiltere'yi "en büyük İslam ülkesi" olarak tanıtmıştı. Bir ara Rusya devlet başkanı olduğu dönemde Putin de, Rusya'yı büyük bir İslam ülkesi olarak nitelemişti. Bu devletler, bünyelerindeki İslam nüfusu sebebiyle, İslam aidiyeti iddiasında bulunuyorlar. Şu an, İngiltere başbakanı olan David Cameron da, iki gün süreyle Pakistan'lı Müslüman bir ailenin yanında konaklamıştı. Bu, bir ülkeyi yöneten insanların, kendi toplumunda bulunan insanların kültür ve inanç yapılarını tanıma çabasıydı.

Biz, bir İslam ülkesiyiz. Ve aydınlarımızdan beklenen, bu ülke insanının inanç değerlerini, bu arada mukaddes kitabını ya da Peygamberini tanımasıdır. Bu noktada ciddi bir zaaf bulbunduğu kanaatindeyim. Bu zaaf siyasetçilerde de var. Ve bu zaaf, toplumla yönetimlere yansıyan aydın iradesi arasında ciddi problemler oluşmasına yol açıyor.
Toplumla ilişkideki problemli durumdan öte, Kur'an gibi, evrensel bir ilahi mesjı yeterince tanımamak, entelektüel olarak da ciddi bir zaaf anlamına geliyor. Batı'da Kitab-ı Mukaddes'i tanımayan bir aydının aydın hüviyeti sorgulanır. Bizde bu tür manevi meselelere ilgi göstermek eleştiri konusu olur. Bu da Türkiye'nin fikri anlamdaki iç sancısı...

Ben, Kur'an konusundaki bu aydın cehaletinin, bir gün, evrensel bir zeminde utandırıcı bir gerçeklik olarak türk aydınının önüne çıkacağını düşünüyoruim. Çünkü Kur'an'a dünya çapındaki ilgi zaman içinde bizi de kuşatacak.



Eşref Aydoğmuş
​