...

Rosasepia

Ordinaryus
Katılım
25 Ağu 2007
Mesajlar
2,427
Tepkime puanı
787
Puanları
0
Konum
Seyyâh-ı âlem
dsc381.jpg
 

Âwdil

Mim Lâmelif Vâv
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
1,397
Tepkime puanı
312
Puanları
0
Konum
Endülüs
Kız kulesi ve etekleri karmaşık
gölgelere vurmuş.Biz'siz vakitte "Sen" bende "Ben" sen de bir kayboluş...
 

fas

Ordinaryus
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
2,581
Tepkime puanı
320
Puanları
0
acaba bu ağaç sadece mersinde mi yetişiyoo
 

Âwdil

Mim Lâmelif Vâv
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
1,397
Tepkime puanı
312
Puanları
0
Konum
Endülüs


"Sepia'ya İthafen"


Ben gecikmiş düşlere nefes savururken,gece indi avuçlarımın arasına.Ve ürperdim ansızın.Çünkü güneşe kafa tuttuğumdan beri karanlıktan korkuyordum ben.Bizim oraları bilmezsiniz siz.Gün kızıla boyanınca kızların duvağını toprağa sarıp,ikindinin saçlarından karanfil devşirirdik.Ve yıldızları ne çok severdim ben.Oysa nerden bilirdim her birinin ellerimizden kayacağını.İşte bizim dünyamız bu kadar küçüktü.Ve o küçük dünyanın içinde büyüyorda büyüyorduk.Ufkun çizgisinde saklambaç oynuyorduk.Ama ben hep güneşe saklanıyordum.Bu yüzden en çok esmer kalan bendim...

Küçümen kızlarımız yaylalarda oyun oynardı.Ne çok severlerdi minicik elleriyle birbirinin saçlarını çekmeyi.Daha o gün anlamıştım ruhumuza ancak kendi ellerimizin kefen giydirebileceğini.Ama bana susmayı öğretmişlerdi.Esmer yanığı gözlerim isyan büyütüyordu kül rengi halesinde.Bu yüzden sıcak bir günah gibi içimde taşıyordum haykırmanın alevini.Eğer konuşsaydım dilime kement vurulacaktı.Lanetli bir muska gibi yağız delikanlıların boynuna asılacaktı rivayetlerim.İşte bu haseble,toprağa gömdüm tüm hıncımı...

Sonrası bir gençlik masalı.Bir buluttan öbür buluta göç yani.Yağmasakta gürlüyorduk ve bu bizi avutuyordu.Gönlümüze pelesenk olmuş acıların enkazı işte şu kar mavisi bakışlarımız.Anamız babamız vardı ama nasıl olduysa biz hep yetim kaldık.Geldiğimiz yollarda bıraktık heybemizde ne kadar coşku varsa.Çünkü biz yıldızlar göğün gerdanından inci gibi düşerken unuttuk gülmeyi.Sevinçlerimizi otlattığımız çocukluk adlı çoban,zenginliği yüreğimizden cebimize bağışladığımız gün terketmişti o sürüyü.Haklıydı.Sonra kırılgan ağlarımız örülünce ağladık.Ve biz hayata,ağlamayı öğrenince başladık...

Bir hayaldi gençliğimiz.Kurduk ve bitti.Renkli rüyalardan uyanmışlığımız,mahmur ediyor şimdi gözlerimizi.Küçümen kızlarımız büyüdü ve kahır kokan şehirlerin boynuna asıldılar bir kolye gibi.Heyhat!Yayla kokan kısrakların boyalı yüzleri,ne de eğreti duruyor neon ışıklarında.Nitekim işveler bitti ve bozuldu kırsal yüreklerin sihirli iffeti.Ve erkeklerimiz.Dere kenarında çamurla yıkanmalarına rağmen temiz kalan yağız delikanlılarımız yani.Yüzlerine toprak değince nasılda seviniyordu saçlarındaki melek.Ve nasılda birbirine sarılıyordu onca küçük yürek.Ama zamanın fitili miadını doldurdu ve et kemikten sıyrıldı.Gözlerine mil çekilmiş asi bir kelebek gibi,bir çiçekten diğerine savruldular şuursuzca.Sonrası ise hüzün.Gecikmiş pişmanlıkların morgları titreten soğukluğu yani.Ve faturamız ağır.Kaldırımlara düşmüş binlerce canlı ceset...

Ve ben yine sustum.Gökyüzünü ters çevirip,toprakta ne kadar günah varsa hepsini silkeleyip bulutlara boşalttım.Bu yüzden her yağmur tanesinde benim utancım vardır.Ve her yağmur yağdığında ağlarım ben gizlice.Kimse bilmez,hoyrat yumruğumu vurduğum semadan kaç güneş düşürdüm bu şehre.Ve uçurum kokan bakışlarımı savurduğum denizde kaç dalga yaktım ben.Kimse bilmez.Ama kuşlar bilir.Çünkü ben kurşun karası umutlarımı kuşlara emanet etmiştim giderken.Ve zaten kuşlar değilmidir sürgünlerin kanatlı yoldaşı...
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
NÂR ve NÛR




Aşkların en masumu, en bahtiyarı, en güzeli.
Ruhum kanatlanmış bir kuş, uçarken, aşkta ezeli! ..
Hazan düşmüş, bir gül gibi, dökülür haz, güz gazeli...
Yüregimin bam telinde, hıçkırık, alâ-fetretin! ..
Susuz bir çöl, bir damla aşk, yakar dar, nâr-ı hasretin! ..

Alıştım sana, kopamam, ruhum her dem sorgularda! ..
Bilir misin sevgili? .. Köz olur sevdam duygularda! ..
Bir elif miktarı uzar, düşünceler kurgularda...
Yüregimin sam yelinde, özlem, peyam-ı hasretin! ..
Susuz bir çöl, bir damla aşk, yakar zâr, nâr-ı hasretin! ..

Yıldızlar yorgan, bulutlar yastık, bâlâ-yı bülendim.
Aşk badesi gözlerinde, mey, canımın içi, efrendim.
Bir baharsın ab-ı hayat, şiirsin, ruşenî bendim...
Yüregimin kam selinde, hüsn-ü kabul basiretin! ..
Susuz bir çöl, bir damla aşk, yakar pür, nâr-ı hasretin! ..

Her nefes alışlarımda, yavaş yavaş, gelir ölüm! ..
Vuslat kor olup düşer, kem ayrılık bu, adı zulüm! ..
Ab-ı kevser, aşkta niran, yaprağı yanmış bir gülüm...
Yüregimin dam kilinde, toprağımda ferâsetin! ..
Susuz bir çöl, bir damla aşk, yakar ar, nâr-ı hasretin! ..

Leyle-i süveyda ruhum, adın kalbimde, mıh gibi! ..
Öyle muhkem, bir hüzün ki! .. Gerilmiş sarp çarmıh gibi! ..
Aşk gözbebeklerimde râm, parlar ışk, pür-nur mah gibi! ..
Yüregimin gam elinde hicrân bulunmaz nedretin
Susuz bir çöl, bir damla aşk, yakar maar, nâr-ı hasretin! ..

Sus Ey Gönlüm Sus! .. Düşmesin, sevdâlı geceye hüzün! ..
Kalbim gerçek aşka akar bir köprü olur pak yüzün
Çare degil fani aşklar kalbe dolar nihan hazın
Yüregimin tam âlında kaynar Mevlâm safiyetin
Susuz bir çöl, bir damla aşk, yanar yâr, nur-u hasretin! ..


Fatımâ Hümeyrâ Kavak
 

Rosasepia

Ordinaryus
Katılım
25 Ağu 2007
Mesajlar
2,427
Tepkime puanı
787
Puanları
0
Konum
Seyyâh-ı âlem
10467133_348348638654489_7989950155141848914_o.jpg



De ki:
“Şüphesiz ben ancak Rabbime ibadet ederim
ve O’na hiç kimseyi ortak koşmam.”

/Cin suresi, 20
 

Rosasepia

Ordinaryus
Katılım
25 Ağu 2007
Mesajlar
2,427
Tepkime puanı
787
Puanları
0
Konum
Seyyâh-ı âlem
383987_108183166004372_776162077_n.jpg



Ey gün, uyan, zerreler dans ediyor.
Bütün evren dans ediyor,
Mutluluktan perişan olmuş ruhlar dans ediyor.
Kulağına danslarının onları nereye götürdüğünü söyleyeceğim,
Havadaki ve çöldeki bütün zerreler
İyi bilin, onlar sanki deliler
Her bir zerre mutlu ya da mahzûn
Hakkında hiçbir şey söylenmeyen güneşe tutulurlar..

/Mevlana
 
Üst