Namazi Dosdogru Kilma Metodu !

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun


Mü'minler gerçekten felah bulmuştur; Onlar namazlarında hûşû içinde olanlardır.
(23/1-2)

NAMAZI DOSDOĞRU KILMA METODU (1)


Namaz takva eğitiminde motor güç gibidir. Namazını düzelten takvanın diğer birçok alanlarında da mesafe kateder. Bu nedenle takva eğitiminde 'kilit ibadet' namazdır. Namaz Allah ile ilişkilerimizi geliştirmenin en ideal yöntemidir.

Alak suresinin son ayeti namazın esas hikmetine değinmektedir: 'Secde et ve yaklaş.' Zira namazın içinde zikir, tespih, dua, hamd, şükür, sabır, huşu, sevgi, korku vb. Allah ile ilişkilerde geçerli olan bütün boyutlar komprime bir şekilde bulunmaktadır. Namazı ikame etmek Allah ile ilişkileri her gün beş kere güçlendirmek anlamına gelmektedir.

Fakat buna rağmen namaz hakkı verilerek eda edilmeyen ibadetlerin başında gelmektedir. Bunun sebebi ise namazın icra süresince kişinin bütün konsantrasyonunu talep etmesi ve bunu sağlamanın (nefis kaynaklı) görece zorluğudur. Ayrıca bu sorunu çözmek için gereken çabayı sarfetmiyoruz.

Bu da sorunun ikinci sebebidir. Üzerine gitmeyişimizde nefsimiz tarafından kullanılan 'ancak bu kadar yapabiliyoruz' şeklindeki 'aklileştirme' büyük bir rol oynamaktadır. Halbuki bu nefsin bir vesvesesidir. Bu vesveseye ikna olup sonuçta namaz dosyası rafa kaldırılmaktadır. Böylece en önemli ibadetimizin/Allah'a yaklaşma vasıtamızın dinamiğinden kendimizi mahrum bırakıyoruz.

Namaz 'Allah'ın huzuruna çıkmak' olduğundan huzuruna çıkacağımız varlığa olan sevginin, saygının ve korkunun ölçüsünde O'nun 'huzurunda geçireceğimiz dakikalar' huşu içinde geçer. Bu nedenle namaz eğitiminde önce Allah sevgisi, saygısı ve korkusu duygularının güçlendirilmeleri gerekmektedir. Bu konuları önceki yazılarda işlemeye çalıştık.

Sevdiğimiz, saydığımız, hürmet ettiğimiz birisinin yanında nasıl ki huzur/saygı(huşu) içinde duruyor, hemen oradan ayrılmak istemiyorsak tıpkı bunun gibi namazımızda da aynı haleti ruhiyeyi kuşanmalıyız. Allah kendi huzurunda, huzur içinde durulmaya sevdiğimiz bütün insanlardan daha layık değil midir?

Her eylem ayrı bir bilinç gerektirir. Allah sevgisi ve korkusu konusunda bilinçlenen kişinin bu bilincinin, zihni disiplin gerektiren namaz eylemine mutlaka bir yansıması olmakla birlikte bire bir yansımayabilir. Çünkü her eylemin kendine göre bir zorluğu vardır. İnsanın o eylemde başka bir boyutunu çalıştırması gerektirmektedir.

Cömertçe infak eden bir insan eşine ve çocuklarına karşı merhametli bir baba ve eş olmayabilir. İnfakı iyi becermesi, o konuda nefsini terbiye etmiş olması diğer konularda da iyi olacağı anlamına gelmemektedir. Bu nedenle namazın da kendine göre uygulanması gereken disiplinleri ve yöntemleri bulunmaktadır.


Bu konuyu üç ayrı yazıda ele alacağız:

1. Namazı dosdoğru kılabilmek için ana tavsiyeler bu yazıda işlenecek
2. Namazı dosdoğru kılabilmek için takviye edici tavsiyeler
3. Sünnet/nafile namazlarının takva eğitimindeki rolü

Bu yazıda konuyu dört ana başlık altında işleyeceğiz:

A. Namazın motivasyonunu sağlam oluşturmak
B. Namaza başlamadan önce ruhi-manevi hazırlık
C. Namaz esnasında uygulayacağımız esas metodlar
D. Namaz sonrası muhasebe metodu
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
A. Namazın motivasyon boyutu

Motivasyon insanı içten harekete geçiren 'itici gücü bulunan düşüncedir'. Bu kuru bir düşünce değildir. Bir düşüncenin itici bir güce dönüşebilmesi için duyguların içindeki enerji suyuna batırılmış olması gerekmektedir. Namaz dışarıdan bir baskı ile değil, kalpten gelen bir hamle ile düzeltilebilir. Bu nedenle önce iç dünyamızda/kalbimizde namazı dosdoğru kılma motivasyonu oluşturulmalıdır.

Namazla ilgili motivasyon onun önemini idrak etmeye, bize kazandıracağı faydanın bilincinde olmaya ve bu faydayı elde etmenin arzusunu duymaya istinad etmelidir.

Namazın en güzel misalini Peygamberimiz'e (a.) isnad edilen şu sözde görüyoruz:

‘Evinin önünde bir ırmak bulunan bir insanı düşünün. O kişi her gün o ırmakta 5 kere yıkansa, hiç üzerinde kir kalır mı?’

Demek ki namaz bizim için bir arınma yeri ve fırsatıdır. Manevi mertebeleri tırmanmak için bu fırsatı her akıllı kişinin kullanması gerekir. Namazda her gün beş defa Allah’a yaklaşma kapısı açılmaktadır. Bu kapıdan girmeyenler her gün büyük bir fırsatı sırf "konsantrasyonlarını toparlama azmi göstermekten erindikleri için" kaçırmaktadırlar. Bu da akıllıca bir davranış olamaz. Birazcık zihni konsantrayon ile o kadar manevi kapı açılacaksa neden kendimizi böyle bir imkandan mahrum edelim ki?
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
1. Bu yüzden önce namazı ciddiye almak gerekiyor.

Namazın ne kadar kilit ibadet olduğunu bilgi düzeyinde değil, his düzeyinde kavramak gerekmektedir. İtikaden önemsiyoruz, fakat gerçek anlamda önemsemiş olsaydık namazlarımızı başımızdan bir musibet atar gibi kılmaz, en iyi şekilde ikame etmeye çalışırdık. İnsan önemsediği bir işi çok titiz, dikkatli ve tam yapmaz mı?

Önemsemek bir şeyin önemini kavramak demektir. O halde sorulması gereken soru şudur: Bir şeyin 'önemini kavramak' ne zaman gerçekleşmektedir? O şeyin insanın zihninde ve kalbinde 'önemli' kategorisine konulması kişiye sağlayacağı 'fayda' ve bu faydanın ayırdında olmak ile doğru orantılıdır. Dolayısıyla namazın hayatımızda yapacağı derin etkinin bilincinde olmalı ve bu etkiyi[2] elde etmek bizim namaz kılarken motivasyonumuzu oluşturmalıdır.


2. Namazı hakkıyla ikame etmek sürece bağlıdır.

Motivasyonu canlı tutmanın en önemli boyutu namazı dosdoğru kılmanın bir süreci gerektirdiğini kavramaktır. Aksi takdirde çabuk ilerlemeyi bekleme ve bunun gerçekleşmediğini görmek insanı demotive edebilir. Bugünden yarına mutmain edici bir seviye yakalamak mümkün olmayabilir.

Örneğin tahtaya çivi çakma nasıl gerçekleşmektedir? Çivi, üzerine defaatlerce vurulurak tahtaya giriyor. Namaz konusunda da üzerine dura dura huşuyu yakalayabiliriz. Bugünden yarına başarılı olamayız. Çiviyi çakar gibi nefsimize namazı huşu içinde kılma tavsiyelerini/çivilerini çakmalıyız.
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Namaz motivasyonu, namazın ruhunu öldürmektir...
Modern insan herşeyi olduğu gibi namazıda ameliyat masasına yatıracaktır...
Sıkı bir diyete ihtiyacım var ...
Modernite/ruhsuzlaşma diyeti ...
Yazı oldukca itici kaptan ...
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Namaz motivasyonu, namazın ruhunu öldürmektir...
Modern insan herşeyi olduğu gibi namazıda ameliyat masasına yatıracaktır...
Sıkı bir diyete ihtiyacım var ...
Modernite/ruhsuzlaşma diyeti ...
Yazı oldukca itici kaptan ...

Olasiliklari sayayim;

1- Namaz kilmadigindan "namazin ruhu"ndan bahsetmekle (adabi, kurali, seklin onemini iskalamak) konuyu saptiriyorsun.
2- Dosdogru kiliyor hakkini verdiginden ilgini cekmiyor
3- Kiliyor ama onemini ve islevini iyi idrak edemediginden yazi itici geliyor
4- "Kiliyorum iste Allah kabul etsin" turunden sirf kilmis olmak icin kildigindan bir bosvermislik icerisindesin
5- Namaz kildigi halde hakkiyla yerine getiremeyen, husuyu yakalayamayan bir suru insanlarin varligindan habersizsin.
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
6. soyut bir oluşumu somut kavramlarla izah ettiğiniz için itici gelmekte.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Ehli Sünnet itikadı + helal kazanç = Dosdoğru namaz.
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
namaz kılıyorsa sizi kılınmıştır yoksa siz kılmaya çalışırsınız
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
3. Kişinin namaz konusunda kendisini eleştirmesi ve rahatsız olması samimiyetine işarettir.

Nice insan var kalbinde hiç rahatsızlık duymuyor bu konuyla ilgili. Kalbdeki pişmanlık kişinin imanındaki samimiyete delalet eder. Dolayısıyla burada namazı dosdoğru kılma hususunda bina edilebilecek bir zemin var demektir. Bu da bizim için ayrı bir motivasyondur.


4. Namazı gözün nuru derecesine çıkarmak


Yine Peygamberimiz'e isnad edilen bir sözde şöyle geçmektedir: 'Namaz gözümün nurudur.'

Günlük hayatta birçok meşguliyet var. Namaz ibadetimiz bunların arasında eda edilmektedir. Bundan dolayı diğer işler gibi monoton, rutin ve ruhsuz bir hal alma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Namaz bu işlerin içinden sadece biri haline gelirse namazımız gerçek namaz olmaktan çıkar.

Halbuki namaz günümüzün akışı içinde günde 5 kere heyecan verici, en önemli işimiz hüviyetine kavuşmalıdır. Bunu aynen bu şekilde namaza başlamadan önce düşünmeli ve hissetmeliyiz. Kendi kendimize telkin suretiyle: ‘Şimdi günümün en mühim işini icra etmek üzereyim.’ demeliyiz. Bir diğer ifadeyle namaz gündelik işlerimizin arasında da ‘gözümüzün nuru’ olmalıdır.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
5. Namazı lütuf gibi görmek, külfet olarak değil.

Bunun için namaza bakışımızı değiştirmeliyiz. Onu bir yük gibi algılamamalıyız. Yük algısı nefsin bir projeksiyonudur. Namaz hoşuna gitmediği için bu 'vesveseyi' vermektedir. Dolayısıyla biz namazı tat alarak severek kılmalıyız. Nefis namazı sevmez, biz seviyor olmalıyız. Nefis namazı bir yük gibi görür, biz onu bir nimet gibi görmeliyiz, namaz kılınca (ruhen) rahatlamalıyız. Bu ruhen rahatlama ve namazı sevme duygusunu ne kadar güçlendirirsek o kadar namazımızı huşu içinde kılarız, o kadar dünyevi düşüncelerden kurtulmuş oluruz.

Allah'ın huzurunda durmak kadar insanın ruhunu tatmin edici bir eylem tasavvur edilemez. Bu duyguyu namazın içinde yakalamaya çalışmak lazımdır. Namazda söylediğimiz dualar ve onlara konsantre olma işi bunu ne kadar başardığımız vs. bir tarafa sırf 'Allah'ın huzurunda durmanın ne kadar rahatlatıcı, mutluluk verici bir duygu' olduğunu tatmak için kapılarımızı açmak gerekmektedir.


6. Kimin huzurunda olduğumuzun bilinciyle kılma

Namazda Allah’ın huzurunda olduğumuzu ve bunun ne demek olduğunu hiç unutmamak gerekir. Namazda okunan şeyleri Allah ile diyalog halinde okumak, O'na hitab ederek sure, dua ve tespihleri okuduğumuzu ve adeta Rabbimizle ‘göz kontağı’nı kesmeden, yani sürekli O'nu aklımızda tutarak, O'nun huzurunda bulunduğumuzu unutmadan namazın rükunlerini eda etmeliyiz.

Namaz kılarken Rabbimizin bizim o anki haleti ruhiyemizi gördüğünü, bizi gözlemlediğini, gaflet içinde kılıp kılmadığımıza baktığını hatırlayın. İster misiniz ki Yüce Allah sizi bu halle kendi huzurunda görsün? Onun huzurundayken aklımızı başka şeylerle meşgul etmek suretiyle O'na karşı ne kadar çok ayıp ettiğimizi hiç düşündük mü?

 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
7. Sıkıntılı olduğumuz zamanlardaki namaz

Bazı durumlarda (sorunlarımız olduğu zaman vb.) huzursuz ve sıkıntılı da olsak namazı dosdoğru kılma konusunda pes etmemeliyiz, dişimizi sıkıp huşu içinde kılmaya gayret göstermeliyiz.

Huşunun iki kriteri vardır:

1. Okunan sure, dua ve tespihlerin anlamlarını düşünerek namazı kılmak, dünyevi düşüncelere namaz içinde dalmamak. Aklımıza dünyevi düşünce hiç gelmiyecek anlamında değil, geldiğinde onu 'kovma eylemi' huşunun kriteridir. Bu eylem yoksa huşu da yoktur.

2. Namazı kılarken manevi zevk duyarak, hisssederek kılmak.


Her zaman manevi zevki tadamayabiliriz, sorunlarımız olduğu zaman örneğin. Fakat birinci kriter en azından her namazımızda yerine getirilmelidir. Önemli olan gayret ve çaba diyerek sıkıntıya katlanmak gerekir.

 

menzil5453

Doçent
Katılım
11 Eyl 2014
Mesajlar
579
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Sen önce müminler arasında fitne sokmayı , ona buna laf çakmayı, akşama kadar forumda insanların dedikodusu yapıp kul hakkına girmeyi bir bırakta. Ondan sonra bize namaz dersi ver.
 
Üst