Namazda secdede iken ayak topuklarını birbirine değdirilmeli mi?

bencan

Üye
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
188
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hanefilere göre: Kıyamda ayakların arasını dört parmak miktarı açmak sünnettir. Çünkü bu durum huşuya daha yakındır.
Şafiilere göre: Kıyamda iki ayak arası bir karış kadar açılır. Özürsüz olarak ayaklardan birini diğerine bitiştirmek mekruhtur. Çünkü bu durum huşuya engel olacak bir zorlanmadır.
Malikiler ve Hanbelilere göre: Kıyamda ayakların arasını açmak menduptur. Bunun şekli de ne bitişik, ne de örfen aşırı bir şekilde açık olmamak kaydıyla vasat bir şekilde bulunmaktır.
Rükuda ayakları aralamak ve secdede topukları birleştirmek müstehaptır. (Prof. Dr. Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi)

http://goo.gl/yM1hzm
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Sorunun cevabı hanefilere göre topukları secdede birbirine değdirmemek gerekir. Hatta secdede iken ayak parmaklarını da bastırıp kıbleye doğru döndürmek icabeder.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Hanefilere göre: Kıyamda ayakların arasını dört parmak miktarı açmak sünnettir. Çünkü bu durum huşuya daha yakındır.
Şafiilere göre: Kıyamda iki ayak arası bir karış kadar açılır. Özürsüz olarak ayaklardan birini diğerine bitiştirmek mekruhtur. Çünkü bu durum huşuya engel olacak bir zorlanmadır.
Malikiler ve Hanbelilere göre: Kıyamda ayakların arasını açmak menduptur. Bunun şekli de ne bitişik, ne de örfen aşırı bir şekilde açık olmamak kaydıyla vasat bir şekilde bulunmaktır.
Rükuda ayakları aralamak ve secdede topukları birleştirmek müstehaptır. (Prof. Dr. Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi)

http://goo.gl/yM1hzm
''Rükuda ayakları aralamak ve secdede topukları birleştirmek müstehaptır.''
(Halebi-i kebir)de, üç yüz on beşinci sayfada ve (Dürr-ül-muhtar)da diyor ki, (Rükuda sünnetlerden biri de, topuk kemiklerini birbirine bitiştirmektir) Bunun için, rükuya eğilirken, sol ayağın topuğu, sağ ayak yanına getirilir. Secdeden kıyama kalkarken açılır.

Son cümlede, (Bunun için, rükuya eğilirken, sol ayağın topuğu, sağ ayak yanına getirilir) deniyor.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Yanlış olmasın

Topukları birbirine değdirmek mi değdirmemek mi gerekir?

Halebi, Dürr-ül-muhtar ve Redd-ül-muhtar’da (kâbeyni [iki kâ’bı]birleştirmek) ifadesindeki kâ’b kelimesi, ayakların iç tarafındaki çıkıntılı kemiktir. Buna topuk kemiği de denir. Topukların birleştirilmesi yeterlidir. Bu iki kemiği zorla birleştirmeye kalkmak gerekmez, iki topuk yan yana gelince sünnet yerini bulmuş olur. Bu olayı büyütmek yanlıştır. Namazda sakin olmak esastır. Topuk kemiklerini birleştirmeye çalışarak kendini zorlamak uygun olmaz. Birleştirene de, birleştirmeyene de bir şey dememek gerekir.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Mahmud efendinin hocaları, "secdede topukları birleştirmek, tenzihen mehruhtur" diyorlar. Zannedersem ayak parmaklarını kıbleden çevirme ihtimaline karşı böyle demişler. Ayak parmakları kıbleden çevrilmiyorsa topuk birleştirmenin caiz olacağı anlaşılıyor. İki taraftaki çıkık kemikler değil de, bizim "topuk" tabir ettiğimiz ayağın en arkası birleşirse, parmaklar kıbleden ayrılmaz.

Bilmen'de böyle bir bahis yok.

İbni Abidin Hz.lerinde, reddul muhtarda şunu buldum:

Rüku’da gördük ki topukları birbirine yapıştırmak sünnettir. Ulema secde hakkında bunu söylememişlerdir. Ve yine arz etmiştik ki bundan secdenin de böyle olduğu anlaşılabilir. Zira Rüku’dan sonra ayakların birbirinden ayrılacağını söylememişlerdir. Kaide icabı burada da o halde kalmaları gerekir.

Anlaşılan; ulema secdede ayak topuklarını birleştirmenin mekruh olacağını söylememişlerdir. Birleştirilebilir. Hatta İbni Abidin Hz.lerine göre rükunun devamında secdede birleştirilmiş halde kalması ima edilmiş gibidir.

Bununla beraber, Talu, Kara hocaların delili nedir, araştırmak lazım. Sitelerinde delilini/kaynağını yazmamışlar. Yazmayınca, bahsi geçen, kıbleden parmakları ayırma endişesiyle öyle dedikleri zannı galib oldu. En doğrusunu Allah bilir.

Biz, Şeyh efendimizin, namazında secdesinde topuklarını hem birleştirdiğini hem de ayırdığını gördük. Burada topuk derken ayağın en arkasını, nasırlanan yeri kastediyoruz.

Ves'selam.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Şu ibretamiz vaziyete bir bakınız ya!.. Rükuya gidildiğinde sol ayağın topuğu sağ ayağın yanına getilir denmiş...Peki bunu yapan bir cami imamı var mı bildiğiniz bir yerde ? Biz şahsen Kocaelinde bir çok camide namaz kılan biri olarak bu sünneti uygulayan bir tek imama dahi rastlamadık ! Demek ki, sizin gibi namazın her sünnetini bilen cemaate sahip değil, bizim buradaki camiler !!!
Ne mi anlatmak istiyorum ? Şunu !
Diyanet İmamları bırakın mezheplere göre namazlarda ayakların nasıl olacağını bilmelerini, en önce onlara herhangi bir mezhebi tercih edip-etmediklerini bir sorun bakalım ne cevap alacaksınız !
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Topuğun birleştirilmesinden geçtik, secdede iken , ayakların yerden kesilmesine ne diyeceğiz..Bir çok kimse bunu yapıyor..Uyarsak, hangibirini uyarmalıyız..Topukları birleştirmezsen namaz sakıt olmaz, , ayaklar yerden kesildiğinde ise namaz gidiyor...İşin burası daha önemli..:)
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Hatırlamak maksadıyla secde konusundaki bazı hükümlere bakalım.

Bilmen, Büyük İslam İlmihali'nden (Hanefilere Göre):

- Secdede yalnız alın ile yetinilmeyip alın ile beraber burnun da yere konulması vaciptir.

- Hayvan üzerinde namaz kılan kimse, ruku ve sücudu ima ile yapar, secde için rükudan fazla eğilir. Hayvan üzerinde bir şey üzerine, mesela hayvanın eğerine baş koyularak secde edilmesi mekruhtur.

- İmama uyan kimse, imamdan evvel rükuya gidip daha imam rükuya gitmeden başını kaldırsa bu rükusu yeterli olmaz. Bu sebeple bunu imamın rükusu esnasında iade etmezse namazı bozulmuş olur. İmama uyan bir kimse imamdan evvel rükudan, secdeden başını kaldırırsa, hemen ruku veya secdeye dönmesi gerekir ki imama muhalefeti ortadan kalksın.

NAMAZLARDA SECDE

114- Secde de namazın bir rüknü olduğundan farzdır. Namaz kılan kimse, rükudan sonra secdeye varır, ruku halinden daha fazla eğilir, cephesini - alnını, yüzünü, iki ayağını ve iki eli ile iki dizini yere veya yere bitişik bir şey üzerine koyar. Hak Teala Hazretlerine tazimde bulunur. Bu secde her rekatta birbiri ardınca iki defa yapılır.

115- Namazda secde için yere alın konulduğu halde, burun konulmasa secde yine caiz olur. Şu kadar var ki böyle bir secde, bir özür bulunmayınca mekruhtur.

Bilakis burun konulduğu halde alın konulmasa bakılır, eğer bir özür sebebiyle ise secde ittifakla caiz olur. Bir özürden dolayı değilse İmam-ı A'zam'a göre mekruh olmakla beraber caiz olur. İmameyn'e göre caiz olmaz.

116- Bir özür sebebiyle olsa da, yanak veya çene ile secde yapılamaz. Alında veya burunda secdeye mani bir özür bulunsa ima ile secde yapılır.

117- Secdede elleri, dizleri yere koymak mutlaka farz değildir, bilakis sünnettir. Ancak İmam Züfer'e ve İmam Şafii ile İmam Ahmed'e göre farzdır.

118- İki ayağın veya bir ayağın parmakları yere konulmadıkça secde caiz olmaz. Tercih edilen görüş, budur. Bir ayağın yalnız bir parmağını veya ayağın yalnız üstünü yere koymak yeterli olmaz.

119- Secde edilecek yer, ayakların konulduğu yerden yüksek olunca bakılır, eğer yükseklik yarım arşın, yani on iki parmak (yaklaşık 34 cm) miktarı ise secde caiz olur, bundan fazla ise caiz olmaz.

120- Kalabalık veya başka bir özür sebebi ile dizler üzerine secde caizdir. Aynı şekilde kalabalık sebebi ile aynı namazı kılanların birbiri arkasına secde etmeleri de caizdir.

121- Bir kimse, başındaki sarığının bir büklümü veya sırtındaki bir elbisenin fazla miktarı üzerine secde edecek olsa, bakılır; eğer bunlar, temiz bir şey üzerine konulmuş olur ve sarığının büklümü de alnına bitışik bulunursa secde caiz olur, yoksa olmaz. Mutlaka yerin sertliğini duymak da lazımdır. Bu sertliğin hissedilmesine mani olacak pamuk ve benzeri bir şey üzerine secde edilemez.

122- Atılmış yün, pamuk, saman, kar gibi bir şey üzerine secde edildiği takdirde bakılır; eğer bunlar sık ve sert olup hacimleri anlaşılırsa secde caiz olur. Fakat bunların içinde yüz kaybolup, hacimleri anlaşılmazsa ve böyle bir şeyin üzerinde yüz aşağıya tam yerleşerek karar bulacak olmazsa, secde caiz olmaz.

123- Çuval içinde bulunan buğday, arpa, pirinç, darı gibi hububat üzerine secde yapılabilir. Fakat çuval içinde bulunmayan buğday ve arpa üzerine secde yapılabilirse de, darı gibi kaypak şeyler üzerine secde yapılamaz.

124- Ufak bir taş üzerine secde edilemez. Fakat alnın çoğu bu taş ile beraber yere temas edecek olursa secde caiz olur.

125- Yere serilmiş olan herhangi temiz bir şey üzerine secde edilebilir, hatta bir özür sebebiyle olmasa veya serilmiş bulunduğu yer temiz bulunmasa bile. Yeter ki o yerin pis kokusu veya rengi gibi bir eseri belirmesin. Şu kadar var ki böyle bir şeyin yere serilmesi ya sıcaktan veya soğuktan korunmak veya elbiseyi tozdan, topraktan korumak için olmalıdır. Yoksa sırf alnı topraktan korumak için olursa mekruh olmaktan beri olamaz.

(İmam Malik'e göre kilim, keçe, posteki gibi yer cinsinden olmayan bir şey üzerine secde edilmesi mekruhtur.)

126- Sıcaktan veya soğuktan korunmak gibi bir özür sebebi ile temiz yere konulacak iki el üzerine secde edilebilir.

127- Üzerinde namaz kılınacak sergi, temiz bir elbise ise yukarı tarafını aşağıya getirip etekleri üzerine secde etmelidir. Çünkü bu, tevazuya daha yakındır.

128- Rüku ve sücud rükunlarının yerine getirilmiş olması için ruku ve sücud denilebilecek kadar bu vaziyetlerde durmak kafidir. Mutlaka üçer defa tesbih okunacak miktar durmak farz değildir. Fakat bunlarda sünnet miktarının en azı üçer kere tesbih okumaktır. Ortası beş, en güzeli de yedişer tesbih okumaktır. Tek başına namaz kılan, daha çok tesbihde bulunabilir. Fakat imam olan şahıs, cemaatin rızası bulunmadıkça üçten fazla tesbihde bulunamaz. Cemaati usandırmak, kaçırmak uygun değildir.

Rükuda tesbih: "ِSübhane rabbiye’l azim. "

"Pek büyük olan Rabbim! Her türlü noksanlardan beridir, münezzehtir."

Secdedeki tesbih de : "Sübhane rabbiye’l a'la"dır.

"Pek yüce kudret ve azametle vasıflanmış olan Rabbimi, bütün noksanlardan tenzih ederim, beri kılarım."

129- Her rekatta iki secde yapılır. Bunlardan biri kasten terk edilse namaz bozulmuş olur.

Yanılarak terk edilse selamdan sonra da hatırlansa namaza aykırı bir şey bulunmamış ise secdeye varılır. Daha sonra son ka'de (oturuş), iade edilerek sehiv secdeleri yapılır. Sehiv secdesi bahsine müracaat!

130- Secde, namazın en mühim bir ruknüdür. Secde, Allah Teala'ya gösterilen tevazunun, tazimlerin en mükemmel nişanesidir. Bir hadis-i şerifte:

''Kulun Rabbi'sine -yani onun rahmetine- en yakın olduğu hal, secdeye varmış olduğu haldir. Artık -secdede- duayı çokça yapınız."

buyrulmuştur. Çünkü secde hali, en fazla bir mütevazilik ve ALLAH'ü Teala'ya son derece yakın olma hali olduğundan, bu duaların kabul edilmesi kuvvetle ümit edilir.

Secdesiz bir namaz, namaz değildir. Mabud'umuzun manevi huzurunda yerlere kapanarak tazimlerini arz etmek istemeyen bir insan, kulluk vazifesini terk etmiş, Hak Teala'ya manevi yakınlık şerefinden mahrum kalmış olur.

----------------------------------------------

- Namazlarda tadili erkana riayet, İmam Ebu Yusuf'a göre bir rükün olduğundan farzdır. Bundan maksat, namazın kıyam, rüku, sücud gibi her rüknünü bir sükunet ile yerine getirmek, bu rukunları yaparken her uzvun yatışıp, hareket halinden beri bulunmasıdır. Mesela rükudan kıyama kalkarken vücut, dimdik bir hale gelmeli, sükunet bulmalı, en az bir kere "Sübhanellah'il-azim" diyecek kadar ayakta durup daha sonra secdeye varmalıdır. Her iki secde arasında da böyle bir tesbih miktarı durmalıdır.

- Kıyamda bir özür bulunmadığı takdirde iki ayağın arasını dört parmak kadar açık bulundurmak sünnettir.

- Tahiyyata oturuş ile celse (iki secde arasında oturuş) hallerinde erkeklerin sol ayaklarını döşeyerek üzerlerine oturmaları ve sağ ayaklarını güçleri nispetinde kıbleye yönelik dikmeleri, kadınların da sol ayaklarını sağ taraflarına yatık bulundurarak yere oturmaları sünnettir. Bu oturmaya "teverrük" denir.

- Secdeye varılırken evvela dizleri, sonra elleri, sonra da yüzü yere koymak, secdeden kalkarken de önce yüzü, sonra da elleri dizleri üzerine koyarak yerden kaldırmak sünnettir. Ancak buna gücü yetmezse, o halde el ile yere dayanarak kalkmak caiz olur.

- Ka'delerde (oturuşlarda) ve secdeler arasındaki celselerde (oturuşta) ellerin kıbleye karşı bir halde, oyluklar üzerine konulup dizlerin tutulması sünnettir.

- Namaz kılarken kıyamda secde yerine, rükuda ayakları üzerine, secdede burnun iki kanadına, ka'dede kucağa, selamda da sağ ve sol omuz başlarına bakmak, namazın adaplarındandır.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Yani; Namazda secde ederken ve alın yere temas ederken özürsüz burnunu yerden kaldırsan, yalnız alın üstünde kalsan mekruh olur,

fakat secde halinde ayakları özürsüz yerden kaldırsan ya da ayak parmaklarını özürsüz boşlayarak ayağın üstü üzerinde iken secde etsen, secde olmaz; dolayısıyla namaz bozulur. Namazın farzını terk etmiş olursun.

Secde esnasında özür sebebiyle alın yerden kalksa burun yerde kalsa secde olur. Özürsüz olarak alın kalksa da burun yerde kalsa, bir görüşe göre secde olur, diğer görüşe göre secde olmaz. Dolayısıyla Namazın sıhhati için özürsüz olarak alnı yerden kaldırmamak gerekir.

Secdede iken özürlü ya da özürsüz elleri ya da dizleri kaldırmakla secde bozulmaz. Sünneti terk etmiş olursun.

İşte, secdeyi yaptığımız 5 azamızın durumu; alın, burun, eller, dizler ve ayak parmakları...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Sünnet olan şey nasıl tenzihen mekruh oluyor?

Rüku başka secde başka, "tenzihen mekruh" da ona binaen anladın mı..? --)))

Rükuda topukların birleştirilmesi hususu kitaplarda sıklıkla geçmez, geçmediği gibi rüku esnasında topuklarını birleştirenler de hemen hemen yok gibidir.
Alim denilen zevat da buna dahildir.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Secdede topukların açık olmasını 4 müctehit de ifade etmişlerdir.
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Biri rüku, diğeri secde mübarek...
Secdede dirsekler bedenden, karın da uyluklardan açık tutulur. Ayak parmaklarının uçları kıbleye karşı tutulur. Rükü'a eğilirken topuk kemiklerini birbirine yapıştırmak sünnet. Secdede ise bitişik tutulur.
http://www.mehmetoruc.com/rehber/namaz2/besvakitnamaz/besvakit/namazdakihukum.htm


İZAH
Rükûda, topuklarını birbirine yapıştırmak sünnettir. Ebû's Suûd: «Secde halinde de böyledir. Bu sünnetler bahsinde de geçmiştir.» diyor.Sünnetler bahsinde geçen: «Secde de topuklarını birbirine yapıştırmak sünnettir.» sözüdür. Şübhesiz ki bu bir göz hatasıdır. Çünkü şârihimiz bunu ne Dürrü muhtârda ne de Dürr-ü Müntekâ da zikir etmemiştir. Başkasının zikir ettiğini de görmedim. Evet: Olabilir ki bu mânâ rükûdan anlaşılmıştır. Rükûda topukları bir birine yapıştırmak sünnet olunca ondan sonra onları ayırmaktan bahis etmemişlerdir. Esası olan secde halinde de yapışık kalmalarıdır.
http://www.imanveislam.com/kitaplar/turkce/oku/ibniabidin/index.html?page=035.htm

-Secdede ayak topuklarını birleştirmek : SÜNNET.
http://www.farukinet.com/yazigoster.asp?faq=8&fldAuto=94

- Sünnet olduğu görüşüdür. Hanefilere göre ayakları yere koymak sünnettir. Bu da yetmez secdede topukları birbirlerine yapıştırmakta sünnettir. Nitekim ulema topukları birbirine yapıştırmayı secdeye has bir durum olduğunu beyan etmişlerdir.
http://www.bayburtpostasi.com.tr/selam-olsun-kiyam-ruk-sucd-ve-tesehhut-hali-yasayana-makale,6803.html
http://ezan.vakti.com/namazin_icindeki_sartlar
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Rükûda da secdede de ayak topuklarını birbirine yapıştırmak sünnetin âdâb kısmındandır. (Hâşiyetü ibn Abidîn, 1/493)

http://www.hikmet.net/soru/18979/r-252-k-251-da-ve-secdede-topuklari-birlestirmek-s-252-nnet-midi

Rükû da özürü olmayan kimselerin topuklarını birbirine yapıştırması (ilsak) da sünnettir. Topuklar secdede de bu şekilde bitişik olur.

http://www.kalbinsesi.com/konu1/namaz19.asp


(155) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“...Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i topuklarını birbirine yapıştırmış, parmaklarının uçlarını kıbleye yöneltmiş şekilde secde eder halde buldum.”
İbni Huzeyme 654, Hakim 832, Beyhaki 2/116
http://www.hadisler.com/?pid=p&id=565



 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Sitelerin bu görüşleri hangi alimlere ve kaynaklara dayandırdığına bakmak lazım hacı abi... (İbni Abidin Hz. müstesna. O, kendisi bir kaynaktır.) Eğer yazanlar kaynak göstermiyorlarsa, ihtiyad edilmelidir, temkinli yaklaşmalı...
 
Üst