namaz

sabırlı

Üye
Katılım
8 Kas 2006
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Puanları
0
arkadaşlar ben yeni aranıza katıldım.acaba namazlarımızı hakkıyla kılıyormuyuz.namaz öyle bir ibadettir ki bütün ibadetlerin başıdır.
 

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Hakkıyla kılmaya çalışıyoruz Allah kabul eder inşallah
 

Rüveydaa

Profesör
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
2,026
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kendi içimde: )
Web sitesi
www.serzenisler.com
Namaz'ımız...

Kıl Beni Ey Namaz'la namazın bizi doğru, duru, diri ve insan kılmasının ruhunu hissedelim..

Abdestin insanın zihnini ve gönlünü nasıl kötülüklerden arındırdığına şahitlik edelim..

Ezanla namaza çağrının, anne çağırışı gibi sıcak olduğunu fark edelim..

Namaz vakitlerinin hayatımızı düzene koyduğunu keşfedelim.

Fatiha Suresinde nûn’un gemisinde 'biz' olma bilinciyle bütün kainatı kucaklamayı öğrenelim.

Tesbihâtla, Rabbimize yakarışın en güzelini; tesbih, hamd ve tekbir ışığında yaşayalım.

Namaz sevgisini bir nefes gibi içimize çekelim.

Huşu’yu yakalayamadığınız anlar için namaza aşk ile bağlanmanın yollarını bulalım.

ve bizim için "namaz" manasını en güzel taşıyan güzellikleri burada paylaşalım..


bismiLLah;


kıl beni ey namaz...

Kıl beni ey namaz

Çöllerden topla hücrelerimi

Rahmetinin serinliğinde yıka kalbimi

Kıl beni ey namaz

Ruhumu secdede yeniden fısılda bana.

Şah damarı yakınlığından emzir yetimliklerimi.

Kıl beni ey namaz

Dağlar küçülsün, denizler taşsın, dağılsın kalabalıklar.

Rükû rükû doğrult eğriliklerimi.

Kıl beni ey namaz

İkiye bölünsün kalbim kıblenin şakağında.

Sevgilinin işaret parmağı değsin göğsüme.

Kıl beni ey namaz

Topla sevdalarımı kırık aynaların çatlaklarından.

Ömrüme ilikle seviçlerimi, firûze düşler düşür alnımın şafağına.

Kıl beni ey namaz

Tenim İbrahim gibi ateşe düşmüşken

Gül kokulu serinlikler değdir yüreğime

Kıl beni ey namaz

Günahın, isyanın, nisyanın kuytusunda büyüttüğüm pişmanlıklarımın yüzünü kaldır yerden.

Al karanlıklarımı, al karalıklarımı gözbebeklerinde yıka.

Kıl beni ey namaz..

İnsan kıl beni..

Doğru kıl..

Duru kıl..

Diri kıl beni..

İnsan kıl bu bedeni..
 

misak

Profesör
Katılım
24 Eyl 2007
Mesajlar
1,691
Tepkime puanı
126
Puanları
0
Namaza Dair ...

İbn Amr’den (Radiyallahu Anh):

"Bir gün Peygamber (Aleyhisselatü Vesselam) namazdan bahsetti.

Şöyle buyurdu:
– Kim namaza devam ederse namaz, onun için kıyamet gününde bir nur, burhan ve kurtuluş vesilesi olur.
Kim de namaza devam etmezse, onun için nur, burhan ve kurtuluş olmaz.

Üstelik o, kıyamet gününde Fir’avun, Hâmân ve Übey bin Halef’le beraber olur."

(Ahmed ve Taberânî)

---

Ebû Mâlik el-Eşca’î, babasından rivayetle anlatır:

"Peygamberimizin müslüman olan kişiye, ilk öğrettiği şey namaz olurdu."

(Bezzâr ve Taberânî)
 

umeyme

...'SessizLik'...
Katılım
31 Eki 2007
Mesajlar
1,833
Tepkime puanı
883
Puanları
0
Rahman razı olsun kardeşim..

ya müslüman olupta namaz kılmayanlara hayret ediyorum!
 

Salikk

Üye
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
17
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Rabbim hakkıyla eda edbilmeyi nasip eylesin..Kılmayanlarada acilen başlayabiilmeyi inşallah vesselam
 

misak

Profesör
Katılım
24 Eyl 2007
Mesajlar
1,691
Tepkime puanı
126
Puanları
0
Amin Ecmain Olsun
 

Aşiyân

Asistan
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
738
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
Şehr-i Yâr
Rahman Alnımızı secdeden almasın ınsAllah..

Rahman razı olsun yselim Hoca'm..
 
Ç

Çöl Aslanı

Guest
23-MÜ'MİNUN:

--------------------------------------------------------------------------------

1- Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir,

2- Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler,

3- Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler,

4- Onlar ki, zekat (vazifelerini) yerine getirirler,

5- Ve onlar ki, iffetlerini korurlar,

6- Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmış değillerdir.

7- Şu halde, kim bunun ötesine gitmeyi isterse, işte bunlar , haddi aşan kimselerdir.

8- Yine onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler,

9- Ve onlar ki, namazlarını muhafaza ederler,

10- İşte asıl onlar varislerdir.

11- Ki, Firdevs'e varis olan bu kimseler orada ebedî kalırlar.

Rabbimiz c.c Şu vasıflara sahib birer mü'min olmayı hepimize nasib eylesin. Amin...
 

misak

Profesör
Katılım
24 Eyl 2007
Mesajlar
1,691
Tepkime puanı
126
Puanları
0
katkılardan dolayı bütün kardeşlere teşekkürler ( tşk butonu olmadığı için yazdım)

Allah razı olsun...
 

misak

Profesör
Katılım
24 Eyl 2007
Mesajlar
1,691
Tepkime puanı
126
Puanları
0
Allah Resûlü (Aleyhisselatü Vesselam) buyurdu ki:

"Kim namazın sâbit bir farz olduğunu bilip (kılarsa) cennete girer."

(Ebû Ya’lâ ve Bezzâr)

---

Hz. Enes’den (Radiyallahu Anh):

– Allah Resûlü (Aleyhisselatü Vesselam) buyurdu ki:

"Şüphesiz Allah Teâlâ’nın her namaz vaktinde, şöyle seslenen bir meleği vardır:

"Ey Ademoğulları! Kendi aleyhinize yaktığınız ateşi (namaza) kalkın söndürün!"

(Taberânî, Mu’cemu’l-Evsat)
 

misak

Profesör
Katılım
24 Eyl 2007
Mesajlar
1,691
Tepkime puanı
126
Puanları
0
Hz. Âişe annemizden (Radiyallahu Anh):

– Allah Resûlü (Aleyhisselatü Vesselam) buyurdu ki:

"Bir kısım insanlar devamlı olarak birinci saftan geri dururlar, Allah da onların ateşten çıkmalarını, geriye bırakır (geciktirir)."


(Ebu Dâvud)

---


İbn Abbas’tan (Radiyallahu Anh):

– Allah Resûlü (Aleyhissilatü Vesselam) buyurdu ki:

"Her kim, kimseye eziyet vermeyeyim diye birinci safı terk ederse, Allah ona birinci safın sevabının bir katını verir."


(Taberânî, Mu’cemu’l-Evsat)---

Birinci safta olmayı terketmenin meşrû ve yerinde bir mazereti varsa, terketmekte bir sakınca yoktur. Israrla gerilerde durup üstelik insanların ön safa geçmelerine engel çıkartmanın ise onaylanacak bir yönü yoktur
 

hayriye

Asistan
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
428
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Rahman razı olsun kardeşim..

ya müslüman olupta namaz kılmayanlara hayret ediyorum!

bundan 15 sene önce bende öyle derdim kardeşim ama ne olduysa RABBİM affetsin 5 yıl alnımı secdeye koyamadım çok şükür 5 yılın sonunda tekrar kılmaya başladım şükürler olsun
ama başıma geldiği için şimdi öyle korkuyorumki
 

fumut

Üye
Katılım
8 Şub 2008
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
Namazımız

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Namazımız
Hamd; Alemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim, Din Gününün Sahibi Olan Allahû Teâla (cc)'ya. Salât ve Selâm; Alemlere Rahmet Olarak Gönderilen Peygamberimiz Efendimize, Temiz Ehl-i Beyti'ne ve Ashabına olsun ! . . .

Ey inananlar ! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resûlüne uyun …” ( enfal 24 )

Bir fikir ancak kuvvetle inanıldığı, uğrunda ihlas ve hamaset gösterildiği, gerçekleşmesi için gayret ve fadekarlıkta bulunulduğu zaman başarıya ulaşır. Muhterem Kardeşlerim, “N a m a z ı m ı z “da buna dahildir.

Kafanın vücütta yeri ne ise, namazın da islam da yeri odur. Bunu çok iyi biliyorsunuz. Namaz dinin direği, temeli, esası ve çekirdeğidir. Namaz, vicdanın huzuru, nefsin dostu, kalbin süruru, ruhun gıdası, kulun Rabbi ile olan rabıtasıdır. Namaz, halis ruhların yüce mertebelere ermeleri için bir merdivendir. Namaz mü’minin miracıdır.

Tek bir defa huzur-u kalple Allah’ın divanına varmak, kalpler, nefisler ve ruhlar için binlerce vaaz ve nasihatten daha faydalı daha tesirlidir. Binlerce hikaye ve tiyatrodan, konferans ve nasihattan daha iyidir. İstersen tecrübe et, sen de gör !

Bunun içindir ki Kur’an-ı Kerim, Allahın huzuruna huşu ile varıp geceleyin ibadet etmeyi kişinin iyi olduğunu gösteren bir delil saymıştır :

“ Onlar bundan önce iyilikte bulunurlardı. Onlar gecenin az bir kısmında uyurlardı. Seher vakitlerinde günahlarının affını dilerlerdi. “ ( zariyat 16-18 )

Nefisleri ıslah için, ruhları temizlemek için bu yolun en kısa yol olduğunu bilmeliyiz.

“ Sabırla ve namazla yardım dileyin. Şüphesiz ki Allah sabredenlerle baraberdir. “ ( bakara 45 )

Bunu çok güzel anla. Namazınını ta’dil-i erkan ile kılmakla numune-i misal ol. İlk atacağınız başarılı adımın namazı dosdoğru kılmak olacağını bil ! . . .

Hz. Adem (as)'den günümüze kadar; Şer güçlere karşı cihad eden, şehadete koşan bütün mü'minlere dua ve selam olsun.




 

Çiğdem

Asistan
Katılım
3 Eyl 2007
Mesajlar
257
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
34
Konum
istanbul
Namaz...

NAMAZ...


Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, sabah namazını düşünmek “delilik”, kalkamayınca
ağlamak “gariplik” olabiliyor!
Gerçekten sabah namazını kaçırınca üzülmemiz gerekmez mi?
“İmandan sonra en büyük ve en mühim mesele olan namaz”ın bir vakti geçirilince
hiçbir şey olmamış gibi normal mi karşılamalıyız?
Bir vakit namazı kaçırmak sıradan bir hadise mi?
Sabaha kadar dünya kupası maçlarını izlemek mantıklı, ama sabah namazını
düşünmek gereksiz mi?
Oysa, uykusundan uyanamadığı için üniversite imtihanını kaçıran bir genç,
üzüntüsünden, kahrından, yeri göğü yıkabiliyor.
Peki, Peygamberimizin (a.s.m.), iki ayrı hadiste, “Dünya ve içindekilerden
hayırlıdır” dediği sabah namazının sünneti ve farzı, bir maç kadar önemli değil
mi?
Dünya ve içindeki tüm hazinelerden daha değerli olan sabah namazı, bir üniversite
imtihanı kadar ehemmiyet taşımıyor mu?
Namaz için ağlamak, üzülmek gerekmiyor mu?
Büyük velîlerden Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri bir gün sabah namazına uyanamaz.
Sabah olduğunda o kadar üzülür, o kadar ağlar, nefsini suçlayıp yüreği
yanarak öylesine bir istiğfar eder ki, bu yüzden sabah namazının sevabından daha
fazla ecir kazanır.
Bunu gören şeytan ertesi gün o zatı erkenden sabah namazına uyarır. Çünkü,
mü’minler sevap kazandıklarında şeytan kahrolur. Madem ki, o zatın namaz kılamaması
Allah’a daha çok yalvarmasına sebep olmuştur; şeytana düşen onun
ikinci kez gözyaşı döküp yalvarmasını engellemektir.
Acaba bu zamanda, sabah namazını kaçırdığında ağlayan, pişman olan, tövbe
ve istiğfar eden, nasıl kalkabilirim diye çırpınan ne kadar mü’min var dersiniz?
Elimizde çok sağlıklı bir istatistik yok. Ama şu kadarını söyleyebiliriz: Üç
büyük ilimizdeki üniversiteli gençler arasında yapılan bir ankete göre, beş vakit
muntazam namaz kılanların oranı yüzde 10. Bunların da en çok kaçırdıkları namaz,
hiç şüphesiz sabah namazı.
Beş vakit namaz kılan mü’minler içinde, haftada, ayda veya birkaç ayda bir
sabah namazı kaçıranların sayısı oldukça fazla. İsterseniz, başta kendi nefsinizde,
sonra çevrenizde küçük bir araştırma yapın. Bu acı gerçeği bütün çıplaklığıyla
göreceksiniz.
Oysa sabah namazı ve tüm farz namazlar, başta Peygamberimiz (a.s.m.) ve
onun güzide ashabının üzerinde titrediği muhteşem bir ibâdettir. Bir mü’min sabah
namazını kaçırdığında “aklını kaçırmış gibi” deli divane olmalı, tepesi atmalı,
dünyası kararmalı, kahvaltı yapacak bir iştah bulamamalı, akşama kadar kendini
cezalandırmalıdır.
Sabah namazı kaçtığı gün, yer yerinden oynamalı, aklı başından gitmeli, tövbe
ve istiğfar için Allah’a el açmalı, yalvarmalı, af dilemelidir.
Ve hepsinden önemlisi, sabah namazını kaçırma işini kesinlikle “sıradan”
görmemeli, “olabilir” kabul etmemeli; nefsine, gafletine, uykusuna isyan etmelidir.
Hemen, “Nerede hatâ ettim? Hangi tedbiri almalıyım ki, bir daha bu acıklı
azaba düşmeyeyim?” diyerek çözüm arayışına girmeli, çözümü bulmalı ve derhal
uygulamalıdır.
Çünkü, söz konusu olan çocuk oyuncağı değil, sıradan bir olay değil, üç günlük
dünya hayatını ilgilendiren bir mesele değil.
Sözünü ettiğimiz; bizim, kâinatın ve her şeyin Sahibi, Sultanı, Yaratıcısı olan
Allah’ın huzuruna girme; Onun dergâhında secdeye kapanma; canımız, cananımız,
biricik varlığımız, sevenimiz, sevgilimiz olan Zât-ı Zülcelâle ibadet etme
meselesidir.
Dünyada hiçbir şey bundan daha mühim, daha lüzumlu, daha sevimli, daha
vazgeçilmez olamaz.
Eğer burada bir eksiğimiz varsa, hatâ bizdedir.
Bir mü’min, haftada bir, ayda bir sabah namazı kaçırmayı normal göremez,
kabullenemez!
Namazlarımızı kaçırıyorsak, bu gidişe dur demek, silkinmek, titremek, ihmalimize
isyan etmek, “Artık yeter” demek durumundayız.
Kulu olmakla iftihar ettiğimiz Rabbimiz bizden böyle bir umursamazlık, böyle
bir vurdumduymazlık istemiyor.
Ümmeti olmakla şereflendiğimiz Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.), bize ihmalkârlığı
ders vermiyor. Onun bütün ömründe kaçırdığı sabah namazı sadece bir
tanedir. O da, savaş dönüşü, aşırı yorgun ve uykusuz olduğu bir zamanda, nöbetçinin
uyuması yüzünden ve belki de ümmetine böyle durumlarda nasıl davranması
gerektiğini ders vermek hikmetiyle olmuştur.
Gerçek bu iken sabah namazına duyarsız kalamayız.
Sabah namazı için nasıl bir durumda olursak olalım, ister onu haftada bir, ister
yılda bir, hattâ birkaç yılda bir kaçırıyor olalım; yeni bir ubudiyet şuuruyla donanmak,
yeni bir cehd ve gayret kılıcını kuşanmak, yeni bir tebliğ ve ikaz harekâtı
başlatmak durumundayız...
 
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
74
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Konum
Adana
Allah c.c. razı olsun,Namazımızı ihlaslı ve daim kılsın.Teşekkür ederim.
 

efruz

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ağu 2009
Mesajlar
5,170
Tepkime puanı
735
Puanları
0
Konum
İstanbuL
Namaz

Dua, hayırla dua; müslümanların yaptıkları, bazı hareketleri de kapsayan bir ibadet türü. Arapçası "salat" olup, çoğulu "salavat'tır. Namaz, tekbir ile başlayıp selam ile son bulan, belli fiil ve sözleri içine alan bir ibadettir. Allah'a karşı tesbih, ta'zîm ve şükrün ifadesidir.

Namaz, Kur'an'da doksandan fazla ayette zikredilir. Önceki şeriatlerde beş vakit namaz yoktu. Ancak vakitleri belirsiz genel anlamda namaz vardı. Namaz, hicretten bir buçuk yıl kadar önce Mi'rac (İsra) gecesinde farz kılınmıştır. Enes b. Malik'ten rivayete göre özet olarak şöyle demiştir:

"Hz. Peygamber (s.a.s)'e İsrâ gecesi, namaz elli vakit olarak farz kılındı. Sonra azaltıldı ve beş vakte düşürüldü. Sonra şöyle seslenildi: Ey Muhammed, şüphesiz bizim nezdimizdeki söz bir değişikliğe uğramaz. Senin için bu beş vakit namaz, elli vakit namazın karşılığıdır" (Buhari, Salat, 76, Enbiya, 5; Müslim, İman, 263; Ahmed b. Hanbel, V.122,143).

Her güzel amele on katı ecir verileceği şu ayetle sabittir: "Kim bir iyilik yaparsa, ona bunun on katı ecir vardır" (el-Enam, 6/160; ayrıca bk. en-Neml, 27/89; el-Kasas, 28/84). Beş vakit namaz farz kılınmadan önce, Hz. Peygamber'in ibadet tarzı Cenab-ı Hakk'ın yaratıklarını düşünmek, Allah'ın yüceliğini tefekkür etmek şeklinde idi. Sabah ve akşam ikişer rekat halinde namaz kıldığı da nakledilir. Daha önceki ümmetlerin de namaz ibadeti vardır. Kur'an-ı Kerim'de Lokman aleyhisselamın oğluna namazı emretmesi (Lokman, 31/17),

Hz. İbrahim'in Hicaz'ın güvenliği için dua ederken namazdan söz etmesi (İbrahim, 14/37), Yüce Allah'ın, Tur dağında ilk vahiy sırasında Hz. Musa'dan namaz kılmasını istemesi (Taha, 20/14) örnek verilebilir.

İslamda namazın meşruluğu Kitap, Sünnet ve icma'ya dayanır.
Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde; namazı kılınız ve zekatı veriniz" buyurulur. "Bütün namazları ve orta namazı muhafaza edin" (el-Bakara, 2/238). "Şüphesiz namaz, müminlere, vakitle belirlenmiş olarak farz kılınmıştır" (en-Nisa,4/103).

"Oysa onlar, tevhid inancına yönelerek, dini yalnız Allah'a tahsis ederek O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emr olunmuşlardır, işte doğru din budur" (el-Beyyine, 98/5). "Namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a samimiyetle bağlanın.

O, sizin mevlanızdır. O, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcıdır" (el-Hacc, 22/78). Sünnetten delil; Bu konuda rivayet edilmiş çok sayıda hadis vardır. Bu hadislerden bazıları şunlardır: "İbn Ömer (r,a)'den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur:

"İslam beş temel üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka bir ilah bulunmadığına, Hz. Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmaktır" (Buharî, İman,1, 2; Müslim, İman, 19-22).

Hz. Peygamber (s.a.s), Muaz b. Cebel (r.a)'i Yemen'e gönderirken ona şöyle buyurmuştur: "Sen ehli kitap olan bir topluma gidiyorsun.

Onları ilk önce Allah'a kulluk etmeğe çağır. Allah'ı tanırlarsa, Allah'ın onlara gecede ve gündüzde beş vakit namazı farz kıldığını söyle.

Namazı kılanlarsa; Allahın onlara, zenginlerinden alınıp yoksullara verilmek üzere zekatı farz kıldığını söyle. İtaat ederlerse, bunu onlardan al, insanların mallarının en iyisini alma, mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onun duasıyla Allah arasında perde yoktur" (Buharî, Zekat, 41, 63, Meğazî, 60, Tevhîd, 1; Nesaî, Zekat, 1; Darimî, Zekat, l).

Diğer yandan İslam ümmeti, bir gün ve gecede beş vakit namazın farz olduğu konusunda görüş birliği içindedir.

Namaz ergenlik çağına gelmiş, akıllı her müslümanın üzerine farzdır. Fakat yedi yaşına gelmiş olan çocuklar da namaz kılmakla emredilir. On yaşına geldikleri halde namaz kılmazlarsa el ile hafifçe dövülebilirler.

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Çocuklarınıza yedi yaşında namaz kılmalarını emredin, on yaşına girince bundan dolayı dövün ve o yaşta yataklarını ayırın" (Ebü Davud Salat, 26; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 187).

Bir günle gece içinde farz olan namazların sayısı beştir. Yalnızcada, vitir veya bayram namazları vacib hükmündedir.

Bir bedevi ile ilgili olarak rivayet edilen şu hadis beş vakit farz namaza delildir: "Bir gün bir gecede farz olan namazlar beştir " Bedevî; "Benim üzerimde bundan başka bir borç var mıdır?" diye sorunca, Allah'ın Resulü şöyle cevap vermiştir: "Hayır kendiliğinden nafile olarak kılarsan bu müstesnadır".

Bunun üzerine bedevî: "Seni hak olarak gönderen Allah'a yemin olsun ki, bundan ne fazla ne de eksik yaparım" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurdu: "Eğer doğru söylüyorsa bu adam kurtulmuştur"
(Buharî, İman, 34, Şehadat, 26; Müslim, İman, E.10,15,17,18; Ebû Davûd, Salat, 1).
 
Üst