Namaz Vakitlerinin Sırrı

DİLEM

Asistan
Katılım
8 Eyl 2010
Mesajlar
200
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Yaş
34
SABAH VAKTİ YEPYENİ BİR BAŞLANGIÇTIR.

Sabah tatlı bir neş’edir.Mahmurluk perdesi altında alemde pırıl pırıl tecelli eden yaratılışa aynadır. İmsak vakti, yani sabah namazı vaktinin girmesi, yani şer’i günün başlayışıyla yepyeni bir hayat başlar. Her bir namaz vakti için bir saati göz önüne getirelim (dijital saati değil!). Akrep, sabah namazı vaktini gösterdiğinde o an aynı zamanda, bizim anne karnına düştüğümüz ânı, yine kâinatın yaratıldığı 6 günden
ilk günü ve yıl içindeki bahar mevsimini gösterir.Elimizi Allahü Ekber deyip kaldırdığımızda zihnimizde ana rahmindeki halimiz ve kâinatın Rahmetenlil Alemi’nin (sas) yüzü suyu hürmetine ve yine O’nun (sas) nurundan yaratılışı canlanır.Tesbih, tahmid ve tekbirlerimiz hep o hale şükür içindir.

ÖĞLE VAKTİ GENÇLİK ATEŞİ VE CEHENNEM

Öğlenin şiddetli hararetinin başları yaktığı zaman, yazın en sıcak dönemine, insanda gençliğin söz dinlemeyen en ateşli çağına işaret eder. Yine, öğlenin sıcağı bize hiçbir gölgenin bulunmayacağı mahşer gününü hatırlatır. Kainatın ömründe ise öğle vakti Hz. Âdem’in yeryüzüne iniş dönemine işaret eder.

İKİNDİ VAKTİ ÖMRÜN SONU VE SONBAHAR

İkindi vakti, güneşin renginin sarardığı, batmaya meylettiği zamandır. İçinde sonbahar hüznünü de taşır. Yine, insanoğlunun da artık saçlarına ak düşüp, belinin yavaş yavaş bükülmeye başladığı, dünya
lezzetlerinin de “acılaşmaya” başladığı döneme işarettir. İkindi vakti, insanoğlunun ve kainatın son dönemine de işaret eder. Yine son peygamber olan Efendimiz’in (sas) vazifeye başlamasıyla âlemin son sürece girişini de hatırlatır. Biz ikindi vaktini yaşarken az sonra güneşin batacağını, yakında kendimizin ve kâinatın da öleceğini düşünürüz. İkindiyi eda edip de her şeyin batmaya doğru gittiğini görürkentek sığınılacak kapının Rabb’imiz ve O’nun Resulü’nün sünnet-i seniyyesi olduğunutefekkür ederiz.

AKŞAM VAKTİ ÖLÜM VE KIYAMET ANI

Artık gün batmıştır. Ferdi olarak imtihanımız bitmiş, son nefesimizi vermişiz. Ne güneşte o cebbar yakıcılıktan,ne de bizde küçük dağları ben yarattım havasından eser kalmıştır. Sonbahar gibi ikindinin tatlı serinliği geride kalmış, güneş kaybolmuş, hafif bir kızıllık dışında ondan hiçbir eser görünmüyor. Az sonra günle birlikte biz de karanlıklara karışmış olacağız. “Güneş katlanıp dürüldüğünde,yıldızlar döküldüğünde, dağlaryürütüldüğünde...” (Tekvir,81/1-3) ikazları kulaklarımızda çınlıyor. Akşam ezanı okunduğunda ve namaz için ellerimizi kaldırdığımızda sanki kendi cenaze namazımızla birlikte tüm kainatın cenaze namazını da kılıyor gibi oluruz. Önümüzdeki tabutta hem geride kalan gün, hem sonbahar mevsimi, hem kendi cesedimiz,hem de tüm canlıların naaşı vardır. Bu namaz bu kadar hüzünlüdür. Artık geriye dönüş yoktur. Alem susmuş, Sûr üfürülmüştür. Bütün diklenişler, bütü ceberutluklar son bulmuş,müthiş bir sessizlik, alemi kaplamış, İlahi kader ânı beklenmektedir. Geriye dönüş artık mümkün değildir ve “keşke”ler, “eyvah”lar dönemi başlamıştır.

YATSI VAKTİ BÜYÜK SESSİZLİK KARANLIK

Artık geride kalan ne güne ne mevsimlerin tatlılığına, ne de insan olarak “yaşadığımıza” dair hiçbir iz yok. Gündüzün ne sıcağı ne de ışığı kalmış. Bizim için de acı son gerçekleşmiş. Kimse, kendi torunlarımız bile bizi hatırlamıyor, çoğu ismimizi bile unutmuş. Hayat susmuş, kainat dahi ölmüş.Toprağın üstündeki tüm cıvıltı, kargaşa sona ermiş.Herkes hesap gününü bekliyor.İşte bu kadar karanlıklariçinde o geceyi ancak “teheccüd”ümüz aydınlatabilir,bize yoldaş olabilir. O karanlıkları aydınlatacak yegane nur kaynağı odur.

İKİNCİ SABAH VAKTİ

Yeni doğan güneş ise haşrin sabahını ihtar eder. Sur yeniden üfürülmüş, ruhlar yeniden iade edilmiş, milyarlarca insan haşir meydanında toplanacak, ölüler yerden bitkiler gibi bitirilecek. İşte bu şuurla kılınan namazın kişiye faydası olur. “Desinler”, “görsünler” için kılınan namazın kimseye faydası olmadığı gibi maalesef zararı da olacaktır. Evet şu gecenin sabahı ve şu kışın baharı, ne kadar mâkul ve lâzım ve kat’î ise, haşrin sabahı da, berzahın baharı da o kesinliktedir. İşte bu beş vaktin her birinde bir mü’him, inkılâp başındadır alıntıdr



MUSTAFA AYDIN /AİLEM DERGİSİ​
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
Oldukça etkileyici ve güzel bir yorum. Acaba yazı kime ait?

Genelde etkilendiğim bir vakit var, onun yorumunu okuyunca diğer vakitleri de ayrı ayrı düşünmeye başladım.

Ne güzel tasvir etmiş, tasvir eden.

Teşekkür ederiz.
 

DİLEM

Asistan
Katılım
8 Eyl 2010
Mesajlar
200
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Yaş
34
:(:(

Oldukça etkileyici ve güzel bir yorum. Acaba yazı kime ait?

Genelde etkilendiğim bir vakit var, onun yorumunu okuyunca diğer vakitleri de ayrı ayrı düşünmeye başladım.

Ne güzel tasvir etmiş, tasvir eden.

Teşekkür ederiz.
rica ederim ne demek benım hatam oldu yazmayı unutmusum MUSTAFA AYDIN /AİLEM DERGİSİ
 

_rahime_

Üye
Katılım
14 Eki 2009
Mesajlar
55
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
32
benzetmeler harika.. yazandan da paylaşan kardeşimizden de Allah c.c razı olsun...
 

LeyL_

Üye
Katılım
19 Eyl 2010
Mesajlar
24
Tepkime puanı
4
Puanları
0
daha önce de okumuştum

çok güzel tasvir edilmiş

Allah razı olsun ..
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Kılarken bu hisler geliyor zaten insana ilginç....
 
Üst