Namaz Terk Edilir mi?

TuaNa MiNa

Paylaşımcı
Katılım
11 Eyl 2006
Mesajlar
358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
SeVDa OkYaNuSu
Medine savunmasını,Medine savaşını hatırlayınız.
Peygamberimiz Medine şehrinin etrafına hendek kazdırıyor.
Düşman ise habire sıkıştırıyor.
Peygamberimiz ashabını dolaşıp,kontrol ediyor,hal-hatırını soruyor.
Bir ara Hz. ömerin yanına geliyor.
*Nasılsın ya ömer diyor?.
*Hz.Ömer yandım,Ya Resulullah diyor.
*Noldu bir okmu isabet etti?
*Hayır ya Resulullah İkindi vakti geçmekte namaz kılamadım diyor.
*Peygamberimiz ellerini açıp Beddua ediyor.
Bir fırtına çıkıyor,Müşriklerin çadırları uçuşuyor, toz-dumandan kendi hallerine düşüyorlar.
Allah c.c. dan emir geliyor,ya habibim sende imam ol,cemaatle namaz kıl diye.
Ve Sevgili Peygamberimiz,tedbiri elden bırakmıyor, askeri ikiye bölüyor,bir kısmı bir rekaat kılıyor,sipere gidiyor,diğer yarısı gelip namazı tamamlıyor.
Savaş ve sefer anında namazlar iki rekat kılınır.
Demekki namazın fetvası yoktur,düşünüyormusunz öyle bir kıritik tehlike varki,esir düşseler değil islam belki canlarını dahi kurtaramıyacaklar,ama Allah bir kolaylık gösteriyor,
ŞİMDİ İSE
Efendim çalışıyorumya oda ibadet namazı kılmasamda olur,veya amirim izin vermiyor,namazı terk etmeyede kainatın amiri izin vermiyor,ne yapmak lazım?.kalbim temizya,bunlar nefsin,nefsimin hileleridir,uymamak lazım,dinlememek lazım,kılmak lazım değilmi?,ah zaman,bu ne kötü bir zaman.
 

reyyan

Üye
Katılım
11 Kas 2006
Mesajlar
124
Tepkime puanı
0
Puanları
0
NAMAZI TERKETMENiN HüKMü

NAMAZI TERKETMENiN HüKMü

Namazın akıllı, büluğ çağına girmiş, hayız ve nifastan temizlenmiş her müslümana farz olduğu konusunda görüş birliği vardır. Namaz ve oruç gibi bedenî ibadetlerde vekâlet ve niyabet geçerli değildir. Namazın farz olduğunu inkâr eden dinden çıkar. çünkü namaz kesin ayet, hadis ve icma delilleriyle sabittir. Tembellik veya umursamazlık sebebiyle namazı terkeden âsî ve fasık olur.

Namazı kılmamak dünya ve âhirette azaba sebep olur. Âhiretteki azapla ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Onlar suçlulara sorarlar: Sizi Sakar cehennemine sürükleyen nedir? Suçlular şöyle cevap verirler: "Biz namaz kılanlardan değildik" (el-Müddessir, 74/40-43). "Onlardan sonra öyle bir nesil geldi ki, namazı terkettiler, heva ve heveslerine uydular. Onlar bu taşkınlıklarının cezasını yakında göreceklerdir. Fakat tövbe edip, iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır" (Meryem, 19/59, 60). "Vay o namaz kılanların haline ki, onlar kıldıkları namazdan habersizdirler" (el-Mâûn, 107/4-5). Hz. Peygamber (s.a.s)'de şöyle buyurmuştur: Bilerek namazı terkeden kimseden Allah ve Resulunün zimmeti kalkar" (Ahmed b. Hanbel, IV, 238, VI, 461). Kim ikindi namazını terkederse ameli boşa gitmiş olur" (Buhârî, Mevâkît,13, 34; Nesâî, Salât,15). Kim, önemsemeyerek üç cuma namazını terkederse, Allah Teâlâ onun kalbine mühür vurur" (Nesâî, Cumâ, 2; Tirmizî, Cuma 7; Ibn Mâce, Ikâme, 93).

Hanefilere göre, tembellik yüzünden namazını terkeden kimse, namazı inkâr etmediği sürece dinden çıkmaz, ancak günahkâr, fasık olur. Kendisi bu konuda uyarılarak tevbeye , kötü örnek olmaması için toplumdan tecrid edilir ve te'dib amacıyla dövülür. Ramazan orucunu terkeden kimse de bunun gibidir (Ibn Abidîn, Reddül-Muhtâr, Mısır, t.y., I, 326; eş-şürünbülâlî, Merâkıl-Felâh, Mısır 1315, s. 60; ez-Zühaylî, el-Fıkhul-Islâmî ve Edilletuh, Dimaşk 1985, I, 503).

Hanefiler dışındaki mezhep imamlarına göre ise, namazını özürsüz olarak terkeden kimse, mürted'de olduğu gibi Islâm toplumuna karşı gelmiş sayılır ve tövbe etmezse en ağır şekilde cezalandırılır (Ibn Rüşd, Bidâyetül-Müctehid, Mısır t.y., I, 87; eş-şirâzî, el-Muhezzeb, el-Nalebî tab'ı, I, 51; Ibn Kudâme, el-Muğnî, 3. baskı, Kahire t.y., II, 442-447; ez-Zühaylî, a.g.e., I.503, 504; Krş. et-Tevbe, 9/5; Buhârî, Diyât, 6; Müslim, Kasâme, 25, 26).

Namazını unutarak, uyanamayarak veya tembellik yüzünden zamanında kılamayan bunu kaza eder. Hadis-i şerifte; Kim uyuyarak veya unutmak suretiyle namazını kılmamış olursa, hatırladığında hemen kılsın " (Ebû Davûd, Salât,11; Ibn Mâce, Salât,10; Nesaî, Mevakît, 53) buyurulur. Fakihlerin büyük çoğunluğuna göre; uyumak veya unutmak gibi bir özür sebebiyle namazını vaktinde kılamayanın kaza etmesi gerekince, özürsüz olarak, tembellik yüzünden kılmayana öncelikle kaza gerekir. Namazı vaktinde kılamadığından dolayı da Allah'a ayrıca tevbe ve istiğfar etmesi gereklidir. Cenab-ı Hak, kendisine ortak koşmanın dışında kalan günahları affedebilir. Namazı da içine alabilen bu affın kapsamıyla ilgili çeşitli nasslar vardır. ,

Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur:

"şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez. Bunun dışında dilediği kimseyi affeder" (en-Nisâ, 4/48).

Ubâde b. es-Sâmit'in naklettiği bir hadiste şöyle buyurulur: Kullarına farz kıldığı beş vakit namazı, küçümsemeden hakkını vererek, eksiksiz olarak kılan kimseyi, Allah Teâlâ cennetine sokmaya söz vermiştir. Fakat bu namazları yerine getirmeyenler için böyle bir sözü yoktur. Dilerse azap eder, dilerse bağışlar" (Ebû Dâvûd, Vitr, 2; Nesâî, Salât, 6; Dârimî, Salât, 208; Mâlik, Muvatta', Salâtül-Leyl, 14). Ebû Hureyre (r.a)'ın naklettiği bir hadiste de şöyle buyurulur: "Kıyamet gününde kulun ilk hesaba çekileceği şey farz namazdır. Eğer bu namazı tam olarak yerine getirmişse ne güzel. Aksi halde şöyle denilir: Bakın bakalım, bunun nafile namazı var mıdır?" Eğer nafile namazları varsa, farzların eksiği bu nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer farzlar için de aynı şeyler yapılır" (Tirmizî, Salât, 188; Ebû Dâvûd, Salât, 145; Nesaî, Salât, 9, Tahrîm, 2; Ibn Mâce, Ikame, 202).

Bu duruma göre, farz namazların eksisini sünnet ve diğer nafile namazlar tamamlamaktadır. Farz, vacib veya sünnet ayırımı yapılmaksızın ibadetlerin yerine getirilmesi müminin gayesi olmalıdır. çünkü bu, dünyevî huzur ve mânevî mutluluk kaynağı olması yanında, ahiret için de en büyük hazırlıktır
 

metin29

Üye
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
istanbul
bizi kurtarırsa kurtarırsa kıldığımız namazlar kurtarır
 

yarımelma

Üye
Katılım
11 Ara 2006
Mesajlar
59
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
çok haklısın.Günümüzde Allah ın emirlerine uymaya çalışan insanlara saygı duyulmuyor.Çoğu işyerinde mescid yok.İŞ mi Namaz mı tercihi arasında kalıyor insanlar.Çoğu kişide nasılsa kaza yaparım diyor.öyle davranıyor.Artık doğrusunu Allah bilir.
 

NUHUN_GEMISI

Asistan
Katılım
14 Mar 2007
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Mezheblere Göre Namazin Terkinin Hükmü ve Delilleri

MEZHEBLERE GÖRE NAMAZIN TERKİNİN HÜKMÜ ve DELİLLERİ

Hanefîlere göre: (el-Kavânînü'l-Fıkkıyye, 42; Bidâyetü'l-Müctehid, I, 87; eş-Şerhü's-Sağîr, I, 238; Muğni'l-Muhtâr)
Tembellik sebebiyle namazını kılmayan kişi fasık olup, böyle bir kişi haps edilir ve namazı kılıp tevbe edinceye kadar vücudundan kan akacak şekilde dövülür. Ya tevbe edip namazını kılar yahut hapishanede ölür.
Ramadan orucunu terk eden kimse de bunun gibidir. Namaz ile orucun farz olduğunu inkâr etmedikçe yahut bunlardan birini hafife almadıkça, meselâ, Ramadan'da herhangi bir özür olmaksızın oruç tutmamak gibi bir suç işlemedikçe öldürülmez.
Bunun dayandığı delil Hz. Peygamber (a.s.)'in şu hadisidir:
"Müslüman bir kimsenin kanı ancak üç şey sebebiyle helâl olur: Zina eden dul, cana karşı can, dinini terk edip cemaatten ayrılan kişi (mürted)."
Hanefîler buna şu hususu da ilâve etmişlerdir:
Namaz kılan kimsenin Müslüman olduğuna ancak dört şart ile hüküm verilebilir: Namazı vakti içinde kılmak, cemaatle kılmak, yahut vakit içinde ezan okumak, yahut bir secde ayeti okununca bunu duyduğu zaman tilâvet secdesi etmek.
Zâhirü'r-rivaye'ye göre, oruç tutup hacca giden yahut zekât veren bir kâfirin Müslüman olduğuna hüküm verilmez.

Malikî ve Şafıîlere göre : Hanefîler dışındaki diğer imamlara göre:
Bir vakit de olsa, özürsüz olarak namazı terk eden kimse mürted de olduğu gibi, üç gün tevbeye çağrılır, (Şafiîlerle Cumhura göre, tevbeye çağırmak burada menduplur. Fakat, mürtedi tevbeye çağırmak vaciptir. Çünkü mürtedliğin cezası cehennem ateşinde ebedî olarak kalmaktır. Dolayısıyla mürtedi önce cehennem ateşinden kurtarmak vaciptir. Fakat tembellikten ölürü namazı kılmamak böyle değildir. Böyle bir kimse kâfir olmaz) tevbe etmezse öldürülür. Ceza olarak (hadden) öldürülür, kâfir olduğu için öldürülmez. Yani bu kişinin kâfir olduğu ile hüküm verilmez. Ancak zina, iftira, hırsızlık ve benzeri suçlardan dolayı cezalandırıldığı gibi ceza olarak öldürülür. Böyle bir kimse öldürüldükten sonra yıkanıp cenaze namazı kılınır. Müslümanların kabristanına defnedilir.
Malikîlerin namaz kılmayanın tekfir edilmemesinde dayandıkları delil, Allah tealânın:
"Allah kendisine eş koşulmasını bağışlamaz, kendisine eş koşma dışındaki suçlan diledikleri hakkında bağışlar." (Nisa, 116)

Bu konuda bir çok hadis de vardır. Bu hadislerden biri Ubade b. Sâmit hadisidir :
"Beş vakit namazı Allah tealâ kullar üzerine farz kılmıştır. Bunları yerine getirip hiç birini kaçırmayan, bu namazların hakkını hafife almayan kimseyi Allah tealâ cennete koymaya söz vermiştir. Fakat bu namazları yerine getirmeyenler hakkında böyle bir sözü yoktur. Dilerse azap eder, dilerse bağışlar."
(Bu hadisi ahmed, Ebu Dâvud, Neseî ve Ibn Mace rivayet etmişlerdir. Neylu'l-Eviâr, I, 294.)

Bu hadislerden biri de Ebu Hureyre hadisidir:
"Kıyamet gününde kulun ilk hesaba çekileceği husus farz namazdır. Eğer bu namazı tam olarak yerine getirmişse ne güzel. Eğer yerine getirmemişse şöyle denilir: Bakın bakalım, bunun nafile namazı var mıdır? Eğer nafile namazları varsa, farzların noksanı bu nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer farzlar için de aynı şeyler yapılır."
(Bu hadisi beş imam rivayet etmiştir. Bu iki hadis konusunda başka hadisler de vardır. Neylü'l-Evtâr, I, 295 vd.)

Bir kimse namaz kılmamakla kâfir olmaz. Çünkü kâfir olmak inanmamakla olur. Bu kişinin inancı ise sağlamdır. Eğer namazın farz olduğunu inkâr ederek kılmazsa kâfir olur. Bu alimler, Hanbenlerin delil olarak ileri sürdükleri hadisleri namazı terk etmeyi, helâl kabul eden yahut kâfirlerin müstahak oldukları cezaya (ki, bu da öldürülmektir) çarptırılmayı hak eden manasına tevil etmişlerdir.


İmam Ahmed b. Hanbel’e göre: (el-Muğnî, 442-447.)
Namaz kılmayan kâfir olduğu için öldürülür. Çünkü Allah tealâ şöyle buyuruyor:
"Haram aylar çıktığı zaman müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp esir edin, bütün gözetleme yerlerinde onların yollarını kesin. Eğer tevbe edip namazı kılar, zekâtı verirlerse onları serbest bırakın. Şüphesiz Allah Gafurdur, Rahimdir." (Tevbe, 5)
Bu ayete göre, namazı kılmayan serbest bırakılma şartını yerine getirmemiş olur. Dolayısıyla öldürülmesi mubah olarak kalır, namazını kılmayan kimse bu sebeple serbest bırakılmaz.
Hz. Peygamber (a.s.) de şöyle buyuruyor:
"Kişi ile küfür arasındaki fark namazı terk etmektir." (Bu hadisi Buharî, Neseî, Kütüb-i sitte sahipleri ve İmam Ahmed rivayet etmiştir. Neylİİ'l-Evtâr, I,291.) Bu hadis, namazı kılmamanın küfrü gerektiren hususlardan olduğuna delil teşkil etmektedir.

Yukarıdaki hadisin bir benzeri de Bureyde hadisidir:
"Bizim ile sizin aranızdaki ahit namazdır. Namazı kılmayan kâfir olur." ( Bu hadisi beş imam ile Ibni Hibban, Hakim rivayet etmiş olup Neseî ile Irakî sahih demişlerdir. Bu konuda başka hadisler de vardır. Neylü'l-Evtâr, I, 293 vd) Bu hadis de namaz kılmayanın kâfir olduğuna delâlet eder.

İmam Şevkânî bu görüşü tercih ederek şöyle demiştir:
Gerçek olan, namaz kılmayanın kâfir olduğudur. Namaz kılmayan kâfir olduğu için öldürülür. Fakat, bazı küfür çeşitleri bağışlanmaya ve şefaata hak kazanmaya mani değildir.

Ben (prof . dr. Vehbe Zuhayli) ise birinci görüşe meylediyorum. O da namaz kılmayanın kâfir olmadığına hükmetmektir. Çünkü, kelime-i şehadet getirdikten sonra bir Müslümanın cehennemde ebedî olarak kalmayacağına dair kesin deliller vardır.
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyuruyor:
"Lâ ilahe illallah" deyip Allah'tan başka tapılanları inkar edenin malı ve kanı korunmuştur; dökülmesi, alınması haramdır. Bu kimsenin hesabı Allah'a aittir."( Bu hadisi Muslim , Eşcai yolu ile tahric etmiştir . Camiu’l-Usul, 1 ,161)

Başka bir hadis-i şerifte de şöyle Duyurulmuştur;
"Lâ ilahe illallah" deyip kalbinde bir arpa ağırlığı kadar hayır bulunan kimse cehennem ateşinden çıkacaktır. Yine kalbinde buğday tanesi kadar hayır bulunduğu hâlde "Lâ ilahe illallah" diyen kimse cehennem ateşinden çıkacaktır. "Lâ ilahe illallah" diyen ve kalbinde zerre kadar hayır bulunan kimse de cehennem ateşinden çıkacaktır." (Bu hadisi Buhari , Enes (r.a.)Ten rivayet etmiştir. )

Hanefîler dışındaki cumhura göre öldürülme şekli eğer tevbe etmezse kılıçla boynunu vurmaktır


İslam Fıkhı ansiklopedisi , 1. Cilt , sayfa 387-390 – prof . dr . Vehbe Zuhayli






İslâm Hukukunda had cezaları, bir takım suçlar karşılığında bizzat Allah ve Allah Resûlü (asm) tarafından tesbit edilmiş cezâlardır. Ta’zîr cezâları ise, vahiy tarafından netlikle belirtilmeyen; hâkimin takdirine ve âlimlerin içtihadına bırakılmış olan cezâlardır.

Namaz kılmayanlarla ilgili, Allah ve Allah Rasûlu’nün (asm) telaffuz buyurduğu her hangi bir had cezâsı söz konusu değildir. Şüphesiz, âyet ve hadislerde namaza çok büyük emir ve teşvik vardır. Dünya saadetinin de, âhiret saadetinin de zembereğinin namaz olduğu söylenmiştir. Namaz kılmamanın sonucunun da tehlikeli olacağı konusunda ciddî uyarılar mevcuttur.
Nitekim, Bureyde’nin (ra) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerifte Allah Resûlü (asm) namaz kılmamakla ilgili şöyle buyurmuştur: “Kâfirlerle aramızı ayıran fark, kılmayı taahhüt ettiğimiz namazdır. Kim namazı terk ederse, kâfir olur.”( Nesâî, Salât, 8)

Bu hadîs-i şerîfte yer alan “kâfir olur” hükmü ile; doğrudan namaz kılmayanın mı kast edildiği, namazı önemsemeyenin mi kastedildiği, namazı inkâr ederek terk edenin mi anlatılmak istendiği konusu âlimler arasında tartışılmıştır.

Hâfız, “Namazı önemsememek küfür sebebi olur” derken; Nihâye’de, namazı “inkâr” ederek terk edenin kâfir olacağı hükmü yer almıştır.
Bu hadisin zâhirine bakan İmam Ahmed bin Hanbel, namaz kılmayanın küfre girdiği görüşündedir.
Mâlikîler, Şâfiîler ve Hanefîler ise, “inkâr” olmadıkça, namaz kılmayanın küfrüne hükmetmemişler, ancak namaz kılmayanın hemen tevbe etmesini teklif etmişlerdir. Tevbe etmediği takdirde, her üç mezhepte de tevbe edene kadar ta’zir cezâsı gündeme getirilmiştir. Ta’zîr cezâsı ise, yukarıda beyan ettiğimiz gibi, hâkimin ve ulu’l-emrin takdirine göre verilebilen bir cezâ türüdür.



KASTEN NAMAZI TERK ETMENİN CEZASI

Müslumanlar bir defa; farz olan namazı bilerek, kasten terketmenin günahların en büyüklerinden ve en yükseklerinden birisinin olduğunda anlaşmazlığa düşmemişlerdir.
Şüphesiz bunun günahı, yüce Allah (c.c.) katında insan öldürmenin, malları çalmanın, zinanın, hırsızlığın ve içki içmenin günahından daha büyük bir günahtır. Bu kötü fiil aynı zamanda Allahu Tealanın hem dünya ve hem de ahirette akibetine, öfkesine ve cezasına neden olmaktadır.
Sonra bazı alimler namazı terkedenin öldürülmesi, nasıl öldürüleceği ve küfür mü değil mi? konularında ihtilafa girmişlerdir.
Nitekim Süfyan b. Said es-Sevri, Ebu Ömer, Evzai, Abdullah b. Mübarek, Hammad b. Zeyd, Veki b. Cerrah, Malik b. Enes, Muhammed b. İdris eş-şafii, Ahmet b. Hanbel, İshak b. Râhaveyh ve ashabı bu kişinin (namazı ondan terkedenin) öldürüleceğine dair fetva vermişlerdir. Sonra da nasıl olarak öldürüleceği hususunda ihtilaf edilmiştir.
Bu alimlerin cumhuru ''Kılıçla boynu vurulur'' der iken bazı şafiiler ise "Namaz kılıncaya dek odunla vurulur ya da ölür demişlerdir."
İbni Süreyh şöyle demiştir:''Kılıçla ölünceye dek korkutulup dürtülür. Çünkü bu O'nun sakındırılmasına ve geri dönmesine en iyi bir çözümdür. Cumhur Nebi'nin (s.a.v.): "Muhakkak ki Allah (c.c.) ihsanı her şeyin üzerine yazmıştır. Dolayısıyla öldürdüğünüz vakit güzelce öldürün. hadisini delil getirmişlerdir. ( Müslim 1955 Av bölümü: Güzelce kesmek ile ilgili bab'da Ebu Davud: 2815, Kurban kesme bölümü, babu fin nehy en tasbira el-Behaim ve'r-Rıfk bi'z-Zebiha, Tirmizi: 1409 Bu hadis hasen, sahihtir demiştir. İbni Mace: 3170; Nesei: 7/229'da tahric etmişlerdir.)

Boynun kılıçla vurulması, öldürme tekniklerinin en iyisinden ve kişiye eziyet vermeyen en iyi vurma şekillerindendir.
Nitekim yüce Allah (c.c.) mürted olan kafirlerin öldürülüşünü onlara kılıçla eziyet vermeden bile direk boyunlarının vurulması olarak biçmiştir. Evli olupta zina yapan bir kişi hakkında da onların taşlarla öldürülmesinin (recmin) başlıca nedeni (o taşların atışından çıkacak) olan acının bütün bedenin her tarafında duymasını sağlamaktır....
Seyh Ibn Kayyim El Cevziyye
 

NUHUN_GEMISI

Asistan
Katılım
14 Mar 2007
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Namazı inkâr etmediği müddetçe !?

Siz bir grup arkadaşla başka bir şehre gittiniz , bir yerde konaklıyorsunuz . Kapı çalıyor , içeri bir kişi giriyor ve size :

Beyler , bu şehrin valisi vardır , beni o gönderdi , şu anda sizden ayağa kalkmanızı ve kendisini selamlamanızı istiyordiyor .

Şimdi siz bu durumda ne yapabilirsiniz ?

Ya adama inanırsınız , valinin gücünü kabullenerek söylediğini yerine getirirsiniz .

Veya aşağıdaki şekillerden biriyle selamlama emrini yapmazsınız !.

Birincisi : “Sen yalan söylüyorsun , bu şehirde böyle bir vali yoktur , çek git , biz senin bu söylediğini yapmıyoruzdersiniz . Yani hem valinin varlığını reddetmiş olursunuz , hem de size gelen bu elçinin yalancı olduğunu iddia etmiş olursunuz .


İkincisi :Evet , bu şehrin bir valisi vardır , olması da gerekir , buna inanıyoruz . Fakat o vali seni görevlendirmemiştir , bizden böyle bir şey istememiştir , sen yalan söylüyorsun , onun için bizden istediğini yapmıyoruzdersiniz . Yani sadece size gelen bu elçinin yalancı olduğunu söyleyerek selamlama emrini yerini getirmemiş olursunuz .


Üçüncüsü : “Evet bu şehrin bir valisi vardır , elbette olmalıdır da . Sen de doğru söyleyen birisin , yalancıya benzemiyorsun . Fakat bizden istediğin selamlama işini yapmıyoruz , şu anda rahatımızı bozmak istemiyoruz . Bundan dolayı da valinin bize zarar vereceğini veya emrini yerini getirdiğimizde bize ihsanda bulunacağını uzak görüyoruz veya şu anki rahatımızı onu selamlama işine tercih ediyoruz … ”


Dördüncüsü : “Evet , bu şehrin bir valisi vardır , elbette olmalıdır da ve sen de onun gönderdiği elçisin . Kendisini selamlamamızı emrettiğini söylüyorsun , bu emri onun verdiğini de inanıyoruz .
Fakat şu rahatı bozup şimdi kim kalkıp da bu selamlama işini yapacak canım … ?
diyorsunuz ve selamlamıyorsunuz .
 

leyla_

Üye
Katılım
11 Ağu 2007
Mesajlar
10
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
NAMAZ KILMAYAN KAFİR OLMAZ.
FAKAT;
KAFİRDE NAMAZ KILMAZ!

BİZİ KÜFÜRDEN AYIRAN ÇİZGİ NAMAZLA BAŞLIYOR.
 

TevekkuL

...
Katılım
4 Mar 2007
Mesajlar
1,660
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Konum
İs. / Üs.
Web sitesi
mutevekkil.blogcu.com
Kıldığım namaza güvenemem, çünkü hakkımda olanı bilemem, Allah dilerse O'nun rızasını kazanırım... Ama namazdan da asla ayrılamam... Bu da Allah'ın dilemesiyle...
Allah, namazlarımızdan bizi ayırmasın inşaAllah...
Her daim huşu içinde kılmamaızı nasib eylesin inşaAllah...

Ruh, beden kafesinden çıkana kadar namazdan ayrılmamız duası ile inşaAllah...
Paylaşım için Allah razı olsun...
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
NAMAZ / Namazı Terk Edenlerin Hükmü...

Bu mevzuda delil olan Âyet'i Kerime'ler:

"Hep Allah'a dönüp itaat edin, O'ndan korkun ve namaz'ı kılın'da müşriklerden olmayın."
Rum Sûresi: 31

"Haram olan aylar "Zilhicce, Muharrem, Saf er ve Rebiu'l-evvel" çıktığı zaman, artık o "müşrikledi" nerede bulursanız öldürün: Onları yakalayıp esir edin, onları hapsedin ve geçit yerlerini tutun, "eğer tevbe" ederler, namaz'ı kılıp zekât'larını verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Gerçekten Allah Gafur ve Rahim'dir."
Tevbe Suresi: 5


Allah Teâlâ Resulüne ve mü'minlere hitaben, haram olan aylar çıktıktan sonra müşriklerle mukatele ederek onları öldürmelerini emrediyor. Allah cc. katledilecek müşriklerin kıtalden önce yakalanıp geçit yerlerinin kesilip hapsedilmelerini, karılarının ve çocuklarının esir edilip mallarının ganimet olarak alınmasını helâl kılıyor. Akabinde bütün bunlardan kurtulabilmeleri için üç şart zikrediyor:

l- Şirkden avdet ederek tevbe etmek. Ya'ni "kelime'i şehadeti" lisânen ikrar etmesi.
2- Namaz kılarak tevbe ettiğini amelle tasdik etmesi.
3- Zekat'ı eda etmesi.


Bu üç şartı yerine getirdikleri an malları ve canları müslümanlara haram olur, zira müslüman olmuşlardır.

Namazı terkedenin müşrik olduğunu beyan eden Hadis'i Şerifler:

Ebu Süfyandan, dedi ki: Ben Câbir'den duydum şöyle diyordu: Ben Nebiyyu (S.A.V.)'den işittim şöyle buyuruyordu: "Şübhesiz ki, kişi ile "şirk ve küfür" arasında ki şey sâdece namaz'dır."
Bu Hadis'i Müslim (82) Ebû Davud (4678) Tirmizi (2619)
Nesei (465) ve İbnu Mâce (1078) rivayet etmişlerdir.


Cabir (R.A.)'dan, (şöyle dedi): Nebiyyu (S.A..V.)'den, buyurdu ki: "namaz'ı terketmek ŞİRK'tir."
Bu Hadis'i Abdurrezzak Musannaf da (5009) "' Muhammed İbnu Nasr Kitabu's-Salat da (888)


Enes (R.A.)'dan, (şöyle dedi): Nebiyyu (S.A.V.) buyurdu ki: "Kişi ile şirk arasında namazı terketmekten başka bir şey yoktur. Onu terkettiği zaman şirk koşmuştur."
Bu Hadis'i İbnu Mâce (1080) ve Muhammed İbnu Nasr Kitabu's-Salat da (897) rivayet etmişlerdir.


Resûlullah (S.A.V.)'in azadlısı Sevban (R.A.)'dan, Resûlullah (S.A.V.)'i şöyle derken işittim dedi: Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: "Kul ile küfür ve İman arasındaki şey, "namaz'dır" onu terkettiği zaman şirk koşmuştur." Bu Hadis'i Hibetullah'it-Taberi Usulu's-Sünne de (1521) sahih bir senedle rivayet etmiştir.

Yukarıdaki zikredilen Âyet ve Hadis'i Şerifler, "namaz'ı terk edenin Alleh'a şirk (ortak) koştuğunu ya'ni müşrik olduğunu isbat eden münakaşa götürmeyen açık delillerdir.
Subhânehu ve Teâlâ ise, kendisine şirk ya'ni ortak koşanları affetmeyeceğini haber veriyor.

Muhakkak ki "Allah kendine ortak koşanları bağışlamaz." Bu günahtan (şirkten) başkasını, dilediği kimseden bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa, doğrusu haktan uzak bir dalâlete sapmıştır.
Nisa: 116

Başka bir Âyet'i Celile'de de kendisine ortak koşanların ebedi Cehennem'de kalacaklarını haber veriyor.
"Şüphesiz ki, kim Allah'a ortak koşarsa Allah ona Cennet'i haram kılmıştır. Ve barınacağı yerde Cehennem'dir. Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur."
Mâide: 72


Bu bab'da ki Âyet ve Hadis'lerden çıkan hükümlerin hülasası.
1- Namazı terk edenin Allah'a şirk ya'ni ortak koştuğu.
2- Allah'a ortak koşanın'da hiç mağfiret olunmayacağı.
3- Mağfiret olunmayan müşrik'in de ebedi Cehennem'de kalacağı.
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
müddessir suresinde cehennemliklerin ilk söyledikleri cevab​

40,41,42.
Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”​

SPACE.GIF
43.

Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.”

ummuhan abla diğer görüşleride buraya alırsınız değilmi​
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
müddessir suresinde cehennemliklerin ilk söyledikleri cevab​


40,41,42.
Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”​


SPACE.GIF
43.


Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.”


ummuhan abla diğer görüşleride buraya alırsınız değilmi​

UBEYDUN kardeş gene birlikde yazabiliriz :) Buyurun Lütfen ...
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Namazı Terk in Küfr görüldüğü :

Ebû Hureyre (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.)'in Ashabı "namaz'dan" başka hiç bir amelin terkini "küfür" olarak görmezlerdi.
Bu Eser'i Hâkim Müstedrek'te (1/7) Tirmizi Sünen'de (2624) İbnu Ebi Şeybe Musannaf da (10495) ve İman'da (137) ve Muhammed İbnu Nasr Kitab'us-Salat'da (948) sahih olarak rivayet etmişlerdir.


Mücahid îbnu Cebr (R.A.)'dan, (O da) Câbir İbnu Abdullah (R.A.)'dan, Allah Resulüne arkadaşlık yapmış birisidir. Kendisine dedim ki: Allah Resulü (S.A.V.)'in zamanında, sizce amellerden, küfür ile iman'in arasını ayıran ne idi (diye sordum) (O da) "namaz" (diye cevab verdi).
Bu Eser'i Muhammed İbnu Nasr Kitab'us-Salat'da (892) ve Hibetullahit-Taberi Usulü' s-Sünne'de (1538) Hasen olarak rivayet etmişlerdir.

 

adalı

Profesör
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
1,907
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
adali81.blogcu.com
Resulullah Aleyhisselam şöyle buyurmuşlardır:

"Cennetin anahtarı namazdır."

Yine Resulullah -sallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Allah'ın birliğini tanıdıktan sonra Hakk Teala kullarına namazdan daha sevimli bir ibadet farz kılmadı. Eğer bundan sevgili bir şey olsaydı, kendi melekelrini o ibadetle meşgule derdi. oysa onların hepsi namazdadır. Bir bölüğü rükuda, bir bölüğü secdede, bir bölüğü kıyamda kimisi de kaidededir."

Yine Resulullah Aleyhisselam şöyşle buyurmuşlardır:

"Namazı kasıtla bile bile bırakan kişi kafir olur."

Yani onun imanına halel gelmesi yakın olur, demektir.

Resulullah Aleyhisselam bir Hadis-i şerif'lerinde beş vakit namazın sevapları hakkında şunu buyurmuşlardır:

"Taharetini ikmal ve vakitlerine uyarak beş vakit namaza devam eden kişiye (o namaz) kıyamet gününde nur, hüccet, kılavuz olur. Kim namazı ziyan ederse Firavun ve Haman ile haşrolunur."

Bir başka Hadis-i şerif'lerinde namazın terki hakkında şöyle buyurmuşlardır:

"Namaz dinin direğidir. Onu terkeden şüphesiz dini yıkmış olur."


Kimya-yı Saadet, İmam Gazali
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Namazı terk edenin dini olmadığı görüşü vardır :

İbnu Ömer (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) şöyle dedi: namaz'ı olmayanın din'i yoktur.
Bu Hadis'i Tebarini Mu'cemus'Sağir da (60) hasen bir senedle rivayet etmiştir.


Ömer İbnu'l-Hattab (R.A.)'dan, şöyle dedi: Adamın biri gelerek Resûlullah (S.A.V.)'e şöyle dedi: "Ya Resûlellah, Allah katında İslâm'da, (en efdal) olan nedir, söyler misin" Resûlullah (S.A.V.) de "Vaktinde namaz kılmaktır" dedi. "Zira namaz'ı terkedenin dini yoktu ..."

Bu mevzuda Allah Resulü'nün ashabından varid olan eser'lerin zikri.
İbnu Mes'ud (R.A.)'dan, şöyle dedi: "Her kim ki, NAMAZ'ı terkederse onun DİN'i yoktur."

Abdullah İbnu Amr (R.A.)'dan, dedi ki: "Namaz'ı terkedenin din'i yoktur."
Bu Eser'i Buhâri Tarihu'l-Kebir de (7/95) rivayet etmiştir.

Ebû'd-Derda (R.A.)'dan, şöyle dedi:
"Namazı olmayanın iman'ı da yoktur."
Bu Eser'i Hibetu'llahi't-Taberi Usulu's-Sünne'de (1536) Muhammed İbnu Nasr el-Mervezi Kadru's-Salah da (945) İbnu Abdil-Ber Temhid de (4/225) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Namazı terk edenin İslamdan nasibi olmadığı :

Ömer İbnu'l-Hattab (R.A.)'dan, şöyle dedi: "Namazı terk edenin İslâm'dan nasibi yoktur."
Bu Eser'i imam Malik (1/40) Dâre Kutni Sünen'de (2/52) Abdurrezzak Musannef'da (5010) İbnu Ebi Şeybe Musannef'da (10410) ve İman'da (103) ve Âcurri Şaria'da (134) sahih bir sened'le rivayet etmişlerdir.


Ebû'l-Muleyh (R.A.)'dan, Ömer (R.A.)'yı minberin üzerinden şöyle derken işittim dedi: "Namaz kılmayanın İslâm'ı da yoktur."
Bu Eser'i Muhammed İbnu Nasr el-Mervezi Kadru's-Salah da (930) sahih bir sened'le rivayet etmiştir.
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Cabir (R.A.)'dan, (şöyle dedi): Nebiyyu (S.A..V.)'den, buyurdu ki: "namaz'ı terketmek ŞİRK'tir."
Bu Hadis'i Abdurrezzak Musannaf da (5009) "' Muhammed İbnu Nasr Kitabu's-Salat da (888)

Namazı terk ne için şirk çünkü namazı terkeden nefsine uyuyor...nefsine uyansa "Gördün mü nefis arzusunu ilah edineni ona sen mi vekil olacaksın" ayetince şirke bulaşır..
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Namazı Terk edenin İslam Milletinden çıktığı :


Ubade't-İbnu' es-Samit (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) bize şöyle tavsiyede bulundu. Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmayın. Namazıda bilerek terketmeyin. Her kim ki, bilerek kasten "namaz'ı terkederse İslâm millet'inden çıkmıştır".
Bu hadis'i Muhammed Ibnu Nasr Kitabu's-Salat da (920) Hibetullah'i-Taberi Usulu's-Sünne de (1523) Abdurrahman İbnu Ebi Hatim Sünen'in de ve Taberâni Mu'cem'in de rivayet etmişlerdir.


Yezid İbnu Meryem'den, şöyle dedi: Ömer (R.A.) Muaz İbnu Cebel (R.A.)'nun yanından geçerken (Yâ Muaz) bu Ümmeti ayakta tutan nedir diye sordu. (Muaz'da cevaben bu ümmeti ayakta tutan esas) üçtür işte onlar kurtuluş vesileleridir. 1- İhlas (Tevhid) o ise İSLÂM'DIR. (Allah'ın insanları üzerinde yarattığı din), 2- Namaz o ise milliyettir, 3- İtaat o ise ismet'tir (yani hatalardan beri durmağa vesiledir.)
Bu Eser'i Taberi Tefsir'in de (21/40) ve Hibetullahi't-Taberi Usulu's-Sünne de (1530) rivayet etmişlerdir.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
BAZILARI İKİ BASKI OLMUŞ :)

Her ne ise devam edelim :


NAMAZI TERK ETMENİN KİBİR OLDUĞU KİBİR EDENİN DE CENNETE GİREMİYECEĞİ

Bizim Ayet' lerimize öyle kimseler iman ederler ki, Âyetlerimizle kendilerine öğüt verildiği zaman, "secdeye kapanırlar ve Rab' lerine hamd ile teşbih ederlerde kibirlenmezler."
Secde Sûresi: 15


Subhânehu ve Teâlâ bu Âyet'i Kerime'de Âyet'lerine iman eden kişilerin, Kur'ân-ı Kerîm'deki Âyetlerle kendilerine öğüt verildiği zaman, ya'ni.
"Ey Resulüm! İman eden kullarıma de ki namaz kılsınlar":
İbrahim sûresi:31

Bu ve bunun gibi Ayet'ler le Subhânehu ve Teâlâ kendisine inanan kullarına Kur'ân-ı Kerîm'de "namaz kılmaları için öğüt vermektedir" Allah'ın Âyet'lerine inananlar da bu Âyetler'le kendilerine öğüt verildiği zaman "kibir'lenmeden günde beş vakit Rab'lerinin önünde secdeye varıb ona hamd ve teşbih etmektedirler."
Kibirlenerek isyan edip Âyet'lerini yalanlayanlar için de şöyle buyurmaktadır.
Kendilerine Kur'an (ya'ni aqiimussalah ) "namaz kılın" emri okunduğu zaman, secde etmezler (ya'ni "namaz kılmaz'lar") Daha doğrusu. O "kâfir olanlar" bu halleri ile (ya'ni namaz kılmayışları ile) Allah'ın azabından korkmayarak âhireti tekzib ederler.
İnşikak Sûresi: 21/22
Onlara Rükû edin ya'ni "namaz kılın" denildiği zaman "Îtaat edip Rükû etmezler ya'ni namaz kılmazlar".
(Namaz kılmayarak, Allah'ın hükümlerini) yalanlayanların o gün vay haline.
Murselat Suresi: 48/49
Subhanehu ve Teâlâ Melekleri, Âdem'le imtihan etmek istediğinde, Melek'lere hitaben şöyle buyurdu:
Biz, Melek'lere: Âdem'e secde edin, demiştik de bütün Melek'ler secde etmişlerdi. Ancak İblis secde etmekten yüz çevirip "kibirlendi de kâfirlerden oldu".
Bakara Sûresi: 34
İblis'in bu isyanını insanların isyanına misal verilmesine şaşılmasın zira Allah Resulü (S.A.V.)'den varid olan Hadis'i Şeriif bize, bu cesareti vermiştir.
Müslim İbnu Haccac (R.A.) "namazı terk edene kâfirlik isnadının beyanı babı" altında şöyle bir Hadis'i Şerif tahric etmiştir.
Ebu Hureyre (R.A.)'dan, şöyle dedi:
Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: "Âdem oğlu secde Âyet'ini okuyup secde ettiği zaman, şeytan ağlayarak uzaklaşır ve şöyle der: Ey helakim! Adem oğlu secde etmekle emrolundu da secde etti ve Cennet onun oldu. Halbuki ben de secde ile emrolunmuştum. Fakat ben, secde etmekten imtina etmiştim, artık ateş de benimdir.
Bu Hadis'i Müslim (81) rivayet etmiştir.

Bana ibadet etmekten büyüklenib yüz çevirenler, muhakkak ki küçülmüş kimseler olarak Cehennem'e gireceklerdir.
Mu'min Sûresi: 60

Abdullah İbnu Mes'ûd (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) "Kalbinde hardal dânesi kadar imanı bulunan kimse Cehenneme girmez, "kalbinde hardal dânesi kadar kibir bulunan kimse de cennet'e girmez" buyurdu.
Bu Hadis ı Müslim (91) rivayet etmiştir.
 
Üst