Namaz Terk Edilir mi?

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
"Rabbim! Beni, gerçeği üzere namaza devam eder kıl; zürriyetimden de böyle kimseler yarat... Ey Rabbimiz, duamı kabul et."
İbrahim 40



sözün bittiği yer :)
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Çocuklarımızın namaz kılış ve namaza yönelişlerine titizlik ile dikkat etmeliyiz ki sonradan dizlerimizi dövmeyelim....
Namaz kılmıyor diye çocuklarımızı da dövmeyelim tabi.... nice ebeveyni tarafından sıkıştırılarak namaz eğitimi verilen çocukların daha sonra namazdan vaz geçtiklerine üzülerek şahid oldum... Hiç kılmayanları eğitmek kolay ama bu bırakanları tekrar öneltmek öyle zor ki.... Aman dikkat.... Vebalden kurtulalım diyerek Vebal in ağırını yüklenmeyelim....
 

s.ibrahim

Üye
Katılım
13 Ara 2007
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kardeşim Ellerine Ve Yüreyine Sağlik Olsun.
Harika Bir Konu Paylaşimi Olmuş.mevlam Ecrini
Versin.amin.dualarimla Duanizi Beklerim.
<<fi,emanillah>>
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Şahsen ben de yukarıda namazı terk etme konusndaki mezheblerin görüşlerini onaylıyor ve bir müslüman olarak başka bir görüş düşünemiyorum. Ama, Diyanet İşleri Başkanlığının aşağıdaki sitesinde mezhebi görüşlerin adeta mıncıklanarak sunulması şeklinde kafa bulandırıcı açıklamalar mevcut.
İlgilenenlerin ve bilgi verebilecek olanların yorumlarını bekliyoruz.


http://www.diyanet.gov.tr/turkish/weboku.asp?sayfa=26&yid=4
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Şahsen ben de yukarıda namazı terk etme konusndaki mezheblerin görüşlerini onaylıyor ve bir müslüman olarak başka bir görüş düşünemiyorum. Ama, Diyanet İşleri Başkanlığının aşağıdaki sitesinde mezhebi görüşlerin adeta mıncıklanarak sunulması şeklinde kafa bulandırıcı açıklamalar mevcut.
İlgilenenlerin ve bilgi verebilecek olanların yorumlarını bekliyoruz.


http://www.diyanet.gov.tr/turkish/weboku.asp?sayfa=26&yid=4


Ooooo kimler gelmiş
Bir burası kalmasın diye taa nerelerden getirdim di konuyu hakkaten boşa değilmiş :D
hele konuyu kilitletin de bakın napıyorum o zaman :)
 

rüveyda

Yeni
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bizim inancımız namazın farziyetini, inkar ederek kılmayan kişi kafirdir.

Ama tembelliğinden dolayı namazı kılmayan günahkardır. Zaten bu konuda İmam Şafii, İmam Ebu Hanife ve imam malik in görüşü de budur.


Namazı Tembelliğinden dolayı kılmayan, günahkar bir Muslüman olduğunun kanıtları:


Allah u Teale bir ayette mealen şöyle buyuruyor: Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz, bunun dışındaki günahları dilediği kimse için bağışlar.


Peygamber Efendimiz bir hadiste mealen şöyle buyuruyor: kim Allah ın rızasını gözeterek La ilaha illallah derse Allah ona cehennem i haram eder yani o kul ebedi olarak cehennemde kalmaz tabi ki Peygamber Efendimiz Muhammede de iman etmesi farzdır.


Başka bir hadiste Peygamber Efendimiz mealen şöyle buyuruyor:


Her kim Allah’tan başka ilah olmadığına, O’ndan başka hiç kimsenin ibadet edilmeye layık olmadığına şehadet ederse ve seyyidine . Muhammed’in Allah’ın kulu ve rasulu olduğuna O’nun diğer peygamberler gibi İslam dini ile gönderildiğine şehadet ederse,seyidine . İsa’nın da Allah’ın kulu ve rasulu olduğuna ve İslam ile gönderildiğine, meleklerin Hz. Meryemi İsa ile müjdelediğine ve seyyidine . İsa’nın Allah’ın mülkü olan ruhtan olduğuna, cennetin ve cehennemin hak olduğuna şehadet ederse üzerine bulunduğu amel ile cennete gireceği buyrulmuştur. Her iki hadisi de imam buhari rivayet etmiştir



Peygamber Efendimiz başka bir hadiste mealen şöyle buyuruyor:



Allah’ın kullarına farz kıldığı 5 vakit namaz vardır. Kim onu yerine getirir de hafife alarak ondan bir şey zayi etmez ise Allah’ın ona cennetini vereceğine dair vaadi vardır. Kim yerine getirmez ise Allah’ın ona böyle bir vaadi yoktur. . dilerse azap eder dilerse cennete koyar.

Yani bu kişiyi Allah u Teale dilerse azapsız bir şekilde cennete girdirir dilerse onu cezalandırdıktan sonra cennete girdirir. Bu hadisi nisai ve bayhaki rivayet etmiştir.



İmam Ahmet'in bu konuda ki görüşü farklıdır. Sorun da bundan kaynaklanmaktadır. Bazı insanlar İmam Ahmet'in bu konudaki fetvasını yanlış yorumlamışlardır. Onlar ,tembelliğinden dolayı namaz kılmayanı, İmam Ahmet'in tekfir ettiğini iddia etmişlerdir. Oysaki durum böyle değildir. İmam Ahmet bu durumdaki kişiyi hemen tekfir etmemiştir. Bu konuya daha farklı ve ince bir hassasiyetle yaklaşmıştır. O, namaz kılmayan kişinin önce uyarılması hapisle cezalandırılması ve bütün bunlardan sonra halen namaz kılmaz ise tekfir edilerek öldürülmesi fetvasını vermiştir. İmam Ahmet'in iştihadına göre bütün bu uyarı ve cezaya rağmen halen namaz kılmayan bu kişi namazı inkar etmektedir ve bu yüzden kafirdir.


Namazını tembellik ederek terk edeni tekfir(yani kafir ilan) edenlere soru: bu durumdaki bir kişi size göre İslam dinine nasıl dönecektir?

Cevaben şehadet kelimesi getirerek diyecekseniz, bu kişi zaten kelime-i şehadeti getirmekte ve manasına iman etmektedir. Namaza başlamasıyla tekrar Müslüman olur diyecek olursanız, Salih ameller ancak Müslüman olunduktan sonra kabul edilir kaidesini ne yapacaksınız?
 

TevekkuL

...
Katılım
4 Mar 2007
Mesajlar
1,660
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Konum
İs. / Üs.
Web sitesi
mutevekkil.blogcu.com
...

Namazı kasten, bile bile terkeden kâfir olur. Yâni, imanın gitmesi yaklaştı demektir. Bâhusus, sahrada suyunu kaybeden öldü, derler. Yâni, ölüm ve tehlike yaklaştı demektir.

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
'Kıyamet günü imandan sonra, ilk soru namazdandır. Eğer namazların tamamsa ve şartlarına uygunsa kabul ederler. Diğer ameller de, ondan sonra, ona göre kabul edilirler. Eğer namaz eksik, kusurlu olmuşsa, diğer bütün amelleri ile beraber, yüzüne çarparlar.'

...

İmâm-ı Gazâlî - Kimyâ-yi Saâdet
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
namaz kılmayan kâfir olmaz,ama kâfirler namaz kılmazlar

Nu'man bin Sabit imam Âzam ebu Hanife r.a.


Farz nemâzların ehemmiyyetini bildirmek için, Muhammed Rebhâmî “rahmetullahi aleyh”, dörtyüzkırkdört kitâbdan toplıyarak, hicretin sekizyüzelliüçüncü [853] senesinde Hindistânda yazdığı (Riyâd-un-nâsıhîn) adındaki, fârisî kitâbının, ikinci kısmı, birinci bâb, onikinci faslında buyuruyor ki:

Sahîhayn ismi verilen, dîn-i islâmın iki temel kitâbında [(Buhârî) ve (Müslim)de], Câbir bin Abdüllahın “radıyallahü anh” bildirdiği bir hadîs-i şerîfde, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem
”: (Birinin evi önünde nehr olsa, hergün beş kerre bu nehrde yıkansa, üzerinde kir kalır mı?) diye sordu. Hayır, yâ Resûlallah! dedik. (İşte, beş vakt nemâzı kılanların da, böyle küçük günâhları afv olunur) buyurdu.


[Ba’zı câhiller, bu hadîs-i şerîfi işitince, o hâlde, hem nemâz kılarım, hem de istediğim gibi, keyf sürerim. Nasıl olsa günâhlarım afv olur, diyor. Böyle düşünmek doğru değildir. Çünki, şartları ile, edebleri ile kılınıp, kabûl olan bir nemâz, günâhları döker. Sonra, küçük günâhları afv olsa bile, küçük günâh işlemeğe devâm etmek, ısrâr etmek, büyük günâh olur. Büyük günâh işlemeğe ısrâr etmek de, küfre sebeb olur.]

İbni Cevzî, (El-mugnî) ismindeki tefsîrinde buyuruyor ki, (Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü anh” buyurdu ki, beş nemâz vaktleri gelince, melekler der ki, ey Âdem oğulları, kalkınız! İnsanları yakmak için hâzırlanmış olan ateşi nemâz kılarak söndürünüz).


Bir hadîs-i şerîfde, (Mü’min ile kâfiri ayıran fark, nemâzdır) buyuruldu. Ya’nî, mü’min nemâz kılar. Kâfir, kılmaz. Münâfıklar ise, ba’zan kılar, ba’zan kılmaz. Münâfıklar, Cehennemde çok acı azâb görecekdir.


Müfessirlerin şâhı, Abdüllah ibni Abbâs “radıyallahü anhümâ” diyor ki, Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” işitdim. Buyurdu ki, (Nemâz kılmıyanlar, kıyâmet günü, Allahü teâlâyı kızgın olarak bulacaklardır).




Hadîs imâmları, söz birliği ile bildiriyor ki, (Bir nemâzı vaktinde amden kılmıyan, ya’nî nemâz vakti geçerken, nemâz kılmadığı için üzülmeyen, kâfir olur veyâ ölürken îmânsız gider.


Yâ nemâzı, hâtırına bile getirmiyenler, nemâzı vazîfe tanımıyanlar ne olur?).


Ehl-i sünnet âlimleri sözbirliği ile buyurdular ki, (İbâdetler îmândan parça değildir). Yalnız, nemâzda söz birliği olmadı.


Fıkh imâmlarından imâm-ı Ahmed ibni Hanbel, İshak ibni Râheveyh, Abdüllah ibni Mubârek, İbrâhîm Nehâî, Hakem bin Uteybe, Eyyûb Sahtiyânî, Dâvüd Tâî, Ebû Bekr ibni Şeybe, Zübeyr bin Harb, dahâ birçok büyük âlimler, bir nemâzı amden, ya’nî bile bile kılmıyan kimse, kâfir olur, dedi.


O hâlde, ey din kardeşim, bir nemâzını kaçırma ve gevşek kılma, seve seve kıl! Allahü teâlâ kıyâmet günü, bu âlimlerin ictihâdlarına göre cezâ verirse, ne yaparsın?


(Tefsîr-i Mugnî)de diyor ki: (Büyüklerden biri şeytâna dedi ki, senin gibi mel’ûn olmak istiyorum, ne yapayım? İblîs sevinip, benim gibi olmak istersen, nemâza ehemmiyyet verme ve doğru, yalan, herşeye yemîn et, ya’nî çok yemîn et! dedi. O kimse de, hiçbir nemâzı bırakmıyacağım ve artık yemîn etmiyeceğim, dedi).


Hanbelî mezhebinde, bir nemâzı özrsüz kılmıyan, mürted gibi katl olunur ve yıkanmaz. Kefenlenmez ve nemâzı kılınmaz.
Müslimânların mezârlığına gömülmez ve mezârı belli edilmez. Dağda bir çukura konur.



Şâfi’î mezhebinde, nemâz kılmamakda ısrâr eden, mürted olmaz ise de, cezâsı katldir. [Mâlikî mezhebi de, Şâfi’î gibi olduğu, (İbni Âbidîn)de ve (Milel-nihâl) tercemesi altmışüçüncü sahîfede yazılıdır.]


Hanefî mezhebinde ise, nemâza başlayıncaya kadar habs olunur veyâ kan akıncaya kadar döğülür. [Fekat nemâza ehemmiyyet vermiyen, vazîfe bilmiyen, dört mezhebde de kâfir olur. Nemâzı bile bile kılmayıp, kazâ etmeği düşünmiyen ve bunun için azâb çekeceğinden korkmıyan kimsenin, hanefî mezhebinde de kâfir olacağı, (Hadîka)da, dil âfetlerinde yazılıdır.]


Allahü teâlâ, müslimân olmıyanlara nemâz kılmasını, oruc tutmasını emr etmemişdir. Bunlar, Allahü teâlânın emrlerini almakla şereflenmemişlerdir.

Nemâz kılmadığı için, oruc tutmadığı için bunlara bir cezâ verilmez. Bunlar, yalnız küfrün cezâsı olan Cehennemi hak etmişlerdir. (Zâdül-mukvîn) kitâbında diyor ki; (Eski âlimler yazmış ki, beş şeyi yapmıyan, beş şeyden mahrûm olur:

1 — Malının zekâtını vermeyen, malının hayrını görmez.

2 — Uşrunu vermeyenin, tarlasında, kazancında bereket kalmaz.

3 — Sadaka vermeyenin, vücûdünde sıhhat kalmaz.

4 — Düâ etmeyen, arzûsuna kavuşamaz.

5 — Nemâz vakti gelince, kılmak istemeyen, son nefesde kelime-i şehâdet getiremez. Nemâz kılmanın birinci vazîfe olduğuna inandığı hâlde, tenbellik ederek kılmıyan fâsıkdır. Sâliha kızın küfvü değildir. Ya’nî o kıza lâyık ve uygun değildir).

Görülüyor ki, farz nemâzı kılmamak, îmânsız gitmeğe sebeb olmakdadır.



Nemâza devâm, kalbin nûrlanmasına ve se’âdet-i ebediyyeye kavuşmağa vesîledir.


Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” (Nemâz nûrdur) buyurdu. Ya’nî, dünyâda kalbi parlatır. Âhıretde sırâtı aydınlatır. Allahın dostlarına, nemâzda neler oluyor, murâdlarına, nemâzda, nasıl kavuşuyorlar biliyor musunuz?
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Bir kimse namaz kılmıyorsa, mü'minse, imanı varsa inkâr etmiyorsa...

"Namaz da ne imiş?" derse kâfir olur. "Namazın rükûsu da ne imiş? Kıraat de ne imiş?" derse yine kâfir olur.

Neden? Farz olduğunu biliyoruz çünkü...

Bir farzını inkâr etse bile yine kâfir olur, dinden çıkar.

Çünkü Allah'ın belli olan bir emrini, belli olduğu halde reddetmiş ve inkâr etmiş oluyor; kâfir olur.

Ama red ve inkâr etmiyor da, alışmamış, tembel, haylaz, şeytana uyuyor, nefse uyuyor, kılamıyor; günahkâr olur. O zaman kâfir olmaz.

Aradaki farkı iyi bilmek lâzım!..

Günah-ı kebâir, yâni büyük günahlar insanı imandan çıkartır mı?

Çıkartmaz. İşlediği günahlardan dolayı boyundan büyük veballer yüklenir, çok günah yüklenir ama; imandan çıkmaz. Kâfir diyemeyiz, müşrik diyemeyiz, günahkâr müslümandır deriz. Tevbe edebilir. Allah affederse affeder veya cezâlandırır; onu Rabbimiz bilir.


M. Esad Coşan - Güncel Meseleler 2
 
Üst