Mutlak İctihad

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
MUTLAK İCTIHAD HAKKINDA KABUL EDILEN $ART VE VASIFLARIN NEDEN
İBARET OLDUGU

İslam alimleri, bir $ahsin ictihad derecesine ula$arak, Allah´in vePeygamber´in sözlerinden hüküm cikarabilmesi icin gereken $art ve vasiflardan bahsedip onlari ittifakla, $u 4 maddede topladilar:

1.Kur´an´inlügat ve dini manalarini bilmek.
Lügat manasini bilmek de, kelimelerin ve ifadece hususiyetleri bakimindan terkiplerin mana ve delaletlerini bilip kavramakla olur.

Bu da kitab ile sünnetin dili olan arab dilinin kelimeleri ve asil manalari kendisiyle bilinen Lügat bilgisi, arabca kelimelerin binave sigalarinin durumlarini bildiren Sarf bilgisi, cümle meydanagetirirken de bu kelimelerin durumlarini, irab ve binalarini, cümledemeydana gelen manalara nasil delalet ettigini dildiren Nahv ilmi, arabca kelimelerin durumun gerektirdigi $ekli uymasini icab ettiren hal ve vasiflarini bildiren Maani ilmi, bir tek manayi ce$itli yol ve üslublarla ifade etmeyi bildiren Beyan ilmi v.s. yi iyice ögrenmekle meydana gelir.

Bu ilimleri gerek cali$ip ögrenme yoluyla ve gerek kendi kendine bilsin. Nitekim eski müctehidler, yani ashab ve tabiiler, bu ilimlerin kitablar halinde yazilmasindan önce, kendi kendilerine onlari biliyorlardi.

Din yönünden olan manalari bilmek de, dini hükümlerde tesirli bulunan mana ve sebebleri bilmekle olur.

Mesela: <Yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse.> (Nisasüresi, ayet: 43; Maide süresi, ayet: 6.) ayetinde <kait> ten maksat, abdesti bozan $eyler olup, bu hükmün sebebinin de canli insanin bedeninden pislik cikmasi oldugunu bilmek lazimdir.

Yine Usul-u Fikih Ilminde kayd edilip aciklanan Kur´an´in kisimlarinibilmek de gerekir ki, bunlar has, am, mü$terek, mücmel, müfessir,muhkem, mutlak, mukayyed, sari, kinaye, zahir, nass, hafi, mü$kil,müte$abih, dal bi´l-ibare dal bi´l-i$are, dal bi´l-iktiza, dalbi´d-delale, mefhum-i muteber, mukteza´yi emir ve nehy v.s denibaret olup, din ilimlerinin en büyügü olan Usul ilminde bunlarin mahiyet ve hükümleri tafsilatli olarak incelenmi$tir.

Neshedenle neshedilen fark edebilmek icin metinlerin ilk ortaya ciktigi tarihleri bilmek gerekir ki, önceki ile sonraki fark edilebilsin. Bu yönleri bilmek $üphesiz ki, manalari bilmekten ayridir. (Binaenaleyh bu daba$ka bir $art te$kil eder.)

Gerci kabul edilen $art, bir hükmü ararken ba$vurulabilecek derecede dini delillerin yerlerini bilmekten ibarettir. Yoksa her zaman onlari ezberde tutmak $art degildir. Yine Kur´an´dan ilahi hükümleri bilmeye dair olan ayetleri bilip kavramak kafidir.

2.Hükümleri ilgilendiren hadisleri bilmektir.
Bu da hadislerin metinlerini kaydedip onlarin gerek lügat ve gerek dini manalarini bilmek ve Kur´an´a dair zikedilen kisim ve nevileri hadislerde de farketmek, ayrica her hadisin bize geli$ yolunun tevatur, veya $öhret veya ahad $ekliyle mi oldugunu kavramakla olur.

Bu sonuncu $art ise, hadisleri rivayet eden zatlarin cerh veya ta´dil (red veya kabul) edilmelerine dair durumlarini bilmeye dayaniyor.
Bu cerh ve ta´dil ilmi pek geni$tir. Ancak müctehidlerle hadisin kaynagi bulunan Hz. Peygamber arasindaki zaman uzami$ ve ravilerin durumlarinin bilinmesi zorla$mi$ oldugu icin son zamanlarda hadis ilminde güvenilen hadis imamlarinin makbul kitablarda kaydettikleri cerh ve ta´dilleriyle yetinmek dogru olur.
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
3.Kiyas kaidelerini bilmek.
Yani müctehidin hüküm cikarmaya varacagi yollari bilmektir. Bu ise o kaide ve yollarin $art, hüküm ve kisimlarini kavrayarak makbul olan ve olmiyanlari birbirinden ayird etmekle olabilir.

Usul kitablarinda bu kaideler tamamen aciklanmi$tir. Fakat gereken kabiliyeti elde edebilmek icin cok cali$mak lazimdir.

4.Icma´lari makbul olan din bilginlerinin icma ve ittifaklari ile kararla$an mesele ve maddeleri bilmelidir ki, ictihad sirasinda böyle bir icmaa aykiri hükmü varilmi$ olmasin.

Müctehidin iman ve adalet vasiflarinin $art kilinacagi da bilinmektedir. Buhusus acik oldugu icin sözü burada uzatmaya hacet yoktur.

İ$te bu $art ve vasiflara sahip olan zat, Kur´an ile hadislerden hüküm cikarmaya kalki$abilir ve ictihada müsait olmiyanlar da böyle bir zati taklid edip ona uyarak, onun anlayip cikarmi$ oldugu hükümlerle amel edebilir.

Sünnet alimleri arasinda her konuda Allah katinda hak olan hüküm bir olup,fazla olmuyorsa da, hüküm delili gizli oldugu durumlarda yanilan müctehid mazur sayilir.

Hatta sIKInti ve yorgunluk ecrini kazanacagi da müjdelenmi$tir. Cünkü üzerine vacib olan $ey, gücünün yettigi kadar gayret göstermekten ibaret olup, onu da tamamen yerine getirince hesaba cekilecek birtarafi kalmiyor. Dogru hükmü varan müctehidler ise iki kat ecir kazanirlar.

Ama dogru sonuca götüren delil acik oldugu halde müctehid ictihad icin gerekli gayreti harcamazsa cezayi hak edecegi $üphesizdir.

Eski devirde bazi müctehidler tarafindan digerleri hakkinda bazi ictihad konularinda vukubuldugu rivayet edilen ayiplama, o konuda ayiplayinca dogru delilin pek acik olmasi $eklinde yorumlanabilir. Yoksa delilin gizliligi halinde her iki tarafinda da mazur oldugu $üphe götürmez.

Fakat bu mazurluk, teferruat konularindaki ictihadlardadir. Cünkü bu hususta zannin kuvvetli gelmesi kafidir. Ama akaid usulunde aranan, kesin delillerde hasil olacak kesin bilgi oldugu icin itikad hususunda yanilan müctehidler hic de mazur görülmezler. Aksine, hatalari nisbetinde küfür veya sapikliga dü$erek cezalandirilirlar.

Dogru görü$ olmak üzere İslam dininde, özetleme delille de olsa, delillerden hüküm cikarabilen bir kimse, bunu birakip da inanc konusunda ba$kasini taklid ediverse, katta o taklid ettigi zat İmam-i Azam da olsa yine günahkar olur.

Binaenaleyh İslam dininde bunlarin astronomi veya jeolojide taninmi$ bir kimsenin sözünü taklid ederek, elde kesin delile benzer birdayanak yok iken, İslam´in degi$mez bir inancina veya tevatur derecesine ula$mi$ dini kesin bir delile aykiri insanca meyl etmelerine ne kadar $a$ilsa azdir. Bunun asli da koyu cahillikten ba$ka bir $ey degildir. (Böyle cahillikten Allah korusun.)

Gerci dini delillerimize aykiri dü$en bir astronomi veya jeoloji görü$ü kesin bir delille ispat edilebilse, o durumda te´ville ikisinin arasini birle$tirmeye lüzum görülür. Fakat yukarida aciklandigi gibi bu, olsa olsa bazi acik manali deliller hakkinda olabilir. Kesin ifadeli bir dini delilimizin aksini ispat edebilmek mümkün degildir.

Bura yakadar ictihad hakkinda gecen sözlerimiz hep mutlak ictihad hakkindadir ki, Sadru´$-$eria´nin Kitabu´t-Tenkih´i ile onun ha$iyelerinden, fakat aciklama icin tarafimizdan bazi kelimeler eklenmi$tir. Ama mukayyed ictihad, ki bazi hususi konularda olan ictihaddir, burada ona dair sözümüz yoktur. (Risale-i Hamiyye Tercümesi Sf.422-425/Hüseyin Cisri Efendi)
 
Üst