Mustafa İslâmoğlu

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

hikemiyat

Profesör
Katılım
3 Ağu 2014
Mesajlar
752
Tepkime puanı
29
Puanları
0
yahu suc ve cezanin sahsiligi ilkesini hic mi duymadim mübarek, kimse baskasinin fiilinden dolayi sorumlu tutulamaz.
Hadi duymadin bir Müslüman olarak "her ne kötülük islerse kendi aleyhine isler. Hicbir gunahkar, günahini yüklenmez" ayetini de mi duymadin, okumadin?

Mustaf Islamoglu okunmaz, degersiz biridir vs. diyenler
yukarida verdigim Müslim'in rivayet ettigi sahabelerden Velid b.Ukbe'nin sarhos haliyle sabah namazini 2 rekat yerine sarhoslugun etkisiyle 4 rekat kildirmasi onu senin gözünde eminim ki zindik hadi yumusatalim degersiz ve bir daha asla arkasindan namaz kilmayacagin biri yapardi degil mi.

Mustafa Islamoglunu ben de zaman zaman elestiririm, hatta pek haz ettigim de söylenmez ama ilmine saygi duyarim ve herkes de saygi duymalidir. Velid b.Ukbe örnegini sunun icin verdim. Maksadi üzüm yemek olmayip bagciyi dövmek olanlar, sözü elestirecek ilmin zerresine sahip olmayan cehl'i mürekkep arkadaslar, cesaretiniz varsa buyurun Velid b.Ukbe'yi elestirin de samimiyetinizi görelim.


Bendenizde mezkur zatın ilmine! saygı duymak isterdim, neki, aşağıda bir misalde/ve başka misallerde islamoğlunun ilmi güvenirliliğinin olmadığını maalesef görüyoruz..BU konuda yani yazarın ilmi güvenirliliğinin olmadığı noktasında o kadar çok misal verilebilriki, burada sayfaları alır, okuyucu bıkabilir.Biz sadece islamoğlunun boyunu aşan bir konuda imam eşariyi güya tenkid ettiği ve güya maturidiliğin kader anlayışını gösterdiği! , nesefiye ait tabsiratul edilleyi nasıl tahrif ettiğine kısaca bakalım..

İslamoğluna ait video :https://www.youtube.com/watch?v=N3TQmmJf9O0&t=03m16s

Şimdi bu videoda tahrif ettiği bir çok meseleden bazılarını videoyla karşılaştırmalı olarak gözden geçirelim.


''Maturidi kelamına mensup olan bu toprağın insanı Eşariliğin çıkmazına sokuldu..Bu gün Kader anlayışı Maturidi değildir..Maturidilikte imanın esası Kurandaki gibi sayılır: 5’tir..Nisa Suresi 136, Bakara Suresi 284…Maturidiliği tanzim eden Ebu’l-Muin en-Nesefi’dir.. Kitabının ismi Tabsıratül-Edille..Ve orada imamın esası 5 olarak geçer..Maturidiliğin en büyük talebesi..Ama maalesef bu memleket kendisini Maturidi zannediyor/İslamoğlu






https://www.youtube.com/watch?v=N3TQmmJf9O0&t=03m16s

Doğrusu :

1.
Tabsıra’da kader inancı yoktur sözü tam bir çarpıtmadır. Çünkü Tabsıra’da kaza-kader bahsini işlemek üzere “kaza ve kader hakkında kelam” başlığıyla açılmış özel bir bölüm vardır. Bu bölümde Tabsıra yazarı Nesefî, kaza-kader inancını savunur, bu inancı benimsemeyen Mutezile’ye ağır tenkitler yöneltir…Ayrıca imanın şartları bağlamında olmasa bile sonuçta mezkur esaslar zikredildiği halde neden kadere iman zikredilmemiştir, diye bir soru da çok anlamlı değildir. Zira müellif Nesefî, kadere imanın bir iman esası olduğunu, inkârının küfrü gerektirdiğini söylemekte ve bunu mutezileye karşı hararetle savunmaktadır.

Kadere iman konusunda Tabsıra’da İslamoğlu’nun iddialarını çürütecek apaçık beyanlar varken burada doğrudan konuyla alakası olmayan ifadelerden aksi yönde bir sonuç çıkarmaya çalışmak hiç dürüstçe bir davranış değildir…Nesefî’nin Kaza ve Kader hakkında Kelam diye bir başlık açtığını görüyoruz. Bu başlık altında kaza-kader kavramlarını açıklayan Nesefî, kaza-kader inkarcısı Mutezile’yle tartışıyor ve kader inancını savunuyor. Bu sadette manidardır: Kader inkarcısı Mutezilî kelamcı el-Ka’bî’yi eleştirirken peygamberimize nispet edilen “kaderin hayrı da şerri de Allah’tandır” hadisini zikrediyor.

Keza Sa’d b. Ebi Vakkâs tarikiyle geldiğini bildirdiği şu rivayete de yer veriyor müellif Nesefî: “Dört şey var ki, bunlar kimde bulunursa o mümindir. Kim üçüne inanır, birini gizlerse kafir olur. Bunlar, Allah’tan başka ilah olmadığına, benim onun resulü olduğuma, öldükten sonra dirilmeye ve hayrıyla şerriyle kadere imandır, şehadettir. Üçüne inanıp birini gizleyen kafir olur.”Manidardır Nesefî hemen akabinde el-Ka’bî’yi eleştirirken şu sözleri sarf ediyor: “fakat o öyle bir adamdır ki, işine gelen hadisi alıyor, işine gelmeyen hadisi terk ediyor.” Burada Tabsıra’yı göklere çıkartıp Eşarîleri yerden yere vuran İslamoğlu’na manidar bir ders çıkmıyor mu? Tabsıra’dan işine gelen bölümleri alıp, işine gelmeyen bölümleri es geçmekle el-Ka’bî’yle aynı noktaya gelmiş olmuyor mu İslamoğlu?

.Ebu’l-Muin en Nesefi..Maturidiyye mektebinin büyük bir alimi…Ona atfen derler ki, Nesefi, Tabsıratül-Edille’sinde “biz ehl-i diyanet iman esaslarını 5’e taksim ederiz” demiş..Ama bu zat Kadere iman meselesini Allah’ın sıfatlarına iman etmek olarak düşündüğü için o şekilde almıştır..Bununla da yetinmemiştir..Tabsıra’sının 15-20 sayfa sonrasında Kaderi ve Kazayı ele almıştır..İmanın farz olduğunu belirlemiştir..Hatta orada Mutezileye karşı,Kadere iman etmeden ölen insanların inkar içerisinde öleceğini bildiren hadisleri bir bir sıralamıştır. Daha da ötesi Nesefi’nin Tabsıra’ye yaptığı özet mahiyetinde bir kitap vardır ..Bahrü’l Kelam diye…Bahrü’l Kelam adlı eserinde Nesefi Ehl-i Sünnete göre İman esaslarının 6 ‘dır diye son noktayı koyuyor.

HAYIR ve şerrin yaratılmasıyla ilgili hakikat sa şöyledir:

İmam-ı Mâturîdî, Ma’siyet ve şerrin işlenmesi fiili ile isyan ve şer*lerin takdir edilmesi ve yaratılması arasında fark bulunduğunu söylü*yor.[3] Bunların takdir edilmesi, yaratılması, hepsi Allah-u Taâlâ’dandır. Çünkü her şeyin yaratıcısı O’dur. Ma’siyet ve serlerin fiili ise, Allah’dan değil, bilakis kulun kast etmesi, ihtiyarı, güç ve kudretiyle mey*dana gelmiştir.

İmam-ı Mâturîdî, masiyetin yaratılmasının Allah’a izafe edil*mesinin edeb bakımından doğru olmadığına önemle işaret ve tenbihde bulunuyor ve diyor ki : «Gerçekte her ne kadar Allah-u Teâlâ, her şe*yin Rabbi, her şeyin ilahı, her şeyin halikı ve her şey O’na ait ise de, bu deyimler, pis, kötü olanlar ve şeytan hakkında kullanılmaz…Buna göre küfür ve mahiyetlerin Allah’ın kazası, kaderi ve iradesiyle vuku bulduğunu söylemek mekruh olur…

Bu husus insanlar arasında da ay*nıdır. Mesela : Gerçekten her ne kadar her şeyin yaratıcısı Allah ise de, insanlar tarafından Allah’a niyaz edilerek, «ey habislerin ve pislik*lerin yaratıcısı» gibi sözler kullanılmaz. Bu hususta asıl olan sudur; Al*lah’a karşı ta’zim ifade eden, nimetlerine ve emirlerine karşı şükür ifa*de eden her söz Allah’a izafe edilir. Bu gibilerin dışında kalanlar ise hakikatte Allah’ın yarattığı oldukları halde Allah’a izafe edilmez.[4]

İnkar ettiği hadis yine İmam Maturidi’nin Tevhid kitabından : Mecûsiler hakkında zikrolunan şey ki, onlar, bu hususu Allah-u Te-âlâ’nın eserleri yaratmasını inkâr ettikleri ve her hayrı yaratma ve idare etme bakımından Allah’a nispet etmelerinden dolayı söylemişlerdir. Bu husus ise, Allah-u Teâlâ’nın halk etmesinden onunla çıkarmaları için şu ayet-i celîleyi tahsisi hakkında mutezilenin görüşüdür. İşte bu husus*tur ki, Allah Resûlü’nün (s.a.v.) onları mecûsîlere benzetmesinin yönü*dür. Kuvvet ancak Allah’tandır.


Dileyen olursa .yapılan çarpıtmalara devam edebilriz. Bu arada islamoğlunun imam eşari ile ilgili çarpıtmalarına dair şu link te güzel cevablar verilmektedir.İlgi duyanlar bakabilir.Faydalı bir makaledir/
Hikemiyat


http:

//talhahakanalp.net/islamoglunun-esarilik-sendromu/
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
tekfir? Yok daha neler.. Hoca ne demis bir kere daha bak.
Gecmis alimleri ümmetin yildizlari diye tarif ediyor, am bu onalri kutsayacagi anlamini tasimaz. Külü degil közü günümüze tasimaliyiz sözüde ona ait.

Biraz daha dikkatli takip ederseniz bunalri kacirmazssiniz.

Peki o zaman... Burada onu savunanların eleştirilerini görmediniz sanıyorum. Hadis okuyanlara hadis tapınıcısı damgasını da onların vurduğunu sanırım bilmiyorsunuz. Onu savunanların sadece Kur'an dediğini ve hadisleri reddettiğini de bilmiyorsunuz sanırım. Onun için sorulan sorulara da cevap veremeyip/vermeyip, namazdan için Kur'an'da yoksa yoktur dediğini de duymadınız galiba...

Şimdi bir düşünelim. Onu savunanların bu eleştirilerini okuduktan sonra, hoca allamei cihan olsa okunur mu? Belki de hocanız doğruları söylüyor ama savunulan fikirleri ve yapılan eleştirileri görünce, iki dünya bir araya gelse okunur mu?
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Karikatürü yayınlarken vermek istenen mesaj vardı
yine de yayınlanmaması elzemdir ki karikatür kime ait ?
bir müslümana terbiyesiz demeyi siz kendinize nasıl yakıştırıyorsunuz
Rasule saygıdan bunu mu anlıyoruz
hakaret ederek Allah Rasulünü anlayamadığımız için saygısız davranmış olmaz mıyız?

Tek tek cevap vereyim.

Karikatürü yayınlarken vermek istenen mesaj vardı
Doğru bildiğiniz bir şey yanlışla savunulmaz. Peygamberin karikatürünü yayınlanarak olmaz bu iş. Yaparsın eleştiriyi yazıya dökersin eyvallah. Ama peygamberin karikatürü yapılarak olmaz bu iş.

yine de yayınlanmaması elzemdir ki karikatür kime ait ?
Kime ait olursa olsun, burada kullanılmasını doğru buluyor musunuz? Yakışmadı size...


bir müslümana terbiyesiz demeyi siz kendinize nasıl yakıştırıyorsunuz
Ben çok adi bir insan olabilirim. Terbiyesiz olabilirim. İstediğiniz hakareti yapabilirsiniz. Hiç birisine cevap vermem eyvallah derim ve bir Müslüman kardeşim benim yanlışımı buldu eleştirdi diye de ona çok teşekkür ederim. Ve kendime çeki düzen veririm. Ayrıca minnet duyarım.

Ama hakaret boyutu Allah ve Resulüne uzanırsa ağzımdan çıkan sözlerin hiç birisine de gem vurmam.

Ve bana göre de peygamberimizin karikatürünü yayınlamak çok büyük edepsizliktir, terbiyesizliktir. Bunu söyledim diye de rahatsız olmam. Çünkü benim Peygamberim bana anamdan, babamdan ve canımdan daha sevgilidir. Ona hakaret eden de düşmanımdır.

Benim hala anlamadığım, siz bu karikatürü nasıl savunuyorsunuz? ????????????? Yani peygamberimizin karikatürünü yayınlamak doğru, ben onu yayınlayana terbiyesiz dedim diye yanlış yaptım öyle mi? Peki yanlışı ben yapayım o zaman. Peygamberimizin karikatürünü yayınlayana terbiyesiz dedim diye terbiyesiz olacaksam şu alemdeki en büyük terbiyesiz olmayı göze alıyorum. Evet kabul ediyorum en büyük terbiyesiz benim.

Eğer bu olayı doğru buluyorsanız tekrar tekrar yayınlayın o zaman. Elimden gelen sadece bu, itiraz ederim uyarırım. Sizi bilmem ama bu konuda ben çok ciddiyim. Söz konusu peygamberim ise kusura bakmayın.


Rasule saygıdan bunu mu anlıyoruz
Evet bunu anlıyorum. İçimden geçenler ne biliyor musunuz? Kafasını uçurmak. Ama bu da olmayacağına göre ağzımın alacağı en büyük küfür TERBİYESİZ'dir. Daha büyük bir küfürü ağzıma almam/alamam. Az çok tanımışsınızdır. Bu kadar sert biri değilimdir. Eğer bu karikatürü doğru buluyorsanız o zaman Avrupa'daki karikatürleri yayınlayanları da eleştirmeyin.


hakaret ederek Allah Rasulünü anlayamadığımız için saygısız davranmış olmaz mıyız?

Terbiyesiz kelimesine çok takılmışsınız anladığım kadarıyla ve terbiyesiz kelimesini hakaret olarak görüyorsunuz. Ne talihsizlik ki aynı hassasiyeti peygamberimiz için göstermemişsiniz. Eğer sizi rahatlatacaksa ben de terbiyesiz olayım. Ama ben o şahıstan, peygamberimize yaptığı o saygısızlıktan dolayı özür dilemediği müddetçe sözlerimi geri almayacağım. İsterseniz beni sürekli uzaklaştırabilirsiniz. Hatta siz uzaklaştırmadan ben kendim forumu terk edeyim.
Ama forumdan ayrılırsam kalbimde bir burukluk ve istemediğim bir öfke ile ayrılacağım. Kafirler peygamberimize hakaret eder eder de, bunu ben Müslümanım diyenin yapması çok acı.
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
yahu suc ve cezanin sahsiligi ilkesini hic mi duymadim mübarek, kimse baskasinin fiilinden dolayi sorumlu tutulamaz.
Hadi duymadin bir Müslüman olarak "her ne kötülük islerse kendi aleyhine isler. Hicbir gunahkar, günahini yüklenmez" ayetini de mi duymadin, okumadin?

Mustaf Islamoglu okunmaz, degersiz biridir vs. diyenler
yukarida verdigim Müslim'in rivayet ettigi sahabelerden Velid b.Ukbe'nin sarhos haliyle sabah namazini 2 rekat yerine sarhoslugun etkisiyle 4 rekat kildirmasi onu senin gözünde eminim ki zindik hadi yumusatalim degersiz ve bir daha asla arkasindan namaz kilmayacagin biri yapardi degil mi.

Mustafa Islamoglunu ben de zaman zaman elestiririm, hatta pek haz ettigim de söylenmez ama ilmine saygi duyarim ve herkes de saygi duymalidir. Velid b.Ukbe örnegini sunun icin verdim. Maksadi üzüm yemek olmayip bagciyi dövmek olanlar, sözü elestirecek ilmin zerresine sahip olmayan cehl'i mürekkep arkadaslar, cesaretiniz varsa buyurun Velid b.Ukbe'yi elestirin de samimiyetinizi görelim.

Bana her türlü hakareti yapabilirsin azizim. Sesim çıkmaz. Ama söz konusu Resulullah(sav) ise kusura bakma. Ben Allah için sever, Allah için buğz ederim.

Sayın İslamoğlu'na gelince. Ya hu mübarek.. Mevlana, Yunus Emre gibi şahsiyetlere bir sürü laf sokuluyor hakaret olmuyor. Sesin çıkmıyor... Onları eleştirenlere laf söyleyince hemen tavır alıyorsunuz. Bu mu sizin samimiyetiniz? Yazık yazık yazık... Çok yazık... Biz burada toplumsal barıştan söz ediyoruz. Değerlere saygının olmadığı yerde bu teröristlerin neden ortaya çıktığı gayet iyi anlaşılıyor.


Sözün bittiği yerdeyim.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Neden meseleleri şahsileştiriyorsunuz anlayamıyorum
Garip çok öfkelisin benim ifadelerimden çıkardıkların bunlar mı
Neyse konu kilit
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst