Kaptan
Mecra Yazarı
İSLAMOĞLU NEREYE KOŞUYOR?
Akif Cemil / Milat Gazetesi
Mustafa İslamoğlu’nu bizim camiada tanımayan yoktur.
Yıllardır, yazıları, konuşmaları ve sosyal etkinlikleriyle camiamızda ve gündemde olan bir isim. Her insan, öne çıkan, topluma söyleyecek sözü olan her insan gibi o da zaman zaman tartışmaların, ilim çevrelerinin, özel gündemlerin ve dedikodu mekânlarının malzemesi oldu.
Ancak son zamanlarda Mustafa İslamoğlu’nun gündeme gelmesi daha çok olumsuz
değerlendirmelerle gerçekleşti. Her insan eleştirilebilir, kamuoyu önünde fikirleri değerlendirilebilir. Fakat bunlar yapılırken, kardeşlik hukuku çerçevesinde davranılmalıdır. Bir Müslüman eleştirilirken bu hukuk temel esas olmalıdır. Bir gayrı müslim bile değerlendirilirken dikkat etmemiz gereken bir hukuk vardır. Vicdan ve insaf elden bırakılmadan yapılmalıdır.
…
Mustafa İslamoğlu’na gelen eleştiriler birkaç cepheden.
Cüppeli Ahmet Hoca, İhsan Eliaçık Hoca, Ebubekir Sifil Hoca, Nur Cemaati ve paralel cemaati çevresinden. Yoğun olarak, aleni olarak bu çevrelerden tepkiler dillendirilmekte. Bir de değişik cemaat ve tarikat cevrelerinden yapılan, kapalı devre tenkitler…
Dediğim gibi fikirlerini kamuoyuyla paylaşan herkes elbette tenkit edilir. Ancak bu tenkitlerin de ilmi çerçeve içerisinde olması gerekir. Aksi takdirde haklı olunan konularda bile inandırıcılık kaybedilir.
Ben İslamoğlu’nun eleştirilen yönlerini burada ifade etmekten çok bir ilkeyi hatırlatmak istedim. Birbirimizi hemen harcamamak, hemen ötekileştirmemek, dışlamamak gerektiğini düşünüyorum. Bir insanın üslubunu beğenmeyebilir, ilmi açıdan yetersiz görebilir, görüşlerini yanlış ve İslami açıdan sakıncalı görebiliriz. Ama bunları dile getirmenin de usul ve adabı olmalıdır. İnsanları hemen harcamamalıyız. Sosyal medya
üzerinden, sağlıklı olmayan zeminlerde yapılan tenkitler, dedikoduları artırmaktan fazla bir şey getirmez.
Bir örnek olması aşısından belirtmek isterim: İslamoğlu’nun meal-tefsirinin, Rıhle dergisinde yapılan eleştirisi gayet ilmi ve yerindeydi. Bu tarz eleştirilerin yarar getireceğini ifade etmek istiyorum.
…
Kabul edilsin veya edilmesin, bir İslamoğlu realitesi var. Sayın İslamoğlu’nun, İslami camiaya yaptığı hizmet inkâr edilemez. Bu anlamda ecrini dünyada aldığı gibi ahirette de alır inşallah. Kendisini tenkit edenler, onunla buluşarak, görüşerek, ilmine güvenilen insanların hakemliğinde delillerini ortaya koymalıdırlar. Veya tarafsız bir heyet karşısında, kamuya açık bir alanda fikirlerini tartışmalıdırlar. Herkes söyleyeceğini söylemeli, açık ve net bir şekilde söylenenler etrafında değerlendirmeler yapılmalıdır. Karanlığa
kurşun sıkılmamalıdır. Şu an yapılan ilmi bir magandalıktan başka bir şey değildir.
Bu yapılmadığı takdirde, tarafların birbirine yaptığı hakaretler, kem sözler, itham ve tekfirler devam eder ve bundan da Müslümanlar zarar görür.
…
Bu bağlamda, kendi gözlemimi başlık doğrultusunda aktarmak ve sayın İslamoğlu’nun bu hususlarda kamuoyunu aydınlatmasını da istiyorum.
-Mustafa İslamoğlu’nda fikir kayması yaşanmakta mıdır?
-Sünnete bakışı net olarak nedir, sohbetlerinde niçin hadislere pek yer vermemektedir?
-Kur’an derken Hind kıtasında yer alan ve itikadi sorunlar taşıyan gruplara benzerlik yaşamakta mıdır?
-Mezhepleri nereye oturtmaktadır?
-Şiaya ehli beyt mektebi derken neyi amaçlamaktadır? Bazı kavramlara zorlama/orijinal yorum getirmeden vaz geçecek midir?
-Kendisini eleştirenlere niçin uygun olmayan sözlerle mescid ortamında cevap vermektedir?
-Bir cemaat kurmuş veya bunu düşünmekte midir?
-Enaniyet dozajı artmakta mıdır?
-Alimlere karşı eleştirilerinde ölçü bazen kaçmakta mıdır?
Bunlar sadece benim değil kamuoyunun merak ettiği, bizim samimi olarak dile getirdiğimiz bazı konular. Bu konuda kendi sitesinde dağınık bilgiler bulunmakta ama derli toplu bir bilgilendirme güzel olur.
Kısacası öğrenmek istediğimiz, Mustafa İslamoğlu nereye koşuyor?
Akif Cemil / Milat Gazetesi
Mustafa İslamoğlu’nu bizim camiada tanımayan yoktur.
Yıllardır, yazıları, konuşmaları ve sosyal etkinlikleriyle camiamızda ve gündemde olan bir isim. Her insan, öne çıkan, topluma söyleyecek sözü olan her insan gibi o da zaman zaman tartışmaların, ilim çevrelerinin, özel gündemlerin ve dedikodu mekânlarının malzemesi oldu.
Ancak son zamanlarda Mustafa İslamoğlu’nun gündeme gelmesi daha çok olumsuz
değerlendirmelerle gerçekleşti. Her insan eleştirilebilir, kamuoyu önünde fikirleri değerlendirilebilir. Fakat bunlar yapılırken, kardeşlik hukuku çerçevesinde davranılmalıdır. Bir Müslüman eleştirilirken bu hukuk temel esas olmalıdır. Bir gayrı müslim bile değerlendirilirken dikkat etmemiz gereken bir hukuk vardır. Vicdan ve insaf elden bırakılmadan yapılmalıdır.
…
Mustafa İslamoğlu’na gelen eleştiriler birkaç cepheden.
Cüppeli Ahmet Hoca, İhsan Eliaçık Hoca, Ebubekir Sifil Hoca, Nur Cemaati ve paralel cemaati çevresinden. Yoğun olarak, aleni olarak bu çevrelerden tepkiler dillendirilmekte. Bir de değişik cemaat ve tarikat cevrelerinden yapılan, kapalı devre tenkitler…
Dediğim gibi fikirlerini kamuoyuyla paylaşan herkes elbette tenkit edilir. Ancak bu tenkitlerin de ilmi çerçeve içerisinde olması gerekir. Aksi takdirde haklı olunan konularda bile inandırıcılık kaybedilir.
Ben İslamoğlu’nun eleştirilen yönlerini burada ifade etmekten çok bir ilkeyi hatırlatmak istedim. Birbirimizi hemen harcamamak, hemen ötekileştirmemek, dışlamamak gerektiğini düşünüyorum. Bir insanın üslubunu beğenmeyebilir, ilmi açıdan yetersiz görebilir, görüşlerini yanlış ve İslami açıdan sakıncalı görebiliriz. Ama bunları dile getirmenin de usul ve adabı olmalıdır. İnsanları hemen harcamamalıyız. Sosyal medya
üzerinden, sağlıklı olmayan zeminlerde yapılan tenkitler, dedikoduları artırmaktan fazla bir şey getirmez.
Bir örnek olması aşısından belirtmek isterim: İslamoğlu’nun meal-tefsirinin, Rıhle dergisinde yapılan eleştirisi gayet ilmi ve yerindeydi. Bu tarz eleştirilerin yarar getireceğini ifade etmek istiyorum.
…
Kabul edilsin veya edilmesin, bir İslamoğlu realitesi var. Sayın İslamoğlu’nun, İslami camiaya yaptığı hizmet inkâr edilemez. Bu anlamda ecrini dünyada aldığı gibi ahirette de alır inşallah. Kendisini tenkit edenler, onunla buluşarak, görüşerek, ilmine güvenilen insanların hakemliğinde delillerini ortaya koymalıdırlar. Veya tarafsız bir heyet karşısında, kamuya açık bir alanda fikirlerini tartışmalıdırlar. Herkes söyleyeceğini söylemeli, açık ve net bir şekilde söylenenler etrafında değerlendirmeler yapılmalıdır. Karanlığa
kurşun sıkılmamalıdır. Şu an yapılan ilmi bir magandalıktan başka bir şey değildir.
Bu yapılmadığı takdirde, tarafların birbirine yaptığı hakaretler, kem sözler, itham ve tekfirler devam eder ve bundan da Müslümanlar zarar görür.
…
Bu bağlamda, kendi gözlemimi başlık doğrultusunda aktarmak ve sayın İslamoğlu’nun bu hususlarda kamuoyunu aydınlatmasını da istiyorum.
-Mustafa İslamoğlu’nda fikir kayması yaşanmakta mıdır?
-Sünnete bakışı net olarak nedir, sohbetlerinde niçin hadislere pek yer vermemektedir?
-Kur’an derken Hind kıtasında yer alan ve itikadi sorunlar taşıyan gruplara benzerlik yaşamakta mıdır?
-Mezhepleri nereye oturtmaktadır?
-Şiaya ehli beyt mektebi derken neyi amaçlamaktadır? Bazı kavramlara zorlama/orijinal yorum getirmeden vaz geçecek midir?
-Kendisini eleştirenlere niçin uygun olmayan sözlerle mescid ortamında cevap vermektedir?
-Bir cemaat kurmuş veya bunu düşünmekte midir?
-Enaniyet dozajı artmakta mıdır?
-Alimlere karşı eleştirilerinde ölçü bazen kaçmakta mıdır?
Bunlar sadece benim değil kamuoyunun merak ettiği, bizim samimi olarak dile getirdiğimiz bazı konular. Bu konuda kendi sitesinde dağınık bilgiler bulunmakta ama derli toplu bir bilgilendirme güzel olur.
Kısacası öğrenmek istediğimiz, Mustafa İslamoğlu nereye koşuyor?