Müslüman Türk Kavmine Muhabbet..

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Allah'ın Kur'an'da sık sık kullandığı bir tâbir vardır. Der ki ''biz senin kalbine zikri indirdik''. Bu zikirden kasıt tevhid ve tevhid ekseninde kelamdır. Özü itibari ile tevhidtir. Şöyle ki Allah kesret içinde aynı kategoride olan her şeyden 1 tane seçiyor. O seçtiği şey diğer kendi türü içinde üstün kılınıyor. Bu seçilmişliğin bir alâmeti vardır. Seçtiği şeye tevhid yüklüyor. Eğer Allah'ın seçtiklerini bulmak istiyorsanız tevhidi dedektör gibi arayın. Onu bulduğunuz zaman yapışın. Çünkü Allah'ın seçtiği her şey iptir. Toptan o ipe sarılan kurtulur.

Kitaplar içinden bir kitaba tevhid yüklüyor o kitap Kur'an olmakla diğer türlerinden üstün oluyor.
Evler içinden bir ev seçiyor, ona tevhid yüklüyor o ev Ka'be olmakla diğer türlerinden üstün oluyor.
Taşlar içinden Hacerül Esved..
İnsanlar içinden Peygamberler..
Peygamberler içinden Hz. Peygamber sallallahualeyhivesellem..
Kılıçlar içinden Zülfikâr..
Şehirler içinden Kudüs..
Kavimler içinden Benî İsrâil(!). Burayı detaylı şekilde açacağız inşallah..
..gibi..

Lakin bütün bu türlerin içinde cüzzi irade verdikleri vardır. Peygamberler ve seçilmiş kavimler cüzzi iradeye sahiptir. Bunlardan peygamberler İsmet sıfatıyla koruma altına alınmıştır. Lakin kavim türleri öyle olmadığı için onlardan söz alınır. Kitlesel bir hal diliyle sözleşilir! Alınan söz, ZİKRE (tevhid davasına) SAHİP ÇIKMA sözüdür. Bu söz bozulursa ZİKİR geri alınır ve başka bir kavme verilir. Bu zikri salt şeriat olarak algılamayın. Bu zikir tevhid idrakiyle kavranmış bir kelam davasıdır. Aksi taktirde Kur'an'a sahip çıkıyorum bahanesiyle müslümanları katlettiğin zaman ZİKRE sahip çıkmış olmazsın. Mesele hep tevhidtir bunu unutmayın. Allah'ın kavimler seçtiğini ve neye göre seçtiğini Kur'an'da verilen ipuçlarına bakarak anlamaya çalışalım inşallah:

Bakara 40 - Ey İsrailoğulları, size verdiğim nimetimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü tutun ki, ben de size verdiğim sözü tutayım ve sadece benden korkun!

Bakara 47 - Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti ve vaktiyle sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın.

Bakara 83 - Hani bir vakitler İsrailoğulları'ndan şöylece mîsak (kesin bir söz) almıştık: Allah'dan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya iyilik, yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzellikle söz söyleyecek, namazı kılacak, zekatı vereceksiniz. Sonra çok azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz.

Yukarıda ki ayette Hz. Allah resmen reçeteyi açık seçik vermiş arkadaşlar. Görün bunları! Ata erkil aile yapısı çok önemlidir. Sonrasında sıralanmış emareleri bu toplum üzerinde bi analiz edin. Sindire sindire okuyun ve davayı bu noktalara odaklayın. Lütfen artık siyasal islamın içinde tevhid davasını boğmayın. Topluma açılın, tarikata girin, örnek olun.. Allah sırrı yüklediği noktaları açmış işte daha ne desin yahu!

Mâide 72 - Andolsun, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'tir" diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa Mesih onlara: "Ey İsrailoğulları, hem benim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Kim Allah'a ortak koşarsa, şüphesiz Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer cehenemdir. Zalimlerin yardımcıları da yoktur" demişti.

A'râf 138 - Ve İsrailoğullarının denizden geçmelerini sağladık? Derken bir kavme vardılar ki, onlar, kendilerine mahsus bir takım putlara tapıyorlardı. Dediler ki; Ey Musa! Onların tanrıları gibi, sen de bize bir tanrı yap! Musa da onlara dedi ki: Siz gerçekten cahillik eden bir kavimsiniz.

Meryem 58 - İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh ile beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrail'in soyundan, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân (olan Allah)ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.

Bu ayette tasavvufi bir aşk ve vecd şartına işaret ediyor Allah! Eğer aşk ve vecd yoksa seçilmişlikte olmaz! Çok şükür Türk milletinde henüz bu aşk ateşi tasavvufi disiplin sayesinde henüz tam sönmedi. Bir an önce ocağı harlamak lazım!

Saff 14 - Ey inananlar, Allah'ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu İsa da havarilere: "Allah'a (giden yolda) benim yardımcılarım kimdir?" demişti. Havariler: "Allah (yolun)un yardımcıları biziz." dediler. İsrail oğullarından bir zümre inandı, bir zümre inkar etti. Biz de inananları, düşmanlarına karşı destekledik, onlar üstün geldiler.

Bütün bu ayetlerde görüldüğü gibi REÇETE açık seçik ortadadır. Allah sanki kızım sana söylüyorum gelinim sen anla, der gibi. Çünkü Allah boş kelam etmez.. Türk milletinin seçilmişliği tevhid davasına sahip çıkması üzerinden yürümüştür/yürür. Bütün bu seçilmişliğin sırrını bilen bir kitle daha var: MASONLAR.. Evet, şeytanla pazarlık yapan bu batınî dalalet yolcuları sanmayın ki bu reçeteden bihaberler. Onlar da tersinden bu seçilmiş kavmin yolunu kesmeyi amaçlarlar. Atatürk gibi bir şahsı niçin putlaştırdılar? Niçin her yere heykeller yaptırıyorlar? Çünkü bu millet tevhide dönerse seçilmişliğini tekrar aktif hale getirecek, ilahi rahmet ve bereket kapıları sonuna kadar açılaak ve önünde kimse duramıyacaktır. Aşk, vecd, fetih ve hakimiyet ruhunu söndürmek için İslam davasını siyasallaştırdılar ve Allah'ın yukarıda saydığı toplumsal niteliklerden kopardılar! Bugün kaç kişi evinde pişen yemekten komşusuna veriyor? Kaç kişi mahallesinde yetimlere sahip çıkıyor? Kaç kişi Ana-Baba'ya iyilik yapmaya gayret ediyor? Kaç kişi insanlara güzellikle söz söylüyor? Kaç kişi akrabalarına ve çaresizlere iyilik yapıyor? Dikkat ederseniz Allah bütün bunları namaz ve zekattan önce zikretmiş, bu sıralamanın en sonuna zekatı ve namazı koymuştur. Kürsülerde sabahtan akşama kadar namaz ve zekat vaazı yapan hocalardan niçin sosyo-kültürel meseleler hakkında söz duymaz olduk? İşte bütün bu reçetelerin her birisinin hemde sıralamasının dahi hikmetleri vardır. Komşun açken senin kıldığın namaz ne kadar namazdır? Bütün bu ibadetlerin kıymeti, Allah'ın seçilmiş toplumda görmek istedği vasıflarla kıymetlidir.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan bütün bu reçeteleri tasavvuf erbabından biliyor elhamdülillah. Dikkat ederseniz bu noktalara ağırlık veriyor! Ve gene dikkat edin bakın dış güçlerin sözleriyle oturup kalkan muhalefet liderleri ise bütün bu kıymetleri yıkmaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu Suriyeli göçmenleri geri göndereceğini söyleyebiliyor mesela! Bunu kendisi söylemiyor. Aptal herif bu incelikleri bilemez. Çevresinde ona akılhocalığı yapan siyonistler var. Onları dinliyor aptal.. O siyonistler de Rahmanî bereketin kesileceği vanaları çok iyi biliyorlar. Boş değiller haberiniz olsun..
_____________________________________

Maide 54 - Ey inananlar! Aranızda dininden kim dönerse bilsinki, Allah, kendisinin (çok) sevdiği ve onlarında Onu sevdiği, (üstelik) inananlara karşı alçak gönüllü, inkarcılara karşı güçlü, Allah yolunda cihad eden, yerenin yermesinden korkmayan bir millet getirir. Bu Allahın dilediğine verdiği bir nimettir. Allah herşeyi kaplar ve bilir.

Ecdadımız bu alçak gönüllülüğü kitlelere aşılamak için örgütlenmiş ve bir disiplin geliştirmiştir. Bu disiplinin adına TASAVVUF OCAKLARI denir. Bu disiplin ancak stratejik bir metodla aşılanır. Kitlelere kitap okumak ve okutmakla bir şey öğretemezsiniz. Bir güzelliğin kalıcı kültür haline dönüşmesini istiyorsanız fevkalade akıllı bir örgütlenme ile yapmak zorundasınız. Halkın içinde halkla beraber olur bu. Öyle parti örgütlenmesi ve siyasal sahalarda kültür tohumları ekemezsiniz. Bu noktada açık ve net söylüyorum: Şahsen ben siyasal islam denilen şeyin dahi dış güçlerin bir projesi olduğuna inanıyorum. Bize Kur'an okumayı unutturdular. Vallahi diyorum! Kalpte ve kafada Allah yok, siyaset var. Bu varken okunan Kur'an ise sırf kendi emeline hizmet ediyor ve sonunda ''bizim partiye oy vermeyen kafir olur'' zevzekliğine kadar uzanıyor. Manevî sahalarsa bu milletin seçilmişliğini onaylayan ne kadar nokta varsa dikkat edin siyonizm hep oraları hedef almış. Siyasal islam dahi bu işe kısmî olarak hizmet etmiştir. Yahu bu siyasî kesim bize oy vermedi diye Kâmil Mürşitleri dahi defterlerinden silecek kadar dalalete saptılar! Hâlâ öyleler. Çok şükür Recep Tayyip Erdoğan çıraklık, kalfalık ve ustalık derken geldi, gördü, kazandı inşallah.. Zehirli tesirleri üzerinden attı çok şükür. Biraz kırıntılar var ama onlarda geçecek inşallah..

Muhammed 38 - İşte sizler Allah yolunda (mallarınızı) sarfetmeye çağırılan kimselersiniz. Kiminiz cimrilik yapıyor ama, (O) cimrilik yapan bilsinki , ancak kendine karşı cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer ondan yüz çevirirseniz, sizi ortadan kaldırır ve sizin yerinize, sizden olmayan ve sonrada sizlere benzemeyecek olan baaşka bir milleti getirir.

DİKKAT!!! ''sizden olmayan ve sonrada sizlere benzemeyecek olan baaşka bir milleti getirir." Bu ayeti okuduktan sonra üzerlerinden seçilmişliği alınmışlardan hâlâ Türkiye'ye İslam mı transfer etmeye çalışıyorsunuz? Bundan böyle siz siz olun sakın Ortadoğu Arap İslamının adet ve geleneklerini Anadolu'ya sokmayın! Reçete Türk İslamındandır. Türk İslamı mı olurmuş, demeyin! Ayeti iyi okuyun, iyi anlayın. Türk milleti Sünneti Resulullaha sahip çıkan bir millettir. Literatürde bile yer yer ''Anadolu İslamı başka'' diyen tespitler bulursunuz! İşte bu ayetin hikmeti gereği böyledir bu. Bakın size küçük bir analiz sunacağım. Bu millet o kadar necip bir millettir ki kendisi Filistin için, Mısır için, Suriye için yollara dökülür ve gösteriler yapar değil mi? Ama hiç bir zaman şunu kendine sormaz: Araplar; Türkmenler için, Uygurlar için, Çeçenler için bir kere yürümüşler midir? İşte bizim farkımız bu. SİZLERE BENZEMEYECEK OLAN BİR MİLLET kelamında bu nüanslar gizlidir. Bi avanak biziz, Allah'ın sevdiği avanak, ELHAMDÜLİLLAH.. Bakın biz Ülkücülere faşist diyoruz değil mi? Bizim faşistimiz bile zikirli faşisttir. Selahattin Demirtaş'ın domuz eti yemesi onun oylarını azaltmaz ama Devlet Bahçeli domuz eti yediği görülsün %1 bile alamaz! Bu milletin her şeyi şuur altından dahi olsa tevhidle ilintilidir. Bu Allah'ın bu kavme yüklediği seçilmişlikten ileri geliyor! Bütün bu küçük nüansları bir araya getirdiğiniz zaman bu anlaşılıyor! Tevhid varsa biz varız, tevhid yoksa biz yokuz! Lakin önümüzde siyonizmin ördüğü bir duvar var: Kemalizm! Bu duvar yıkılsın bak sen o zaman gör bu milleti..

Zikir şimdilik bizde, Allah bu zikri üzerimizden almasın. AMİN..

Embiya 105 - And olsun, biz zikirden sonra zeburda da; "Arza salih kullarım varis olacaklardır!" diye yazmıştık.

Hacc 41 - Onlar ki; Eğer kendilerine yer yüzünde bir iktidar, mevki verirsek namazlarını dosdoğru kılarlar, zekat verirler, iyiliği emreder, kötülükten vaz geçirmeye çalışırlar. Bütün işlerin sonucu Allah'a aittir.

Devlet erkânının ve memurların reçetesi halkın reçetesnden biraz farklı. Onlarda Namaz ilk sıraya alınmış! Makam sahipleri için; Tadil'i erkân'a uygun Namaz, zekat, emri bil maruf, nehyi anil münker..

Not: Bu yazılanları ırkçılık olarak algılayanları Allah'a havale ediyorum. Bizim üstünlük izafımız tevhid üzeirnden yürür. Buna rağmen ''neden Allah bu Türkleri seçti'' diye karnı ağrıyanlar gitsin kendine İblis'i dost edinsin. Çünkü o da seçene değil seçilene bakarak kendine yol çizmişti.. Bize Allah yeter. Velayeti alan erenlerin hepisi Türke muhabbet besler. Haricinde kalanlar ise ne hikmetse kinlenir. Çün Sünnetullah böyledir! Aynı tür içinde seçilmiş olana, seçilmemiş olan aynı tür hasetinden hep saldırır durur. Yaızlan kitaplar Kur'an'a saldırır. Kılçlar zülfikarı kırmak için sıraya girer. Kâbe'nin hali ne hüzünlüdür o koca gökdelenler ortasında! Her birisi tepeden bakar Allah'ın seçtiğini yutmak istercesine.. Kabil, Habil'in vurdu kafasına kafasına, Allah onu seçti diye..
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
„Sürdüler Türk`e „tasavvuf“ diye olgun şirayı;
Muttasıl şimdi „hakikat“ kusuyor Sıdkı Dayı !

Bu cihan boş, yalnız bir rakı hak, bir de şarab;
Kıble: tezgah bahşı, meyhaneci oğlan : mihrab;

Git o “Divan” mı, ne karnağrısıdır, aç da onu,
Kokla bir kere, kokar mis gibi “Sadıkburnu !”
Beni söyletme neler var daha !

Mehmet Akif Ersoy
(Safahat 443)
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
„Sürdüler Türk`e „tasavvuf“ diye olgun şirayı;
Muttasıl şimdi „hakikat“ kusuyor Sıdkı Dayı !

Bu cihan boş, yalnız bir rakı hak, bir de şarab;
Kıble: tezgah bahşı, meyhaneci oğlan : mihrab;

Git o “Divan” mı, ne karnağrısıdır, aç da onu,
Kokla bir kere, kokar mis gibi “Sadıkburnu !”
Beni söyletme neler var daha !

Mehmet Akif Ersoy
(Safahat 443)
Âkif, ruhuna saygı duyulacak büyük bir şairdir. Orada başlar ve orada biter. Ötesi sıfırdır. Âkif'in analiz kabiliyetinden çok şüphem var benim. Gerçi Osmanlı aydınlarının hepisi böyledir. İçinde yaşadıkları dünyayı hiç ama hiç anlayamamışlardır. Dolayısıyla onların ekolünden gelenlerin kurduğu cumhuriyyet'de böyle oluyor haliyle!

Âkif'in tasavvufa saldırmasına kızmıyorum. Onda kızdığım nokta neye ne için ve nereden saldırdığı ile alâkalıdır. Âkif'in bir Berlin gezisi vardır. O büyük geziden sonra izlenimlerini kaleme almıştır. Okuyun bi görün, ağlarsınız ağlar!! Yahu, sen koskoca aydınsın, okumuşsun. Hiç mi bir fabrikaya girip gezmezsin arkadaş. Hep mi şehir merkezlerinde gezersin. Hiç mi sorgulamazsın, bu evler, bu caddeler, bu elbise, fayton, ayakkabı, demir-çelik, iğne-iplik, yollarda ki kesme taşlar, bunları yapan ustalar nerede yetişir, nerede üretiliyor bunlar? Bütün bu modernitenin arka sokağı nasıldır, tersaneler nasıldır, hastanede kullanılan yatak, ilaç, pansuman malzemeleri nerede nasıl üretilir? Demiri nasıl işletiyorlar, kömürü nasıl çıkartıyorlar? Madenleri bulan mühendisler hangi okullarda yetişiyor ve en önemlisi eğitim müfredatları nasıl dizayn edilmiş? YOK, YOK, YOK.. KOCAMAN BİR SIFIR...!!! Hepisi eli cebinde gitmiş, kafeteryalarda oturmuşlar, sokaktan gelen geçen adamlara bakmışlar, kafalarında fesli fesli öyle aptal aptal dolaşmışlar. Koca binalar ve sıralı evlere bakıp hayran olmuş gelmişler. Gelince de Padişaha düşman olmuşlar. Niye? O bize niye böyle evler, apartmanlar, yollar yapmıyor diye! Gidip görmüşler, çoban gibi bütün bunları Kaiser'in yaptığını sanmışlar! Eminim oradakilere sormuşlardır ''bütün bunları kim yaptı'' diye. Aldıkları cevap ''Kaiser'imiz yaptı'' şeklinde olmuş anlaşılan, buna da mecazi bir anlam yüklemeden direk almışlar! :) Anlamayan, akılsız kafa işte. O dönem Osmanlı aydınlarının hepisi böyle, hepisi! Hepisi Sultan Abdülhamid'i devirmek için kalem oynatmıştır.

Lüften bu feraseti kıt adamların kitaplarını okuyarak kıymetli vaktinizi harcamayınız. Ben demiyorum ki tasavvuf ocakları tamamen masumdur. Hayır, Osmanlıda her müessese nasıl çürüdüyse tasavvuf anlayışı da öyle çürümüştür. Büyük bir tasavvuf hamlesine ihtiyaç var. Ta hoca Ahmet Yesevi'lerin Anadolu'ya gönderdiği Erenler gibi büyük bir hamle. Bu hamleyi yapacak ruha susadık.. Şeriatperest tiplerin bir şey yapabileceğini sanıyorsanız sebep-sonuç ilişkilerini kafanızda canlandıramıyorsunuz demektir. Faşizanlık şablonu her zaman iflas etmeye mahkumdur. Sayın Başbakan Âkif'e çok hayran lakin Âkif'te aşk var feraset ve hikmet yoktur. Sayın Başbakan yatsın kalksın dua etsin Âkif gibi bir şairin muhalefetine maruz kalmıyor. Zira kendisi Abdülhamid'in durduğu yerdedir! İlham aldığı kaynak onu ve Türkiye'yi aydınlığa çıkarmaz, bir yere kadar götürür, bir yerden sonra oyalar. Dikkat ederseniz kendisi artık hep kendi tekrarı olmaya başladı. Devlet, ciddi bir kabz hali yaşıyor. Bu hali aşmanın tek reçetesi felsefî ilimlere vakıf âriflerin ürettiği hikmetlerden beslenmektir. Bakalım bunu ne zaman kabul edecek!
 
Üst