Müslüman Nasıl Olmalı sohbet

Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Bazı kimseler kem laf söylerler..Çünkü laflarının ayarı yoktur.Yazdığım beni hangi mesuliyetlere sokar acaba günah mı olur sevab mı.?Bu güzel Ahlaka uyar mı.?Bu konu hakkında gerçekten yeterli bilgim var mı .?gibi herhangi bir süzgeç kullanmadan sallama, kin, garez ve nefret içerikli laf ebeliği kabilinden yazılmış karamalar.
Ölçüsü olan varsa buyursun yoksa lafı uzatmayın.
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
Şu Cümle Muhendisi (Ne demekse) denen zevatın yazdıklarında ilim, edep,haya,mantık,vicdan ve adalet varsa;var deyen bu hallerle beri gelsin.
İmam-ı Gazali Hazretleri buyurmuşlar;Bir kimse bilmez,bildiğini zan eder(İddia eder)bu Kara cahildir.Bundan uzak durun buyurur.

Yalansa yalan de?

Mustafa İslamoğlu'nun "Felaket-î Ebediyye" başlıklı yazısını buraya aktarırsam sağlıkçı diyecek hiçbir lafın kalmaz : ) Daha fazla ısrar edersen kopyalayacağım :)
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
SAADET-İ EBEDİYYE / Dr.Ebubekir Sifil

Okuyucu soruları içinde hakkında bilgi istenen kitapların başında gelen “Saadet-i Ebediyye” isimli eserin benim elimde bulunan son baskısı 2001 tarihli ve yaklaşık 1250 sayfa. Bu hacimdeki bir kitabın bir yazı çerçevesinde detaylı bir değerlendirmesini yapmak takdir edersiniz ki mümkün değil. Bununla birlikte, piyasaya ilk çıktığı tarihten bu yana hacmi durmadan kabaran ve muhtevasında değişiklikler yapıldığı görülen bu eserin baştan sona zararlı olduğunu söylemek insaf ve adaletle bağdaşmaz.

Eserde Ehl-i Sünnet’e yapılan yoğun vurgu ve genel olarak Ehl-i Sünnet ulemanın eserlerinden istifade edilmiş olması, ona ayrı bir hususiyet vermektedir. Ancak mütekaddimun ulemanın eserlerinden yok denecek kadar az istifade edilmiş olması ve Hadis’le ilgili hususlarda temel Hadis musannefatına hemen hiç başvurulmaması, eserin önsözünde “ilim kitabı” olarak tevsif edilmesiyle örtüşmemektedir.

Bununla birlikte eserin şu yönlerine dikkat etmek gerekir:

1. Eserde bol miktarda zayıf –ve hatta bazen uydurma– rivayetlere rastlanmaktadır. Mesela Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Hz. Ali (r.a)’ye, “Benden sonra halife Ebû Bekr olacaktır. Ondan sonra Ömer, ondan sonra Osman, ondan sonra da sen” buyurduğunun söylenmesi (69) böyledir.


2. Eserde yer alan birtakım fıkhî hükümler muteber değildir. Mesela hoparlörle ezan ve radyoda Kur’an okunmasının caiz olmadığının söylenmesi (206) böyledir. Hatta “Saadet-i Ebediyye” yazarı bu meselede o denli ileri gitmiştir ki, belirttiğim sayfada şöyle demektedir: “Görülüyor ki, radyo (mizyâ’) ile ve minarede hoparlör (mükebbirussavt) ile ezan okumak (…) ve bunları ezan diye dinlemek caiz olmaz. Bunlar hem kabul olmaz, hem de günah olur. (…) Küçük günaha devam, büyük günah olmaktadır.”

“… İbadetlerde değişiklik yapmanın bid’at olduğunu, büyük günah olduğunu biliyoruz. Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve selem) kabul etmediği, red ettiği bir şeyi ibadete karıştırmak ise, bid’atten daha büyük, ondan daha çirkin günah olur…” (722)

“… Radyodan ve hoparlörden çıkan sesler, şimdi Hıristiyanların ve Yahudilerin ellerinde bulunan İncil ve Tevratlar gibi Allah kelamı değildir… (724)

3. “… Yani mü’min namaz kılar, kâfir kılmaz. Münafıklar ise bazen kılar, bazen kılmaz. (…) Hadis imamları söz birliği ile bildiriyor ki, bir namazı vaktinde, amden kılmayan, yani namaz vakti geçerken namaz kılmadığı için üzülmeyen kâfir olur veya ölürken imansız gider…” (210)

Oysa bu konuda Hadis imamlarının söz birliği ettiğini söylemek mümkün değildir. Daha önce (2003 Ekim’inde) bu köşede, yine bizzat Ehl-i Hadis’ten birisinden, İmam el-Buhârî’nin çağdaşı Muhammed b. Nasr el-Mervezî’den, Ehl-i Hadis’in bu konuda ikiyi ayrıldığını nakletmiştim.

4. “İmam-ı Şafiî hazretleri, İmam-ı a’zamın içtihadının inceliğinden az bir şey anlayabildiği içindir ki, “Bütün müçtehidler, İmam-ı a’zam Ebû Hanîfe’nin çocuklarıdır” demiştir.” (49)

Oysa İmam eş-Şâfi’î’nin bu sözü, İmam Ebû Hanîfe’nin içtihadlarından ancak az bir şeyi anlayabildiğini değil, hüküm istinbat metotlarının, özellikle de Kıyas’ın inceliklerini sistemli bir şekilde ilk önce ortaya koyan kişinin İmam Ebû Hanîfe olduğunu tesbit ve itiraf ettiğini gösterir. Aksi halde İmam eş-Şâfi’î’nin İmam Ebû Hanîfe’ye ve onun talebelerine muhalefet etmesini açıklamak mümkün olmaz. Daha da önemlisi, bu durumda İmam eş-Şâfi’î’nin mezhebinin “yüzeysel” ve “daha az değerli” olduğu gibi bir garabet ortaya çıkar ki, aklı başında bir kimsenin böyle bir iddiada bulunması mümkün değildir.

Bir de İmam Ebû Hanîfe’nin, “Sünnet’e ittibada herkesten ileri gittiği”nin söylenmesi (49), “diğer mezheplerin Sünnet’e daha az ittiba ettiği”nin tersinden ifade edilmesidir ve oldukça düşündürücüdür.

5. Bir diğer tesbit hatası da, Sahabe’nin tümünün müçtehid olduğunun söylenmesidir (50). Oysa muhakkık ulema, Sahabe’den içtihad seviyesine yükselenlerin sayısının 20 civarında olduğunu söylemiştir.

6. Bir kısım Hadis alimlerinin (es-Sehâvî, Ali el-Kârî gibi), sırf mevzu hadis konusunda eser verip, mevzu hadisleri diğerlerinden ayırdıkları için hedef tahtasına oturtulduğu görülmektedir ki, “Din kitaplarında uydurma hadis olmaz” diyen “âllame”nin buradan beslendiği açık. İmam el-Gazzâlî ve İmam es-Süyûtî’nin eserlerinde hiç uydurma hadis bulunmadığı iddiasında da öyle…

Bir takım kitaplarda uydurma hadis bulunduğu gerçeğinin savunulacak yanının kalmadığı görüldüğü zaman da “O kitaplar dinin temel bilgilerini bildiren kitaplar değildir” denerek güya çıkış yolu bulunuyor!…

7. Bir “garib hadis” tarifi: “Yalnız bir kimsenin bildirdiği hadis-i sahihdir.” (423)

Demek ki Usul-i Hadis ilminde ya bütün garip hadisler sahih kabul ediliyor veya uydurma hadisler arasında, garib hadisler gibi tek kişi kanalıyla nakledileni yok!!

Mezkûr kitap hakkında elbette daha fazla şey söylenebilir. Ancak muhtelif konulardan seçtiğim bu örnekler, kitabın, tam anlamıyla güvenilerek okunamayacağını göstermeye yeterlidir.

Milli Gazete - 10 Haziran 2004

EBUBEKİR SİFİL
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Ebubekir Sifil bunları demiş vay benim allemem ne ince yerlerden yakalamış.?
Bu bahisler daha önçede yazıldı çizildiği halde laf olsun kabilinden yazılıp çiziliyor.
Yukarıdaki isnatların hiç birisi bir müslümanın itikadine ve ameline bir zarar vermez.

Hem kendi yazmış Ebubekir Sifil;Eserde Ehl-i Sünnet’e yapılan yoğun vurgu ve genel olarak Ehl-i Sünnet ulemanın eserlerinden istifade edilmiş olması, ona ayrı bir hususiyet vermektedir.
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
Ebubekir Sifil bunları demiş vay benim allemem ne ince yerlerden yakalamış.?
Bu bahisler daha önçede yazıldı çizildiği halde laf olsun kabilinden yazılıp çiziliyor.
Yukarıdaki isnatların hiç birisi bir müslümanın itikadine ve ameline bir zarar vermez.

Hem kendi yazmış Ebubekir Sifil;Eserde Ehl-i Sünnet’e yapılan yoğun vurgu ve genel olarak Ehl-i Sünnet ulemanın eserlerinden istifade edilmiş olması, ona ayrı bir hususiyet vermektedir.

Hüseyin Hilmi Işık'a göre ehl-î sünnet alimlerin kitaplarında uydurma hadis olmaz; ama Saadet-i Ebediyye'de Ebubekir Hoca'nın da dediği gibi birçok mevzu hadise rastlamak mümkün. Ayrıca Ebubekir Hoca kitabın iyi yönünü söylerken iyi de eksikliklerini ve yanlışlıklarını söyleyince mi kötü oluyor? Kendi kendinizle çelişiyorsunuz, aynı Saadet-î Ebediyye müellifi gibi...
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Hüseyin Hilmi Işık'a göre ehl-î sünnet alimlerin kitaplarında uydurma hadis olmaz; ama Saadet-i Ebediyye'de Ebubekir Hoca'nın da dediği gibi birçok mevzu hadise rastlamak mümkün. Ayrıca Ebubekir Hoca kitabın iyi yönünü söylerken iyi de eksikliklerini ve yanlışlıklarını söyleyince mi kötü oluyor? Kendi kendinizle çelişiyorsunuz, aynı Saadet-î Ebediyye müellifi gibi...
Hüseyin Hilmi Işık'a göre ehl-î sünnet alimlerin kitaplarında uydurma hadis olmaz; ama Saadet-i Ebediyye'de Ebubekir Hoca'nın da dediği gibi birçok mevzu hadise rastlamak mümkün.
Siz Hadis Alimimisiniz.?Sen nerden (Birde Sifil hoca)biliyorsun uydurma olduğunu.Senin sifilin tesbit edemedi diye uydurma olmaz.Kaldıki bir Hadis Alimine göre Hadis olduğunu tesbit edememesi,başka bir alimin bu hadisdir demesini bozmaz.Yani birine göre Hadis olmayan diyerine göre Hadisdir.Hem sende bilyorsun çünkü dostluk bunları yazmıştı.Orada yazılan Hadisler Günye'den Kimyayı sadetten gibi İslam Alimlerinin kitablarından alınmıştır.Bunları Hadis olarak bilmek kimsenin itikadini bozmaz.Çünkü bunların hadis olduğunu bildirenler büyük islam alimleridir.
Ayrıca Ebubekir Hoca kitabın iyi yönünü söylerken iyi de eksikliklerini ve yanlışlıklarını söyleyince mi kötü oluyor?
Yahu mesele Sifilin iyiliği kötülüğü meselesi değil.Sifilin tenkitleri doğru olsa bile (Bu güya hatalar,yanlışlar.)Kimsenin imanını (İtikadini)bozmaz.Öyleyse tehlikeli göstermek niye.
Sen okursun okumassın beğenirsin beğenmessin.Bu senin meselen fakat bilmediğin bir yolda karanlık bir gecede karanlık bir kuyuya taş atıyorsun.Yani boşa kürek çekiyorsun.
Bırak bu işleri.Kendinle ilgilen.

 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
konu h.hilmi ışık nasıl olmalı mıydı? :)
müslüman müslümanın izzetini koruyan olmalıdır mesela
şerefine leke sürmemelidir
her ne günaha batıp çıksada
Allah tealanın kulum demesi hasebi ile
şereflidir kardeşliği alidir
hakaret haramdır

böyle olmalıdır mesela
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
Hüseyin Hilmi Işık'a göre ehl-î sünnet alimlerin kitaplarında uydurma hadis olmaz; ama Saadet-i Ebediyye'de Ebubekir Hoca'nın da dediği gibi birçok mevzu hadise rastlamak mümkün.
Siz Hadis Alimimisiniz.?Sen nerden (Birde Sifil hoca)biliyorsun uydurma olduğunu.Senin sifilin tesbit edemedi diye uydurma olmaz.Kaldıki bir Hadis Alimine göre Hadis olduğunu tesbit edememesi,başka bir alimin bu hadisdir demesini bozmaz.Yani birine göre Hadis olmayan diyerine göre Hadisdir.Hem sende bilyorsun çünkü dostluk bunları yazmıştı.Orada yazılan Hadisler Günye'den Kimyayı sadetten gibi İslam Alimlerinin kitablarından alınmıştır.Bunları Hadis olarak bilmek kimsenin itikadini bozmaz.Çünkü bunların hadis olduğunu bildirenler büyük islam alimleridir.
Ayrıca Ebubekir Hoca kitabın iyi yönünü söylerken iyi de eksikliklerini ve yanlışlıklarını söyleyince mi kötü oluyor?
Yahu mesele Sifilin iyiliği kötülüğü meselesi değil.Sifilin tenkitleri doğru olsa bile (Bu güya hatalar,yanlışlar.)Kimsenin imanını (İtikadini)bozmaz.Öyleyse tehlikeli göstermek niye.
Sen okursun okumassın beğenirsin beğenmessin.Bu senin meselen fakat bilmediğin bir yolda karanlık bir gecede karanlık bir kuyuya taş atıyorsun.Yani boşa kürek çekiyorsun.
Bırak bu işleri.Kendinle ilgilen.


Hüseyin Hilmi Işık ve bunu soran sen hadis alimi misin? Ebubekir Sifil Hoca hadise dair usulû bilen bir kimsedir. Ehl-î sünnet alimlerinin kitaplarında uydurma hadis olmaz gibisinden usulû hadis ile tamamen çelişen ifadeler kullanmaz. Hadisin kaynağı sorulduğunda İhya, Gunye, Mektubat, Kimyayı Saadet vs kitaplar kaynak gösterilmez. Müellifi ne kadar meşhur olursa olsun; fıkıh, tasavvuf, tefsir, kelâm, tarih, ahlak vb. ilim dallarıyla ilgili kitaplarda yer alan hadislere SENEDLERİ AÇIKLANMADIĞI veya KAYNAKLARI GÖSTERİLMEDİĞİ SÜRECE, sahih hadis gözüyle bakılmaz. Muteber eserler varken Saadet-î Ebediyye gibi hatalarla dolu kitapları okumak niye?
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
konu h.hilmi ışık nasıl olmalı mıydı? :)
müslüman müslümanın izzetini koruyan olmalıdır mesela
şerefine leke sürmemelidir
her ne günaha batıp çıksada
Allah tealanın kulum demesi hasebi ile
şereflidir kardeşliği alidir
hakaret haramdır

böyle olmalıdır mesela
Teşekkürler.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Yahu şimdi senin durumuna baktımda.Sen öğrenci imişsin.(Yani heyecanı aklına galip.vb.)Ben senden özür diliyorum, seninle bu meseleleri tartıştığım için.
Kendimde büyük bir eksiklik hissettim.Baktımki ferasetim zayıf.Çünkü dili vicdanının aklının önünde olanla yazışmak yanlışken böyle bir hata yaptım diye kendime hayıflanıyor,kendimi kınıyorum.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Bir Hadis-i Şerif'te Mealen:
''KİMKİ BENİM SÖYLEMEDİĞİM BİR SÖZÜ BANA İSNAT EDEREK SÖYLERSE CEHENNEMDEKİ YERİNE HAZIRLANSIN.''
Bu Hadis-i Şerifi bilen Seyyid Abdulkadir Geylani Kuddisusirruh,İmam-ı Gazeli,İmamı Rabbani Kuddisusirruhuma bu tehdit karşısında Bu hadisdir diye Hadis olmayan bir sözü söyleyeçeklerini ima yollu bile olsa söylemeye kalkanlar küstahtır.Bu Din büyüklerine zuizan etme edepsizliğini göstermiş olurlar ki;
Alimin kanı zehirdir.Alimlere Zuizan eden Zehirlenir.Panzehiri tevbe etmek bu suizandan vaz geçerek gerekli edeb ve terbiyeye bürünmektir.
Vesselam
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
Yahu şimdi senin durumuna baktımda.Sen öğrenci imişsin.(Yani heyecanı aklına galip.vb.)Ben senden özür diliyorum, seninle bu meseleleri tartıştığım için.
Kendimde büyük bir eksiklik hissettim.Baktımki ferasetim zayıf.Çünkü dili vicdanının aklının önünde olanla yazışmak yanlışken böyle bir hata yaptım diye kendime hayıflanıyor,kendimi kınıyorum.

Edebiyat yapmayalım efendim : )
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
Bir Hadis-i Şerif'te Mealen:
''KİMKİ BENİM SÖYLEMEDİĞİM BİR SÖZÜ BANA İSNAT EDEREK SÖYLERSE CEHENNEMDEKİ YERİNE HAZIRLANSIN.''
Bu Hadis-i Şerifi bilen Seyyid Abdulkadir Geylani Kuddisusirruh,İmam-ı Gazeli,İmamı Rabbani Kuddisusirruhuma bu tehdit karşısında Bu hadisdir diye Hadis olmayan bir sözü söyleyeçeklerini ima yollu bile olsa söylemeye kalkanlar küstahtır.Bu Din büyüklerine zuizan etme edepsizliğini göstermiş olurlar ki;
Alimin kanı zehirdir.Alimlere Zuizan eden Zehirlenir.Panzehiri tevbe etmek bu suizandan vaz geçerek gerekli edeb ve terbiyeye bürünmektir.
Vesselam

Sakal ve çarşaf da bu devirde fitnedir, fitne de adam öldürmekten beterdir değil mi? : )
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
Hüseyin Hilmi Işık ve bunu soran sen hadis alimi misin? Ebubekir Sifil Hoca hadise dair usulû bilen bir kimsedir. Ehl-î sünnet alimlerinin kitaplarında uydurma hadis olmaz gibisinden usulû hadis ile tamamen çelişen ifadeler kullanmaz. Hadisin kaynağı sorulduğunda İhya, Gunye, Mektubat, Kimyayı Saadet vs kitaplar kaynak gösterilmez. Müellifi ne kadar meşhur olursa olsun; fıkıh, tasavvuf, tefsir, kelâm, tarih, ahlak vb. ilim dallarıyla ilgili kitaplarda yer alan hadislere SENEDLERİ AÇIKLANMADIĞI veya KAYNAKLARI GÖSTERİLMEDİĞİ SÜRECE, sahih hadis gözüyle bakılmaz. Muteber eserler varken Saadet-î Ebediyye gibi hatalarla dolu kitapları okumak niye?

mesela buharinin sahihine yazdığı önsöz bile alimler tarafından muteber kabul edilmez
çünkü bunlar indi görüşleridir

dediklerinize aynen katılıyorum
bir hadisin muhtevası mesela mesela mevdu olduğu halde insanları amellere teşvik edici olabilir
bunada ne sakınca var denemez
onu hadis kabul etmek dahi sakıncanın en büyüğüdür
şeriatı eksik gören anlayışı reddetmek müslümanın görevlerindendir

konuya dönersen müslüman nasıl olmalıdır?
müslüman bidalara karşı kale gibi olmalıdır
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
mesela buharinin sahihine yazdığı önsöz bile alimler tarafından muteber kabul edilmez
çünkü bunlar indi görüşleridir

dediklerinize aynen katılıyorum
bir hadisin muhtevası mesela mesela mevdu olduğu halde insanları amellere teşvik edici olabilir
bunada ne sakınca var denemez
onu hadis kabul etmek dahi sakıncanın en büyüğüdür
şeriatı eksik gören anlayışı reddetmek müslümanın görevlerindendir

konuya dönersen müslüman nasıl olmalıdır?
müslüman bidalara karşı kale gibi olmalıdır

Amennâ ve saddakna. Zaten mevzu hadis ile hiçbir şekilde amel olmaz. Ulemamızdan bir kısmı zayıf hadis ile amel etmeye cevaz verirken bir kısmı kesinlikle fetva vermiyor. Bir kısmı da ancak bazı şartlar yerine getirildiği taktirde zayıf hadis ile amel etmeyi uygun görüyor. "Kim benim adıma yalan isnad ederse cehennemdeki yerini hazırlasın" ayeti tevatür derecesindedir ve sahabeden bazıları bilerek ya da bilmeyerek yalan isnad etmek arasında fark olmadığını söyler...
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Sakal ve carşaf bu devirde fitnedir.diye bir ifade yoktur.Sakal,çarşaf,şalvar, çübbe, sarık gibi, bunları adet olmayan yerde giymek dedi kodu çıkmasına sebeb olabilir.(bu böyle olursa müslümanlar günah işlemiş olur,yani gıybet günahı,Günah işlenmesine sebeb olmak bir fitnedir.)Diğer bir yönden adil olmayan bir devlet olduğu için (Çünkü İslamla hükmeden bir devlet yoktur.)gerek bu müslümanın kendisine,gerk ailesine,gerek cemaatine ve gerkse müslüman ahaliye zarar getirirse ve bu sebeblerden dolayı,müslümanlar üzerine yasaklamalar gelmesine sebebiyyet verilirse bu da fitne olur.Yani bu şeylerin kendisi değil,bu şeyleri kullannanlar fitne çıkmasına sebebviyyet verebilirler.
Fitneyi bilmeyen fitne kelimesini sanki küfür kelimesi gibi kullanıldı zan ediyor.
Mesela bir kişinin anlayamayacağı bilgileri ona söylemek bir fitne olur.
Yani o bilgi değil fitne olan o bilgiyi kaldıramayana aktarmak fitnedir.
Memur,asker desin ben sakal bırakaçam şalvar giyeceğim,sarık saracağım desin ve bunları yapmağa kalksın
1-İşini aşını kaybeder
2-Hapse atılabilir.Kılık kıyafet kanuna muhalefetten,layıklığa karşı gelmekten (hemde sorgusuz sualsiz)
Şimdi bu bu kimse için ailesi için bir fitne olabilir değilmi.Diğerleride buna kıyasla.
Yukardaki söz bozuktur.İslamiyet her şeyi ile kıyamete kadar devam edeçektir.Bu devirde bu olmaz şu olmaz demek fitne olur.Mesele devir meselesi değil yeri ve zamanı meselesi.
Hep büyükler derki yeri ve zamanı olmadan iş görme.Zarar edersin.
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
Sakal ve carşaf bu devirde fitnedir.diye bir ifade yoktur.Sakal,çarşaf,şalvar, çübbe, sarık gibi, bunları adet olmayan yerde giymek dedi kodu çıkmasına sebeb olabilir.(bu böyle olursa müslümanlar günah işlemiş olur,yani gıybet günahı,Günah işlenmesine sebeb olmak bir fitnedir.)

Ülkemizde çarşaf giyen hanımlar, sakal bırakıp cübbe ve şalvar giyen erkekler fitneye mi sebep oluyor? Ülkemiz bunların adet olarak giyilmediği yer ya?
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Numana bir tutam sakal birde cübbe,birde şalvar
yetmez birde sarık yakışmazmı.?
Yakıştı be,yakıştı be
Yakıştı da böyle siyaset yapabilirmi.?Hadi yaptı oylarıda kapıştı
Başbakanlık yapabilirmi.
Yok yok hapsi boylar.
Keşke yapsa ama yaptırmazlar.Yaparım derse ihtilal olur.Bir kaç bin gişi idam olur.Camiler kapatılır.Ezan durur.
Gördünmü bu güzel şeyler nasıl fitneye sebeb oldu.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Mesela Fatihte adet orada giyelebilir.
Ama mecliste afet olur.
 
Üst