dilhuba
Profesör
- Katılım
- 27 Eki 2006
- Mesajlar
- 2,630
- Tepkime puanı
- 20
- Puanları
- 0
- Konum
- Manisa
- Web sitesi
- mustafababuroglu.sitemynet.com
Birgün Şeyh Bahaeddin Nakşibend Hazretlerine müridleri pişirilmiş balık ikram ettiler. Nakşibendî Hazretleri gelen balığı hazır olan müridleri ile oturup yemeye başladı. Fakat içlerinden birisi Hazreti Şeyhin davetine «oruçluyum,» diyerek icabet etmiyordu.
Nakşibendî Hazretleri:
— Gel bizimle sen de ye, sana Ramazan günlerinde tutulmuş, bir gün oruç sevabı vereyim, diye ne kadar ısrar ettiyse de mürid yine söz dinlemedi. Bunun üzerine Hace Hazretleri:
— Bu adam Cenab-ı Hak'tan uzaktır. Siz de bu adamı terkediniz, diye müridlerine emir verdi. O zamana kadar son derece zahit ve abit bir zat olan bu adam bundan sonra yavaş yavaş sohbeti, derken rabıtayı ve (Allah korusun) daha ilerde namazı - bırakıp bir bînamaz olarak ölüp gitti.
Kamil mürşidler kalbi fani sevgi ve sevgililerden çözüp, ebedi sevgiliye Yüce Mevla'ya bağlarlar.Yeter ki mürid, kalbini onların eline bırakıp teslim etsin...
Nakşibendî Hazretleri:
— Gel bizimle sen de ye, sana Ramazan günlerinde tutulmuş, bir gün oruç sevabı vereyim, diye ne kadar ısrar ettiyse de mürid yine söz dinlemedi. Bunun üzerine Hace Hazretleri:
— Bu adam Cenab-ı Hak'tan uzaktır. Siz de bu adamı terkediniz, diye müridlerine emir verdi. O zamana kadar son derece zahit ve abit bir zat olan bu adam bundan sonra yavaş yavaş sohbeti, derken rabıtayı ve (Allah korusun) daha ilerde namazı - bırakıp bir bînamaz olarak ölüp gitti.
Kamil mürşidler kalbi fani sevgi ve sevgililerden çözüp, ebedi sevgiliye Yüce Mevla'ya bağlarlar.Yeter ki mürid, kalbini onların eline bırakıp teslim etsin...