Mürşide teslim olmayanın sonu...!

gercek_musluman

Doçent
Katılım
13 Ara 2007
Mesajlar
554
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Ve Aleykümselam kardeşim.Yanlız konulardan selam verilmiyor.Selam için,(foruma girip çıkarken selam verelim) konusundan selam vercen.
 

mahmud enes

Doçent
Katılım
24 Nis 2010
Mesajlar
708
Tepkime puanı
42
Puanları
0
Birgün Şeyh Bahaeddin Nakşibend Hazretlerine müridleri pişirilmiş balık ikram ettiler. Nakşibendî Hazretleri gelen balığı hazır olan müridleri ile oturup yemeye başladı. Fakat içlerinden birisi Hazreti Şeyhin davetine «oruçluyum,» diyerek icabet etmiyordu.

Nakşibendî Hazretleri:

— Gel bizimle sen de ye, sana Ramazan günlerinde tutulmuş, bir gün oruç sevabı vereyim, diye ne kadar ısrar ettiyse de mürid yine söz dinlemedi. Bunun üzerine Hace Hazretleri:

— Bu adam Cenab-ı Hak'tan uzaktır. Siz de bu adamı terkediniz, diye müridlerine emir verdi. O zamana kadar son derece zahit ve abit bir zat olan bu adam bundan sonra yavaş yavaş sohbeti, derken rabıtayı ve (Allah korusun) daha ilerde namazı - bırakıp bir bînamaz olarak ölüp gitti.



Kamil mürşidler kalbi fani sevgi ve sevgililerden çözüp, ebedi sevgiliye Yüce Mevla'ya bağlarlar.Yeter ki mürid, kalbini onların eline bırakıp teslim etsin...

bu tür yaptıgınız alıntıları ve yazıları kaynak vererek yaparsanız şayet daha sağlıklı olur. kaynak olmadıgı için bir şey diyemiyeceğim. mürşide teslim elbet çok mühimdir ama orucunu bozdurmasına bir şey diyemiyorum kaynağa bakmamız gerekir.
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,077
Tepkime puanı
1,417
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Birgün Şeyh Bahaeddin Nakşibend Hazretlerine müridleri pişirilmiş balık ikram ettiler. Nakşibendî Hazretleri gelen balığı hazır olan müridleri ile oturup yemeye başladı. Fakat içlerinden birisi Hazreti Şeyhin davetine «oruçluyum,» diyerek icabet etmiyordu.

Nakşibendî Hazretleri:

— Gel bizimle sen de ye, sana Ramazan günlerinde tutulmuş, bir gün oruç sevabı vereyim, diye ne kadar ısrar ettiyse de mürid yine söz dinlemedi. Bunun üzerine Hace Hazretleri:

— Bu adam Cenab-ı Hak'tan uzaktır. Siz de bu adamı terkediniz, diye müridlerine emir verdi. O zamana kadar son derece zahit ve abit bir zat olan bu adam bundan sonra yavaş yavaş sohbeti, derken rabıtayı ve (Allah korusun) daha ilerde namazı - bırakıp bir bînamaz olarak ölüp gitti.



Kamil mürşidler kalbi fani sevgi ve sevgililerden çözüp, ebedi sevgiliye Yüce Mevla'ya bağlarlar.Yeter ki mürid, kalbini onların eline bırakıp teslim etsin...

Hiçbir mürşid-i kâmil böyle bir tutum izlemez.. İnsanları rehber insanlara yönlendirmek için dahi olsa böyle hikayeler uydurmak büyük vebaldir. Kaynak dahi gösterilse Şah-ı Nakşibend Bahaeddin Buhari Hazretleri (k.s.) ve diğer Ehlullah'ın (rahmetullahi aleyhim ecmaîn) bizzat kendi sözleriyle yalan olduğu anlaşılır.. Kur'an ve sünnete aykırı en ufak bir davranışta bulunmamayı şiar edinen büyükler hakkında bu tür ithamlarda bulunmak yanlıştır ki bunun te'vil edilebilecek bir tarafı da yok. Hiçbir mürşid-i kâmil çıkıp da Hıristiyanların cennet tapusu vereyim demesi gibi sana şu kadar sevap vereyim gibi bir ifade kullanmaz..Âgâh olmak lazım. Allah (c.c.) muhafaza kitapların arasına sıkıştırılan bu tür hikayelerle itikadımıza halel gelir ve maazallah ebedi bir azaba dûçar oluruz.. Hidayete tâbii olanlara selam olsun..
 

semnun

Asistan
Katılım
24 Ağu 2007
Mesajlar
354
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Hiç bir Evliya

Hiç bir veli

Hiç bir şeyh

Hiç bir Hoca

vs vs Hiç bir müride bırakın bir sevabı çeyrek bir sevap dahi veremez.

Sevap Ancak ve ancak Alemlerin rabbi tarafından melekleri aracalığı ile verilir.

Günaha giriyorsunuz... !! Sakınmazmısınız ? !!

Uydurma hikayelerle kıssalarla kendimizi avutmayalım.. Yoksa öyle bir anda

Bocalar dururuzda sözümüz dinlenmez özrümüz kabul görmez olur.
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Temel kaynaklar (Kur'an ,Hadis-i şerifler, ve bunların öncülüğü ve kontolündeki eserler) bu tip bozulmaların ilacıdır.
Bir süzgeç olmazsa bu tip hatalar çoğu zaman yapılır.

BAŞLIK: Mürşide teslim olmayanın sonu.

Anlatılan hikayeden ayrı düşünürsek; Şu dünyada mürşide (tarikat anlamında) bağlı olmayan nice mümin, muvahhid kimseler var. Onlar başlarına bir şey gelmeden yaşayabiliyor ve dinlerini yaşıyorlarsa, tartışmaya gerek yok derim. Ayrıca konunun bu başlıkla açılması biraz kışkırtıcı. Arkadaşın niyetini bilemem tabi. Ben yanlış anlıyorsam özür dilerim.
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Sevap Ancak ve ancak Alemlerin rabbi tarafından melekleri aracalığı ile verilir.

"Melekler aracılığıyla" nasıl oluyor ya HU?

BAŞLIK: Mürşide teslim olmayanın sonu.

Anlatılan hikayeden ayrı düşünürsek; Şu dünyada mürşide (tarikat anlamında) bağlı olmayan nice mümin, muvahhid kimseler var. Onlar başlarına bir şey gelmeden yaşayabiliyor ve dinlerini yaşıyorlarsa, tartışmaya gerek yok derim. Ayrıca konunun bu başlıkla açılması biraz kışkırtıcı. Arkadaşın niyetini bilemem tabi. Ben yanlış anlıyorsam özür dilerim.

Kıssada anlatılan "Mürşid teslim olmayan kişi" den kasıt tarikatlı olmayan değil, tarikata gelip te şeyhin sözünü dinlemeyen kişi manasında
 

semnun

Asistan
Katılım
24 Ağu 2007
Mesajlar
354
Tepkime puanı
10
Puanları
0
"Melekler aracılığıyla" nasıl oluyor ya HU?


Sana Rızkı veren kimdir ? Elbette Allah.

Peki Allah rızkı sana nasıl ulaştırır ? Kendisimi verir ? Hayır.

Onu sana ulaştırmakla görevli olan melek vardır.
Bilmem anlatabildimmi ?

selametle
 

semnun

Asistan
Katılım
24 Ağu 2007
Mesajlar
354
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Hamd Alemlerin RABBİNE Salaat u selam Peygambere ashabına ve ehl-i beytine olsun
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Sen kendi kendinle çelişiyorsun...

Bir kere SEVAP = NİMET (Rızk) değildir.

Ona kalırsan günahkarında, Sevabı olmayanın da, ateistin de rızkı Allah CC dan.

Allah CC rızkı (nimetlerini) melekleri ile dağıtmaz. İsterse direk verir, isterse Kulları ile dağıtır. Bu manada melek de işin içine girer, insan da cin de... Hepimiz Allah CC ın kuluyuz.

Bu şekilde düşünürsen, yani SEVAP = RIZK diye düşünürsen kıssada anlatılan cümle (eğer tam bu şekilde ise) yanlış değil, yerden göğe kadar doğru olur ki HAŞA ŞAH-I MUHAMMED NAKŞİBEND KS gibi bir pir yanlış şey söylesin.

Şah-ı Muhammed KS ın yukarıdaki "sana sevap vereyim" sözü himmetimle, teveccühü nazarımla sevap kazanmana vesile olayım manasında da olabilir. ki bu durumda dolaylı olarak sevap Hz. Pir KS tarafından verilmiş olur.

Ki zannımca Hz. Pir KS ın bir teveccühü dünyadan da içindekilerden de daha değerlidir.

Onun KS dedikleri doğru, bizim anlayışımız yanlıştır.
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
Birgün Şeyh Bahaeddin Nakşibend Hazretlerine müridleri pişirilmiş balık ikram ettiler. Nakşibendî Hazretleri gelen balığı hazır olan müridleri ile oturup yemeye başladı. Fakat içlerinden birisi Hazreti Şeyhin davetine «oruçluyum,» diyerek icabet etmiyordu.

Nakşibendî Hazretleri:

— Gel bizimle sen de ye, sana Ramazan günlerinde tutulmuş, bir gün oruç sevabı vereyim, diye ne kadar ısrar ettiyse de mürid yine söz dinlemedi. Bunun üzerine Hace Hazretleri:

— Bu adam Cenab-ı Hak'tan uzaktır. Siz de bu adamı terkediniz, diye müridlerine emir verdi. O zamana kadar son derece zahit ve abit bir zat olan bu adam bundan sonra yavaş yavaş sohbeti, derken rabıtayı ve (Allah korusun) daha ilerde namazı - bırakıp bir bînamaz olarak ölüp gitti.



Kamil mürşidler kalbi fani sevgi ve sevgililerden çözüp, ebedi sevgiliye Yüce Mevla'ya bağlarlar.Yeter ki mürid, kalbini onların eline bırakıp teslim etsin...


Kur'an-ı Kerim'de; "Biz insana anne ve babasını tavsiye ettik. Onun annesi, kendisini zaaf üstüne zaaf ile (karnında) taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl (sürmüştür). 'Bana, anne ve babana şükret. Dönüşün ancak banadır' (dedik) Bununla beraber onlar, bilmediğin bir şeyi, bana ortak koşman (müşrik olman) için seni zorlarlarsa, onlara itaat etme. Ama onlarla dünyada iyi geçin. Bana dönenlerin (Müslümanların) yoluna uy. Nihayet dönüşünüz ancak banadır. O vakit (Hesap gününde) ben size ne yapıyordunuz haber veririm" (Lokman Suresi: 14-15 )

hükmü beyan buyurulmuştur. İmam-ı Kurtubi, "Anne ve babaya, maruf olan hususlarda itaat etmek vaciptir. Günah işlemek, şirk koşmak veya farzlardan birisini terk etmek hususunda herhangi bir emir verirlerse, itaat edilmez"(3)

MÜMTEHİNE 12:
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar biat için gelirlerse, sana; Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında iftira uydurup getirmemeleri, marufta sana karşı gelmemeleri hususunda biat etsinler. Sen de onların biatlarını al. Ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.


Ayetlerde de görüldüğü üzere Peygambere bile itaatte maruf şartı vardır.
Yine kendisinden sonra şükredilmesini emrettiği ana babasına bile günahda itaatı yasaklamışken şeyhe günahda itaat ne demek?


Allah rızası amaçlanılarak niyetlenilen orucu şeyhin rızasını kazanmak için bozmak ne demek?
Şeyhin rızasını Allahın rızasına tercih eden mükafatını da şeyhten beklesin.
Zaten hikayede de şeyh sevap vereceğini iddia ediyor.Bu düpe düz kendisini yaratanı bırakıp kendi gibi birini ilah edinmek demektir.
Şeyhin sözleri de ilahlık iddiasında bulunmaktır.
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com

Allah rızası amaçlanılarak niyetlenilen orucu şeyhin rızasını kazanmak için bozmak ne demek?
Bu farz oruç değil; nafile oruç

Âişe Radiyallâhu Anhâ anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem bir gün bana:
“Yanında (yiyecek) bir şey var mı?” diye sordu.
“Hayır!” demem üzerine:
“Ben oruç tutacağım!” buyurdu.
Yanımdan çıkınca bize bir hediye geldi (veya bize bir grup misafir geldi). Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem eve geri dönünce:
“Ey Allah’ın Resulü bize bir hediye geldi (veya bize ziyaretçiler geldi) sana yiyecek bir şey hazırladım!” dedim.
“Nedir o?” diye sordu.
Ben, “Hays (un, yağ, hurmadan yapılan bir yemek)” dedim.
“Getir onu!” buyurdu.
Ben de getirdim. Sallallâhu Aleyhi Vesellem onu yedi, sonra:
“Oruçlu olarak sabahlamıştım” buyurdu.
Mücâhid Rahimehullah der ki:
“Bu, malından sadaka çıkaran (veren) adam gibidir. O isterse çıkardığı sadakayı verir, isterse vermekten vazgeçer.
(Müslim, Sıyâm: 169; Nesâi, Savm: 67; Tirmizî, Savm: 35; Ebu Dâvud, Savm: 72)

Kaynak: http://www.sorularlaislamiyet.com/article/9751/nafile-orucu-bozmak-ve-tutmak.html
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0


MÜMTEHİNE 12:
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar biat için gelirlerse, sana; Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında iftira uydurup getirmemeleri, marufta sana karşı gelmemeleri hususunda biat etsinler. Sen de onların biatlarını al. Ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.


Ayetlerde de görüldüğü üzere Peygambere bile itaatte maruf şartı vardır.


Bizim Agust yine şaşırmış, Resulullah(sav)'a bile münkerlik izafe ediyor..Yani Agusta göre, Resulullah(sav) -haşa münker bir iş yaptırabilir, siz uyanık olun aldanmayın diyor aklı sıra Agust :)

Aslanlara,kaplanlara bile güvenen "acaba bunlarınki marufmu " demeyen agust, şimdide işi Resulullah(sav)'a münkerlik izafe etme saygısızlığını gösteriyor..insan ne hale gelebiliyor işte..


"Hayır öyle değil; Rabbine andolsun, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiç bir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar." (Nisa Suresi, 65)
 

co.

Profesör
Katılım
25 Ara 2010
Mesajlar
959
Tepkime puanı
12
Puanları
0
"Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik." (Nisa / 80)

"(Ey Muhammed! Onlara) Deki: “Allah’ı seviyorsanız, bana tabi olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın..."(Al-i İmran / 31)
 

Ayaz594

Doçent
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
568
Tepkime puanı
66
Puanları
28
Birgün Şeyh Bahaeddin Nakşibend Hazretlerine müridleri pişirilmiş balık ikram ettiler. Nakşibendî Hazretleri gelen balığı hazır olan müridleri ile oturup yemeye başladı. Fakat içlerinden birisi Hazreti Şeyhin davetine «oruçluyum,» diyerek icabet etmiyordu.

Nakşibendî Hazretleri:

— Gel bizimle sen de ye, sana Ramazan günlerinde tutulmuş, bir gün oruç sevabı vereyim, diye ne kadar ısrar ettiyse de mürid yine söz dinlemedi. Bunun üzerine Hace Hazretleri:

Bu adam Cenab-ı Hak'tan uzaktır. Siz de bu adamı terkediniz, diye müridlerine emir verdi. O zamana kadar son derece zahit ve abit bir zat olan bu adam bundan sonra yavaş yavaş sohbeti, derken rabıtayı ve (Allah korusun) daha ilerde namazı - bırakıp bir bînamaz olarak ölüp gitti.



Kamil mürşidler kalbi fani sevgi ve sevgililerden çözüp, ebedi sevgiliye Yüce Mevla'ya bağlarlar.Yeter ki mürid, kalbini onların eline bırakıp teslim etsin...

miğdemi bulandırıyorsunuz. ne demek şimdi bu? nafile oruç bozulursa kazası vacip olur. (nafile oruç bozulur diyen zat' a; Allah'a oruç tutacağına dair söz vermiş oluyorsun, sözden caymak varmı dinde) orucu bozmaya ısrar ne? sevap verme yetkisini nerden bulmuş, o Allah mı yoksa? orucu bozmadı diye dışlamakta ne, birde komik olan orucu bozmadığı için dinin buyruklarından soğuduğı gibi bi hava telkin edilmiş, adamı dışlarsanız elbette sohpettende soğur, dindende. yazık...
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0


miğdemi bulandırıyorsunuz. ne demek şimdi bu? nafile oruç bozulursa kazası vacip olur. (nafile oruç bozulur diyen zat' a; Allah'a oruç tutacağına dair söz vermiş oluyorsun, sözden caymak varmı dinde) orucu bozmaya ısrar ne? sevap verme yetkisini nerden bulmuş, o Allah mı yoksa? orucu bozmadı diye dışlamakta ne, birde komik olan orucu bozmadığı için dinin buyruklarından soğuduğı gibi bi hava telkin edilmiş, adamı dışlarsanız elbette sohpettende soğur, dindende. yazık...

Maşallah biraz mantık yürüterek birkaç cümlede nafile oruç meselesini halletmişsiniz.. Keşke biraz düşünüp yazsak.

"nafile oruç bozulur diyen zat' a; Allah'a oruç tutacağına dair söz vermiş oluyorsun, sözden caymak varmı dinde" sorunuzdaki zat'ın içine Peygamber Efendimiz (s.a.v) de giriyor olmasın sakın?

Prof. Dr. Hamdi Döndüren'den :

Farz oruç dışında nâfile oruç sebebiyle davetten geri kalmamak gerekir. Orucunu bozmak, davet sahibi sevindirecekse, kardeşinin ikramını yemekten elde edeceği sevap nâfile orucun sevabından daha üstündür. Bu orucu başka bir günde kaza eder. Hadîs-i şeriflerde nâfile oruç için böyle bir kolaylık yer almıştır (bk. Müslim, K. 13, H. 169, 170, K. 16, H. 106; Ebû Dâvud, K. 14, B. 72, 73, 75, 76; Tirmizi, K. 6, B. 34, 35, 36, 70; Nesaî, K. 22, B. 67; İbn Mâce, K. 7, B. 26, 47, 54).

Kaynak

Nafile orucu bozma hakkındaki hadisler:

1)

Ümmü Hani (Radiyallahu Anha) dedi ki:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanına girdiğini ve içecek bir şey istediğini söyledi. Sonra Ümmü Hani (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ondan içti ve bana verdi, ben de içtim ve:

−Ya Rasulallah, ben oruçlu idim dedim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−‘Nafile orucu tutan kimse kendi nefsinin emiridir. Dilerse oruç tutar, dilerse iftar eder’ buyurdu.

Tirmizi (728) Darekutni (2/175) Hakim (1599) Beyhaki (8349) Albânî (4/135-136 İrva)

[ Şafii mezhebine göre de nafile orucu bozan dilerse kaza eder, dilerse etmez. (Ömer Nasuhi Bilmen ilmihali) ]

2)
İbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Şu (düğün dernek ziyafetine yapılan) davete çağrıldığınızda icabet ediniz." Nitekim İbn Ömer, oruçlu olduğu halde düğün veya başka bir ziyafete çağrıldığında herhalde icabet ederdi... (Buharı/nikâh: 74- Müslim/nikâh: 99, 104-Tirmizî/nikâh: 12-Ahmed: 2/68,127)

3)
Arkadaşın senin için bu kadar külfete girdiği halde, sen hâlâ "oruçluyum" diye ısrar ediyorsun. Şimdi ye, sonra yerine bir gün tutarsın. (Dare Kutni)
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Oradaki ifade elbette yanlış.. "Kendi sevabımdan sana 1 günlük oruç sevabı bağışlayayım" demesi daha uygun..

ya hirahos kardeş git allahın aşkına.sen daha iyi biliyorsun değilmi nekşibendi hazretlerinden?
yada keşke nakşibendi hazretleri sana danışsaymış nasıl ifade edeceğini?
hirahos kardeş bildiğim kadarıyla sen üstelik ehli tarik bir kardeşimizsin.şimdi merak ettim sen hangi tarikata bağlısın.gerçekten şu cümlelerinden sonra merak ettim.inşallah bu ifadenden sonra (nakşibend hazretlerine tavsiye buyurduktan sonra) birde nakşibendi tarikatının şu kolundanım demezsin.
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
"Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik." (Nisa / 80)

"(Ey Muhammed! Onlara) Deki: “Allah’ı seviyorsanız, bana tabi olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın..."(Al-i İmran / 31)

Elbetteki Resulullaha itaat edeceğiz.
Mümtehine 12 de Yüce rabbimiz itaatta maruf şartını en üst düzeyde şart olarak koşuyor.Bu ayetten haşa peygamber size münker şeyleri emredebilir dikkat edin ,münkerde itaat etmeyin maruf olan emirlerine itaat edin gibi anlamak ancak 07 plakalı arkadaşa mahsus bir marifet olsa gerek.
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0


Elbetteki Resulullaha itaat edeceğiz.
Mümtehine 12 de Yüce rabbimiz itaatta maruf şartını en üst düzeyde şart olarak koşuyor.Bu ayetten haşa peygamber size münker şeyleri emredebilir dikkat edin ,münkerde itaat etmeyin maruf olan emirlerine itaat edin gibi anlamak ancak 07 plakalı arkadaşa mahsus bir marifet olsa gerek.

Agust o şartı söyleyen sensin :) "Ayetlerde de görüldüğü üzere Peygambere bile itaatte maruf şartı vardır."demişsin

Bu ne demek, bu şart yerine gelmezse itaat edilmez demişsin açık açık..

Halbuki aslanlara helal-haram sorarken sorgusuz sualsiz itaat etmeyi kendine görev biliyorsun..millete de " ben böyle yapıyorum siz de böyle yapın" diyorsun ,şaşkın seni :)
 
Üst