Mürselat Suresi'nde Laboratuvarda İnsan Oluşturma

ŞAKİROĞLU

Asistan
Katılım
16 Nis 2013
Mesajlar
375
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
73
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
www.hikayeler.net
Mürselat Suresi'nin 20'nci ayetinde ilginç bir konu başlıyor. Konu, ilk duyulduğunda ya da okunduğunda Mekke toplumunu muhatap alıyor görünüyor. Aradan yüzyıllar geçtiği halde, Kur'an'a ilgi duyulduğuna göre, her ilgilenen kişi veya toplum kendini o konuya muhatap etmiş olur.
Konuya bakalım:

''Elem nahlukküm min mâin mehînin''; ''Fe cealnâhü fî kararin mekînin''; ''İlâ kaderin mâlûmin'': ''Fe kadernâ... Fe nime'l-kâdirûn'' (Mürselat: 20-23)

Birinci cümlede ''küm'' (siz) zamiri var. 'Main mehinin' şeklinde sıfat tamlaması var. ''nahluk'' (Yaptık/meydana getirdik) fiili var.

'Siz' (küm) zamiri, Hz. Muhammed'in toplumundaki ona tabi olanları belirttiği gibi, onun içinde bulunduğu toplumu da belirtir. 'Sizi' diyerek onların yok iken, nasıl var olduklarını hatırlatır.

Hatırladıkları, dünyaya gelişlerinin 'main mehinin' denen sıvıdan oluştuklarıdır.

'Mai'; akıcı nesnedir...

Akıcı nesne su olabilir; başka şey de olabilir. Mesela süt ve pekmez akıcıdır.

'Main mehinin' kelimesi, çok az mayi demektir. Ayette konu edilen erkeğin dölüdür.

Anlaşılan şu: 'Main mehinin' denen az mayinin yani erkek dölünün, insan denen canlının oluşması için, 'kararin mekinin' denen yere konması uygun görülmüş.

İkinci cümledeki ''Kararin mekinin'' denen yer, -ilk akla gelen- kadınların rahminin içidir.

Bu ifade o zamanda böyle anlaşılmıştır. Günümüzde de genel olarak böyle anlaşılıyor. Gerek cinsen, gerek 'tüp bebek' adı altında tıbben.

'Mekin' ve 'karar' kelimeleri, tenvin aldıklarından belirsizliği gösteriyorlar. Yani, hangi erkeğin dölünün hangi kadının rahmine konacağı belirsiz.

İlerideki her zamanın, her yüzyılın insanları muhatap alındığında da 'kararin mekinin' denen yer, daha başka anlam alabilir.

Üçüncü cümlede ''İlâ kaderin mâlûmin'' kelimesi, kararin mekinin içindeki daha derin konuyu, o konu içindeki sırrı işaret ediyor.

Dördüncü cümledeki ''Kader'' sözcüğü, bir şeyin mikdarıdır; sayısıdır; hüküm oluşturma gücüdür.

Cinsel birleşme ile kadının rahmine giren erkek dölü, yani o az mayi, 20 milyon adetten fazla canlı sperm içerir. Bu 20 milyon spermden sadece bir tanesi, bir insan oluşmasında rol oynar. Diğerleri ölür gider.

Sperm sayısı 20 milyon adetten az döl, kadın rahminde insan oluşmasına imkan vermiyor. O zaman tıp devreye giriyor, insan oluşturma ameliyesi laboratuvar ortamında denenmeye başlanıyor.

'Kaderin malumin', döl içindeki işe yarayacak sperm sayısının bilinmesidir.

Kur'an gelecekteki her asra hitap ediyor.

'Sizi' zamiri ile her asrın insanlarının muhatap alındığını düşünürsek, 21'nci yüzyılda veya daha ileri yüzyıllarda, insanların, az döl sıvısı ile, (kadınların rahimleri dışında) uygun yerde, çoklu olarak var edilecekleri anlamını çıkarırız.

Ne zaman?..

1940'lı yıllarda, Almanların, rahim dışında canlı oluşturma deneyi yaptıklarını bir yerde okumuştum.

''Nahlukküm min mâin mehînin'' cümlesi, H.1077 / M.1666 tarihini gösteriyor. . Bu, 17'nci yüzyılda embriyoloji ilminin başladığının işaretidir.

''Fe cealnâhü fî kararin mekînin; İlâ kaderin mâlûmin'' ifadesinin ebced değeri ise, (tenvinsiz) 1481 ediyor. Kırk yıl sonra kadın rahimlerinin dışında toplu insan oluşturulmasının ilk haberleri duyulmaya başlanır.

İbrahim Faik Bayav / ŞAKİROĞLU
(05.11.2019 08:00)
 
Üst