Muhalefet Travma Yaşıyor

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Muhalefet partilerinin hepsi birden ‘travma yaşıyor.’

CHP-BDP ittifakı dahil bütün güncel tartışmaları, aslında muhalefetin referandum sonrası yaşadığı büyük sancının sonuçları olarak görmek lazım.

*** CHP, vesayet rejimi hızla gerilediği için travma yaşıyor.

*** MHP, terörün yükselişe geçtiği dönemlerde o iklimden beslenen bir parti olmaya kendisini mahkum ettiği için, derin bir moral bozukluğu içinde bocalayıp duruyor.

*** BDP ise, hem son bir yılda yaptığı ‘hayati nitelikte hatalar nedeniyle’ kürt seçmen nezdinde kredi kaybettiği için, hem de kürt sorunu çözüm evresine girdiği için sıkıntıda.

Bütün bunların hepsini topladığınız zaman da, Türkiye’deki ‘tarz-muhalefet’ sorununun sonuçlarını görüyorsunuz aslında.

Türkiye’de hep, Hüseyin Çelik’in dediği gibi ‘komşumun evi yansa da ben de yumurtamı pişirsem’ mantığıyla hareket eden bir muhalefet gördük.

Yani, ‘her ne pahasına olursa olsun, isterse ülkede yangın çıksın, yeter ki bu iktidar gitsin yerine ben geleyim’ diye düşünen bir muhalefet anlayışı.

CHP’nin anamuhalefetteki 8 yıllık geçmişine, özellikle son 5 yılına baktığınız zaman, bunu görürsünüz.

Kılıçdaroğlu’nun bugün yaptığı da iktidara gelmek için her yolu meşru gören bir anlayıştan öteye gitmiyor.

MHP, terörün yükselişiyle oy devşirmek isteyen, açılım politikasıyla mesafe almaya çalışan hükümeti ‘vatan haini’ ilen eden bir parti olarak bu tarife uygun bir çizgi izledi.

BDP ise, kürt sorununun çözümünden değil, devamından beslenen bir parti gibi davrandı.

(Açılım sürecinin en kritik evresinde Emine Ayna’nın kahkahalar atarak “açılım bitti, bitti!” dediğini hatırladınız mı)

Sonunda bu ilkesizlik, referandum sürecinde duvara çarpıp bu partilerin kucağına düştü.

Hepsi birden fark etti ki, sadece kötüleyerek, sadece negatif bir dil kullanarak gidilecek bir yer yok.:clap2:

Ekim 2008’de, yani küresel krizin patlak verdiği ilk aylarda bir uçak yolculuğu , arka koltukta yolculuk eden bir muhalefet partisinin mensupları, (ismini vermeyeceğim, siz anlayın) ön koltukta bir iktidar partisi ileri geleni olduğundan habersiz şekilde birbirleriyle konuşuyorlardı.

Konuşmanın konusu, Ak Parti hükümetinin gidişatıyla ilgiliydi.
Belli ki krizin patlamasıyla ‘hükümetin gidici’ olduğuna dair bir umut belirmişti.

Ve kriz, onları bu yönüyle sevindirmişti.!
Bir tanesi yanındakine dönüp aynen şöyle dedi.

“Elhamdülillah ekonomi de kötüye gidiyor!”

Bu belki gayr-ı ihtiyari söylenmiş bir sözdü.

Ama bir yere kadar muhalefet partilerinin ortak hissiyatını da yansıtmıyor mu?

mehmet acet
 

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
Ve kriz, onları bu yönüyle sevindirmişti.!
Bir tanesi yanındakine dönüp aynen şöyle dedi.

“Elhamdülillah ekonomi de kötüye gidiyor!”

Bu belki gayr-ı ihtiyari söylenmiş bir sözdü.

Ama bir yere kadar muhalefet partilerinin ortak hissiyatını da yansıtmıyor mu?

mehmet acet


Can alıcı bir noktaya temas etmiş...
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
AĞIR YÜK FITIK YAPAr

Başörtüsü meselesi…Kürt sorunu…Askeri vesayet…

Lafı dolandırmadan hemen söyleyeyim. CHP bu üç meseleyle ilgili net ve samimi davranmadıkça, Türkiye’nin önündeki köklü sorunlara çözüm aramadıkça ne iktidara alternatif olabilir, ne de değişebilir.

Her biri, birer “turnusol kağıdı” gibi, ana muhalefet partisinin “demokratik sol” söylemini ne kadar içselleştirdiğinin testi olacak. Umarım yeni CHP, kritik sınavları verir de Türkiye gerçek bir sola kavuşur.

Ancak ne yazık ki, ana muhalefet bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı beni. Tam da çevremdekilere “Kılıçdaroğlu’nu desteklemek lazım.

Gerilim siyasetini partinin ana gündemi haline getiren Baykal zihniyetini mi tercih edersiniz, yoksa kronik sorunları çözmek isteyen, altı okun derin bağlantılarıyla yollarını ayırmaya çalışan, kimi zaman şımarıklaşan iktidara doğru muhalefet ederek Türkiye’nin gerçek gündemine eğilen bir CHP’yi mi?” diye sorduğum sırada partinin ikinci Kemal’i ve Hamzaçebilerden Akif karşımdakileri haklı çıkardı.

Balyozcu 3 generalin görevden alınması ile ilgili CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol “Bu da sivil darbedir” dedi, partinin bir diğer Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de bakanların yetkisini kullanmasını “hukuksuzluk” olarak nitelendirdi.

Allah aşkına haklarında çok ciddi iddialar bulunan generaller görevden alınmayacak da, ne yapılacaktı?
Bu ülkede paşalara neden dokunulamıyor?

Neden karşılığında para almadan canlarını bu vatan için feda edenler, cesetleri param parça olanlar arkalarındakileri gözü yaşlı bırakıp göçerken, üstüne “o mayını biz döşedik” itirafında bulunan Hakkari’deki tümgeneral hesap bile vermiyor? Neden?

İşte o paşaları, ne yazık ki ana muhalefet sahipleniyor. MHP’nin de ondan aşağı kalır bir tarafı yok, gerçi.

Değişmiyor, değişemiyor bu CHP, dostlar. Hep sınıfta kalıyor. Tüm kalbimle bir kez daha söylüyorum ki; güçlü bir ana muhalefete, Türkiye’nin köklü sorunlarına çözüm arayan gerçek bir sosyal demokrat partiye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Ama bu CHP, beni değil “Ergenekon, altı oku makyajlayıp piyasaya sürdü” diyenleri haklı çıkarıyor.
Her şeye rağmen ufukta küçük ışık huzmeleri görmüyor değilim.

Benden söylemesi… Sayın Kılıçdaroğlu, fıtıklarınızdan sonsuza dek kurtulmayı istiyorsanız, paşaları sırtınızda taşımaktan artık vazgeçin… Hamallıktan zevk alan yöneticilerinizi de n’olur değiştirin…:glm

osman yılmaz
 
Üst