Muhabbet Hırsızı...

Katılım
22 Ocak 2007
Mesajlar
1,433
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ankara
Televizyonunuz olmasa kanepenizi nereye koyardınız? Evde bir TV’niz olmasa bu akşam ne yapardınız? Eşinizle, çocuklarınızla neyin muhabbetini yapardınız TV olmasaydı? Sabah işe gittiğinizde arkadaşlarınızla ne konuşurdunuz? Öğleyin yemekte izlediğiniz dizileri anlatmak yerine, neyi sohbet konusu ederdiniz? Akşam için ayarladığınız randevularınızı, maçlarınız ve dizileriniz olmasa neye göre ayarlardınız?
Bu soruları uzatmak mümkün. Ama televizyona gömdüğümüz zamanları kurtarmamız artık imkansız. İtiraf edelim “o” son yıllarda evlerimizin tek başına iktidarı. Eşyalarımızın konumunu belirliyor, dost muhabbetlerinin konusunu saptıyor, okuldan gelen çocuklarımıza dadılık yapıyor, randevu defterimizi ayarlıyor ve en önemlisi kültürümüzü baştan tanımlıyor.
Cemil Meriç, “Televizyon, aylak, şuuru iğdiş edilmiş, hiçbir zaman okumak ve düşünmek alışkanlığı kazanmamış sokaktaki adam için icat edilmiş bir nevi afyondur. Bu korkunç tiryakilik, kurbanını batılılaştırmaz, batırır. Arada bir kabak çekirdeği nevinden bilgi kırıntıları, bu fikir temelinin aldatıcı tesellisidir” diyor.
Günümüzde bilim adamları da sigara, alkol, uyuşturucu bağımlılığıyla bir tutuyor televizyon bağımlılığını. Hatta daha tehlikeli bir uyuşturucu olduğunu düşünenler de var. Kaçımız bir futbol maçını veya bir diziyi izlerken elektrik kesildiğinde ya da ekrandaki görüntü bozulduğunda sinirlenmiyoruz? İnsanlar aksiliklere sıkılır ama bu gerçekten de uyuşturucu alamayan madde bağımlılarını anımsatıyor.
Televizyon ve şiddet konusunda bir araştırma yapan Yale Üniversitesi Aile Televizyon Araştırma ve Danışma Merkezi yöneticisi Psikolog Prof. Dr. Jerom Singer’in TV için yaptığı şu yorum gerçekten durumumuzu çok iyi anlatıyor:
“Evinize geldiğinizde yabancı biriyle karşılaşıyorsunuz. Bu kişi çocuklarınıza kavga etmeyi, dayak atmayı, dövüşmeyi, cinselliği öğretiyor. Siz bu insana ne yaparsınız? Onu biraz da şiddet kullanarak evden atmaz mısınız? Fakat bütün bunları her gün, her saat yapan TV’nizi başköşenize yerleştiriyorsunuz.”
 

Amine1

Doçent
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
1,228
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Konum
UZAK DİYARLAR
Katiliyorum Gerçektende Bu Göründüğü Kadar Masum Olmayan Aracin Bizlere Zarari Her Geçen Gün Dahada Artiyor Saolun Paylaşiminiz Için Mevlam Razi Olsun :)
 

gülsev

Paylaşımcı
Katılım
15 Ocak 2007
Mesajlar
189
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
valla doğru ama hepimiz de onsuz yapamıyoz malesef
 

gülce

Paylaşımcı
Katılım
29 Kas 2006
Mesajlar
134
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
“Evinize geldiğinizde yabancı biriyle karşılaşıyorsunuz. Bu kişi çocuklarınıza kavga etmeyi, dayak atmayı, dövüşmeyi, cinselliği öğretiyor. Siz bu insana ne yaparsınız? Onu biraz da şiddet kullanarak evden atmaz mısınız? Fakat bütün bunları her gün, her saat yapan TV’nizi başköşenize yerleştiriyorsunuz.”

gerçektende yazılanların hepsi doğru televizyon seyretmek yerine sevdiğiniz insanla kitap okumak tartışmak muhabbet etmek ne kadar paylaşımcı ve zevkli olur değil mi?
 

mustafa63

Üye
Katılım
23 Kas 2006
Mesajlar
75
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Televizyon bizi hergün zehirliyor aheste aheste..
 

ozlem_tns

Doçent
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
586
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
ANKARA
bilgisayar daha kötü bence


bence tv kadar değil..herkeste bilgisayar yok ama tv var...daha yeni gazeterde şu haber vardı...



Hatice'nin ailesinin çağrısı: Kalksın bu diziler


Bir dizide gördüğü kendisini asan insanın dirildiği hurafe sahneyi canlandırmak isterken ölen 12 yaşındaki Hatice'nin ailesi isyan etti: Bu diziler kaldırılmalı



ŞANLIURFA/ANKARA - 'Kendini asan bir insanın yeniden dirilebileceği' iddiasındaki 'ilahi sırları' konu alan televizyon dizisinden etkilenerek, yerinden dirilmek üzere kendisi asan 12 yaşındaki Hatice Demir'in ailesi, 'kaldırın bu dizileri' çağrısında bulundu. TBMM Çocuklarda ve Gençlerde Şiddeti Araştırma Komisyonu da medyaya seslendi: "Bu örnek, yarın 10 olaya, bir süre sonra daha büyük toplumsal olaylara dönüşebilir. Çocuk ruh sağlığını koruyucu ve toplumun hassasiyetini gözetici yayın yapın."
Önceki gün kızları Hatice'yi toprağa veren Şanlıurfalı Zahide ve İbrahim Halil Demir çifti, ziyaretçi akınına uğrayan evlerinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. İbrahim Halil Demir şunları söyledi:
"Kızım, televizyondaki ölüm sahnesinden etkilenerek bu olayı hafızasına yerleştirmiş ve sahneyi odadaki kızlarla oynamaya karar vermiş. Küçük kızım Gülbahar onun ayağından tutmuş, sonra yastığın üzerine çıkıp boynuna eşarp bağlamış. Bu sırada ayağının kaymasıyla, pencere açılmış ve kızım rahmete kavuşmuş. Ölüm sahnelerinin yer aldığı diziler kötü örnek oluyor. Çocukları etkisi altına alıyor. Başka kimsenin ciğerinin yanmaması için böyle dizilerin kalkmasını istiyoruz."
TBMM Çocuklarda ve Gençlerde Şiddeti Araştırma Komisyonu Başkanı Halide İncekara da dün yaptığı yazılı açıklamada, medyadaki film, dizi ve benzeri programlarda şiddetin öğretici biçimde ve ayrıntılı yer almasının sakıncalarının Hatice Demir'in ölümüyle yaşandığını belirtti. Komisyonda dinledikleri medya mensupları ve bilim adamlarının açıklamaları ile kurum ve kuruluşların sunduğu rapor ve bilgileri hatırlatan İncekara şöyle devam etti:
"Televizyonda izledikleri cinli, büyücülü dizi ve filmlerin, her yaşta insanımızı, doğaüstü yollarla sorunlarını çözmek gibi bir kolaycılığa ittiği bilim adamlarının ortak düşüncesidir. Bunu eğlence, oyun olarak gören bir çocuk, olayı algılayamadığından gerçeklikle fantezi arasındaki farkı ayırt edememekte, Hatice Demir olayında olduğu gibi, vahim ve düşündürücü sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Komisyon olarak, bu konuda televizyonlara toplum hassasiyetlerine özen gösterilmediği, sadece izlenme oranlarının hesaba katıldığına dair defalarca uyarıda bulunduk."


'Çocuklar ölümü yetişkin gibi algılamaz'

Memorial Hastanesi uzmanlarından Pedagog Melda Alantar, çocukların ölüm olaylarını yetişkinler gibi algıyamayacağını belirterek şu bilgileri verdi:
"Çocuklarda soyut düşünce kavramı 11 yaşından itibaren başlıyor. Bu yaşlardaki çocuklar ölüm olayını yetişkinler gibi yorumlayamaz. Burada ortak bir sorumluluk vardır. Medya kuruluşları çocukları yanlış davranışlara itebilecek sahneleri programlardan, dizilerden veya filmlerden çıkartmalıdır. Çocukların izleyeceği saatlerde bu tür programların yer almaması sakıncalıdır."
 
Üst