Müctehid

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
MÜCTEHID

Ayet ve hadislere dayanarak hüküm cikaran Islam bilgini; Islamhukukcusu; alim, fakih.

Ictihad,sözlükte güc, takat ve caba anlamina gelen “cehd” kökünden“iftial” vezninde olup, bir$eyi elde etmek icin olanca gücünü harcamak demektir. Ayet ve hadislerden kiyas ve benzeri yollarla hüküm cikarma anlaminda mecazen kullanir. Ayet ve hadislerde hükümcikarma gücüne sahip olan fakih zata da “müctehid” denir(Zebidi, Tacu´l-Arus, II, 329; $afii, er-Risale, s. 477, el-Umm,VII, 275). Ictihad, ya $er´i delillerden hüküm cikarma $eklindeolur, ya da cikarilan bu hükümlerin toplum hayatina uygulanmasiyla ilgili bulunur. İslam hukukunda $er´i hükümler kesin delillereyani acik ayet ve hadislere veya icmaa dayaniyorsa ictihada gerekkalmaz.

Mecelle, bunu “Mevrid-i nas´da ictihada mesag yoktur”prensibiyle ifade etmi$tir (madde, 14). Ancak nasslarin sübutu veyadelaleti zanni olup, kesinlik ifade etmez veya ayet ve hadislerde cözümü bulunmayan meselelerle kar$ila$ilirsa, reyle (ictihad)hareket edilecegi, bizzat Hz. Peygamber tarafindan, Muaz b. Cebel´i Yemen´e vali olarak gönderirken aciklanmi$tir. Hz. Muhammed, Muaz´aYemen´de ne ile hükm edecegini sormu$; Muaz, “Allah´in Kitabi ile” cevabini vermi$tir. Hz. Peygamber (s.a.s) “Allah´in Kitabinda bir hüküm bulamazsan?” buyurunca; “Rasulunun sünnetiyle”demi$tir. “Onda da bulamazsan” sorusuna ise Muaz,“Reyimle ictihad ederim” cevabini vermi$tir. Bunun üzerine Allah Rasulu $öyle buyurmu$tur: “Rasulunun elcisini, Peygamberinin razi oldugu $ekilde muvaffak kilan Allah´a hamd olsun” (Tirmizi, Ahkam,3; Ahmed b. Hanbel, Musned, V, 230, 236, 242; $afii, el-Umm, VII,273). Arabcayi iyi bildikleri ve Hz. Peygamber´le beraberlik sayesinde Allah ve Rasulunun maksadini cok iyi anladiklari icin Sahabe neslinden müctehidlerin sayisi bir hayli coktur. Ancak kendilerinden hüküm ve fetva nakledilen Sahabe müctehidi yüzotuz kadardir. Bunlardan yedi tanesi fetvalari birer kitab olacak kadar.Fukaha-i Seb´a denen bu sababiler $unlardir; Hz. Ömer, Ali, Ai$e,Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Mes´ud, Abdullah b. Abbas ve Abdullah b.Ömer (Ibnu´l-Kayyim, I´lamu´l-Muvakkin, thk. M. Muhyiddin Abdulhamid, Misir 1995, I, 14 vd).

Hz.Ömer, Ebu Musa el-E$ari´ye gönderdigi mektubta onu kiyas ve ictihada te$vik etmi$ yine ayni konuda Kadi $urayh´a (ö. 78/697)$öyle demi$tir: “Kitabtan acikca anlaya bildiginle hükmet. Eger kitabin tamamini bilmezsen Rasulullah´in hükmettigi ile hükmet. Bunun hepsini bilmezsen, dogru yolda olan alimlerin kazalariyla hükmet. Bunlarin da hepsini bilemezsen, reyinle ictihad et, alim vesalih ki$ilerle de isti$are et” ($irazi, Tabakat, s.7;Ibnu´l-Kayyim, a.g.e.m., I, 204).

Ayetve hadislerden hüküm cikarmak ve ictihad gerektiren konulari cözebilmek icin bir takim $artlara ihtiyac vardir. Bu esaslar fikih usulunun tedvini ile birlikte, ilk defa Müctehid imamlar devrinde tesbit edilmi$tir. Bir müctehidde bulunmasi gereken özellikleri $öylece ifade edebiliriz:

a)Arabcayi bilmek.
Fikih usulu bilginleri bu noktada ittifak etmi$lerdir. Cünkü Kur´an bu dille inmi$, Hz. Peygamberin sünnetini de ayni dille ifade edilmi$tir. İslam $eriatinda ara$tirma yapan kimsenin nasslardan hüküm cikarma gücü, Arabcanin sir ve inceliklerini bilmesi oranindadir. $atibi bu konuda $öyle der: “Arabcayi anlamakta mübtedi olan kimse, $eriat anlamakta da mübtedidir. Arabcayi orta derecede anlayan kimse, $eriati anlamakta da ortadurumdadir. Bu, son dereceye ula$mami$tir. Arabcada son dereceye ula$an kimse, $eriati anlamakta da son dereceye ula$ir. Dolayisiyla onun anlayi$i $eriatte hüccet olur; tipki sahabilerin ve Kur´an´i hakkiyla anlayan bilginlerin anlayi$larinin huccet olu$u gibi...Bunlarin seviyesine ula$ilmayan kimselerin $eriat konusundaki anlayi$lari seviyeleri ölcüsünde eksiktir. Anlayi$i eksik olan herkesin görü$ü ise ne bir hüccet olur, ne de ba$kalari tarafindan kabul edilir” (e$-$atibi, el-Muvafakat, IV, 114). Ancakmaslahat veya mefsedet kabilinden bir mana ve illete bagli olan konularda Arabca bilmeyen de prensipleri kayrayip uygulama alanin belirleyebilir. Kiyas ictihadlarinin cogu bu kabilendendir(e$-$atibi, a.e.g., IV, 162, 165).

Müctehid Arabca bilgisi genel olarak, Arabca´nin inceliklerini kapsamalidir. Cünkü Kur´an-i Kerim, Arabcanin en belig ve en fasihini te$kileder. Bu yüzden, ayetlerden hüküm cikaracak kimse, Kur´an´in belagat, fesahat ve sirlarini bilmelidir ki, bu sayede onun icine aldigi hükümleri kavrayabilecek duruma gelmi$ olsun.

b)Kur´an Ilmine sahip olmap.
Kur´an,Islam´in diregi, $er´i hükümlerin esasidir. Kur´an ilmi cok geni$tir. Bunu tam olarak bilen Hz. Peygamberdir. Bu yüzden bilginler, müctehid icin Kur´an´da hüküm ifade eden be$ yüz kadar ayetin inceliklerini, özelliklerini bilmek gerekir demi$lerdir. Bu ayetlerin amm-has, mutlak, mukayyed, nasih-mensuh,Sünnetle ilgili durumlarini bilmek gerekir. Diger yandan Kur´an´ingeri kalan bütün ayetlerini de topluca (icmali olarak) bilmek gerekir. Cünkü
Kur´anbir bütün olup parcalari birbirinden ayrilmaz. Kur´an´in hüküm bildiren ayetlerini digerlerinden ayirdetmek, $üphesiz bütünKur´an´i bilmekle mümkün olabilir.

EbuBekir el-Cessas (ö. 370/980) ile Ibnu´l-Arabi (ö. 543/1148) gibi bilginler “Ahkamu´l-Kur´an” adli eserlerinde hüküm ayetlerini aciklamaya cali$mi$lardir. Ebu Abdillah el-Kurtubi (ö. 671 H.),“el-Cami´li Ahkami´l-Kur´an” ; es-Sabuni de, “TefsiruAyati´l-Ahkam” adli eserleriyle hüküm ayetlerinin tefsirini yapmi$lardir.

c)Sünneti bilmek.
Bu $art üzerinede bilginlerin ittifaki vardir. İctihadin bölünebilecegini kabul etmeyenlere göre bir müctehidin teklifi hükümleri icine alan bütün hadisleri okumasi, onlarin amaclarini kavramasi, onlarla ilgili özellikleri bilmesi gerekir. Yine onun,sünnetin nasih ve mensuhunu, amm ve hass´ini, mutlak ve mukayyedini bilmesi gerektigi gibi; hüküm hadislerinin rivayet yollarini,senedlerini, hadis rivayetlerinin kuvvet derecelerini de bilmesi gerekir.

Hadis rivayet edenlerin hal tercemeleri ile adalet ve zabt bakimindan durumlari hakkinda bir cok eserler yazilmi$tir. Kütüb-i Sitte gibi sahih hadis mecmualari meydana getirilmi$ ve bunlar üzerine bir cok alimler tarafindan $erhler yazilmak suretiyle hadis senetleri bakimindan tasnif edilmi$ ve Islam hukukcularinin bazi hadisler üzerindeki görü$ ayriliklari ortaya konulmu$tur. Bu hadiscali$malari müctehidin bunlara ba$vurarak hüküm cikarmasini kolayla$tirmaktadir. Hükümlerle ilgili bütün hadislerin ezberebilinmesi $art degildir. Ancak gerektiginde yerlerinin, ba$vurma metodlarinin ve hadis rivayetlerinin bilinmesi yeterlidir (Ebu Zehra,Usulu´l-Fikih, s., 382 vd).

d)Üzerinde icma ve ihtilaf edilen konulari bilmek.
Üzerinde icma (ittifak) meydana gelen konulari bilmek yaninda Sahabe, Tabii veonlardan sonra gelen müctehidlerin ihtilafa dü$tükleri konulari bilmek gerekir. Ancak bütün icma yerlerini ezberlemek $art degildir. Ara$tirma konusu yapilan mesele hakkinda icma veya ihtilaf bulunup bulunmadigini bilmek yeterlidir. Medine ve Irak fikhinin metod ve farklarini bilme yaninda; dogru olanla dogru olmayan,naslara yakin olanla uzak olan $eyler arasinda kar$ila$tirma yapabilecek akil, anlayi$ ve degerlendirme gücüne sahip olmak gerekir. Gercekte Asr-i saadette ve daha sonra ya$ami$ büyükhukukcularin görü$lerini incelemek, delil ve temayülleri bakimindan onlar arasinda kar$ila$tirmalar yapmak ki$inin muhakeme gücünü ve ara$tirma melekesini geli$tirir.

Müctehidlerin ittifak ve ihtilaf ettikleri meseleleri, ihtilaf sebeblerini aciklayan eserler meydana getirilmi$tir. e$-$irazi´nin (ö.476/1083) “el-Muhezzeb” adli eseri ve Nevevi´nin buna yazdigi $erh, Ibn Hazm´in (ö. 456/1063) “el-Muhalla” si Ibn Ru$d´ün(ö. 595/1199) “Bidayetu´l-Muctehid” ve Ibn Teymiyye´nin (ö.728/1327) “el-Fetava” adli eserleri bunlar arasinda zikredilebilir.
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
e)Kiyas bilmek.
Ictihad, bütün $ekil ve metodlariyla kiyasi bilmeyi gerektirir. Hatta Imam$afii´ye ictihad kiyastan ibarettir. Kiyasin metodunu bilmek; naslardan hüküm cikarma esaslarini ögrenme ve ictihad yapilacakkonuya en yakin olan nassi secme imkanini saglar. Kiyasi bilmek $u üc$eyi bilmeyi gerektirir:

1-Kiyasin dayanacagi asil hükmü bilmek. Bu dayanagin ayet, hadis veya icma olmasi, bunlarla ilgili gerekli bilgilere sahip olunmasi dagereklidir.

2-Kiyas kaide ve prensiplerini bilmek. Mesela belirli ve özel birdurumu ifade ettigi sabit olan bir nas üzerine kiyas yapilamaz.Kendisine dayanilan asil hükmün illetini tesbit ettikten sonra hükme baglanacak yeni meselede (fer´i)´de ayni illetin gercekle$ip gercekle$medigini ara$tirmak gerekir.

3-Önceki müctehidlerin kiyas metodlarini bilmek. el-Isnevi (ö.772/1370) “Kiyas bilmek bir müctehid kaidesi ve sayisiz hükümlerin aciklanmasina götüren bir yoldur” der (el-Isnevi, $erhuMinhaci´l-Usul, III, 310 (Ibn Emir´in Takriri kenarinda) Misir1316; $afii, a.e.g., 477).

f)Hükümlerin amaclarini bilmek.
Islami hükümlerin amaclari, belli bir nas´dan degil, bütün naslarin toplamindan anla$ilabilir. Bu hükümlerin asil amaci insanlar icin rahmet olmaktir. Ayette; “Biz, seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya, 21/107) buyurulur. İslam´da güclük ve sIkintinin kaldirilmasi, zorlugun degil kolayligin tercih edilmesi burahmetin bir sonucudur. Emredilen bazi güclükler büyük zararlari gidermek amacina yöneliktir. Cihadin farz kilinmasi böyledir.Nitekim ayette $öyle buyurulur: “Allah, insanlarin bir kismini diger bir kismiyla defetmeseydi manastirlar, kiliseler, havralar veicinde Allah´in adi cok anilan camiiler yikilip giderdi. $üphesiz Allah, kendisine yardim edenlere yardim eder. Gercekten Allah, güclü ve yücedir” (el-Hacc, 22/40).

Maslahata göre fetva vermede, gercek maslahatlarla (toplum yarari) nefsi ve$ehevi arzulardan gelen bir vehimden ibaret olan maslahatlari birbirinden ayirdetmek gerekir. Böylece mazarrati defetme, maslahati celbetme, bütün insanlara faydali olan $eyleri tercih etme, ba$kabir deyimle toplum yararini ki$isel yararin üstünde tutma melekesigeli$ir.

g)Dogru bir anlayi$ ve iyi bir takdir gücüne sahip olmak.
Müctehidin gercek fikirleri yanli$ olanlardan ayirdetme melekesine sahip olmasi gerekir. Bu da dogru bir anlayi$ ve kesin bir görü$e sahip olmaklagercekle$ebilir.

h)Iyi niyyet ve saglam bir itikad sahibi olmak.
İslam dini, ancak kalbi iman ve ihlasla aydinlanmi$ olanlarin idrak edecegi bir dindar. İtikadi bozuk kimse bid´at ve nefsi arzularinin pe$inedü$en; tarafsiz bir gönülle naslara yönelemez. Kötü niyyet dü$ünceyi de kötüle$tirir. Bu yüzden büyük müctehidler fikihla $öhret yapmadan önce ihlas ve takvalariyla me$hur olmu$lardir. İhlasla kimse gercegi nerede bulursa bulsun kabul eder,taasub göstermez. Büyük imamlarin hepsi: “Bizim görü$ümüz dogrudur, yanli$ da olabilir. ba$kalarinin görü$ü yanli$tir, fakat dogru da olabilir” demi$lerdir (Ebu Zehra, a.e.g., s.388, 389;Islam´da Fikhi Mezhebler Tarihi, Trc. Abdulkadir $ener, Ankara 1986,1969, s. 125, 126).

I$teIslam hukukcularinin müctehid´de bulunmasini gerekli gördükleri $artlar bunlardir. Bu $artlar kendisinde toplayan müctehide “mutlakveya müstakil müctehid” denir.

Fikih usulu bilginleri müctehidleri yedi tabakaya ayirirlar: 1) $eriaate müctehidler. Caferu´s-Sadik, Muhammed el-Bakir, Ebu Hanife, Imam$afii, Malik ve Ahmed b. Hanbel gibi. 2)Müntesib mutlak müctehidler. Ebu Yusuf, Muhammed, Zufer, el-Muzeni, Abdurrahman b. Kasim gibi. 3)Mezhebte müctehidler. Tahavi, Kerhi, Serahsi, Isfereyani ve $irazigibi. 4)Tercih yapan müctehidler. Bazi usulculer önceki tabakayla bunu bir saymi$lardir. 5)Istilal sahibi müctehidler. Bunlar; “$u görü$ rivayet bakimindan daha saglam ve delili yönünden daha kuvvetlidir” gibi aciklamalar yapmi$lardir. 6) Hafizlar tabakasi. Bunlar taklidci olup, öncekilerin tercihlerini bilmede huccet sayilirlar. 7) Mukallidler tabakasi. Bunlar, fikih kaynaklarini anlayabilir, fakat görü$ ve rivayetler asrasinda tercih yapamazlar.($amil Islam Ansiklopedisi Ct.4.Sf.322-323/Heyet)
 
Üst