Dut_agaci
Kıdemli Üye
Vakti zamanında iki kardeş varmış. Bunların yaşı daha küçük, Allahülalem 12-15 yaşlarındalar. İkisi istişare edip bir karara varıyorlar ve diyorlar "bundan sonra yaptığımız her iş Allah c.c. Rızasına uygun olacak, kendimizi O'na c.c. adayacağız"
Alınan bu karar üzerine gene istişare ediyorlar ve birisi başka yere, diğeri başka yere gidiyor.
Birisi bir Allah c.c. Dostu'na intisap ediyor, onun meclisine, tasarrufu altına giriyor ve başlıyor mollalık eğitimine. (bu arada normal mollalık eğitimi 30 yıldır)
Öteki kardeşte gidecek bir mekan bulamıyor ve kendisini bir beldedeki dağa çıkıyor ve oraya kapatıyor ve sürekli Allah'a ibaret ile meşkul oluyor.
Aradan 30 yıl geçiyor ve birinci kardeş mollalık icazetini alıyor ve aklına diğer kardeşi geliyor, onu bulmak, ahvalini öğrenmek için düşüyor yollara. Araştırıyor, soruyor ve bir beldeye geliyor, diyor benim şöyle şöyle kardeşim vardı, nerededir? Beldedekiler senin tarifine uygun bir mübarek zaat vardır, şu karşıki dağda, orada mağradadır, ibadet taat ile meşkuldür.
Birinci kardeş dağa çıkar ve bahsedilen mağrayı bulur, kardeşi o esnada namaz kılmaktadır, namaz kılarken sarığı ve sarığının sağ tarafında da kemik parçaları vardır. Namazını bitirir, selamını verdikten sonra tanışırlar ve hasret giderirler.
Mağaradaki kardeş sorar; "Ey kardeşim! Allah c.c. için söyle, ayrıldıktan sonra hiç günah işledin mi?"
Molla kardeş;"Evet. İnsanız, beşeriz, şaşarız. Ben çok günah işletim, fakat bir mürşidi kamil meclisine girdim, talebeliğe başladım. Orada tevbe-i nasuha, tevbe nimeti ile tanıştım. Her işlediğim günahımda pişman oldum ve tevbe ettim. Bilinirki nasuh tevbesi ile tevbe eden, anasından doğmuş gibi olur"
Molla olan kardeş sorar;"Peki sen hiç günah işledin mi?"
Mağaradaki kardeş;"Hayır, ben hiç insanoğlu içine çıkmadım, yıllarca burada, Cenab-ı Allah'a ibadetle, zikirle meşkul oldum. Fakat birşey beni çok etkiledi. Senden ayrıldıktan sonra bu mağrayı buldum, namaz kılmak için seccademi serdim, tam rükuya vardım ki, sağ dizimin altında birşeyin ezildiğini hissettim, namazım bitti, bir baktım bir sıçan öldürmüşüm. Onun bu haline hiç dayanamadım etleri düştükten sonra aldım onu sarığımın burasına koydum ve yıllardır onunla beraberim" der.
Molla olan kardeş;"Yıllardır mı onunlasın?"
Öteki "evet"
Ey kardeşim! Yazık etmişsin kendine ve kocaaa 30 yılına. Bilmiyor musun ki sıçan necistir, nesacet hayvandır. Onun bir uzvu olduğu zaman abdest kabul olmaz, abdestsiz ne namaz olur, nede ibadet. Sen şimdiye kadar kıldığın tüm vakit namazlarının kazasını kıl bakalım, 30 yılını geri öde..."
İşte kardeşler burada yapılan ve öğrenilen Allah c.c. yolundaki ilmin önemi çıkıyor. Sakın kulak asmayın "derine inme, ince iğneyle kuyu kazma, bunlar sana lazım olmaz" gibi sözlere. Siz Allah c.c. yolunda ilim ve edinilen ilim ile en güzel şekilde amel etmeye bakın. Allah c.c. Ümmedi Muhammedden ve Sadatlardan razi olsun inşallah.
Selam ve Dua ile...
Enteresan bir hikaye:thinking: