"Mısır İntifadası Ekmek Kavgası Değil!"

K

Kaçak

Guest
Gerçekten Kaliteli bir program oldu ve çıkan sonuçlarda kayda değer ...
Geç de olsa taşları yerine oturtmaya başladık Türk kamuoyu olarak sanırım ...
Hayırlı olsun toplumumuza ...
Buyrun ilgili haber ...


Hilal TV'de yayınlanan "İslam Dünyasında Neler Oluyor?" başlıklı üç günlük program boyunca Tunus ve Mısır İntifadaları'nın önemi ve İslam dünyası üzerindeki etkileri tartışıldı. Bahadır Kurbanoğlu yönetimindeki programda konu, katılımcıların da çeşitliliği ile çok farklı boyutlarıyla irdelendi.

Ahmet Varol'un Mısır'ın yakın dönem tarihi üzerine verdiği bilgilerle başlayan ilk akşamki oturumda daha çok Mısır'daki olayların tarihsel arka planı üzerinde duruldu. Mısır intifadasının genel hatlarıyla değerlendirildiği programda Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya da verdiği somut örneklerle konunun Müslümanca bir perspektifle nasıl değerlendirilmesi gerektiğinin önemini vurguladı.

Programın Mustafa Özcan ve Mustafa Eğilli'nin katıldığı Çarşamba akşamı yayınlanan bölümünde İsrail ve diktatör Hüsnü Mübarek yönetimi arasındaki yakın ilişki üzerinde duruldu. Mısır'ın özelde Filistin coğrafyası olmak üzere, tüm bölge ülkelerine yapacağı etkiler üzerine önemli değinilerde bulunulduktan sonra, her halükarda gelişmelerden İsrail'in zarar göreceğinden bahsedildi. Ayrıca Mısır İntifadası'nın ortaya çıkışında köklü bir geleneğe sahip İhvan-ı Müslimin gibi İslami hareketlerin önemi vurgulandı.

İslami hareketlere güven duyulması gerektiğini Hamas örneği özelinde dile getiren Bahadır Kurbanoğlu ise bu gibi süreçlerde spekülatif ve komplocu tavırlara girerek İslami hareketler üzerinde güvensizlik yaratabilecek yorumlardan kaçınılması gerektiği üzerinde durdu.

Konunun farklı boyutlarıyla ele alındığı üç günlük program sonunda öne çıkan noktalar şunlardı:

· Mısır İntifadasının sadece bir 'ekmek kavgası' mücadelesinin olmadığı; diktatöryal, işbirlikçi bir yönetime karşı bilinçli ve örgütlü halk kitlelerinin başlattığı bir direniş hareketi olduğu,

· Liberal ve Batıcı çevrelerin Mısır'daki toplumsal dönüşüm süreçlerinden pay kapma yarışında oldukları,

· ABD'yi olayların arkasındaki yönlendirici bir güç gibi gösteren komplocu tavırların yanlışlığı,

· ABD'nin sürece ilişkin ürettiği politikaların bir karşılık bulmaması ve kararlı halk kitleleri karşısında gücünün sınırlı olduğu,

· Diktatör Hüsnü Mübarek yönetimiyle işbirliği içinde olan İsrail'in süreç içindeki telaşlı ve korkak tavırları,

· Bu gibi sıcak gündemlerde Müslüman coğrafyanın geleceği üzerinde önemli etkiye sahip olan İslami hareketlere güven duyulması gerektiği. Onların da zaafları olabileceği, ama bu zaafları konuşurken abartılı ve hamasi yaklaşımlardan uzak durulması gerektiği (Hele ki İhvan gibi yıllardır mensuplarının Mısır genelinde en ağır bedeller ödedikleri bir hareketten bahsediliyorsa.)

· Toplumsal dönüşüm ve dayanışmada internet çağının önemli olduğu, ama bu önemin abartılı sunumlarla tüm gelişmelerin merkezine yerleştirilmesinin sakınca ve zaafları,

· Süreci etkileyen faktörlerin başında İslami cemaatlerin geçmişten beri süregelen köklü faaliyetlerinin etkisinin bulunduğu.

· Halkın korku duvarlarını aştığı

· Tunus ve Mısır'ın artık eskisi gibi olamayacağı.

· İsrail'in güvenlik duvarlarının sarsılacağı.

· İsrail'in Mısır üzerinden devşirdiği siyasi-ekonomik-stratejik gücün ve geçmişte yapılan antlaşmaların bu süreçte zarar göreceği

· Mısır'ın bölgesel ve stratejik konumundan ötürü, gelişmelerin bölge halkları üzerinde ciddi etkilerinin olacağı ve yakın vadede bu minvalde gelişmelerin beklenebileceği,

· Fıtrattan südur eden haklı taleplerin küresel emperyalist iradeye boyun eğdireceği, çünkü Kadiri Mutlak olanın yalnızca Allah olduğu.

Genel olarak bu başlıkların değerlendirildiği üç günlük program sonunda bu gibi İslam dünyasını ilgilendiren konularda İslami kimliğimizin tutarlılıklarını yansıtacak bir biçimde konulara yaklaşılması gerektiğinin önemi, izleyicilerden gelen olumlu tepkilerle de bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

Enes Kuşçu / Haksöz-Haber
 
Üst