ukubat
Profesör
- Katılım
- 9 May 2007
- Mesajlar
- 1,942
- Tepkime puanı
- 103
- Puanları
- 0
- Konum
- istanbul,fatih
- Web sitesi
- www.ismailaga.org.tr
Milli Görüşte ŞİA çatlağı....
38 yıllık onurlu bir mücadelenin ismi olan Erbakan Hoca, Kurtulmuş’un genel başkanlığa seçilmesinin ardından birileri tarafından sürekli yanlış enforme edilip, yanlış yönlendirildi, kendi istikballeri için!!! Kurtulmuş’un genel başkanlığı ile birlikte teşkilatlar üzerindeki güçlerini kaybetme korkusu yaşayan Oğuzhan Asiltürk ve ekibinin Erbakan Hoca’ya yaptırdıkları vahim hata İranizm’dir…
Erbakan Hoca’nın İran’a gitme nedeni, o günlerde yazılıp çizildiği gibi ne bir davet ne de D-8’dir… Evet D-8 ve İslam ülkeleri arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi konuları konuşulmuştur, ancak asıl mevzu bunlar değildi.
Maalesef Erbakan Hoca, İran’a “Velayet” sistemini incelemek için gitmişti…
26 Ekim kongresinde oluşturulan ve 11 Temmuz olağanüstü kongresine gitmenin de zeminini hazırlayan Yüksek İstişare Kurulu (YİK)’in kaynağı olan Velayet!
Velayet, İran’ın yönetimini şekillendiren sistemin adı ve kaynağını İmamet’ten alıyor… Bunu temellendiren ise İran devriminin lideri Ayetullah Humeyni’dir... Kendilerini 12. İmam gelinceye kadar -12. İmam Muhammed Mehdi’nin kayıp olduğuna inanan Şia, O’nun ahir zamanda geri geleceğine inanmaktadır- Peygamber adına İslam hükümlerinin uygulayıcısı olarak gören kişilere ise Velayet-i Fakih deniyor…
İran Anayasasında da yer alan Velayet-i Fakih için Ayetullah Humeyni şöyle diyor:“Ben bütün halkımıza ve tüm güvenlik birimlerine güvence veriyorum ki İslami devlet rejimi eğer Velayet-i Fakih’in gözetiminde olursa, bu ülkeye hiçbir zaman zarar gelmeyecektir. Elleri kalem tutanlar ve hatipler İslami hükümetten, Velayeti Fakihten korkmasınlar. İslam’ın öngördüğü ve İmamlarımızın atadığı Velayeti Fakih’in kimseye bir zararı olmaz, diktatörlük doğurmaz, ülkenin maslahatları aleyhine bir sonuca neden olmaz. Devletin, cumhurbaşkanının veya başka birinin halkın ve ülkenin çıkarları aleyhine gerçekleştireceği her şey Veliyyi Fakih tarafından kontrol edilecek ve engellenecektir.”
Sünni dünyada oldukça tartışmalı olan bu anlayışı Milli Görüş için uygulamaya kalkışanlar davaya büyük bir zarar vermekle birlikte kendi sonlarını da hazırladılar…
YİK’in 11 Temmuz kongresi sonrası, Kurtulmuş için “saptı” demesinin asıl sebebi budur… Çünkü Kurtulmuş, Ehl-i Sünnet itikadına göre sapkın olan, Türk hukuk sistemi için de büyük sakıncalar doğuracak olan bu sistemi reddetti…
Kendilerini Milli Görüş’ün sahibi görenler kendilerinde “karar alma ve denetleme” yetkisiyle birlikte, kendilerine yanlış yapıldığı zaman ise yanlış yapanı tövbeye davet etme hakkının olduğu inancındadırlar… YİK mensuplarının 11 Temmuz kongresi sonrası açıklamaları bunun en somut örneğidir…
YİK, Erbakan Hoca sonrasını garanti altına alma arzusunun sonucu ortaya çıkmış bir temayüldür…
Halis Mutlu
Saadet Partisi İstanbul İl basın Sorumlusu