Mhp, Kumpasın Neresinde?

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Şamil Tayyar - Star

2010-09-01

MHP bu kumpasın neresinde?

Anayasa değişikliği paketinin gündeme geldiği ilk günden bu yana MHP’nin buna neden karşı çıktığını bir türlü anlamış değilim. Tepkilere, miting konuşmalarına, bağrışmalara, çağrışmalara baktığımda gördüğüm tek neden, bu değişikliğin AK Parti çoğunluğuyla meclisten geçirilmesi. Propaganda ise bildik üslupla, terör ve milliyetçilik ekseninde yürütülüyor.

Deniyor ki, “AKP Anayasasına hayır deyin.”

Hepimiz arzu ederdik, keşke anayasa meclisten bir mutabakatla geçse. Maalesef muhalefet bu sürece pozitif katkı sunmadı, konuklarını “çay içirip” yolcu etti. Bu da bir siyasi tavırdır, o zaman “AKP Anayasası” demeye hakkınız var mı?

Gelinen noktada önemli olan, bu değişikliği hangi siyasi partinin gerçekleştirdiği değil bu düzenlemelerin devlet ve toplum hayatına getirdiği yeniliklerin içeriğidir. İlla hesaplaşmak istiyorsanız, çok değil yakın zamanda seçim var, sandıkta bu hesabı görürsünüz.

İhtilal anayasasının ruhunu çökertmeye yönelik bu demokratik teşebbüsü, siyasi hesaplaşmaya heba etmeye kimsenin hakkı yoktur.

Sözüm MHP’ye

Burada sözüm, süreci iyi okuyamayan MHP yönetiminedir.

22 Temmuz 2007 seçimlerinden önce derin devletin partili görünümündeki ulakları tarafından iletilen stratejiye itimat ettiniz ve “Kızıl Elma Koalisyonu” için ter döktünüz.

Sandınız ki, AK Parti Anayasa Mahkemesi’nce kapatılacak ve dikensiz gül bahçesinde iktidar olacaksınız.

22 Temmuz sandığında halkın tokadını yiyince titreyip kendinize döndünüz, asıl görevinizin devleti değil milleti korumak olduğunu anladınız veya anlamaya çalıştınız.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde ve türbanla ilgili anayasa değişikliğinde elinizi taşın altına sokarak tarihi bir görev yaptınız.

Sonra?

Yine kafanız karıştı, karıştırdılar. AK Parti’nin bir daha iktidar yüzü görmeyeceğini söyleyen partili görünümündeki ulaklara yine kulak vermeye başladınız, halkın sesine kulak tıkadınız.

Bu ülkeye hizmet edebileceğiniz tarihi bir fırsat doğdu, teptiniz, yeni anayasa sürecinde rol almak yerine BDP’ye eklemlendiniz, BDP de size benzedi, benzeştiniz. “Hayır deyin genel af getirelim” diyen kampanya ortağınız CHP ile aynı yağmurda ıslanmaya başladınız.

Sanki kalbiniz mühürlendi, gözleriniz görmez oldu.

Şok dalga

Hadi diyelim, bu geçici bir travma halidir, bir şok dalgayla geçer. İşte size tarihi bir fırsat... Dün gazetelere yansıyan, muhtemeldir bugün yansımaları devam edecek yargıdaki telefon konuşmalarını tekrar tekrar okuyun, bir daha okuyun. Yetmedi, bir daha okuyun.

Okuyun ki, gözleriniz açılsın, kalbinizin pası sökülsün. Nasıl bir tezgaha sürüklendiğinizi görün ve size güvenen milyonlarca vatan evladının vebalini almayın.

Mangalda kül bırakmayacak kadar ulusalcı yargıçlarımız referandumda “hayır” çıkması için PKK ve Abdullah Öcalan’la işbirliği dahil her yolu mubah görüyormuş meğer.

Gerçi, Ergenekon iddianamesinde PKK ile kan kardeşliği deşifre olduğunda ilk şoku yaşamıştık, şimdi fazla sarsılmadık haliyle.

İşin ilginç tarafı arabulucu da tanıdık bir isim; Ercincan’daki Ergenekon davası sanıklarından Başsavcı İlhan Cihaner’in meşhur avukatı Turgut Kazan...

Bugün arkadaşlarımız BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la görüştü, Kazan’ın arabuluculuk girişimini doğruladı, o nedenle isim vermekte beis görmedim.

Yargıçlardan biri diyor ki: “BDP’nin elinden tutmak lazım.”

Ya diğeri: “BDP var ya son derece önemli. Bunu geçenlerde Turgut Kazan’la konuşuyoruz. Demirtaş’la görüştü, ‘Ulan KCK diye canımıza okuyacaklar’. Ondan sonra açıklama yaptılar, ‘biz yargıyı siyasallaştıracak şeyde yokuz’ dediler.

Bu sefer öbürü: “Abdullah Öcalan’a çok ihtiyaç var şimdi.

Bu nasıl iktidar karşıtlığıdır ki Abdullah Öcalan’la ortak hayır kampanya stratejisi geliştirecek kadar mezhebi geniş bir ulusalcı akım var ortada.

Şimdi daha iyi anlaşılıyor; son dönemde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel af mesajları ve Yargıtay birinci başkanlığının sürpriz bir kararıyla BDP’nin 6 Eylül’deki adli yıl açılış törenine daveti...

Ve siz, bu kumpasın içinde sadece ballı hardalsınız. Burger King’te iyi bir hamburger sosudur ama siyasette baldıran zehiri gibidir.

Sözün özü, hala hatadan dönme şansı vardır, bırakın partilileri özgürce tercihlerini yapsınlar, üzerlerinde “hayır” baskısı oluşturmayın.

Hayırda şer var

Son lafım MHP tabanınadır; karar vermeden önce 12 Eylül zindanlarında işkence gören ülküdaşlarınızın anılarını lütfen bir kez daha okuyun. Elektrik ve cop feryatlarının, beyninizi parçalarcasına ölümcül bir uğultuya dönüştüğünü hissedeceksiniz.

İşte o zaman nihai kararınızı verin, o duygularla sandık başına gidin, mühre her uzanışınızda hesap sorabilmenin huzuru içinde olun.

Bazen hayır bildiğiniz şeyde şer, şer bildiğiniz şeyde hayır vardır.
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
MHP kumpasın neresinde?
Bence tam içinde..
Başka yoruma gerek yok..
Bütün olan bitenlere karşı duyarsızlar.
Hani o çok dedikleri gibi:
MHP ye bir OSMANLI TOKADI lazım uyanabilmeleri için.
Daha önce milletten yediklerini unuttular, aynısını bir daha istiyorlar.
 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
Ülkücüler ikiye ayrılır..

- İslam'dan beslenen ve yerli damardan gelenler. (BBP, Alperen, Nizam-ı Alemciler ile davanın çilesini çekmiş eski ülkücüler)

- Nereden beslendiği belli olmayan ve yerli damardan geldiklerine dair bir emmare taşımayanlar. (Bugün ki MHP yönetimi)
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İnşallah, aziz milletimizden 2011 yılında son tokatlarını yiyecekler. Ümid ediyoruz.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Serdar Arseven - Vakit

[email protected], 2010-09-03

MHP’liler ve BDP’liler…


İnternet’e düşen kayıtlar, “Hayır” cephesinde yer alan “bir kısım” Yüksek Yargı mensubu ile PKK başı Abdullah Öcalan arasındaki “zihniyet”, “fikir”, “gönül” ve en önemlisi de “çıkar” birlikteliğini net bir şekilde ortaya koyuyor.

“Hayır cephesi”nde kimler, hangi zihniyet var… Referandum’dan “evet” çıkması kimleri niçin endişelendiriyor?.. Bunlar ortaya çıkıyor…

Ve bu çıkıştan sonra, Malûm Yüksek Yargı mensuplarının bağlı bulunduğu organın başındaki Hasan Gerçeker “Konuşmalar çok çirkin. Tasvip etmek mümkün değil. Hemen soruşturma başlattık” diyor.
•​
“Evet.” Bir kısım yargı için oyun bitti!.. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in eli, “taban”daki bazı gözü dönmüş “yargı mensupları”nın baskısı azalacağından, bundan böyle daha rahat olacak. Rahatlığa “evet.”
•​
“Referandumda hayır için Öcalan desteğine ihtiyaç var!..” bölümü tek başına yeterli.

Üzerine; CHP-BDP işbirliğinin artmasına dair tasarımları, Yüksek Yargı’daki “makam paylaşım” tezgahlarını.. YSK üzerindeki baskıları… Hepsini görüyoruz…

ÖCALAN ANLATIYOR!..

Evet; “PKK-Öcalan-Bir Kısım Yargı, bir Kısım CHP, İP, Ergenekon, şu, bu” dayanışmasını ortaya koyan belgeler, kayıtlar ortaya döküldükçe… Öyle umuyorum ki; hem MHP hem de BDP tabanındaki “uyanış” süreci hızlanacak.

MHP’liler, yönetimlerinin niçin “hayır cephesinde” yer aldığını sorgulamayacaklar mı?.. Ülkücü düşmanı, Öcalan muhibbi “Bir kısım yüksek yargı” mensubu ile MHP yönetimini dayanışmaya iten hangi ortak çıkarlardır?..

HSYK’nın malum tipleri, Anayasa değişiklik paketine niçin karşı çıkmaktadır?.. TÜSİAD niçin, YARSAV niçin, ‘örgütler’ niçin? Bunları sorgulamamak mümkün mü?..
•​
MHP’liler düşüne dursun.. BDP’lilere gelelim:

Hâlâ, (sözde) faili meçhullerin asıl “faili” olan Ergenekon’un emrindeki PKK terör örgütünün peşinden mi gidecekler?.. PKK’nın sadece “Gariban Kürtlere” zarar verdiğini görmüyorlar mı?.. “Kirli savaş”ın, iki taraftan “arkası olmayanları” tükettiğini fark etmiyorlar mı?.. “Mutabakat”ı fark etmiyorlar mı?..
•​
Hâlâ BDP’ye destek veren ve “boykot”a “gönüllü olarak” katılmayı düşünen vatandaşlarımız, Öcalan’ın İmralı duruşmalarındaki şu beyanına lütfen bir göz atsınlar:

“PKK tüm olup bitenlerin sorumlusu gibi görünse bile, içinde özüne bizzat ters düşen, PKK’yi ÖZEL AMAÇLARI İÇİN KULLANAN” kişi grup ve hatta DEVLET SEVİYESİNDEKİ güçleri görmezsek ve her birinin sorumluluk payını doğru belirleyemezsek bu bizi zincirleme yanlışlara götürür.
•​
Net değil mi; Öcalan, “Suçu sırf bana yıkmaya kalkacak olursanız, PKK’yı özel amaçları için kullanan Devlet seviyesindeki güçleri açıklarım” tehdidinde bulunuyor.
•​
İmralı ifadelerinin bu bölümünde; halen “Ergenekon”dan yargılanmakta olan adamlardan bazılarının, “Devlet seviyesindeki” adamlardan bazılarının kendisine “Sana suikast yapılacak. İyi korunsun” diye haber gönderdiğini söyleyen de, PKK başı Öcalan!
•​
MHP’liler ve BDP’liler olan biteni görsün. Her iki taraf da hamaset perdelerinin gerisindeki “işbirliğini” fark etsin.

KİM KAZANDI; “TÜRK” MÜ, “KÜRT” MÜ?..

Başbakan, dünkü Ağrı konuşmasında; “Bu terörden kim kazandı. Ağrı mı, Diyarbakır mı, İstanbul mu, Ankara mı, Edirne mi, vs… Kim kazandı? Benim gençlerim mi kazandı? Hayır. Silah baronları kazandı. Fesat odakları kazandı. Bu ülkeye nifak tohumları ekmek isteyenler kazandı!” diyordu.

Bakın; Öcalan’ın “İmralı” ifadesinden bir bölüm: “Bazıları büyük acılar ve kayıplar yaşarken, bir kesim savaşın rantıyla büyük servetler ve güç kazanmayı temel yöntem haline getirmiş ve buna dayalı bir İŞ BÖLÜMÜ oluşmuştur!..”
•​
Evet, mevzu açık değil mi: “İŞ BÖLÜMÜ!”..

Şimdi… “MHP’liler –farkında olmaksızın- bu iş bölümünün bir tarafında mı yer alacaklar?.. BDP’ye destek verenler, “Öcalan’ın ortaklıkları”nı görmezden gelmeye devam mı edecekler?..

Bunlara “hayır” diyebilmek için… Referandum’da “evet” demekten başka çare yok!..

TUZAĞA DİKKAT!..

Dünkü yazımda, “evet” cephesinde, “nasıl olsa garanti” düşüncesiyle bir “gevşeme” olduğunu belirtmiş… Ve “Bu işin garantisi yok, gevşemeye gelmez” mesajını vermiştim. O yazıya ilişkin çok sayıda yorum geldi. Diyorlar ki özetle: “Referandumdan kesin evet çıkacak. Bundan dolayı, oy kullanmak için gitmeye bile gerek görmüyorum!..” Yorum sahiplerinden bir ikisini araştırdım; “Hayır” cephesine mensuplarmış!.. Öcalan’ın izinde yani!.. “Tuzağa dikkat çekelim” dedik!..

BBP CAMİASINDAN ÖZÜR!..

“Hangi parti tabanının referandumda nasıl bir tutum takınacağını” değerlendirirken, BBP’yi “es” geçmişim. Dostlarım hemen uyardı; ben de “unutmuşum” dedim ve özrümü diledim. BBP camiası, her zaman olduğu gibi bu süreçte de üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Umarım; her durumda milletine sahip çıkan bu partiyi “unutma” sıkıntısından hepimiz kurtuluruz. Onlar, milleti hiç unutmuyor!..
 
Üst