Soru Mezhepler şirk midir? Gereklilik midir?

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
mkrr !
 
Son düzenleme:

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Adam çıkıp, bir müslümanın asla soramayacağı "Mezhepler şirk midir? Gereklilik midir?" absürd ve eksantirik sorusunu soruyor, ardında da "E ben, Allah a cc kitaba, Rasûlü’ne iman edip sünneti kabul ediyorum, Ahirete iman ediyorum, Kaza ve kadere iman ediyorum, Neden beni tekfir ediyorsunuz ?"



E sencağızım ! "Ben de "müslümanlardanım" demekle sana her şey serbest mi bırakılacaktı ? Mezhebleri tartışmaya açmayı sana kim öğretti ve fısıldadı ? Ehl-i Sünnet ulemasının müslümanlarca olmazsa-olmaz akaidini küçümsemeyi sana hangi müslüman hocan tedris etti ? Ve sen bu inancınla İslâm Dairesi içinde olduğunu mu zannediyorsun? A fehim fukarası !..
 
Son düzenleme:

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Adam çıkıp, bir müslümanın asla soramayacağı "Mezhepler şirk midir? Gereklilik midir?" absürd ve eksantirik sorusunu soruyor, ardında da "E ben, Allah a cc kitaba, Rasûlü’ne iman edip sünneti kabul ediyorum, Ahirete iman ediyorum, Kaza ve kadere iman ediyorum, Neden beni tekfir ediyorsunuz ?"



E sencağızım ! "Ben de "müslümanlardanım" demekle sana her şey serbest mi bırakılacaktı ? Mezhebleri tartışmaya açmayı sana kim öğretti ve fısıldadı ? Ehl-i Sünnet ulemasının müslümanlarca olmazsa-olmaz akaidini küçümsemeyi sana hangi müslüman hocan tedris etti ? Ve sen bu inancınla İslâm Dairesi içinde olduğunu mu zannediyorsun? A fehim fukarası !..
Mezhep din demek değildir
Kendi çabanla kendi mezhebini kurarsan zannediyorum ki var olan mezheplerden daha çok hata yapmazsın
Mezhep hazıra konmaktan öte bir şey değildir
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,657
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Şimdi ben burada şia savunucuların anaları zinakardır desem beni banlarlar. Şia, ümmetin anasına zina iftirası atınca müslüman görünümlü bir kısım alagavatların bunu sanki vanilyali yada damla sakızlı dondurma ayrımı gibi alelade bir ayrılık gibi görmesi karakterlerinin gereği mi acaba? ( anasına zina iftirası atılmasını sindirip normal gören adam gavat değilse nedir? )

Bu ümmetin anaları sizinde benimde koynunuzdaki karınızdan, kucağında büyüdüğünüz ananızdan, el bebek gül bebek büyüttüğünüz evlatlardan ve hepimizin şahsından daha değerlidir. Anama iftira atan benim dostum da kardeşimde olamaz.

Efendimiz sav'in tertemiz eşlerini kendilerine ana olarak kabul etmeyen varsa bi zahmet islam kisvesiyle piyasa yapmasın. Çektirsin gitsin kendine başka peygamber bulsun! Belki humeyni dünden razıdır! onun kucağına otursun!
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Mezhep din demek değildir
Kendi çabanla kendi mezhebini kurarsan zannediyorum ki var olan mezheplerden daha çok hata yapmazsın
Mezhep hazıra konmaktan öte bir şey değildir

Mezhebsiz olduğun - kaldığın müddetçe İslâm sana çok uzak çok ! Halâ jetonun bir türlü düşmedi - düşmeyecek !
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Mezhep din demek değildir
Kendi çabanla kendi mezhebini kurarsan zannediyorum ki var olan mezheplerden daha çok hata yapmazsın
Mezhep hazıra konmaktan öte bir şey değildir

Yeni bir mezhep kurmak yasaktır diye bir kural yok. Ama kanaatimce mümkün de değil. Sorulacak sorular ve verilecek cevaplar tamamlanmış gibi duruyor.

Bu devirde sorulacak bir kaç müşkül soru var. Onlar için de yeni mezhep kurmaya gerek yok. Mesela hırsızın eli kesildikten sonra kendisine teslim edilir mi ? Gidip diktirebilir.

Kişi cinsiyet değiştirebilir mi ? Değiştirdiği takdirde camide nerede namaz kilar ?

Örneğin ameliyatla kadın olan biri kadınlar bölümünde namaz kılabilir mi ?
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Yeni bir mezhep kurmak yasaktır diye bir kural yok. Ama kanaatimce mümkün de değil. Sorulacak sorular ve verilecek cevaplar tamamlanmış gibi duruyor.

Bu devirde sorulacak bir kaç müşkül soru var. Onlar için de yeni mezhep kurmaya gerek yok. Mesela hırsızın eli kesildikten sonra kendisine teslim edilir mi ? Gidip diktirebilir.

Kişi cinsiyet değiştirebilir mi ? Değiştirdiği takdirde camide nerede namaz kilar ?

Örneğin ameliyatla kadın olan biri kadınlar bölümünde namaz kılabilir mi ?
Peygamber sav sonrası din değişik kurumlara bölündü.
Fıkıh, siyaset, cemaat, idare, tasavvuf vb yeni bir hal aldı. Bu hal iyi mi kötü mü tartışılır.
Sahabe devrinde Sahabe engelsiz, bariyersiz Allah'a yönelir irtibat sağlamdı. Hiçbir sahabe öğlen farzını eda etmeye uydum hazır imama diye niyet etmezdi, niyet nasıl yapılır diye saçma bir soru sormazdı. Din formu tahrip edildi, rabıta yok edildi; önde artık beyat edilen imam değil, uydum figüran namaz kıldırgacı vardı.

Artık acımasız sultanlar, dinde oynama yapan ülema ve bu iki kıskaç altında saf değiştiren cemaat vardı. Anlayacağın imamın yerini sultanlar dinin yerini mezhepler almış oldu. Dinamik din anlayışı yerini statik mezhep kapalı çemberi almış oldu. Ali oğulları heteredoks ilan edildi kanlarına girildi. Peygambere hadisler izafe edildi. Dini artık sadece artık mezhep imamları anlıyordu. Artık dine ulaşmana gerek yoktu, artık mezhep vardı.

Mezhep bir verip üç almanın adıdır. Ülema sultanların oyuncağı oldu sadece. Veda hutbesini oku, Peygamberi'in son tavsiyesini dinle. Sana bırakılan iki emanet var kuran ve sünnet, bunları ilet belki sonrakiler daha iyi anlarlar. Yahu muallim08 hocam, sonrakiler sahabeden daha mı iyi anlayacaklar; tabiki değil, amaç anlayışını değil dini aktar, bırak herkes dinin özünden faydalansın. Ama öyle olmadı ataların anlayışı hala üzerimizde tasallut halinde ve çıkamıyorum, zira hala şafiiyim.
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Şafiilik iyidir. İlla da bir şeyden çıkana gerek yok. Ne islamoglu ne de Turan Dursun... ikisi de uçlarda dolaşıyor.

İman edip İslam üzre yaşamak isteyen herkes bu dini yaşama şekillerinden biri
Üzere yaşamak durumundadır. Her alanda kendim içtihadı ederim diyenler ya kendilerinden önce bu mantığın ortaya konularak bir sonuca varıldı gerçeğini görür veya dinden çıkar.

Fırat nehri sakin akar , Sakarya nehri kıvrım kıvrım. DENİZE ulaşıyor olmak önemli. ..
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Şafiilik iyidir. İlla da bir şeyden çıkana gerek yok. Ne islamoglu ne de Turan Dursun... ikisi de uçlarda dolaşıyor.

İman edip İslam üzre yaşamak isteyen herkes bu dini yaşama şekillerinden biri
Üzere yaşamak durumundadır. Her alanda kendim içtihadı ederim diyenler ya kendilerinden önce bu mantığın ortaya konularak bir sonuca varıldı gerçeğini görür veya dinden çıkar.

Fırat nehri sakin akar , Sakarya nehri kıvrım kıvrım. DENİZE ulaşıyor olmak önemli. ..
Zaten ümmet peygamber dönemi modeline dönmedikçe başka şansım yok
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Zaten ümmet peygamber dönemi modeline dönmedikçe başka şansım yok
Peygamber ve sahabe devri tek mezhep devridir. Aslında din ve mezhep tektir bir aradadır. Peygamber devrinden farklı olarak sahabe devri din adına hareket eden ulülemr halife idi. Sonraki dönemlerde din farklı kurumlara ayrıldı. Fırkalaşma hareketleri başladı.

Dönemimizde; ayette emredildiği üzere, bir ulülemr yoktur, sadece geçinenler vardır. Şianın emir sahipleri, sünnilerin cemaatleri vs fırkalı bir yapı mevcuttur. Bu ortamda din ve mezhep birliğini beklemek saflık olur.

Din ve ümmeti parçalamak haramdır ve bu minvalde mezhepçilik ve meşrepçilik yapmak da haramdır.

Zamanında mezhepler arası yakınlaşma yapılmıştı ama fiyasko idi çünkü sünnilerin dağınıklığı, şianın ise gizli ajandası vardı yani amaç birleştirme falan değildi.

Diğer bir konu ise mezheplerin dokunulmaz kılınmasıdır; bariz hatalarının söz konusu edilememesidir. Mesela şafilerde kulağı bir çubukla karıştırmak orucu bozar yani dam başında saksağan vur beline kazmayı.

Bir diğer konu ise ameli mezhepler din konumuna çıkarılırken. Hareket fıkhının, metodunun es geçiliyor olmasıdır. Yani ümmet nebevi metoddan yoksun olmasıdır. Misalen tarikatler ve nurcular siyaseti gereksiz görürler; halbuki peygamber sav hayatı cihad ile geçmiştir.
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Şimdi sen hedefi söyle sonra da o hedefe varacak adımları söyle. Ne yapmalı?

Geçmişi eleştirmek bir kazanım sağlıyor mu. Hal mazinin çocuğudur derler. Bu gün bizim yaptıklarımızın bizden sonra çocuğu olacak. Elestirilmemek için Ne Yapmalı ? Hakperest...
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Şimdi sen hedefi söyle sonra da o hedefe varacak adımları söyle. Ne yapmalı?

Geçmişi eleştirmek bir kazanım sağlıyor mu. Hal mazinin çocuğudur derler. Bu gün bizim yaptıklarımızın bizden sonra çocuğu olacak. Elestirilmemek için Ne Yapmalı ? Hakperest...
Hocam derdim eleştirmek değil anlamaya tesbit etmeye çalışıyorum.

Aynen dediğiniz gibi mesela uçak fabrikasını kapamasaydık belki de şimdi boinge rakip bile olurduk.

En başta illa eserimiz kalacak diye de düşünmemek lazım çünkü müminin niyeti yaptığından hayırlıdır.

Yaptığım tartışmalarda açtığım konularda tarikat ve mezheplere savaş açtığım sanısı olsa da aslında onların güçlenmesi ve arınması lazım geldiğini düşünüyorum. Düştüğümüz yereden kalkmak için ters adımları tekrar atmalıyız.

Ummet birliğinin alt basamağı güçlü fırka onu alt basamağı zayıf ve çok fırka onun alt basamağı mezhepsizlik, meşrepsizlik, bireysel yada marjinal akımlardır.

Mezhepsizliği ve cemaatsizliği yayıp hepten müslümanların gardını düşürmeye çalışanlar da var bunu dikkate alıp; cemaat ve mezhepleri kaygan zemine ve yapıcı eleştiriye açık hale getirmek lazım. Güç ve hareket birliği yapacak üst platformlarda buluşturmak gerekir.

Mesela diyanet fetva verirken cesur olmalı ve ufaktan mezheplerin zayıf yanlarını red edebilmeli, ülema küresel anlamda bir araya gelip mezhep, hareket metodu konuşabilmelidir. Siyasal anlamda islam bloğu oluşmalıdır. İslam alimler birliği göstermelik bile olsa bir islam lideri göstermelidir.

Bunları yapınca cüppeli gibiler her cenahta fesada başlar diye düşünüyorum. Sünnilik şiilik selefilik naraları, yaygaraları tavan yapar.
Ümmet ayağa kalkmak istiyorsa böyle bölücüler ile savaşım vermeli.

Bunlar benim düşüncelerim yanlış ve hatalı olabilir ama illa bir yerden başlamak gerek, konuşmak da bir adımdır kanımca.
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizden sonra, O’nun bıraktığı dini daha iyi yaşama gayretinin sonucu olarak farklı mezhepler çıkmıştır. Buradaki mezhepler, önceki din mensuplarının yaptığı gibi, dini yontma üzerine kurulu değildir. ‘Ne demek istemişti?’ araştırmasının sonucu olan bir mezhepleşmeden söz edebiliriz. Bu manada, şimdi bilindiği gibi dört adet mezhep de yoktur. Mezheplerin sayısı daha fazladır. Zaman bir kısmının unutulmasına yol açmıştır.
Biz Müslümanlar olarak, sadece Müslüman kimliğimizi biliriz. Hiçbir Müslüman, mezhebi ile anılamaz. Çünkü İslam, ilave bir isme gerek bırakmayan bir dindir.
Mezheplerle ilgili olarak şu kurallara dikkat etmek durumundayız:
1- Mezhepler, tamamen ilmi maksatlar ve çalışmaların ürünüdür. En azından şu anda bilinen DÖRT MEZHEP böyledir. Siyasi bir etkiden söz etmek insafsızlıktır. Ebu Hanife ve diğerleri, ilmi kimlikleriyle öne çıkmış, tarihin kaydettiği nadir şahsiyetlerdendirler. Kendilerinin de biz mezhebimiz olsun, insanlar bizim peşimizden gelsin gibi bir amacı olmamıştır. Dört mezhebin ilk büyükleri, takvaları ve zühdleriyle meşhur kimselerdi. Şu anda bizim elimizdeki bilgi kaynakları, tecrübe birikimi gibi imkânlar ellerinde olmadığı halde, olağanüstü denecek çapta himmet göstererek dinleri için bir şeyler yapmaya çalıştılar. Bu ümmet onları, sadece hürmetle anmalı, hayır dua etmelidir. Allah onlardan razı olsun.
2- Hiçbir mezhep imamı, ‘peşimden gelin.’ demedi ama dediklerinin yabana atılmasına da razı olmadı. Dediklerinin ‘din’ olduğuna samimiyetle inandılar. Bu durum, onlarda sonra gelenlerin, mezhep büyüklerinin peşinden gitmeyi abarttığı vehmi doğuracak tutumlar sergilemesine neden olmuş olabilir. Her halükarda Müslümanlar, dinin olmazsa olmazı şeklinde bir mezhep imamının peşinden gitmek zorunda değildirler. Bizim için son söz Kur’an’dır, sünnettir. Mezhep imamlarını, Kur’an ve sünneti önümüze hazır malzeme olarak getirdikleri için taklit ediyoruz. Bu taklidimizde, bizi de onları da bağlayan Kur’an ve sünnet olmalıdır.
3- Mezheplerin anlaşılabilmesi için şunu da bilmemiz gerekir: ‘Kur’an’ın şu ayeti şöyle diyor.’ diyebilmek sanıldığı kadar kolay değildir. Kur’an derin bir derya olarak, içine dalanın kendisine bir yığın inci çıkarabileceği bir kitaptır. O imamlar da filan surenin filan ayeti dedikleri için, ortaya mezhepler çıktı. Şimdi, ‘bu mezheplere ne gerek var, kitap ortada!’ mantıklı çıkışlarda, yeni bir mezhep olma nüvesi gizlidir. ‘Onlar değil, ben!’ iddiası dillendirilmese de vardır.
4- Kur’an ve hadis bilgisinin, ‘hoca bilgisi’ düzeyinin bile üstüne çıktığı bir dönemde İslam’ı yaşamak isteyen bir Müslüman’a, ‘Kur’an’a ve Sünnet’e sarıl!’ şeklinde verilecek bir mesajın uygulanırlığı yok denecek düzeydedir. Müslümanların mevcut şartlarda, ana kaynaklardan hüküm çıkarıp din yaşamaları mümkün değildir. Bu nedenle, daha önce gerekli hükümleri çıkarıp, ümmetin hizmetine sunmuş bulunan fukahanın eserleri, dolayısıyla mezhepler bir nimettir. Çağımızdaki ilim erbabının bile onları yok sayması mümkün görülmemektedir. Bu da Müslüman’a bir mezhebi izleme mecburiyeti getirmektedir. Ancak ‘bir mezhebi izlemek’ ile ‘bir mezhebi din haline getirmek’ aynı görülmemelidir. Nihayetinde beşer ürünü olan ictihadların, ayet-hadis gibi görülmesi, onları ayet-hadis yapmaz.
5- Bir mezhebi terk edip başka bir mezhebe intikal etmek, dinin ağır zannedilen hükümlerinden kaçmak için yapılıyorsa zaten dini tercih etmeye kimse zorlanmamaktadır. Mezhepleri kaçamak aracı olarak kullanmanın gereği kalmaz. Hayır, mesele Müslüman’ın çözümsüz bir sorununa, başka bir fakihin ictihadı ile çözüm üretmekse, kalpler Allah’ın nazarına açık olduğuna göre, kimsenin niyetinden dolayı tenkit edilmesi de gerekmez.
6- İctihad ve mezhepler esasen fıkıh konuları içindir. Fıkıhta ictihada müsaitlik oranı geniştir. İtikadi konularda bu genişlikten söz edemeyiz.
Mesela: A mezhebine göre meleklere iman edilir, B mezhebine göre edilmez denemeyeceğine göre itikadi konularda mezhep, fıkıhtaki gibi görülemez. İtikad konularında bugün mezhep olarak bildiğimiz ekoller, itikadın ana meselelerinde değil, o meseleler etrafında oluşmuş tartışma ortamına ait konuları ihtiva etmektedir.
7- Müslümanların birbirlerini mezheplerine göre değerlendirme hakları olmadığı gibi, tarihin hiçbir dönemi, böyle bir bakış tarzının görmezden gelinebileceği uygun ortamlara müsait olmamıştır. Mezhep üzerinden veya mezhep ekseninde dönen konularda yapılan tartışmalarda, ümmetin genel durumunu ve dik durmaya olan ihtiyacı itibara almamak en azından sorumsuzluktur.
8- ‘Sünnilik’ ve ‘Şiilik’ bu başlıkta ele alınan mezhep kavramının dışında görülmelidir. Özellikle Şiilik, İslam tarihinin en dramatik olaylarının başında gelebilecek bir facia üzerine kurulmuş ve o mantıkla canlı tutulan bir mezheptir. Bu yönüyle bakıldığında, İSLAM dairesinin onca geniş çapında önemli bir yer tutmaması gerekmektedir. Sünnilik ise, o olay dâhil, İslam’ı dengeli ve ilk haliyle anlayıp yaşamanın adıdır.
9- Bütün imtihan konuları gibi, mezehep konusunda da mutedillik esasının muhafaza edilmesi, iyi Müslümanlık vasıflarındandır. İslam’ın önüne geçirilmiş bir mezhep anlayışı kadar, İslam’ı bugünlere getirenlerin yok sayılması anlayışı arasında, Hakk’a tabi olma anlayışına bağlı kalmalıyız.
Nureddin Yıldız
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Amma uzattınız ha !.. Buranın kısır döngülü bir forum olduğunu nasıl da onaylıyorsunuz !

Bakınız soruyu cevaplıyorum, herkes de nasibini alsın !

Soru Mezhepler şirk midir? Gereklilik midir?
Cevap : Şeytanların ve İblislerin cümlesine göre mezhebler şirktir ve gereksizdir !
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Güzel bir konu tartışılsın tabi. İnsanlara sus düşünme fikrini belirtme diye baskı yapılmasın. Ama şuda bir gerçek başlık biraz tahrik edici olmuş.

Konuya gelirsek. Mezhep imamları bu işe hayatını vakfetmiş insanlar kolay değil. Mezhepler şirk değildir. Konu başlığı gereklimi değilmi olsaydı daha doğru olurdu bence. Bence Mezhepler çok gereklidir. Ancak güncellenmelidir. Bunu sayın cumhurbaşkanımız erdoğan da mezhep kelimesi kulanmadı ancak güncellenmeli diye ifade ettiği bence tam mezhep kısmına uygun geliyordu. Çokda iyi yaptı. Ancak taassup ehlinin çığırtkanlığı ağır bastı. Bu konuda erdoğan desteklenmeliydi.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Bırakın mezhepleri peygamberler dahi haram ve helal belirleyemezler, Allah böyle bir yetkiyi kimseye vermemiştir..
Peygamber sav döneminde de bazı sahabelerin musahafı vardı sanıyorum

Yeni şeyler değil bizzat eski şeyler yani peygamber dönemi uygulamalarında değişik hükümler var. Kiminin haram dediğine kimi helal diyor. Kiminin sünnet dediğine kimi mekruh diyor.

Yani ihtilaflı yeri neden uygulayıcıya bırakmıyor, kendi hükmünü dayatıyor.
Alim nassı sunsun, Uygulayıcı kendi seçsi
Olması gereken de budur zaten. Alim ictihad eder adı üstünde anlama ve yorumlama çabası. Ben böyle anladim demektir bu. Oyle oldugu icindir ki birinin anladigini digeri oyle anlamamis ve kendi anladigini ortaya koymustur. Zaten mezhep görüş demektir.

Simdi bunu mutlaklaştirdigimizda noluyor, ihtilaflar ortaya çıkıyor ve çıkmıştır da. Halbuki aslolan nedir, mezhebe değil kuran ve sünnete ittiba etmektir.

Yani bir meselede mezhebin görüşlerine bakar sonra kuran ve sünnete yönelir ve en dogru görüşü benimseriz. Öyle "ben alim degilim uyarim mezhebime" kolayciligina kacmak yok. Zira Allah Resulu; "Uygulanması ve terk edilmesi farz olanın ilmini talep etmek her müslümana farzdır." buyurmuştur. Bu hadisin muhatabı, alim olan ve olmayan herkestir.
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Bay Müçtehid Red ! Senin kurandan ve Sünnetten hüküm çıkarma işinden vaz-geçtik, sen bize (eğer namaz kılıyorsan) şu kıldığın namazın vaciplerini bir saysana ! Bakalım geçer bir not alabilecek misin ?
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Bay Müçtehid Red ! Senin kurandan ve Sünnetten hüküm çıkarma işinden vaz-geçtik, sen bize (eğer namaz kılıyorsan) şu kıldığın namazın vaciplerini bir saysana ! Bakalım geçer bir not alabilecek misin ?
Buyrun niyet getirmekle başlayalım.. mezheplere göre niyet farzdır.Hatta bazı mezheplerde dil ile sünnettir, artık nerden uydurdularsa. Gerçekte ise niyet getirmek bidattir; çünkü niyete dair nas yoktur. Niyet fıtridir, vicdainidir, direk Allah cc mütallıktır ve o noktaya peygamber sav bile müdahil olamaz meğer ki kul peygamberi örnek alsın o başka.
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Buyrun niyet getirmekle başlayalım.. mezheplere göre niyet farzdır.Hatta bazı mezheplerde dil ile sünnettir, artık nerden uydurdularsa. Gerçekte ise niyet getirmek bidattir; çünkü niyete dair nas yoktur. Niyet fıtridir, vicdainidir, direk Allah cc mütallıktır ve o noktaya peygamber sav bile müdahil olamaz meğer ki kul peygamberi örnek alsın o başka.
Görüldüğü gibi, bu vatandaş ibadet ederken niyet etmediğine göre, İslâm Dini ile bir ilgisi olmadığını böylelikle faş etmiş oldu ! Eğer, şeytan insan suretine girmiş ve ben de müslümanlardanım deseydi, aynen böyle şeyler söylerdi bize ! Meselâ derdi ki, "Yav arkadaş, tuvalette ne diye poponuzu temizliyorsunuz ki ? Ayetlerde necasetten taharet idye bir şey yazmıyor ! Niyet de böyle ! İbadete niyet etmek nerde yazıyor ? Keza hadesten taharet de ayetlerde yok ! Burada kuran ayetlerine eksantirik manalar veren bir üye, bir defasında osurmanın abdesti bozmayacağını söylemişti ! İşte bu HAKPERSET de o zihniyettekilerden biri ! Başka bir şey değil, Muhatablarınız çok iyi tanıyın diyorum !
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Görüldüğü gibi, bu vatandaş ibadet ederken niyet etmediğine göre, İslâm Dini ile bir ilgisi olmadığını böylelikle faş etmiş oldu ! Eğer, şeytan insan suretine girmiş ve ben de müslümanlardanım deseydi, aynen böyle şeyler söylerdi bize ! Meselâ derdi ki, "Yav arkadaş, tuvalette ne diye poponuzu temizliyorsunuz ki ? Ayetlerde necasetten taharet idye bir şey yazmıyor ! Niyet de böyle ! İbadete niyet etmek nerde yazıyor ? Keza hadesten taharet de ayetlerde yok ! Burada kuran ayetlerine eksantirik manalar veren bir üye, bir defasında osurmanın abdesti bozmayacağını söylemişti ! İşte bu PUTPERSET de o zihniyettekilerden biri ! Başka bir şey değil, Muhatablarınız çok iyi tanıyın diyorum !
Nass getir
Ayet ve hadis getir
Öyle ben farz yaparım olmaz

İslam kör taklidi kabul etmez
Zırvalayacağına açıkla
Buyrun
Ayet ve hadis getirin

On yıllarca, sahabe ve tabiin bu konuda bir şey söylememişken, ardından biri kalkıp din adına niyet böyle, şöyle demeye hakkı yoktur, bu bidat olur.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst