mezhepler gerçekte varmıdır?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Arifane

Profesör
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
843
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Bursa
evet bir ana ve babadan dünyaya geldik. bana dediler ki !oğlum sen hanefi mezhebindensin. bende kafamı salladım yani tamam anlamında şimdi sitedeki tüm arkadaşlara soruyorum. biz niçin (hanefi, şafii, maliki, hanbeli ) mezhebindeniz diyoruz. bizlerin imanı mezheplerle mi ölçülüyor sorum yanlış anlaşılmasın konuya vakıf olanlar yorum yapsın.
 

metin29

Üye
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
istanbul
bi programda izliyodum
sunucu izlicilerden bi tanesine sordu
peygamberimiz hangi mezhepten diye
kadın da cewap werdi " hanefi mezhebinden " diye
müslümanların bu mezhep olayında keskin çizgilerle ayrılması çok yanlış
halbuki o sadece hazır bir yorum bizim araştırma zahmetine katlanmamamız için yani niye uymak zorunluluğumuz olsun ki
nass mı değil ee ee sadece farklı yorumlar ister ona uy ister diğerine
istersen eğer gerçekten bilgin warsa araştır doğrusu bu de ona uy
yani bilgin warsa gerçekten arapça diline hakimsen
mezhep imamları senden akıllı mı ki o da bi insan bi yorumda bulunmuş
mezhep imamları bu günkü durumu görselerdi şaka zannderlerdi heralde çünkü o yorumlar kaç asır önce o günün şartlarına göre yapılmış
islam alimleri aslında bu konuya el atmaları gerekiyor
şimdi biri çıksa ben yeni mezhep oluşturdum dese onu dinden afaroz eder bizim çok bilmiş din kardeşlerimiz
halbuki mezhep bir yorumdur
 

hamide

Profesör
Katılım
22 Eki 2006
Mesajlar
2,282
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Yaş
34
Konum
gaziantep
mezhepler hadislerin ve sünnetlerin farklı anlaşılmasından ortaya çıkmıştır

sahih olduğundan pek emin ddeğilim ama biri bana bu olayı şöyle anlattı

Peygamber efendimiz . bir gün namaz kılarken alnı kanıyo hz.Ayşede

bir bez alıp peygember efnedimizin . alnını siliyo

bunun üzerine peyg. efendimiz kalkıo abdest alıyo tekrar namaza duruyor

imamı azam bunu alnı kanadığı için abdest almış diye yorumluyor imamı şafide

kadın eli değdiği için

mezheplerin ortaya çıkış sebebleri bu ve buna benzer sebebler

islam alimlerine göre 4 mezhepte haktır

uymak sana kalmış hiç bir zorlama yapılamaz
 

Arifane

Profesör
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
843
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Bursa
h@myde dostum efendimizin namaz vakası doğru mezhepler bu namazda ikiye ayrılıyor. ahmet bin hanbel imam şafi nin talebesidir. mademki talebesi hocasının mezhebinin üzerine yeni bir mezhepe ihtiyaç mı vardı.
 

DJ MESNEVI

Doçent
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
1,462
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Kur'anı Sünnetler,Sünnetleri Mezhepleri Mezhepleri Alimler Acıklar.. bu anahtarın olsun İster basından basla ister sonundan basla ama arastır bunu..
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Bu bilgileri okuyun lütfen... Çok güzel ve net şekilde açıklanmıştır... Herkesin anlayışına göre hazırlanmış olduğunu düşünüyorum...

Sual: Bazı kimseler, (Peygamber, ne Hanefi, ne de Şafii idi, Sünni de değil idi) diyor. Sünnet ne demektir?
CEVAP
Demek ki mezhep de, sünnet de, bilinmiyor. Askerlikte, kara, hava ve deniz kuvvetleri vardır. Genel kurmay, karacı, havacı veya denizci değildir diyerek bu kuvvetlerden ayrı sayılır mı? Kuvvetler genel kurmaya bağlı olduğu gibi, mezhepler de Resulullaha bağlıdır.

Nasıl ki kuvvet komutanlıkları birbirinin yardımcısı ise, mezhepler de öyledir. Kendi mezhebine göre yapılması güç olan bir iş başka mezhebe göre yapılır. Mezhepler, bir elin parmakları gibi, aynı ele hizmet eder.

Sünnet kelimesi de yerine göre, farklı anlamlarda kullanılır:
1- Kitab ve sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’ın kitabına, Peygamberin sünnetine sarılırsanız hiç sapıtmazsınız.) [Hakim]

2-
Farz ve sünnet ifadesindeki sünnet, Resulullahın emirleri demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetim bozulunca, sünnetime uyana şehit sevabı verilir.) [Hakim]

3- Sünnet
, yalnız olarak kullanılınca, genelde İslamiyet anlaşılır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir zaman gelecek ki, ortalık bozulduğu zaman sünnetime [İslamiyet’e] tutunmak avuçta ateş tutmak gibi olacaktır.) [Hakim]

4- Sünnet
, yol, çığır, gibi manalara da gelir. Mesela sünneti hasene iyi çığır, sünneti seyyie kötü çığır demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimse, sünneti hasene çıkarırsa, [iyi bir çığır açarsa] onun sevabı ve kıyamete kadar onunla amel edenlerin sevabı kadar sevap alır. Bir kimse de sünneti seyyie çıkarırsa, [kötü bir çığır açarsa] onun günahı ve kıyamete kadar onu işleyenlerin günahı kadar günah kazanır.) [Müslim]

Sünnet
, yol demektir. Sünnetullah, Allah’ın yolu demektir. Sünneti Resulullah, Resulullahın yolu demektir. Sahabilerin de sünneti olur. Hz. Ömer’in sünneti, Hz. Ali’nin sünneti gibi. Nitekim hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sünnetime ve hulefa-i raşidinin sünnetine sımsıkı sarılın!) [Buhari]

Sünnet
, âdet, kanun manalarına da gelir. Mesela, Allah’ın sünneti; Allah’ın kanunu demektir. Bu Kur’an-ı kerimde sünnetullah olarak geçmektedir. (Allah’ın sünnetinde [kanununda] asla bir değişiklik bulamazsın) buyuruluyor. (Ahzab 62, Fetih 23, Fatır 43)

5-
Ehl-i sünnet, kurtuluş fırkasının adıdır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Tirmizi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir) buyuruldu. Bu fırkaya (Ehl-i sünnet vel cemaat) denir.

Ehl-i sünnet ne demektir
Sual:
Ehl-i sünnet ne demektir? Mezheplere ayrılmak parçalanmak mıdır?
CEVAP
Ehl-i sünnet vel-cemaat demek, Resulullahın ve eshab-ı kiramın gittikleri doğru yolda bulunan âlimler demektir. Hak olan cemaat ve 73 fırka içinde Cehennemden kurtulacağı bildirilmiş olan Fırka-ı naciyye bunlardır. Kur’an-ı kerimde mealen, (Parçalanmayın) buyuruldu. Bu âyet-i kerime, itikadda, inanılacak bilgilerde parçalanmayın demektir. Yani nefslerinize ve bozuk düşüncelerinize uyarak, doğru imandan ayrılmayın demektir. İtikadda ayrılmak, parçalanmak elbette hiç caiz değildir. Hadis-i şerifte de (Cemaat rahmet, ayrılık azaptır) buyuruldu. (Parçalanmayın) âyet-i kerimesi fıkıh bilgilerinde ayrılmayın demek değildir. Ahkamda, amellerde olan ictihad bilgilerindeki ayrılık, hakları, farzları, amellerdeki, ince bilgileri ortaya koymuştur. Eshab-ı kiram da, günlük işleri açıklayan bilgilerde, birbirlerinden ayrılmışlardı. Fakat, itikad bilgilerinde hiç ayrılıkları yoktu. Hadis-i şerifte, (Ümmetimin ayrılığı [mezheplere ayrılması] rahmettir) buyuruldu. Dört mezhebin, amel bilgilerinde ayrılması böyledir.
(Hadika)

Mezhep imamı ne demektir
Mezhep imamı demek, Kur’an-ı kerim ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan din bilgilerini, Eshab-ı kiramdan işiterek toplayan, kitaba geçiren büyük âlim demektir. Açıkça bildirilmeyenleri, açıkça bildirilmiş olanlara benzeterek meydana çıkaran derin âlimlerdir. Eshab-ı kiramın herbiri müctehid ve mezhep imamı idi. Herbiri kendi mezhebinde idi. Hepsi de, mezhep imamlarımızdan daha üstün idi. Mezhepleri daha kıymetli idi. Fakat, bunlar kitaplara yazılmadığı için, mezhepleri unutuldu. Peygamberin, sahabenin mezhebi nedir demek, Ordu kumandanı, hangi bölüğün eridir veya Fizik öğretmeni, hangi sınıfın talebesidir demeye benzer. Çünkü sahabenin herbiri bir mezhep imamı, hatta mezhep imamlarının hocaları idi. Resulullah efendimiz de kâinatın hocası idi.
(Mizan, Hadika)

Eshab-ı kiramın mezhebi
Sual:
Herkes Kur’ana bağlanmalı, çünkü Peygamberin mezhebi ne idi? Eshabın mezhebi mi vardı?
CEVAP
Bin küsur yıldan beri herkes bir mezhebe bağlı iken, bazı türediler, böyle sorularla zihinleri bulandırıp herkesi başı boş, mezhepsiz yapmaya çalışıyorlar. Dini delillerden anlamayanlara iki akli örnek verelim:

Milli eğitime bağlı okullar, sınıflar, müdürler, öğretmenler ve öğrenciler vardır. Okul ile sınıf, müdürle öğretmen mukayese edilmez. Çünkü hepsinin görevleri farklıdır. Öğretmenle öğrenci de mukayese edilmez. Öğrencileri müdür veya öğretmen yerine, öğretmenleri de öğrenci yerine koymak yanlış olur. Öğretmen veya müdür hangi sınıfın öğrencisi denemeyeceği gibi, şu öğrenci, hangi okulun müdürü denmez. Öğretmen ve müdüre öğrenci denmez.

Atalarımız, Temsilde hata olmaz demişlerdir. Müctehid âlimler birer öğretmen gibidir. Mutlak müctehidler ise müdür gibidir. İnsanlar da öğrenci gibidir. Öğretmene, bu hangi okulun müdürü denmeyeceği gibi, öğrenciye de hangi okulun öğretmeni denmez. Öğrenciler öğretmene tâbi olduğu gibi, insanlar da müctehide tâbi olur.

Öğretmenler nasıl müdüre bağlı ise, tamamı müctehid olan Eshab-ı kiram da, Resulullah efendimize bağlı idiler. Tabiinde ise müctehidler ve halk var idi. Halk müctehidlere tâbi oluyordu. Halkın mezhebi tâbi olduğu müctehidin mezhebi idi. Mezhepsiz kimse yok idi.

Eshab-ı kiram, Resulullaha değil, biz yalnız Allah’a tâbiyiz demediler ve demeleri de mümkün değildir. Sıradan bir müslüman da, Müctehide tâbi olmam, ben yalnız Resulullaha tâbi olurum diyemez. Müctehid, Allah’ın ve Resulünün emirlerini bildiriyor. Müctehide uymak Allah ve Resulüne uymak demektir. Bugün ise, bazı mezhepsizler, müctehide değil, Resulullaha bile tâbi olmayı uygun görmüyorlar. Yalnız Kur’ana tâbiyiz diyorlar.

Nasıl ki öğretmen müdüre, müdür de Milli eğitim Bakanına, Milli eğitim bakanı da Başbakana bağlı ise, insanlar bir müctehide, müctehidler mutlak müctehide, mutlak müctehidler de Resulullah efendimize bağlıdır. Bağsız yani mezhepsiz kimse yok idi.

Ordudaki misal daha cazip. Bütün subayların bir sınıfı olur. Topçu yüzbaşı, piyade albay gibi. Ama general olunca artık sınıf kalmaz. Topçu general olmaz. Artık o bütün sınıfların generalidir. Generaller de, sınıfsız ama, onlar da ya havacı, ya karacı veya denizcidir. Bunlardan birinde olmayan general olmaz. Bunlar da, ordu komutanlıklarına, ordu komutanları da hava, deniz veya kara kuvvetlerine bağlıdır. Kuvvet komutanları genel kurmaya bağlıdır.

Dikkat edilirse, gerek eğitim sisteminde ve gerekse orduda bağımsız bir kurum yoktur. Herkesin bağlı olduğu, sorumlu olduğu bir yer vardır.

İnsanlar birer er gibidir. Bağlı oldukları bölükler, taburlar alaylar vardır. Ben genel kurmay başkanına bağlıyım bölük komutanını falan takmam diyemez. Müctehidler generaller gibidir. Mutlak müctehidler kuvvet komutanları gibidir. Resulullah efendimiz de genel kurmay başkanı gibidir. Genel kurmay başkanı, hangi bölüğün eri veya hangi kuvvet komutanlığına bağlı denilemeyeceği gibi, Eshab-ı kiramın veya Resulullahın mezhebi ne idi denemez.

Bu durum iyice anlaşılınca, herkes haddini bilmeli, er olan erim demeli, subayla, generalle benim aramda ne fark var dememeli. Bir müslüman da müctehidle boy ölçüşmemeli. Hatta Peygambere bile uymayıp ben Kur’ana göre hareket ederim demesi ne kadar yanlıştır.

Sünnete uymanın önemi
(Mezhebe, hadise uymam) demek (Kur'ana uymam) demektir. Zira Hak teâlâ buyurdu ki:
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(Peygamberin emrine uyun, nehyettiğinden sakının.) [Haşr 7]
(İndirdiğimi insanlara beyan edesin, açıklayasın.) [Nahl 44]

Beyan etmek, âyetleri, başka kelimelerle ve başka suretle anlatmak demektir. Âlimler de, âyetleri beyan edebilselerdi ve kapalı olanları açıklayabilselerdi ve Kur’an-ı kerimden hüküm çıkarabilselerdi, Allahü teâlâ Peygamberine, (Sadece sana vahiy olunanları tebliğ et) derdi. Ayrıca beyan etmesini emretmezdi. (Huccetullahi alelalemin)

Sünnet [hadis-i şerifler], Kur’an-ı kerimi, mezhep imamları da sünneti açıklamışlardır. Âlimler de, mezhep imamlarının sözlerini açıklamışladır. Hadis-i şerifler olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu, nasıl kılınacağı, rüku ve secdede okunacak tesbihler, cenaze ve bayram namazlarının kılınış şekli, zekat nisabı, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri bilinmezdi. Yani hiçbir âlim, bunları Kur’an-ı kerimden bulup çıkaramazdı. Bunları Peygamber efendimiz açıklamıştır. Sünneti müctehid âlimler açıklamış, böylece mezhepler meydana çıkmıştır. Allahü teâlâ, (Bilmediklerinizi âlimlere sorun) [Nahl 43] buyurduğu gibi, Peygamber efendimiz de bu âlimlere uymamızı emrediyor:

(Âlimlere tâbi olun!)
[Deylemi]
(Âlimler rehberdir.) [İ. Neccar]
(Ulema, enbiyanın vârisidir.) [Tirmizi]

(Bize yalnız Kur'andan söyle!) diyen birine, İmran bin Husayn hazretleri: (Ey ahmak! Kur’an-ı kerimde, namazların kaç rekat olduğunu bulabilir misin?) dedi. Hz. Ömer’e, farzların seferde kaç rekat kılınacağını Kur’an-ı kerimde bulamadık dediklerinde, (Allahü teâlâ, bize Muhammed aleyhisselamı gönderdi. Kur’an-ı kerimde bulamadığımızı, Resulullah efendimizden gördüğümüz gibi yapıyoruz. O, seferde dört rekat farzları iki rekat kılardı. Biz de öyle yaparız) buyurdu.
(Mizan-ül-kübra)

İslam ayrı mezhep ayrı değildir
Mezhebe uymam Kur'anla amel ederim
demek, Kanunlara uymam, yalnız Anayasaya göre hareket ederim demek gibi yanlıştır. Çünkü Anayasada bütün hükümler, bütün cezalar bildirilmemiştir. Anayasa, kanunlara havale etmiştir. Kanunlardan başka tüzükler, yönetmelikler de çıkmıştır. (Anayasa varken, kanuna lüzum yok) demek ne kadar yanlış ise, (Kur'an varken, mezhebe lüzum yok) demek, bundan daha yanlıştır. Kur’an-ı kerimi hadis-i şerifler, hadis-i şerifleri de mezhep imamları açıklamıştır. Kanunlar, Anayasanın gösterdiği istikamette hazırlanmış, mezhepler de, Kur’an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin gösterdiği istikamette teşekkül etmiştir.

Hiç kimse, Madem, mezhep, Kur’an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin açıklamasıdır. Ben de açıklar bir mezhep kurarım diyemez. Çünkü bir kimsenin Madem doktor olmak, tıp kitabı okumaya bağlıdır. Kimyager olmak için de kimya kitabı okumak kâfidir diyerek eline aldığı bir tıp ve kimya kitabı ile doktorluk yapmaya, ilaç imal etmeye kalkışması ne kadar gülünç ise, (Ben de Kur'andan, hadisten hüküm çıkarırım) demek daha gülünçtür.

Ben İslam’a göre hareket ederim, mezhebe uymam
demek, Ben devletin emrine uyarım. Fakat, kanunu, polisi, hakimi dinlemem demeye benzer. Çünkü İslam’a uymak demek, dört hak mezhepten birine uymak demektir. İslam ayrı, mezhep ayrı değildir.


 

amca

Profesör
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
751
Tepkime puanı
33
Puanları
0
Konum
İstanbul
Ya neden açılır bu konular....

Çok zor işler bunlar...

Belki dinin ne olduğunu bilmediğimiz için tartışıyoruz bunları...

Düşünki, Kadına elimizin değmesi Abdestti cidden bozuyormuş ve ben hanefi olduğumdan bir sürü namazı Abdest almadan kılmışım.

Yani yarın Allah nasıl soracak.
Ne soracak.
Ya bu form benim kafamı çok karıştırıyor.

Bir bakıyorum etraf Veliden geçilmiyor, herkez alim, e tonla mehdi çıktı herkez hak yolda herkez kavgalı.

Yok yok kesin bir şeyler ters.

Sanırım benim anlayışım kıt..
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
Ya neden açılır bu konular....

Çok zor işler bunlar...

Belki dinin ne olduğunu bilmediğimiz için tartışıyoruz bunları...

Düşünki, Kadına elimizin değmesi Abdestti cidden bozuyormuş ve ben hanefi olduğumdan bir sürü namazı Abdest almadan kılmışım.

Yani yarın Allah nasıl soracak.
Ne soracak.
Ya bu form benim kafamı çok karıştırıyor.

Bir bakıyorum etraf Veliden geçilmiyor, herkez alim, e tonla mehdi çıktı herkez hak yolda herkez kavgalı.

Yok yok kesin bir şeyler ters.

Sanırım benim anlayışım kıt..
senin anlayışın kıt değilde sayın abim başkalarının niyeti dini üretmek yerine tüketmek
bir taşın üstüne bir taş koymak yerine insanların pamuk ipliği ile bağlı oldukları yerleri kaygan zemin haline getiriyorlar
bir ayetin tefsiri bir hadisin tevili yerine dinde olmayan ALLAHIN da mükellef kılmadığı mevzuları irdelerler
gelin bu konuları açan kardeşler bugün müslümanların ne yapmaları gerektiği konularına kafa yoralımda kafirin tahakkümünden kurtulalım
bilenler kuran-i ilmleri bizlere nakletsinlerde zillet izzete dönüşsün
sorunlar ve çözüm üzerine bir ayet vede nüzül sebebi
sahabeden birisinin müşrikler çocuğunu kaçırırlar çaresiz vede perişan bir hale dönen ailenin reisi bu çaresizliğini güzel efendimize açar bir çıkış deyince bu ayetler nüzül olur ALLAHU ALEM
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
MEN YETTEKILLAH YECALLEHU MAHRECEN VE YERZUKHU MİN HAYSÜ LA YAHTESİB
soru kızımı kaçırdılar ne yapayım
cevab her kim ALLAH tan korkarsa ALLAH ona bir çıkış hazırlar ve hesabsız rızıklandırır
ve son söz
ra'sul hikmeti mehafetullah
 

Arifane

Profesör
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
843
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Bursa
arkadadaşlar!.. imam azam ebu hanife ,nin gerçek ismi (numan bin sabittir) biz hanefi mezhepindeniz derken sanırım hanefi kelimesinde bir derinlik var. bu hanefilik imam azamdan çok önceleri vardı. biraz işin bu tarafını araştıralım. hanefilik ne zamandır var?.....
 

mustafa

Profesör
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
1,972
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
Ankara
İslami forumlar bu tartışma hiç bir zaman sonuçlanmamıştır. Acaba mezhepsiz olan bir insanın dinde hükmü nedir merak ediyorum.
 

ÇiLe-i AşK

Asistan
Katılım
21 Eki 2006
Mesajlar
542
Tepkime puanı
2
Puanları
0
arkadadaşlar!.. imam azam ebu hanife ,nin gerçek ismi (numan bin sabittir) biz hanefi mezhepindeniz derken sanırım hanefi kelimesinde bir derinlik var. bu hanefilik imam azamdan çok önceleri vardı. biraz işin bu tarafını araştıralım. hanefilik ne zamandır var?.....

benim bildigim kadarıyla taa İbrahim(a.s) a kadar dayanıyor bu hanefilik oda hanefi idi ;)
 

ÇiLe-i AşK

Asistan
Katılım
21 Eki 2006
Mesajlar
542
Tepkime puanı
2
Puanları
0
:) ayrıca Peygamber Efendimiz (s.a.v) de hanefiydi :shake2[1]:
 

dayi

Profesör
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
1,918
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
69
Dört mezhepte HAK..beşincisi yasak..
Hangisini yaparsan yap..
Yaptıklarına arada bir dön bak..
Zannetme mezhebe uymak...
Sadece abdes alıp namaz kılmak..
Kurban kesip hac yapmak..
Mezheplerin ortak nidası..
İnsan olup Gönül yapmak..
........................bi Kamil abi..yazmış..pekte kısa ve güzel anlatmış..
Şekil ve Suretlerde kalındımı işin ÖZ üne inilemiyor..fakat Suret ve Şekil olmadanda Mana anlatılıp ifade edilemiyor..:)
Ne güzel yardımcıdır ''O''..
HU..
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
mezhebler dinin uygulama sahalaridir. mezheb ne soyluyorsa ayet, hadis, icma ve kiyas-i fukahadir. mezheblerden hakkinda icma olusmus dort ana yol meshurdur: hanefi, maliki, safi ve hanbeli...

mezheblere uymayanlar, kafalarindaki İslam sandiklari ama İslam ile alakasi olmayan sakat bir anlayisina uyarlar demektir. herbirinin kafasinda birbirine benzemez ve alakasiz her mezhebsiz kadar mezheb...

o sayisiz mezheblerin tek ortak ozelligi ise, onlarda

ya Kur'an eksiktir, ya hadis, ya icma ya da kiyas-i fukaha...

illa biri eksiktir ve eksikligi nefisleri ile doldururlar.
 

metin29

Üye
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
istanbul
yani bi dakka arkadaşlar
şimdi diyelimki hayrettin karaman hoca çıktı we şu hanefi mezhebinde uyguladığımız şu yorum bu günün şartlarına göre yanlıştır doğrusu da budur dedi napcaz yaw o kişiler kendi dönemlerindeki şartlara göre yorum getirmişlerdir 5. mezhep niye olmasın yaw
yeterki güwenilir kendini ispatlamış bir şahıs olsun
 

ÇiLe-i AşK

Asistan
Katılım
21 Eki 2006
Mesajlar
542
Tepkime puanı
2
Puanları
0
yani bi dakka arkadaşlar
şimdi diyelimki hayrettin karaman hoca çıktı we şu hanefi mezhebinde uyguladığımız şu yorum bu günün şartlarına göre yanlıştır doğrusu da budur dedi napcaz yaw o kişiler kendi dönemlerindeki şartlara göre yorum getirmişlerdir 5. mezhep niye olmasın yaw
yeterki güwenilir kendini ispatlamış bir şahıs olsun

işte 5. mezheb diye birşey yoktur işi fıkıh yönüne dökecek olursak ;)

kıyas yapılır.. buda bilirsiniz müctehidlerin biraraya gelip herhangi hakkında hüküm bulunan benzer bir meseleyle kasrşılaştırılır... onun hükmü bunada verilir...
ama bu kararı verebilmek için müctehid olmak gerekir..bununda ağır şartları vardır yüksek ilim gerektirir..
şartlarında birkaçı mesela Kuran'ı kerim'i hareke ve bazı noktalama işaretleri kullanmadan baştan son yazabilmek, hayatında hiç yalan söylememiş olmak(büluga ermeden öncesi bile önemlidir.örnegin bişey için şurada degilde burada dedi ufak yalan söyledi bu müçtehid olamaz) bu kadar agır şartları vardır kısaca... yani hayrettin karaman yada başka bir hoca çıkıp ben mezhep kurdum günün şartlarına uygun derse kabul olmaz sapıklardan olmuş olur oda...
dedigim gibi hiçbir şartta mezheb kurulmaz sadece en son kıyas yapılır :shake2[1]:
 

dayi

Profesör
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
1,918
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
69
yani bi dakka arkadaşlar
şimdi diyelimki hayrettin karaman hoca çıktı we şu hanefi mezhebinde uyguladığımız şu yorum bu günün şartlarına göre yanlıştır doğrusu da budur dedi napcaz yaw o kişiler kendi dönemlerindeki şartlara göre yorum getirmişlerdir 5. mezhep niye olmasın yaw
yeterki güwenilir kendini ispatlamış bir şahıs olsun

:thinking::thinking:dörttanenin yeterli olduğuna kanaat getirilmiş..bide beşincisi çıkmasın..kafalar hepten karışmasın..:thinking:

HU..
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
rasulu muhterem aleyhisselam, kendi asrini ve sonra gelen iki asri mujdelemistir. ilk uc asirda yasayan insanlar hem kaynaklara en yakin hem de en takva en sadik hayati yasamislardir. mezheb imamlari bu uc asirda yasamislardir.

kuran ve hadisten hukum cikarma (ictihad) hakikaten cok ciddi bir birikim ister. ictihad ise yedi tabakadan olusur.

imam azam imam safi gibi zevat muctehid i mutlak sinifindandir.

saha sonra imam muhammed imam zufer gibi mukayyed muctehidler

daha sonra ashabi tercih, muftu gibi alt siniflamalarda bu kademe devam eder.

mesele mutlak muctehidin olmadigidir. olmasi icin bir engel yoktur; ama o donanima sahip biri yoktur. alt kademelerde ictihad suregidecektir tabi ki. bu dinin kendi ic dinamizmi ile ilgili bir hususutur.

verilen her fetva istilah anlaminda bir ictihaddir haddizatinda.

burada bir diger mesele de su:

bir meselede imamlarimizdan bir ictihad var diyelim. o meselede imamlarimizdan farkli bir gorus bildiren bir kisinin mezhebine tabi olup, dini tatbikatinizin yanlisa kurgulu olmasini ister misiniz?

dort mezheb imaminin ictihadi oyle ictihadlardir ki, onlarin yanilmalari bile onlarin vasiflarina hazi olmayanlarin dogrularindan kiymetlidir.

selametle
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst