mezhep şart mı???

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Mezhepleri tanımaya çalışırken, avam ve halk kesimi ile değil, uleması ile tanımak daha sağlıklı olacaktır. Hazreti Ebu Bekir Hazret Ömer ve Hazreti Osmana Şia uleması düşman değil, sahabe oldukları ancak masum olmadıklarından hataları olduğunu, bu hatalarının en önemlisininde Hilafet Hazreti Alinin hakkı olduğu halde bu hakka riayet etmedikleridir. Bu nihayetinde bir ictihadi meseledir. Müslüman olmanın şartı değildir. Şia Ulemasının sahabeye bakışı İmam Alinin bakışının aynısıdır. Ötesinde bir değerlendirme görülüyorsa o kişilerin cehalet ve taassubundan kaynaklanmaktadır. Kişilerin cehalet ve taassubu ile bir İslam mezhebi yargılanmamalıdır. Bu gün İran İslam Cumhuriyeti Anayasası ve kanunları ile önümüzdedir. İslam ahkamının uygulandığı İranda her müslüman kendi mezhebinin fıkhı ile amel etmekte, hadlerinide kendi fıkıhlarına göre çekmektedir. İranda sadece şia caferi mezhebi uygulanmamakta, merak edenler İranın Ehli Sünnet eyaletlerine gitsin görsünler, uzaktan töhmet, iftira olurmu? Allah Teala sormazmı? Bizlerin gayreti Şii ve Sünni Müslümanların kendi fıkıhlarından taviz vermeden, birbirlerini sapıklık ve bidatçılıklada itham etmeden İlayi Kelimetullahı hakim kılmada yardımlaşmalarıdır. Kavga edip, birbirini suçlamak kolaydır. O zaman ne oluyor. BİRLİKTEN DOĞAN KUVVET kayboluyor, Allah Tealanın toplum hayatına tatbik edilmesi için gönderdiği İslam garip ve uygulanamaz halde kalıyor. Bizim derdimiz bu. Yoksa eğer mezhepçilik yapsa idik, abd bile bize yardım ederdi. ZATEN MEZHEP AYRIMCILIĞI yapanlara abd yardım ediyor. Konu ile ilgili samimi duygular içerisinde olan kardeşler için bu gün internet bir ilahi nimet. Açın bakın siteleri. İslami vahdet konusunda müslümanlar neler yapıyor.

Hİçbir sahabe bir diğerinden üstün değildi ki bildirilmişler hariç!... Dört büyük halife zaten kendi aralarında da diğer sahabeler arasında da gözbebekleri idi... Fakat insanlar yol göstericileri olmadan ihtilafa ve fitneye düşmeye o kadar meyillidir ki maalesef araya giren fitneciler vasıtasıyla da bu durumlar mevzu bahis olmuştur... Hz. EBubekir gibi bir sıddık varken, Hz. Ali gibi bir yüksek ilim sahibi halife mi olurmuş demek ne kadar manasızdır değil mi?! Veya Hz. Ömer kadar yüksek adalete sahip biri varken Hz. Osman gibi yüksek ahlak sahibi biri mi halife olacak mı demeliyiz???? Neyi neyle kıyaslıyoruz???? Gaflet ve dalalette ileri gidenin sonu felakettir dostlar... Şia bugün ne olursa olsun büyük bir gaflete düşmüştür, çünkü Hz.Ali'yi çok sevmek demek asla ve asla sahabelere kin ve garez beslemek hakkını elde tutmak değildir!... Bu yol tekin değildir!!!! Alimleri öyle demiyor demek avamı kurtarmaz!!!! Avam, alime uymakla mükellefse bu konuda uyacak!!!! Biryerde ilerlemek isterken veya biryere bağlandım derken öteki taraftan büyük bir tehlikeye girebiliriz! Sözlere ve inanışlara dikkat etmeliyiz! Körü körüne bağlanmak ancak felakete götürür... Böyle de bir açıklama buldum konuları ararken... Bir bakın isterseniz...

Elbette her Müslümanın Resulullahı, arkadaşlarını, hanımlarını, kayınpeder ve damatlarını sevmesi gerekir. Bunlardan bazıları sevilmezse Resulullahı sevmek yalan olur. Hıristiyanların İsa’yı seviyoruz diyerek Resulullahı inkâr etmeleri nasıl bâtıl ise, Hz. Ali’yi seviyoruz diyerek sahabeye kin beslemek de bâtıl bir yoldur. İbni Sebecilerin Hz. Ali’yi seviyoruz demeleri, Hıristiyanların Hz.İsa’yı seviyoruz demelerine benzer. İsa, ilah diyorlar. Halbuki, Hz. İsa böyle sevgi istemiyor. Hariciler Hz. Ali’ye düşmanlık etti, Rafıziler de onu aşırı sevdi. Hz. Ali şu hadis-i şerifi haber veriyor:
(Ya Ali, sen İsa gibisin! Yahudiler, Ona düşman oldu. Mübarek annesine iftira ettiler. Hıristiyanlar da, Onu aşırı yükselttiler. Ona yakışan dereceden daha yukarı çıkardılar. Allah’ın oğlu dediler.) [İ. Ahmed]

Sonra, Hz. Ali, (Benim yüzümden iki türlü insanlar helak oldu. Birisi, beni aşırı severek, bende olmayan şeyleri bana takarlar. Ötekiler de, bana düşman olup, birçok iftira yaparlar) buyurdu.

Bu hadis-i şerif, haricileri Yahudilere, Rafızileri de Hıristiyanlara benzetmektedir.

 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
islam dininde 4 hak mezhepten birine uymak şarttır, aksi takdirde kendi kafanıza göre namaz'ı ve diğer ibadetlerinizi ifa etmeye çalışırsanız 5. bir mezhep olmuş olur bunuda islam dini kabullenmez yani sapık bir mezhep'e uymuş olursunuz aslında mezhep kolaylıktır.

Meşhur İznik konsilinde bütün incilleri masaya koymuşlar, masayı sallamışlar, masadan düşmeyen 4 tane incili de gerçek kabul etmişler..miş

Bizim 4 hak mezhep kabulumuzde de böyle bir durum yoktur muhakkak ama hem mezhep kolaylıktır diyorsunuz hem de kolaylığı 4 le sınırlandırdığınız yetmiyormuş gibi 5.ci kolaylığı sapık olarak ilan ediyorsunuz.:confused1[1]:
4 rakamında mı bir keramet var yoksa 5 sayısındamı bir uğursuzluk var.
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
Meşhur İznik konsilinde bütün incilleri masaya koymuşlar, masayı sallamışlar, masadan düşmeyen 4 tane incili de gerçek kabul etmişler..miş

Bizim 4 hak mezhep kabulumuzde de böyle bir durum yoktur muhakkak ama hem mezhep kolaylıktır diyorsunuz hem de kolaylığı 4 le sınırlandırdığınız yetmiyormuş gibi 5.ci kolaylığı sapık olarak ilan ediyorsunuz.:confused1[1]:
4 rakamında mı bir keramet var yoksa 5 sayısındamı bir uğursuzluk var.

5. kolaylik sapikliktir evet,cunku 5.si nin amaci kolaylik degil 4 olanin dibine dinamit koymaktir....

bakiyorumda sizi mezheplerin disinda bir konuda gormek ne mumkun,hayirdir 5. yi sizmi kuracaksiniz yoksa;)
 

Satuk Buğra

Profesör
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
1,121
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
:dik:

Savunduğunuz düşünceyi müslümana yakışır cümlelerle anlatmaya çalışın.
Üzmeyin...üzülmeyin...
 

arşivist

Profesör
Katılım
17 Ocak 2007
Mesajlar
1,361
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
www.smf123.net
İslâm Tarihinde mezheblerin Çıkış Sebebleri

Müslümanlar arasında mezheblerin çıkışını etkileyen başlıca sebepler şunlardır:

1- İnsanların anlayış ve idrak seviyelerinin farklı oluşu, arzu ve isteklerinin uyuşmazlığı.

2- Metod ve ölçülerin farklı oluşu. Mesela; Mu'tezile aklı esas almış ve nakli buna tabi kılmış, Ehl-i Sünnet nakli esas almış ve aklı bunu destekleyici mahiyette kullanmış, İslâm filozofları sadece aklı esas almışlardır.

3-Irkçılık. Hz. Peygamber zamanında ortadan kalkan Hz. Osman'ın hilafetinin son yıllarında yeniden açık bir şekilde ortaya çıkarak anlaşmazlıklar üzerinde etkili oldu.

4- Hilafet münakaşaları ve bunun neticesinde ortaya çıkan fitne ve iç savaşlar. Bu savaşlarda müslümanlardan ölenlerin ve öldürülenlerin durumu, öldürme (katl), büyük günah işleyenlerin (mürtekib-i kebirenin) durumu meselesi, büyük günah işleyenin kâfir olup olmaması, kader, cebir ve kulun iradesi meselesi, bu iç savaşlarda kaderin rolü, gibi meseleler müslümanlar arasında farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

5- Karşılaşılan eski kültür ve inançların etkisi. Fethedilen ülkelerin değişik kültür ve dinlere mensub halkının bir kısmı samimi olarak ve bir kısmı da zahiren müslüman olmuşlardı. Bunlar eski din ve inanışlarının etkileri altında cebir, ihtiyar, Allahın sıfatları hakkında fikirlerini ortaya koşmuşlar ve bir kısım müslümanları da tesirleri altına almışlardı. Selef alimlerinin bunlara cevap vermekte yetersiz kalması sebebiyle Mutezile mezhebi ortaya çıktı. Bu mezhebin salikleri de akaidde akla önem veren bir metod geliştirmişlerdi.

6- Eski Yunan, Hind ve İran felsefesinin Arapçaya tercüme edilmesi. Eski felsefenin pek çok hükümleri İslam akaidi ile uyuşmuyordu. Bazı müslümanlar İslam Akaidini felsefenin tesiri altında kalarak mütalaa etmişler ve çeşitli görüş ayrılıklarına sebep olmuşlardır. Mutezile, felsefe ile meşgul olmuş, İslam akaidini açıklamada felsefi metodları uygulamışlardır.

7- Bir takım kıssacı ve hikayeciler, İslamla uyuşmayan asılsız hikayeleri nakletmişler ve müslümanlar arasında yaymışlardır. İsrailiyat denilen ve İslâmla bağdaşmayan bu hikayeler tefsirlere ve İslâm tarihlerine girmiş ve bu da müslümanlar arasında ihtilaflara yol açmıştır.

8- İslâmın tanıdığı fikir hürriyeti. Hicri I. asrın sonlarından itibaren herkes istediği gibi düşünür ve görüşünü söylerdi. Açıkça zarurat-ı diniyyeden birini veya birkaçını inkâr etmek hâriç, fikirler ve kanâatler üzerinde baskı yoktu. İlim adamları ortaya atılan meseleler üzerinde deliliyle birlikte hakikati arar, fikir ve kanaatını serbestçe beyan ederdi.

9- Nassların karakteri. Kuranda muhkem ve müteşahih ayetlerin bulunması. Müteşabih nasların belirlenmesi ve bunların tefsir ve te'villeri ihtilafa yol açmıştır.

10- Hadislerin, zabt edilme ve senedi konusunda konulan şartlar sebebiyle sahih, hasen ve zayıf kısımlarına ayrılması, zayıf hadisle amel edilip edilemeyeceği de ihtilaflara yol açmıştır.

11- Arabçanın gramer ve belâgatını bütün incelikleriyle bilememek. İslâmın maksadını anlamamak, hüküm çıkarırken cehalet sebebiyle Kur'ân'ın bütünlüğüne riayet edememek.

12- Heva ve nefse uymak, arzulara tabi olarak delilsiz hüküm vermek, başkalarını delilsiz taklid etmek.

13- Örf ve âdetlerin değişik olması da mezheblerin çıkış sebeplerinden birisidir.

 

arşivist

Profesör
Katılım
17 Ocak 2007
Mesajlar
1,361
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
www.smf123.net
Mezheblere Ne Lüzum Var? Herkes Kendisi Kur`an`ı ve Hadîsi Okuyup Hüküm Çıkaramaz mı?

(3064)
tezhip-line-1.gif


Müslüman olan her ferdin, dinî mes`eleleri ve hükümleri doğrudan doğruya Kur`an ve Sünnetlerden öğrenmesi mümkün değildir. Bunu, ancak müctehidlik pâyesine erişmiş, salâhiyetli İslâm âlimleri yapabilir. Geriye kalan Müslüman halka, o büyük din âlimlerinin îzah ve görüşlerini anlamak ve benimsemek, onların yolundan gitmek düşer. İlâçların ham maddesi bitkiler, otlar, madenler vs. olduğu halde, nasıl herkes ondan ilâç yapamıyor, bu iş için ayrıca eczacılık tahsili gerekiyorsa, dinî mes`elelerde temel kaynak Kur`an ve Sünnet olduğu halde, ondan hüküm çıkarmak işini de sıradan her Müslüman yapamaz; ancak müctehidlik seviyesine ulaşmış âlimler yapabilir. Herkesin dinî kaynaklardan hüküm çıkarmağa ilmi, bilgisi, aklı, idrâk seviyesi, basiret ve feraseti yetmez.[/font][FONT=`MS Sans Serif`][/font]
 

Satuk Buğra

Profesör
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
1,121
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
1- Müslümanlar arasında tefrika çıkarmak emperyalist ve siyonist abd ve isralinin propogandası gereğidir. Şii sünni ihtilafı çıkarmak ve bunu körüklemek gibi.

2- Mezheplerden dördünün hak dieğerlerinin batıl olduğu bir safsatadır. Bu safsata dört mezhep imamı ilede hiç bir ilgisi yoktur. Çünkü dört imam aynı zamanda yaşamış değillerdir ki mezhepleri dört olarak sınırlasınlar.

3- Lailahe İllallah Muhammedun Rasulullah diyen herkes müslümandır. Müslümanları yahudilere ve hristiyanlara benzetenler bu benzetmeye kendileri layık duruma geldiklerini bilmelidirler.

4- Kendileri gibi düşünmeyen müslümanları küfürle veya diğer tabirlerle değrelendirenlerin hadisi şerif gereği bu değerlendirmeleri üstlenecekleri izahtan varestedir.

5- İslam mezhepleri arasında Ulema İslami vahdetin tahakkuku için yüzyıldan fazladır büyük çalışma ve gayretlerin içerisinde iken hala şii müslümanlar aleyhinde yapılmaya çalışına töhmetlerde asla bir samimiyet bulunamaz ancak emperyalist siyonistlerin programlarına hizmet olarak değerlendirilir, bilinmelidir.

6- İslami içerikli diye görünüm veren siteler ihtilafın kaynağı ve merkezi konumunda olmayı bırakmaları, itlerin salınıp taşların bağlandığı bir ortam haline sokmamaları gerekir.

7- Böyle değilse sitenize çok meraklı değilim. Allahın laneti şii ve sünni müslümanların kardeşliğine değilde, şii ve sünni müslümanların düşmanlığına çalışan alçakların üzerine olsun. Başkalarının salya sümük mesajları ulu orta olduğu yerde dururken benim yazdıklarıma ambargo koymanızı ne ile açıklıyorsunuz anlamış değilim, ub en azından büyük bir terbiyesizlik örneğidir. MÜSLÜMANCA OLMAYAN bir ton yazı hemen yukarıda durmaktadır.
Şii müslümanlara yönelik karalama kampanyası yapan ***** bunun hesabını çok yakında vereceklerini kesinlikle unutmamalıdırlar. CEVABINIZI BEKLİYORUM.


:dik:
Kullandığımız kelimeleri özenle seçelim...Müslümana yakışan kelimeleri kullanalım
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
1- Müslümanlar arasında tefrika çıkarmak emperyalist ve siyonist abd ve isralinin propogandası gereğidir. Şii sünni ihtilafı çıkarmak ve bunu körüklemek gibi.

2- Mezheplerden dördünün hak dieğerlerinin batıl olduğu bir safsatadır. Bu safsata dört mezhep imamı ilede hiç bir ilgisi yoktur. Çünkü dört imam aynı zamanda yaşamış değillerdir ki mezhepleri dört olarak sınırlasınlar.

3- Lailahe İllallah Muhammedun Rasulullah diyen herkes müslümandır. Müslümanları yahudilere ve hristiyanlara benzetenler bu benzetmeye kendileri layık duruma geldiklerini bilmelidirler.

4- Kendileri gibi düşünmeyen müslümanları küfürle veya diğer tabirlerle değrelendirenlerin hadisi şerif gereği bu değerlendirmeleri üstlenecekleri izahtan varestedir.

5- İslam mezhepleri arasında Ulema İslami vahdetin tahakkuku için yüzyıldan fazladır büyük çalışma ve gayretlerin içerisinde iken hala şii müslümanlar aleyhinde yapılmaya çalışına töhmetlerde asla bir samimiyet bulunamaz ancak emperyalist siyonistlerin programlarına hizmet olarak değerlendirilir, bilinmelidir.

6- İslami içerikli diye görünüm veren siteler ihtilafın kaynağı ve merkezi konumunda olmayı bırakmaları, itlerin salınıp taşların bağlandığı bir ortam haline sokmamaları gerekir.

7- Böyle değilse sitenize çok meraklı değilim. Allahın laneti şii ve sünni müslümanların kardeşliğine değilde, şii ve sünni müslümanların düşmanlığına çalışan alçakların üzerine olsun. Başkalarının salya sümük mesajları ulu orta olduğu yerde dururken benim yazdıklarıma ambargo koymanızı ne ile açıklıyorsunuz anlamış değilim, ub en azından büyük bir terbiyesizlik örneğidir. MÜSLÜMANCA OLMAYAN bir ton yazı hemen yukarıda durmaktadır.
Şii müslümanlara yönelik karalama kampanyası yapan *** bunun hesabını çok yakında vereceklerini kesinlikle unutmamalıdırlar. CEVABINIZI BEKLİYORUM.


isde seningibiler ne oldugunu hemen ortaya koydular,sana verilebilebilecek en guzel cevap (eger bu site soyledigin gibiyse) az bir onurun varsa bu siteden gidersin.....
bu sozleri bir japon soyleseydi ve hala burda dursaydi inanki harakiri yapardi,bir japondan ustun oldugunu goster ve git salyangozlarini baska yerde sat o vakit.....

birde cikmis edepden bahsediyor,la havle
 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
5. kolaylik sapikliktir evet,cunku 5.si nin amaci kolaylik degil 4 olanin dibine dinamit koymaktir....

bakiyorumda sizi mezheplerin disinda bir konuda gormek ne mumkun,hayirdir 5. yi sizmi kuracaksiniz yoksa;)

Hayır,dördünüde uzlaştırıp tek bir mezhebe dönüştürmeyi,hatta sünni-şii vs. ihtilaflarıda giderip tek bir islam ümmetine dönüştürmeyi düşünüyorum.:)

Bütün mezhep imamlarını saygıyla anıyorum,Allah onlardan razı olsun.Hepside Kuranı en iyi şekilde anlamaya çalışmış hür fikirli ,düşünen,düşündüklerini ölümleri pahasına savunan yiğit insanlardı.
Özelliklede İmam-ı Azam hayranıyım.hem ilmine hem mantığına hemde Abbasi zalimlerine karşı erkekçe tavrına ....
Ama bugün onların adı kullanılarak düşüncenin önüne set çekilmesi,ve onlar adına oluşturulan mezheplerin tartılamaz mutlak gerçekler gibi sunulması,dinleştirilmesi bütün bir ümmet olarak karşı çıkmamız gereken bir durumdur,diye düşünüyorum.

Mezheplerin ihtilaf ettikleri konular fıkhi konulardır,muhkem ayetler ise nettir.Bu konulardaki anlaşmazlıkların izale edilmesi kolaydır.
Farkındaysanız mezheplerin ihtilaf ettikleri konular ve dayandıkları deliller hakkında (bildiğim kadarıyla)bir kitap yoktur.Adeta bu konular saklanmaktadır.

Mezheplerin ihtilaf ettiği konular uzlaşılabilir basit konular olmayıp ciddi aykırılıklar olsaydı bu konular saklanmaz tam tersine aykırıkları,ayrılıklar derinleştirilmek için daha da kaşınır ve devamlı gündemde tutulurdu,buna hiç şüphe etmeyin.

Bu sünni-şii karşıtlığı içinde geçerlidir.Eğer müslümanlar uzlaşsalar Irakta Amerika müslümanı müslümana kırdıramazdı.Irakta müslümanların işgalci abd'i bırakıp bir birleriyle savaşması bunun en büyük ve kanlı delilidir.
Allahı bir peygamberi bir kitabı bir olan insanlar nasıl olurda birbirilerinin mabetlerini bombalarlar,bu ancak mezheplerin dinleştirilmesi ile sağlanabilir.

Iraktaki olaylarda bizi kendimize getiremezse ....
 

arşivist

Profesör
Katılım
17 Ocak 2007
Mesajlar
1,361
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
www.smf123.net
İslâm Tarihinde mezheblerin Çıkış Sebebleri

Müslümanlar arasında mezheblerin çıkışını etkileyen başlıca sebepler şunlardır:

1- İnsanların anlayış ve idrak seviyelerinin farklı oluşu, arzu ve isteklerinin uyuşmazlığı.

2- Metod ve ölçülerin farklı oluşu. Mesela; Mu'tezile aklı esas almış ve nakli buna tabi kılmış, Ehl-i Sünnet nakli esas almış ve aklı bunu destekleyici mahiyette kullanmış, İslâm filozofları sadece aklı esas almışlardır.

3-Irkçılık. Hz. Peygamber zamanında ortadan kalkan Hz. Osman'ın hilafetinin son yıllarında yeniden açık bir şekilde ortaya çıkarak anlaşmazlıklar üzerinde etkili oldu.

4- Hilafet münakaşaları ve bunun neticesinde ortaya çıkan fitne ve iç savaşlar. Bu savaşlarda müslümanlardan ölenlerin ve öldürülenlerin durumu, öldürme (katl), büyük günah işleyenlerin (mürtekib-i kebirenin) durumu meselesi, büyük günah işleyenin kâfir olup olmaması, kader, cebir ve kulun iradesi meselesi, bu iç savaşlarda kaderin rolü, gibi meseleler müslümanlar arasında farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

5- Karşılaşılan eski kültür ve inançların etkisi. Fethedilen ülkelerin değişik kültür ve dinlere mensub halkının bir kısmı samimi olarak ve bir kısmı da zahiren müslüman olmuşlardı. Bunlar eski din ve inanışlarının etkileri altında cebir, ihtiyar, Allahın sıfatları hakkında fikirlerini ortaya koşmuşlar ve bir kısım müslümanları da tesirleri altına almışlardı. Selef alimlerinin bunlara cevap vermekte yetersiz kalması sebebiyle Mutezile mezhebi ortaya çıktı. Bu mezhebin salikleri de akaidde akla önem veren bir metod geliştirmişlerdi.

6- Eski Yunan, Hind ve İran felsefesinin Arapçaya tercüme edilmesi. Eski felsefenin pek çok hükümleri İslam akaidi ile uyuşmuyordu. Bazı müslümanlar İslam Akaidini felsefenin tesiri altında kalarak mütalaa etmişler ve çeşitli görüş ayrılıklarına sebep olmuşlardır. Mutezile, felsefe ile meşgul olmuş, İslam akaidini açıklamada felsefi metodları uygulamışlardır.

7- Bir takım kıssacı ve hikayeciler, İslamla uyuşmayan asılsız hikayeleri nakletmişler ve müslümanlar arasında yaymışlardır. İsrailiyat denilen ve İslâmla bağdaşmayan bu hikayeler tefsirlere ve İslâm tarihlerine girmiş ve bu da müslümanlar arasında ihtilaflara yol açmıştır.

8- İslâmın tanıdığı fikir hürriyeti. Hicri I. asrın sonlarından itibaren herkes istediği gibi düşünür ve görüşünü söylerdi. Açıkça zarurat-ı diniyyeden birini veya birkaçını inkâr etmek hâriç, fikirler ve kanâatler üzerinde baskı yoktu. İlim adamları ortaya atılan meseleler üzerinde deliliyle birlikte hakikati arar, fikir ve kanaatını serbestçe beyan ederdi.

9- Nassların karakteri. Kuranda muhkem ve müteşahih ayetlerin bulunması. Müteşabih nasların belirlenmesi ve bunların tefsir ve te'villeri ihtilafa yol açmıştır.

10- Hadislerin, zabt edilme ve senedi konusunda konulan şartlar sebebiyle sahih, hasen ve zayıf kısımlarına ayrılması, zayıf hadisle amel edilip edilemeyeceği de ihtilaflara yol açmıştır.

11- Arabçanın gramer ve belâgatını bütün incelikleriyle bilememek. İslâmın maksadını anlamamak, hüküm çıkarırken cehalet sebebiyle Kur'ân'ın bütünlüğüne riayet edememek.

12- Heva ve nefse uymak, arzulara tabi olarak delilsiz hüküm vermek, başkalarını delilsiz taklid etmek.

13- Örf ve âdetlerin değişik olması da mezheblerin çıkış sebeplerinden birisidir.

tekrar okumakta fayda var diyorum.
 

Satuk Buğra

Profesör
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
1,121
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
:dik:
hakaret içeren mesajlar yazmayınız.
varsa şikayet ettiğiniz mesajlar modeatöre bildir tuşunu kullanınız ki gerekli işlemi yapalım.
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Mezheplerimiz neden zenginliğimizdir?


Mezheplerin doğuş sebeplerini bilmeyenlerden bazıları diyorlar ki: "Neden Kur'an bir olduğu halde mezhep birden fazla? Neden Hanefi mezhebinde kadına el dokununca abdest bozulmuyor da, Şafii'de bozuluyor? İkisi de Kur'an'dan almıyor mu hükmü?"

Konuyu akademik derinlikten çıkarıp sohbet üslubu ile inceleyecek olursak şöyle bir misalle açıklık getirmeye çalışabiliriz.

Önce peşinen ifade etmeliyim ki, hak mezhepler hiç zararlı değil hep yararlıdırlar. Hatta mezhepsiz din olmaz, sözü de yanlış değildir. Çünkü, dinin hükümleri Kur'an'da ve hadiste yazılıdır. Yazılı olan bu metinlerin yüzde doksan nispetinde çoğunluğunun manası açıktır, tektir. Ama yüzde on nispetinde az bir kısmı teşkil eden bazı kelimelerin manaları açık ve tek değildir. Birkaç manaya gelebilir. Nitekim Türkçede de böyle birkaç manaya gelen kelimeler vardır. Mesela (meyve) kelimesi çok manalı bir kelimedir. İsterseniz Türkçedeki bu (meyve) kelimesiyle mezheplerin doğuşuna bir bakalım.

Ülkenin her tarafında görevde bulunan çocuklarına yazdığı mektubunda baba:

- Bayramda ziyaretime gelirken bana (meyve) getirin, der. Bayramda gelen çocuklardan biri elma, öteki armut, üçüncüsü portakal getirir. Baba bundan çok memnundur. Ancak mektuptaki inceliği anlamayanlar derler ki:

- Senin çocukların çok anlayışsız ve itaatsiz. Sen sadece meyve istedin, onların her biri farklı şeyler getirdiler. Emrine itaatsizlikte bulundular.

- Hayır, çocuklarım beni çok iyi anlamışlar. Ben istedim ki, herkes bulunduğu yerin meyvesini getirsin. Nitekim Ankara'da oturan armut, Amasya'da olan elma, Mersin'de olan portakal getirmiş. Ben kasten (meyve) dedim ki, herkes bulunduğu yerin mahsulünü getirsin de muhitinde olmayan meyveyi aramak zorunda kalmasın.

İşte bu misalde mektup; bir ama anlayış bir değil dört tane. Neden? Çünkü mektup sahibi mektubunda tek manalı kelimelerin yanında çok manalı kelime de kullanmış (elma) dememiş de (meyve) getirin demiş, dikkatli ve titiz okuyucuları da kullanılan kelimenin şamil olduğu manalara göre tercih yapmışlar. "Dört evladın meyve kelimesinden anladıkları farklı manalar yanlıştır." diyebilir misiniz?

İşte Kur'an'da da böyle çok manalı kelimeler vardır. Mezhepler de bu çok manalı kelime ve metinleri yorumlamaktan meydana gelmektedir. Nitekim kadına (temas) edenin abdesti bozulur manasına gelen ayetteki (temas) kelimesi de böyle çok manaya gelen bir kelimedir.

Bundan dolayı Ebu Hanife Hazretleri: "Ayetteki 'temas'tan kasıt cinsel temastır, elin teması değildir ki, kadına el değince abdest bozulsun." diyor. Bu itibarla erkeğin elinin kadına temasıyla (değmesiyle) Hanefi'de abdest bozulmuyor.

Şafii Hazretleri de diyor ki: "Temastan kasıt elin temasıdır. Bu yüzden abdestli olan erkeğin eli kadına temas ederse abdesti bozulur..."

Görülüyor ki, Hanefi ve Şafii mezhebinin farklı görüşe sahip olmaları, temas kelimesinin her iki manaya da şamil oluşundandır. Biri cinsel teması anlıyor, öteki de elle teması anlıyor. Her iki manaya da şamildir kullanılan (lems) kelimesi. Farklı anlayan mezhebe yanlış demek mümkün değildir. Tercih meselesidir. Ayrıca her birinin başka delilleri de vardır.

Kâbe'yi tavafta elinin bilmeden bir kadına teması halinde abdestinin bozulmasından korkan birçok Şafii cemaat, Hanefi'yi tercih ederek abdesti bozulmadan tavaf etme imkanı bulur. Efendimiz'in, "Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır!" hadisi de bu kolaylığa işaret eder. Yani, mecbur kalınan yerlerde diğer hak mezhebin görüşüne uyularak zorluktan çıkılabilir.

Demek ki, hak mezhepler bir çatışma unsuru değil bir yardımlaşma, kaynaşma ortamıdır. Birinde zorlanılan yerde diğerinde kolaylığa kavuşarak dinî hayatı sıkıntıya düşmeden sürdürme imkânı sağlanabilir. Bu genişliğinden dolayıdır ki İslam, farklı coğrafyalarda, farklı iklimlerde, farklı ihtiyaç ve mizaç sahibi insanların ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayacak zenginliğe sahip olur. Çünkü bir mezhepteki hükmün uygulamasının zorlaştığı yerlerde diğer mezhebin hükmünde bir kolaylık bulmak pek mümkündür. Bu sebeple de Kur'an bir olduğu halde, mana zenginliğimizi temsil eden hak mezheplerimiz birden fazla olur. Akla ve ilme aykırı bir durum söz konusu olmaz
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst