_ikLiL_
VUSLATA HASRET.....
Mezarlıkların Sessizliği Bizi Aldatmasın!...
Gerçekten şu mezarların sessizliği bizi aldatmamalıdır. Orada ni'met görenlerde
azap çekenlerde vardır. Buna göre
aklı başında olan kimse kabre girmeden önce orayı sık sık hatırlamalıdır. Nitekim Süfyan-ı Sevri şöyle demiştir: "Kim kabri sık sık hatırına getirirse orasını bir cennet bahçesi olarak bulur. Buna karşılık kabri hiç hatırına getirmeyen kimse de orayı bir cehennem çukuru olarak bulur."
Yine Süfyan-ı Sevri şöyle demiştir: "İnsan
malını ve çoluk çocuğunu koruduğu gibi
amelleri de kişiyi korur. O vakit ona; "ALLAH-u Teala seni yatağına mübarek etsin
ne güzel dostların ve ne güzel arkadaşların vardır!" diye söylenir."Ubeyd b. Umeyr şöyle demiştir:"Her ölüye mezarı şöyle seslenir: Ben karanlık ve yalnızlık yeriyim. Şayet hayatında ALLAH'a itaat ettinse
bugün ben sana rahmet yeri olurum. Eğer asi isen ben sana azap yeri olurum. Ben öyle bir yerim ki
itaat ettiği halde bana gelmiş olan sevinmiş olarak benden çıkar. İsyankar olarak bana girende helak olarak çıkar
der."
Muhammed b. Sabih ise şöyle demiştir: " Bir adam mezara konup azap olduğu veya hoşa gitmeyen bir şeyle karşılaştığı vakit
civarındaki komşular
"Bizden ibret almadın mı...? Biz senden önce gelmiştik
bizi görmedin mi...? Bugünü düşünmedin mi...? Bizim amellerimizin kesildiğini görmedin mi...? Halbuki senin defeterin açık idi."
Mezarı kendisine seslenerek; "Ey dünyanın dış görünüşüne aldanan
tanıdıklarından
senden önce toprak altına girenlerden ders almadın mı..? Onlarda dünyaya aldanıp dururken ecelleri kendilerini
mezar altına aldı
sen hiç aldırmadın
şimdi çekersin." der."
Ubeyd oğlu Abdullah'ın anlattığına göre
Hz. Peygamber (SallALLAHu Aleyhi Vesellem.) bir cenazede şöyle buyurmuştur: "Ölü mezarına oturur. Kendisini defnedip dağılanların ayak seslerini bile duyar. Kendisiyle yalnız mezarı konuşur. Ve der ki; "Ey Ademoğlu...! Yazıkları olsun sana
benimle seni hiç korkutan olmadı mı...? Benim darlığımı
benim korkunçluğumu
kurt böcek ve şiddet yeri olduğumu sana anlatan olmadı mı...? Benim için ne hazırladın?" (İbn Ebi'd-Dünya)
Enes (RadıyALLAHu Anh) şöyle anlatmıştır: "Çok hasta olan Hz. Peygamber (SallALLAHu Aleyhi Vesellem.)' in kızı öldüğü vakit
Hz. Peygamber (SallALLAHu Aleyhi Vesellem.) onu takip etti. Hz. Peygamber (SallALLAHu Aleyhi Vesellem)'in durumu pek hoşumuza gitmiyordu. Mezar başına geldiğimiz vakit
kendisi bizzat mezara girdi
benzi değişti ve kızardı.Hz. Peygamber (SallALLAHu Aleyhi Vesellem.)'e; "Bu halin nedir?" diye sorduğumuzda şöyle buyurdu: "Mezarın kızımı sıkıştırmasını ve kabir azabının şiddetini düşünerek geldim ve bana ALLAH-u Teala'nın ondan bu mezar sıkmasını hafiflettiği bildirildi. Buna rağmen öyle sıkıştı ki
kızımın feryadını doğu ile batı arasında olan her şey duydu." (İbn Ebi'd-Dünya)
Gerçekten şu mezarların sessizliği bizi aldatmamalıdır. Orada ni'met görenlerde
Yine Süfyan-ı Sevri şöyle demiştir: "İnsan
Muhammed b. Sabih ise şöyle demiştir: " Bir adam mezara konup azap olduğu veya hoşa gitmeyen bir şeyle karşılaştığı vakit
Mezarı kendisine seslenerek; "Ey dünyanın dış görünüşüne aldanan
Ubeyd oğlu Abdullah'ın anlattığına göre
Enes (RadıyALLAHu Anh) şöyle anlatmıştır: "Çok hasta olan Hz. Peygamber (SallALLAHu Aleyhi Vesellem.)' in kızı öldüğü vakit