Mesûd, mutlu olabilmek için

bulut_bey79

Kıdemli Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
12,118
Tepkime puanı
324
Puanları
0
Konum
istanbul
Web sitesi
3422unitedstates.spaces.live.com
Mesûd, mutlu olabilmek için
26.09.2010

Dünyâdaki bütün insânlar mesûd, mutlu olmak ister ama mesûd olanı, pek azdır. Çünkü saâdetin, mutlu olmanın neden ibâret olduğu bilinmiyor. Asıl iş, saâdetin, mesûd olmanın ne olduğunu bilmektedir.

İnsanın dünyâda ve âhırette mesûd, mutlu olması için, sahibine, yaratanına imân etmesi yani müslümân olması lâzımdır. Dünyâda mesûd olmak, râhat yaşamak demektir. Âhırette mesûd olmak ise, Cennete gitmektir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, mesûd olmak yolunu, Peygamberler vâsıtası ile kullarına bildirmiştir. Çünkü insanlar, bu saâdet yolunu, kendi akılları ile bulamazlar. Hiçbir Peygamber kendi aklından birşey söylememiş, hepsi, Allahü teâlânın bildirdiği şeyleri söylemişlerdir. Saâdet, âhıret ve dünyâ saâdeti olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Dünyâ saâdeti için söz söyleyenler, kitâp yazanlar ve bunları dikkatle okuyanlar, dinleyenler çoktur. Âhıret saâdeti hakkında ise, Allahü teâlânın kitabı Kur’ân-ı kerîm, Peygamber efendimizin sözleri olan hadîs-i şerîfler ve din âlimlerinin binlerce kitâpları vardır.

İslâm dîni, Allahü teâlânın, Cebrâîl ismindeki melek vâsıtası ile, sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselâma gönderdiği, insanların, dünyâda ve âhırette râhat ve mesûd olmalarını sağlıyan, usül ve kâidelerdir. Bütün üstünlükler, faydalı şeyler, islâmiyyetin içindedir. Eski dinlerin, görünür, görünmez bütün iyiliklerini, islâmiyyet, kendinde toplamıştır.

Yaratılışında kusûrsuz olanlar, İslâmiyyeti reddetmez ve nefret etmez. İslâmiyyetin içinde hiçbir zarâr yoktur. İslâmiyyetin dışında da hiçbir menfât yoktur ve olamaz. İslâmiyyetin dışında bir fayda, menfât düşünmek, serâptan şarâp beklemek gibidir. İslâmiyyet, insanların birbirlerini sevmelerini, yardımlaşmalarını, kardeşçe yaşamalarını, memleketleri imâr etmelerini, insanları refaha kavuşturmayı emretmekte, Allahü teâlânın emirlerine saygı göstermeyi, mahlûklara merhameti, vatanını sevmeyi istemektedir. İslâmiyyet, nefsin kötülüklerden temizlenmesini temîn etmekte, kötü huyları, iyi huylardan ayırmaktadır. İyi huylu olmayı emredip, kötü huyları, şiddetle ret ve yasak etmektedir. Tenbelliği, boş vakit geçirmeyi reddeder. İnsanların yardımlaşmasını, birbirlerine hizmet etmesini ehemmiyetle istemektedir. Fertlerin, evlâdın, âilenin, milletlerin haklarını ve vazîfelerini öğretmekte, dirilere, geçmişlere, geleceklere, herkese karşı bir hak ve mesûliyet gözetmektedir. Kısaca İslâmiyyet, dünyâ ve âhıret saâdetini birlikte bildirmektedir.

Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretleri buyuruyor ki:
“Allahü teâlâ, insanları başı boş bırakmadı. Her istediklerini yapmaya izin vermedi. Râhat ve huzûr içinde yaşamaları ve sonsuz saâdete kavuşmaları için arzûlarını ve zevklerini kullanma yollarını gösterdi. Dünyâ ve âhıret saâdetine sebep olan faydalı şeyleri yapmalarını emretti, zararlı şeyleri yapmalarını yasak etti. Bu emir ve yasaklara İslâmiyyet denir. Saâdete kavuşmak istiyen, İslâmiyyete uymaya mecbûrdur. Zira İslâmiyyete uyan, mesûd olur ve râhat eder.”

Netice olarak, mesûd olmak isteyen bir kimse, Allahü teâlânın varlığına imân edip, Onun gönderdiği emir ve yasaklara uyması lâzımdır. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâplarından doğru bilgileri ve Muhammed aleyhisselâmın hayâtını, güzel ahlâkını öğrenen kimsenin, îmânı kuvvetlenir. Ahlâk bilgilerini öğrenen, iyi, kötü huyları, faydalı, zararlı işleri anlar ve iyi işleri yaparak, dünyâda olgun, kıymetli bir insân olur. Böyle bir kimsenin işleri muntazam ve kolaylıkla hâsıl olur. Dünyâda râhat ve huzûr içinde yaşar, âhırette de ebedi saâdete kavuşur. Saâdete kavuşmak için, öncelikle îmân etmeli ve Muhammed aleyhisselâmın hayâtını, ahlâkını, bildirdiklerini öğrenerek iyi huylu insan olmalıdır. Bu ise, fıkıh ve ahlâk ilimlerini öğrenmek ve bunlara uymakla olur. Bu ikisini elde eden kimse, Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşur, dünyâda da, âhırette de mesûd, bahtiyâr olur.
osman ünlü makale
 
Üst